1943
bir markadır. ama kendi çapında. galatasaray da bir markadır. dünya çapında. bunu hiç bir zaman unutmaması gereken oluşum. hiç kimse galatasaray'ın üzerinde değildir. buna oluşumları da dahildir. ilk önce bunu unutmamaları gerekir.
gelelim bağımsızlık meselesine... hiç bir taraftar oluşumu bağımsız değildir. -15-20 kişilik oluşumlardan bahsetmiyorum tabi ki. bir tribünü kapatabilecek bir oluşumdan bahsediyorum.- özellikle, türkiye gibi, bağımsız tribün hareketi yok denecek kadar azdır. fenerbahçe'de de böyle. beşiktaş'ta da. trabzon, bursa ve bir çok takımda da durum böyledir. neden? nedeni çok basit. bağımsız olmak çok büyük para gerektirir. ama çok büyük. kim bağımsız olabilir. gsyiad olabilir. zaten gsyiad, ultraslan'ın büyük destekçisi olup, yönetimlere kafa tutabilmesindeki büyük etkendir. bir yerden sonra bağımsızlık ağır gelir taraftar gruplarına. kombine isterler. deplasmanda bilet isterler. 10 mayıs 2008... galatasaray'ın 17. şampiyonluğunun arifesi... saat öğlen 2-3. maça 5-6 saat var yani. o maça, yani 10 mayıs 2008 galatasaray gençlerbirlği oftaş maçı'na çok büyük bir bilet talebi olmuştu. gazetelerde 200.000-300.000 kişi bilet istedi haberleri havalarda uçuşuyordu. sonuçta 25.000 şanslı kişi izleyecekti o maçı. her neyse. bir adamda yaklaşık 4-5 adet yeni açık, 3 tane falan da kapalı alt bileti vardı. kapalı alt 450 liraydı. yeni açık 250 liraydı. neyse aldık yeni açıtan bileti. sonra ay sonu gelmedi, o ayrı mesele. bu arkadaş biletleri ultraslan'dan gizli satamaz. ultraslan bu biletleri yönetimin bilgisi haricinde satamaz. sonuç olarak, ultraslan her zaman yönetim destekliydi. ama her zaman. ergun gürsoy'un yaptırdıklarını bilirsiniz.
gelelim adnan öztürk olayı'na. adnan öztürk, zannediyorum ki ultraslan'dan pek hoşlanmıyor. ve bizler gibi, ultraslan'ın, gerçek, beklentisiz galatasaray taraftarı'nın önüne geçmesinden pek hoşnut değil. ultraslan da, bir yere kadar galatasaray menfaatlerini düşünebiliyor. ve patlıyor. dün akşamki * açıklamayı yayınlıyorlar. ''sen bana niye ultraslan demiyorsun.'' gibi saçma, ezikçe bir bahanenin arkasına sığınarak aslında başka bir şeylerin, bizim de bilmediğimiz bir şeylerin hesabını soruyorlar. baklım göreceğiz, önümüzdeki yıl yaşanacakları. gerek, türk telekom arena'nın beşiktaş'la ortak kullanılması, gerek transfer konusundaki açık başarıssızlık, gerekse bülent tulun-ünal aysal-fatih terim arasında yaşananlar yönetimi yıpratacak. işin kötü yanı ultraslan da buna hazır. pusuda bekliyor yönetimin başarısız hamleleri için. gazeteciler zaten dünden razı.
ultraslan hiç bir zaman galatasaray'dan büyük olamayacaktır. galatasaylılık araç değil amaçtır. galatasaraylılık, galatasaray'dan aldığı güçle, yöneticilere saldırmak değildir. galatasaraylılık, galatasaray üzeinden karaborsayla para kazanmak hiç değildir.
gelelim bağımsızlık meselesine... hiç bir taraftar oluşumu bağımsız değildir. -15-20 kişilik oluşumlardan bahsetmiyorum tabi ki. bir tribünü kapatabilecek bir oluşumdan bahsediyorum.- özellikle, türkiye gibi, bağımsız tribün hareketi yok denecek kadar azdır. fenerbahçe'de de böyle. beşiktaş'ta da. trabzon, bursa ve bir çok takımda da durum böyledir. neden? nedeni çok basit. bağımsız olmak çok büyük para gerektirir. ama çok büyük. kim bağımsız olabilir. gsyiad olabilir. zaten gsyiad, ultraslan'ın büyük destekçisi olup, yönetimlere kafa tutabilmesindeki büyük etkendir. bir yerden sonra bağımsızlık ağır gelir taraftar gruplarına. kombine isterler. deplasmanda bilet isterler. 10 mayıs 2008... galatasaray'ın 17. şampiyonluğunun arifesi... saat öğlen 2-3. maça 5-6 saat var yani. o maça, yani 10 mayıs 2008 galatasaray gençlerbirlği oftaş maçı'na çok büyük bir bilet talebi olmuştu. gazetelerde 200.000-300.000 kişi bilet istedi haberleri havalarda uçuşuyordu. sonuçta 25.000 şanslı kişi izleyecekti o maçı. her neyse. bir adamda yaklaşık 4-5 adet yeni açık, 3 tane falan da kapalı alt bileti vardı. kapalı alt 450 liraydı. yeni açık 250 liraydı. neyse aldık yeni açıtan bileti. sonra ay sonu gelmedi, o ayrı mesele. bu arkadaş biletleri ultraslan'dan gizli satamaz. ultraslan bu biletleri yönetimin bilgisi haricinde satamaz. sonuç olarak, ultraslan her zaman yönetim destekliydi. ama her zaman. ergun gürsoy'un yaptırdıklarını bilirsiniz.
gelelim adnan öztürk olayı'na. adnan öztürk, zannediyorum ki ultraslan'dan pek hoşlanmıyor. ve bizler gibi, ultraslan'ın, gerçek, beklentisiz galatasaray taraftarı'nın önüne geçmesinden pek hoşnut değil. ultraslan da, bir yere kadar galatasaray menfaatlerini düşünebiliyor. ve patlıyor. dün akşamki * açıklamayı yayınlıyorlar. ''sen bana niye ultraslan demiyorsun.'' gibi saçma, ezikçe bir bahanenin arkasına sığınarak aslında başka bir şeylerin, bizim de bilmediğimiz bir şeylerin hesabını soruyorlar. baklım göreceğiz, önümüzdeki yıl yaşanacakları. gerek, türk telekom arena'nın beşiktaş'la ortak kullanılması, gerek transfer konusundaki açık başarıssızlık, gerekse bülent tulun-ünal aysal-fatih terim arasında yaşananlar yönetimi yıpratacak. işin kötü yanı ultraslan da buna hazır. pusuda bekliyor yönetimin başarısız hamleleri için. gazeteciler zaten dünden razı.
ultraslan hiç bir zaman galatasaray'dan büyük olamayacaktır. galatasaylılık araç değil amaçtır. galatasaraylılık, galatasaray'dan aldığı güçle, yöneticilere saldırmak değildir. galatasaraylılık, galatasaray üzeinden karaborsayla para kazanmak hiç değildir.