• 8
    bunun belli başlı sebepleri vardır.

    - türk insanı sabırsızdır.
    - türk insanı bilmediği konularda dahi fikrini belirtir.
    - türk insanı futbolu bildiğini düşünür ama bilmez.
    - türk insanı meşhur falan tanımaz. van damme'a tekme atar.

    - türk futbol ekolü yok zannedilir ama diğer ülkelere göre farklı olsa da türk futbolu bir ekole sahiptir.
    - türk futbol ekolü coşkulu oyuna dayanır. bu zamana kadar gelen tüm başarıların sırrı, formülü budur.
    - türk futbol ekolü bu yüzdendir ki genelde turnuvalarda kendini gösterir. uzun soluklu mücadelelerde tutunamaz.
    - türk futbol ekolünü yalnızca türkler bilir. türk futbol ekolünü bilen türk sayısı da oldukça azdır.

    bu yüzden dünyaca ünlü teknik direktörlerin türkiye'de başarılı olması için;

    - türk insanını bilmesi lazım.
    - türk medyasını tanıması lazım.
    - ilk 2 maddeyi gerçekleştirmek için en az 2 yıl türkiye'de görev yapması lazım.
    - işine kimseyi karıştırmaması lazım. tam yetki alması lazım.
    - türk ekolünü değiştiremeyeceğini bilmesi lazım. takımı bu ekole uygun oynatması ve kurması lazım.
  • 12
    okuma-yazma bilmek için önce alfabe öğrenilir. sonra heceler öğrenilir, kelimeler öğrenilir ve en son cümle kurulması öğrenilir. kabaca bu şekildedir. daha sonra işinde iyi bir öğretmen gelir (buna teknik direktör diyelim) herkesin cümle kurabildiğini farzederek ki öyle olmalı onlara çeşitli bilgiler verir. dil bilgisini öğretir, dil tarihini öğretir, vs..

    bizim ülkemize gelen dünyaca ünlü teknik direktörler buraya geldiklerinde bakıyorlar ki bu futbolcular cümle kuramıyor. bazıları kelime nedir onu bile bilmiyor. bazıları ise daha yeni alfabeyi söküyor. tüm bunları öğretecek kadar vakit olmadığı için bu hocalar direkt olarak cümle kurmaktan başlıyor. haftalar ilerleyip zaman sıkıştırınca cümle kurmaktan da vazgeçip direkt dil bilgisiyle, zamanlarla, vs.. öğretmeye çalışıyor. daha alfabeyi yeni söken birisine fiil çekimlerini, büyük-küçük ünlü uyumunu filan öğretmeye kalkarsan bodozlarsın. hepsi bu yüzden bodozluyor.

    taraftar dediğimiz kişiler de cümle kurmayı bilmiyor. alfabe nedir bilmeyenler çıkmış büyük ünlü uyumu hakkında sallıyor.

    türkiye'de futbol bilinmiyor. teknik direktörler bile bilmiyor. çünkü onlara öğretenler de bilmiyor.

    bu ülkeye frank rijkaard geldi ve mustafa sarp'a total futbolu anlatmaya çalıştı ve sonuç almayı bekledi.

    türkiye'de futbolun neden bilinmediği ise ayrı bir tartışma konusudur.
  • 1
    ülkemize gelmiş teknik direktörlerden, kariyeri müthiş başarılarla dolu olanlarının türkiye'den çoğunlukla kovularak, bazen de istifa ederek ayrılmaları durumudur.

    bu konuda başı beşiktaş çekmektedir. elbette diğer takımlarımızın da katkıları vardır. bazı örnekler için;

    (bkz: frank rijkaard)
    (bkz: vicente del bosque)
    (bkz: luis aragones)
    (bkz: bernd schuster)
    (bkz: jean tigana)

    hepsi çok büyük umutlarla gelip başarısız oldular. çoğu için ''teknik direktör değil'' bile dendi. futbolu bu kadar iyi bilen insanlardan oluşan ülkemizde*, acımasızca eleştirildiler. elbette hataları oldu, oluyor da. ancak bir çok takımı çalıştırıp çoğumuzun göremeyeceği başarılar yakalayan insanlar şartlar gözetilmeksizin bu kadar eleştirilmeyi hak ediyorlar mı?

    gittiklerinden sonra genelde hep aynı şeyler yazılıyor. türk futbolcusunu anlamadı, ülkemize alışamadı. iyi de kardeşim, bu adamlar 30 ayrı milletten futbolcunun olduğu takımlarda çalışmış, en büyük yıldızlarla çalışmış. bizim futbolcularımız bu kadar mı şahsına özel adamlar?

    her gelişlerinde de aynı hikayeler yöneticilerde.. geleceğin takımını kuruyoruz. daha bugünkü takımı kurabildiniz mi ki seneye coşsun takım?
App Store'dan indirin Google Play'den alın