237
"yabancı sınırlaması türk futbolunu geliştirecektir" lafı koca bir safsata. başka bir şeyi kapatmak için uydurulmuş bir söz bana göre.
bunun asıl adı "ihracatı engellemek"tir. standart türkiye vizyonundaki kulüp başkanlarının çoğu takımını spor için yönetmiyor, futbol aşkıyla çalıştırmıyor. para için yapıyor bunu, isim için yapıyor.
para kazanmayı sportif başarıyla yapmak, işin bir yolu. ama daha kolay bir yolu var: oyuncu satmak. sportif başarı zor, avrupa'ya gidemezsin galatasaray, fenerbahçe varken. ne yapacaksın, elindeki oyuncuları büyüklere satıp para kazanacaksın. ama onlar senden futbolcu almıyor, yabancı alıyorlar. yabancıların "malı" seninkilerden daha iyi. ne oldu? gitti mi ekmek kapısı?
ne yapacaksın, diyeceksin ki ülke futbolu çok kötü durumda, sürünüyoruz. (not: ülke futbol tarihinin büyük başarılarının yüzde 90'ı yabancı sınırı 6 iken geldi. birçok ülkenin hayal bile edemeyeceği yerlere geldik büyük kupalarda. yabancı sınırı 2 ve daha azken türk futbolunun milli düzeyde başarısı yok. 0. ne avrupa kupası, ne dünya kupası. ilerlemeyi bırak, katılamamışız.) her neyse, tüccarlar diyor ki ülke futbolu fena halde, gelişmenin yolu da şu: ihracatı kısacaksın. herkes bizim "mallarımızdan" alacak. almak zorunda kalacak. böylece 1 eden oyuncumuzu 5 'e satabileceğiz. sonrası umurumuzda değil, ligi 12. sırada bitirir, seneye adam çıkarıp satmaya ve cebimizi doldurmaya devam ederiz.
bence olay bu kadar basit. bunu demeleri imkansız, yabancı kısıtı türk futbolunu geliştirir diye sıfır dayanaklı bir şey atıyorlar ortaya. ilginçtir, bazısı cidden inanıyor buna.
bugün futbolda ekol olmuş ülkelerin hiçbirinde bizimki gibi bir yabancı kısıtlaması yok. biz de o seviyeye gelmek için yabancı sınırı koyuyormuşuz. yani ileride kaldırabilmek için sınır koyuyoruz sanırım. muhteşem!
bunun asıl adı "ihracatı engellemek"tir. standart türkiye vizyonundaki kulüp başkanlarının çoğu takımını spor için yönetmiyor, futbol aşkıyla çalıştırmıyor. para için yapıyor bunu, isim için yapıyor.
para kazanmayı sportif başarıyla yapmak, işin bir yolu. ama daha kolay bir yolu var: oyuncu satmak. sportif başarı zor, avrupa'ya gidemezsin galatasaray, fenerbahçe varken. ne yapacaksın, elindeki oyuncuları büyüklere satıp para kazanacaksın. ama onlar senden futbolcu almıyor, yabancı alıyorlar. yabancıların "malı" seninkilerden daha iyi. ne oldu? gitti mi ekmek kapısı?
ne yapacaksın, diyeceksin ki ülke futbolu çok kötü durumda, sürünüyoruz. (not: ülke futbol tarihinin büyük başarılarının yüzde 90'ı yabancı sınırı 6 iken geldi. birçok ülkenin hayal bile edemeyeceği yerlere geldik büyük kupalarda. yabancı sınırı 2 ve daha azken türk futbolunun milli düzeyde başarısı yok. 0. ne avrupa kupası, ne dünya kupası. ilerlemeyi bırak, katılamamışız.) her neyse, tüccarlar diyor ki ülke futbolu fena halde, gelişmenin yolu da şu: ihracatı kısacaksın. herkes bizim "mallarımızdan" alacak. almak zorunda kalacak. böylece 1 eden oyuncumuzu 5 'e satabileceğiz. sonrası umurumuzda değil, ligi 12. sırada bitirir, seneye adam çıkarıp satmaya ve cebimizi doldurmaya devam ederiz.
bence olay bu kadar basit. bunu demeleri imkansız, yabancı kısıtı türk futbolunu geliştirir diye sıfır dayanaklı bir şey atıyorlar ortaya. ilginçtir, bazısı cidden inanıyor buna.
bugün futbolda ekol olmuş ülkelerin hiçbirinde bizimki gibi bir yabancı kısıtlaması yok. biz de o seviyeye gelmek için yabancı sınırı koyuyormuşuz. yani ileride kaldırabilmek için sınır koyuyoruz sanırım. muhteşem!
