6440
galatasaray 2. kez ameliyat masasında
1.sini kısaca hatırlayalım, 2.sini çok daha sağlıklı analiz edebilmek için. galatasaray 4 sene üst üste şampiyon olmuştu, yetmedi avrupa şampiyonluğu kupasıyla bir bahar sabahı atatürk hava limanına indi. bu kadarı da fazlaydı. gerçi o zaman futbol henüz şimdiki gibi para etmiyordu ama edeceği günler yakındı.
ülkeyi derin devlet idare ediyordu, futbolu da derin devletin futbol bakanı mehmet ağar. zavallı faruk süren, kapısını çalmadan fatih terim'in odasına giremezdi.. hele ki soyunma odasına girecek, yumruğu yerdi gözünün üstüne. soyunma odasına girme serbestliği olan tek sivil, daha doğrusu tek memur mehmet ağar'dı. bir yere kadardı galatasaray'ın varacağı zafer noktaları. bıraksalar bir sonraki sezon şampiyon kulüpler kupasını alacaktı. nitekim aynı takımla lucescu, real madrid'i indirerek süper kupayı aldı, iki defa guruplardan çıkıp çeyrek finalde real madrid'e averajla elendi. üstelik galatasaray başıboştu, başkanı bile yoktu.
operasyon başladı, faruk süren'i iflas ettirdiler. gelmiş geçmiş en karizmatik galatasaray başkanı, kendi fabrikalarının lojmanlarında kalacak kadar battı. tam o zamanlarda apo meselesi yüzünden italya ile aramızda kriz çıktı. güzelim versace kravatları yakılıyordu sokak ortalarında. derin devlet bir taşla iki kuşu birden vurmak istedi. fatih terim'i galatasaray'dan kopartarak, galatasaray'ın kafasını koparmak, hem de italya ile siyasi ilişkileri düzeltmek amacıyla dandik bir italyan takımından gelen hocalık teklifine izin verdiler.
biz fierentino maçlarını seyrederken italya ile barıştık, ne var ki galatasaray'ın ilerlemesinin önüne takozu bir türlü yerleştiremiyorlardı. derin devlet içeriden okan ve emre'yi satın alarak veya emrederek, lucescuya ilk tokadı yapıştırdılar. fenerbahçe sırasını savdı kalleşçesine. sonraki sezon işi sağlama aldılar, takıma ''dağılın lan'' dediler. arif'inden, fatih akyel'ine kadar bütün takımı sağa sola savurdular. ne var ki lucescu, çavuşesku zamanını yaşamış kaşardı. derin devleti falan tanımadı, tarihin en berbat futbolcularıyla en kolay şampiyonluğu aldı. hasta bir türlü narkoza cevap vermiyordu. galatasarayı bayıltamıyorlardı.
sefer görev emrindeki fatih terim'i geri çağırdılar, lucescuya bir sopa daha atıp florya'dan kovdular. terim galatasaray'ın belasını vermek üzere 2. defa geri geldi. ameliyat gerçekleşmişti, uzun yıllar galatasaray sendeleyecek, aradaki açılmış olan fark kapattırılacaktı.
türkiye'de 2.3 takım var. ve futbolu da artık derin devlet değil, ülkeyi yöneten küs oligarşisi yönetecekti. k(koç ali, migros) ü(ülker)in racon kesiciliğiyle s(sabancı ali, pegasus) futbolda dengeyi sağlama görevini derin devletten teslim almıştı. 100 sene sonra galatasaray'ın 40, fenerbahçe'nin de 40 şampiyonluğu daha olacaktı. hesaba herkes razı olacaktı. 15 kere beşiktaş'ı şampiyon yapacaklar, 5 kere de bursaspor, trabzonspor gibi imalat hatası bir takım şampiyon olacaktı. küs'ün programı budur.
galatasaray'ın ameliyatından sonra fenerbahçe'ye bir kaç şampiyonluk verip,galatasaray'ın avrupa şampiyonluğunu sümen altı yapmaya çalıştılar. fakat fenerbahçe de cevap veremiyordu bir türlü operasyonlara. galatasaray henüz tam iyileşemeden şampiyonluklar kazanıp, küs'ü kızdırıyordu. arada bir imalat hatası bursaspor çıktı, son maçta yine mucizevi şekilde fenerbahçe şampiyon olamadı. artık sıra kesin fenerbahçedeydi, tüpçü ile seramikçi anlaşarak erken çekildikler şebekenin olay mahallinden. bu seferde hamsi'nin kılçığı takıldı fener'in boğazına. fenerbahçe bir türlü şampiyon olup sırasını savamıyordu, ne olacaksa olsundu artık.
her maç garantiye alınacak fenerbahçe şampiyon yapılacaktı, yapıldı. ama yakalandılar. sonrasını herkes biliyor.
biz 2. galatasaray ameliyatını bekliyorduk. ama bir sene önceye almışlar demek ki. galatasaray 100 senede geldiği varış noktasına son 2 sene bir tur daha bindirdi. muhtemelen fenerbahçe ve beşiktaş'ı büyük belalar bekliyor. nitekim küs son nefesine kadar dayanarak, futbol endüstirimizin iki majör takımından fenerbahçe'yi küme düşüremedi. fakat fenerbahçe ve beşiktaş'ın avrupa'dan atılacakları garanti olmalı ki, galatasaray'ın 2. ameliyatını 1 sene önceye aldılar.
pisliğe buladıkları futbolu, denize düşerken yılan dedikleri fatih terim'e sarılarak kurtaracaklar ve dengeyle oynayıp terim'in konsantrasyonunu bozacak, galatasaray'ın yolunu bir kere daha kesecekler. galatasaray'ın başında, ünal aysal değil'de, adnan polat'ı denedik geçelim misal abdurrahim albayrak olsa bir emirle galatasaray'ı tekrar kümeye oynatacaklarına garanti verirdim. ünal aysal'ın oligarşiden bir beklentisi, göbek bağı yok. bir ihtimal ona güveniyorum. eğer çözülmezsek, yıkılmazsak bu sadece ünal başkan olduğu içindir. ama fatih terim şebekenin 1 numaralı altın çocuğudur. fatih terim'in idealleri, geçmişi, geçmişindeki derin ilişkileri her zaman galatasaray'ın bir adım önündedir. bu idealler bir gün hiç beklemediği bir anda kendisini çağırırsa, galatasaray'ı öksüz bir çocuk gibi bırakıp gitmekte tereddüt etmeyecektir. 2000 senesinde sami yende 30 bin, dünya'da 30 milyon galatasaraylı salya sümük ağlarken bir an bile arkasına bakmadan kaçmıştır. kendisini ailesinden bile fazla sevmekle, nefret duygularım arasındaki git gellerimin sebebi budur.
4 maçın tamamını kazansa bile dünya kupasına gidilemeyecekken, bu operasyonun gerekçesi nedir? tüpçünün kararı, fikri olamaz, bu kadar büyük bir ameliyatı yapacak ne bilgisi, ne gücü, ne vizyonu vardır. mutlaka başbakan tarafından emirle yapılan yaptırılan bir ameliyattır. başbakan kimi isterse o takım şampiyon olacaktır. milli takımı düşünen kimse yoktur. başbakan'ın hangi takımın şampiyon olacağına karar verdiğini bilemeyiz. ama galatasaray olmayacak dediği kesindir.
ülke futbolu, çavuşesku zamanının romanya futboluna dönüşmüştür. diktatörün oğlu hangi takımı tutuyorsa o takım şampiyon olacaktır. maçlar zafere kaçış filmindeki maç gibi oynatılmak istenmektedir. tribünlerden yükselen siyasi sloganlar, başbakan'ın sinir katsayısını artırmıştır. ülke bombardıman halindeyken hiç değilse spordaki rezilliklerini fatih terim'e emirle kabul ettirdikleri, milli dava süsü verdikleri makamla bir sis perdesiyle örtme çabalarıdır olup biten.
çok rahat geçmesi beklenen sezon sıkıntıya girmiş demektir. fatih terim direnememiş, galatasaray'ı ateşe atmıştır. 2 maç kaybetsek neler olacağını da yazayım da bana küfür edecekleri fazla bekletmeyeyim. iki maç kaybedersek fatih terim kaçar, huzur içinde milli takım teknik direktörü olarak galatasaray başkanlığını bekler.
ey büyük galatasaray taraftarı, direnin, masaya yatmayın, narkozu yemeyin. şebeke'nin oyununu bozun. imparatoru veririz belki, ona engel olamayız. ama biz
tevfik fikret'lerin, ali sami yen'lerin, metin oktay'ların torunlarıyız. 1 yılda kral olmadık, 1000 yılda tahttan inmeyiz.
1.sini kısaca hatırlayalım, 2.sini çok daha sağlıklı analiz edebilmek için. galatasaray 4 sene üst üste şampiyon olmuştu, yetmedi avrupa şampiyonluğu kupasıyla bir bahar sabahı atatürk hava limanına indi. bu kadarı da fazlaydı. gerçi o zaman futbol henüz şimdiki gibi para etmiyordu ama edeceği günler yakındı.
ülkeyi derin devlet idare ediyordu, futbolu da derin devletin futbol bakanı mehmet ağar. zavallı faruk süren, kapısını çalmadan fatih terim'in odasına giremezdi.. hele ki soyunma odasına girecek, yumruğu yerdi gözünün üstüne. soyunma odasına girme serbestliği olan tek sivil, daha doğrusu tek memur mehmet ağar'dı. bir yere kadardı galatasaray'ın varacağı zafer noktaları. bıraksalar bir sonraki sezon şampiyon kulüpler kupasını alacaktı. nitekim aynı takımla lucescu, real madrid'i indirerek süper kupayı aldı, iki defa guruplardan çıkıp çeyrek finalde real madrid'e averajla elendi. üstelik galatasaray başıboştu, başkanı bile yoktu.
operasyon başladı, faruk süren'i iflas ettirdiler. gelmiş geçmiş en karizmatik galatasaray başkanı, kendi fabrikalarının lojmanlarında kalacak kadar battı. tam o zamanlarda apo meselesi yüzünden italya ile aramızda kriz çıktı. güzelim versace kravatları yakılıyordu sokak ortalarında. derin devlet bir taşla iki kuşu birden vurmak istedi. fatih terim'i galatasaray'dan kopartarak, galatasaray'ın kafasını koparmak, hem de italya ile siyasi ilişkileri düzeltmek amacıyla dandik bir italyan takımından gelen hocalık teklifine izin verdiler.
biz fierentino maçlarını seyrederken italya ile barıştık, ne var ki galatasaray'ın ilerlemesinin önüne takozu bir türlü yerleştiremiyorlardı. derin devlet içeriden okan ve emre'yi satın alarak veya emrederek, lucescuya ilk tokadı yapıştırdılar. fenerbahçe sırasını savdı kalleşçesine. sonraki sezon işi sağlama aldılar, takıma ''dağılın lan'' dediler. arif'inden, fatih akyel'ine kadar bütün takımı sağa sola savurdular. ne var ki lucescu, çavuşesku zamanını yaşamış kaşardı. derin devleti falan tanımadı, tarihin en berbat futbolcularıyla en kolay şampiyonluğu aldı. hasta bir türlü narkoza cevap vermiyordu. galatasarayı bayıltamıyorlardı.
sefer görev emrindeki fatih terim'i geri çağırdılar, lucescuya bir sopa daha atıp florya'dan kovdular. terim galatasaray'ın belasını vermek üzere 2. defa geri geldi. ameliyat gerçekleşmişti, uzun yıllar galatasaray sendeleyecek, aradaki açılmış olan fark kapattırılacaktı.
türkiye'de 2.3 takım var. ve futbolu da artık derin devlet değil, ülkeyi yöneten küs oligarşisi yönetecekti. k(koç ali, migros) ü(ülker)in racon kesiciliğiyle s(sabancı ali, pegasus) futbolda dengeyi sağlama görevini derin devletten teslim almıştı. 100 sene sonra galatasaray'ın 40, fenerbahçe'nin de 40 şampiyonluğu daha olacaktı. hesaba herkes razı olacaktı. 15 kere beşiktaş'ı şampiyon yapacaklar, 5 kere de bursaspor, trabzonspor gibi imalat hatası bir takım şampiyon olacaktı. küs'ün programı budur.
galatasaray'ın ameliyatından sonra fenerbahçe'ye bir kaç şampiyonluk verip,galatasaray'ın avrupa şampiyonluğunu sümen altı yapmaya çalıştılar. fakat fenerbahçe de cevap veremiyordu bir türlü operasyonlara. galatasaray henüz tam iyileşemeden şampiyonluklar kazanıp, küs'ü kızdırıyordu. arada bir imalat hatası bursaspor çıktı, son maçta yine mucizevi şekilde fenerbahçe şampiyon olamadı. artık sıra kesin fenerbahçedeydi, tüpçü ile seramikçi anlaşarak erken çekildikler şebekenin olay mahallinden. bu seferde hamsi'nin kılçığı takıldı fener'in boğazına. fenerbahçe bir türlü şampiyon olup sırasını savamıyordu, ne olacaksa olsundu artık.
her maç garantiye alınacak fenerbahçe şampiyon yapılacaktı, yapıldı. ama yakalandılar. sonrasını herkes biliyor.
biz 2. galatasaray ameliyatını bekliyorduk. ama bir sene önceye almışlar demek ki. galatasaray 100 senede geldiği varış noktasına son 2 sene bir tur daha bindirdi. muhtemelen fenerbahçe ve beşiktaş'ı büyük belalar bekliyor. nitekim küs son nefesine kadar dayanarak, futbol endüstirimizin iki majör takımından fenerbahçe'yi küme düşüremedi. fakat fenerbahçe ve beşiktaş'ın avrupa'dan atılacakları garanti olmalı ki, galatasaray'ın 2. ameliyatını 1 sene önceye aldılar.
pisliğe buladıkları futbolu, denize düşerken yılan dedikleri fatih terim'e sarılarak kurtaracaklar ve dengeyle oynayıp terim'in konsantrasyonunu bozacak, galatasaray'ın yolunu bir kere daha kesecekler. galatasaray'ın başında, ünal aysal değil'de, adnan polat'ı denedik geçelim misal abdurrahim albayrak olsa bir emirle galatasaray'ı tekrar kümeye oynatacaklarına garanti verirdim. ünal aysal'ın oligarşiden bir beklentisi, göbek bağı yok. bir ihtimal ona güveniyorum. eğer çözülmezsek, yıkılmazsak bu sadece ünal başkan olduğu içindir. ama fatih terim şebekenin 1 numaralı altın çocuğudur. fatih terim'in idealleri, geçmişi, geçmişindeki derin ilişkileri her zaman galatasaray'ın bir adım önündedir. bu idealler bir gün hiç beklemediği bir anda kendisini çağırırsa, galatasaray'ı öksüz bir çocuk gibi bırakıp gitmekte tereddüt etmeyecektir. 2000 senesinde sami yende 30 bin, dünya'da 30 milyon galatasaraylı salya sümük ağlarken bir an bile arkasına bakmadan kaçmıştır. kendisini ailesinden bile fazla sevmekle, nefret duygularım arasındaki git gellerimin sebebi budur.
4 maçın tamamını kazansa bile dünya kupasına gidilemeyecekken, bu operasyonun gerekçesi nedir? tüpçünün kararı, fikri olamaz, bu kadar büyük bir ameliyatı yapacak ne bilgisi, ne gücü, ne vizyonu vardır. mutlaka başbakan tarafından emirle yapılan yaptırılan bir ameliyattır. başbakan kimi isterse o takım şampiyon olacaktır. milli takımı düşünen kimse yoktur. başbakan'ın hangi takımın şampiyon olacağına karar verdiğini bilemeyiz. ama galatasaray olmayacak dediği kesindir.
ülke futbolu, çavuşesku zamanının romanya futboluna dönüşmüştür. diktatörün oğlu hangi takımı tutuyorsa o takım şampiyon olacaktır. maçlar zafere kaçış filmindeki maç gibi oynatılmak istenmektedir. tribünlerden yükselen siyasi sloganlar, başbakan'ın sinir katsayısını artırmıştır. ülke bombardıman halindeyken hiç değilse spordaki rezilliklerini fatih terim'e emirle kabul ettirdikleri, milli dava süsü verdikleri makamla bir sis perdesiyle örtme çabalarıdır olup biten.
çok rahat geçmesi beklenen sezon sıkıntıya girmiş demektir. fatih terim direnememiş, galatasaray'ı ateşe atmıştır. 2 maç kaybetsek neler olacağını da yazayım da bana küfür edecekleri fazla bekletmeyeyim. iki maç kaybedersek fatih terim kaçar, huzur içinde milli takım teknik direktörü olarak galatasaray başkanlığını bekler.
ey büyük galatasaray taraftarı, direnin, masaya yatmayın, narkozu yemeyin. şebeke'nin oyununu bozun. imparatoru veririz belki, ona engel olamayız. ama biz
tevfik fikret'lerin, ali sami yen'lerin, metin oktay'ların torunlarıyız. 1 yılda kral olmadık, 1000 yılda tahttan inmeyiz.