• 1155
    en başta şunu yazalım.
    (rakamlar oransal farkı göstermek için)
    ilaç sektörü 200 milyar dolarsa aşı sektörü 2 milyar dolardır. bu lanet olasıca hastalığın aşısı 15 euro ama yoğun bakıma düşüşü engelleyen acil kullanım oranı verilen ilaç 150 euro adamlar için hasta olmanız daha "karlı"

    aşılar konusunda aşı olursanız hiç bir zaman "hasta olmayacaksınız" denilmedi. bulaştırmayacaksınız denmedi. bu tarz saçmalıklar aşı karşıtı cahillerin aşı'yı karalamak için uydurduğu şeyler.

    aşı olursanız yoğun bakıma düşmeyeceksiniz denildi. aşı olursanız hasta olsanız bile hafif geçireceksiniz denildi.

    aşılardan önce ve sonra bu lanet hastalığın tedavisi için insanlar çırpınırken hatalar yapıldı mı? evet muhtemelen yapıldı ama bu hatalar yine bilim insanları tarafından açıklandı ve düzeltilmeye çalışıldı. tüm tıp dünyasını şeytanlaştıranların çarpıtarak kullandıkları veriler bile bu insanlar tarafından açıklanıyor diğer kesimin araştırarak çalışarak elde ettikleri bir veri yok. bu insanların kafasında bir sabit var ve her şeye karşı çıkıp "benim bildiğim sizin bilmediğiniz şeyler var" bakış açısıyla zar atıyorlar insanlığa zerre kadar faydaları yok.

    hayatımda katlanamadığım bir grup varsa o da komplo teorisi üretmekten bıkmayan kitledir. kimseye inanmaz kimseye güvenmez yapılan her şey birilerine zarar verilmek içindir vs.
    bu kitlenin temel bakış açısı şu ; yağmur yağdığında şemsiye açıyoruz o zaman yağmurun yağma nedeni şemsiyeler çünkü yağmur yağmasa şemsiye açılmazdı. aynı bakış açısıyla ilaç firmaları bu hastalığı yaptı çünkü aşı satmaları lazım. temelde tek söyledikleri bu. oysa bu adamlar bu kadar güçlüyse niye hastalıkla uğraşsın her gün sattıkları ağrı kesicilerin içine x bir madde koyar bir hastalık uydurdurdu gibi onlarca soru çıkar ama o yola girmek istemiyorum.

    bu grupların başını çeken şarlatanlar her yanımızı kaplamış durumda. yok efendim doktorların dediğini yapmayın onun yerine gidin "eşeğin çükü otunu için iyileşirsin bunu size söylemiyorlar" ... ama benim sitemden 10 gamını 170 tl'ye satıyorum diyen doktor kılıklı soytarıların yüzbinlerce takipçisi var.

    aşı olanlarda kalp kası iltihabı oluyormuş. bu konuda yapılan ilk araştırma aşı karşıtı olanlar tarafından her yerde kullanıldı ama o araştırma geri çekildi.
    https://www.indyturk.com/...le-geri-%C3%A7ekildi

    yok efendim benim kirvem aşı oldu sonra gözünde kuyruk çıktı muhabbeti de hiç bitmedi. milyarlarca doz aşı oldu insanlar bak milyarlarca kaç tanesi aşı nedeniyle öldü? işlerine gelince verileri kullanan aşı karşıtları yoğun bakımlarda ki aşılı oranlarının %5 bile olmadığını görmezden geliyor.

    ayrıca bu aşıyı olunca sizi sonsuza kadar koruyacak diye kim dedi? her yıl grip aşısı oluyoruz niye bir kere olduk tekrar oluyoruz demiyor millet? 10 yılda bir tekrar edilmesi gereken dünya kadar aşı var.

    bireysel örnekler bu kitlenin en çok kullandığı propaganda örneği. komşum ve ek olarak çok yakın iş yaptığım bir müşterim bu "aşı karşıtı değilim ama" tayfasındandı. her gün whatsapp gruplarından aşı olanlara kobay bile demişlikleri var ve maalesef covid oldular bir tanesi o soytarıların önerilerini yapıyordu yok nane yağı yok zerdaçal yok bilmem ne otu dedi durdu ama maalesef vefat etti. bir diğeri tam 50 gün yoğun bakımda kaldı yoğun bakımdan çıktığında adamın saçları bile dökülmüş çıktı ne vardı aşı olaydın dedim "cehalet işte" dedi.

    doğal dediğiniz şey illa doğru olacak diye bir şey yok. dünya değişiyor 1940 yılında 40 yıl yaşayan insan çok yaşadı deniyordu hepsi çok doğal şekilde yaşayıp ölüyordu. şimdi ise bir tansiyon hapı ile insan hayatı 10 yıl uzadı ama "doğal" değil. ya da kanser için kullanılan kemoterapi ilaçları hiç doğal değil ama yüzbinlerce insanın ömrünü uzatıyor.

    metnin özü şu bu lanet hastalık nereden çıktı bilmiyorum umurumda da değil ama tüm dünyayı ve neredeyse tüm doktorları satılmış hain ilan etmek nasıl bir akıl tutulmasıdır!? karpuz alırken bile karpuzu satan adama güveniyorsunuz bir zahmet bu konuda da ömrünü vermiş insanlara güvenin.

    aşı olup yaşadığı topluma fayda sağlayan herkese teşekkürlerimi sunuyorum.

    düzeltme : yanlış kelime
  • 848
    bir sağlık çalışanı olarak bugün itibariyle covid-19 aşısı coronavac'ın 1. dozunu vuruldum. virüse karşı savaşım başlamış durumda. herhangi bir yan etkisini şuana kadar hissetmedim. zaman içinde herhangi bir etkisini hissedersem sizlerle de paylaşacağım.

    edit: dün akşam saatlerinde uyku haliyle beraber yorgunluk hissi ve hafif baş ağrısı hissettim. şuan onlarda geçmiş durumda.
  • 619
    malesef bugün test sonucum pozitif çıktı. 4 gün öncesinde sırt ve kol ağrısı yaşıyordum hastaneye gittiğim de boğazım da iltihap oluştuğunu telaşlanacak bir şey olmadığını söyleyip antibiyotik verip gönderdiler. dün itibari ile tat ve koku kaybı yaşadığımdan test yaptırdım ve sonucu pozitif çıktı. ilk iki gün haricinde herhangi ağrı sızı ateş durumu oluşmadı. şu an sadece tat ve koku sıkıntısı yaşıyorum. bu illet ile uğraşan herkese acil şifalar diler dualarınızı beklerim.

    herkese sağlıklı, huzurlu günler diler tavsiye edeceğiniz bir şey olursa mutlu olurum.
  • 852
    ben de dün öğleden sonra ilk doz aşımı vuruldum.

    bu covid-19 meretinden bir an önce kurtulmak için kitlelerin aşıya bir siyaset malzemesi gibi yaklaşmaması gerekiyor. haberlerde ve sosyal medyada yok çin aşısıymış, yok almanmış, yok en iyisi amerikadaymış derken herkeste bir komplo teorisi almış başını gitmiş durumda.

    ülkemizde uygulanmasına başlanan coronavac aşısının şimdiye kadar dünyada faz 3 çalışmalarda 12000 kadar kişiye uygulandığını biliyoruz. bildirilen ciddi bir yan etki yok. farklı ülkelerde farklı oranlar belirtilmekle birlikte dunya saglik orgutunun belirledigi %50 koruyuculuk oranini suana kadar dunyada uygulamaya sokulan tum covid asilari sagliyor. faz 3 calismalarda bir diger one cikan konu ise hastaliktan koruyamadigi vakalarda dahi ölüm oranini cok ciddi bicimde azaltmis olmasi. yani hastaliga yakalansa dahi sonucun ölümcül olmasini engellemis oluyor aşı.

    toplumda herkes doktor, herkes biyolog, herkes virolog ve herkes bilim insani oldugu icin degisik komplo teorileri ortada kol geziyor. korkmak hepimizin en dogal hakki. cekinip asi olmama secenegini dusunenlere saygim sonsuz. ancak tamamen kaynak götüm haber ajansindan alinan bilgilerle degisik etkiler sallayarak toplumda bir kaos olusturanlara ise buyuk kufurler sakliyorum icimde. korkunuz varsa buyrun onunuzde internet. pubmed, google scholar ve tum arastirma motorlarinda konuyu tarayabilirsiniz. ama halkimiz www.kizlarsoruyor.com adresinden alinan asi hakkindaki goruslerden hareket ettikce bu is sadece sarpa sarmaya devam eder.

    sahsen ben bundan 2 ay once asi konusuna mesafeli yaklasan bir hekimdim. ancak faz 3 calismalarinin bitimiyle asinin guvenligi ve olasi zarari konusunda onemli bir sorun gorulmemesi uzerine gonul rahatligiyla aşıyı oldum. suana kadar hic bir semptom olmadi. sadece asi vuruldugum yere bastirdigimda orada asi vuruldugumu hissettiren bir sizi oluyor. ki o da normal bir durum. herhangi bir semptom veya belirti gosterirsem bu baslikta tekrar belirtirim.

    aşı hayat kurtarır.
  • 922
    annemin 14 gündür hastanede yatmasına sebep olan hastalık, henüz ne zaman çıkacağı, hangi şekilde çıkacağı da net değil. ciğerlerinin çok hasar gördüğünü, taburcu olduktan sonra da göğüs hastalıkları hastanesinde tedavi görmesi gerektiğini belirtti doktorlar. hani burda da hastalığa inanmayan filan varsa, bilsinler de ona göre önlem alsınlar diye yazdım bunları.
  • 618
    dün itibarıyla mücadele etmeye başladığımız virüs.

    aslında hagi'nin anlattıklarından sonra bizim yaşamakta olduğumuz süreç neredeyse hiç sıkıntı arz etmemekte. eşimin sırt ve eklem ağrıları şikayetlerine koku alma kaybı şikayeti de eklenince eşim, geçtiğimiz salı akşamı test yaptırmaya karar verdi. yapılan test sonucunun pozitif çıkmasının ardından sağlık müdürlüğü çalışanlarınca ilaç getirildi ve her hangi bir ekstra test olmaksızın evde izole edildik.

    bana ve çocuklarımıza test yapılmadı dolayısıyla vaka olarak kayıtlara geçmedik. her hangi bir ekstra semptom ya da şikayet göstermemekle birlikte 14 günlük izolasyona başlamış olduk.

    durumu bizden çok daha kötü olan hastaların yanında bizim tecrübelerimizin pek bir önemi yok sanırım. zira eklem ağrısı, koku alma kaybı ve son olarak lezzet kaybının dışında bir görüntü yok henüz. lezzet kaybı hissi enteresan ki ben de anlamakta zorlandım. eşim son olarak şöyle tanımladı : "yediğim şeyin tatlı ya da tuzlu olduğunu anlayabiliyorum fakat ne yediğimi anlayamıyorum."

    hastalıkla mücadele eden herkese şifa dilerim.
  • 798
    (bkz: #3023756) şahane bir yazı olmanın ötesinde, laboratuvarda çalışan bir hekim olarak bir iki ekleme yapmamın gerekli olduğunu düşündüğüm hastalık.

    halkta veyahut konuyla yakın ilişkili olmayan bireylerden en çok gelen soru; çin aşısı güvenilir mi? neden bu kadar erken?
    açıkçası, bana aşının milliyetinden ziyade, çin aşısının yöntemi ile diğer aşı yöntemini önüme koysalar; tercihim inaktif aşı olurdu, yani çin'in aşısı. basit bir nedeni var, çünkü olduğumuz aşılara çok benzer teknoloji ile yapılıyor. yöntemi, olası yan etkileri vs. bilinen temellere oturtulmuş. tabii, işin içinde çin olduğu için haklı olarak herkeste bir acaba da görülebiliyor. burada ben çin'in faz 3 denilen, sağlıklı kişilere aşıları yapma ve etkinliğini/yan etkisini gözleme işlerini kendi içinde -çaktırmadan- yüzbinleri belki milyonları aşılayarak, -iyi veya kötü- hallettiğini düşünenlerdenim. yani, çin'in aşıyı kendi içinde yapması için onay alacağı bir kurum yok *. yani bir fda gibi, tüm basamakların net biçimde uygulanmasını beklemek güç. çin'in maalesef verileri doğru paylaşmadığı da bilinen bir gerçek. ancak, şu anda bizim gibi yüksek nüfuslu ve fakir ülkelerin alabileceği, lojistiğini sağlayıp kullanabileceği bir aşı yok. gönül isterdi ki oxford çalışması da yetişseydi, en azından lojistiği sağlanabilen ve maliyeti daha uygun olan aşılar ülkeye gelseydi.

    bize çip yerleştirecekler, bizi uzaylılar izliyor gibi saçmalıklar dışında sorulabilecek en makul soru; bu aşılar neden bu kadar hızlı bulundu? aslında hızlı bulunmadı, koronavirüs ailesinden iki epidemi atlattı dünya; sars ve mers. bu afetleri gören ve diğer coronavirüs ailesi üyelerinin de (covid-19'da olduğu gibi) bu şekil epidemi/pandemi yapacağını düşünen araştırmacılar(özellikle uzakdoğu ülkeleri) zaten bu virüs üzerine aşı geliştirmek için çalışıyorlardı, virüsün hangi kısmının hastalık etkisini oluşturduğu, genetik materyali vs. gibi virüse ait çoğu özellik zaten biliniyordu. bu süreç haliyle hızlandırdı diyelim.

    son olarak, siz değerli renktaşlarımdan nacizane ricam; dikkat edin, yoğun bakımlarda -gerçekten ama gerçekten- yer yok. hastanelerde akla gelmeyecek yerlere yatak atılıp oksijen bağlanan hastaları görmemiz böyle giderse maalesef çok yakın. bir de klorokinden ziyade eğer size favipravir veriliyorsa lütfen kullanın. sağlıklı günler, sevgiler.
  • 519
    labrotuvarda yapıldıysa yapanın, yarasadan bulaştıysa yiyenin allah belasını versin. insanlığa verdiği zarar tabii ki çok büyük ama bizim de bir şampiyonluğumuzu engellemiştir.
    15 mart 2020 galatasaray beşiktaş maçı seyircili oynansa çok rahat kazanırdık. üstüne o hava ile 27. hafta deplasmanda rize'yi sonrasında da 28. hafta içerde gaziantep'i çok rahat geçerdik.
    şu an yarışın içinde olmadığımız halde tökezleyen trabzonspor ve başakşehir çok daha önce strese girerdi.
    pandemi sonrası hiç bir takım formda dönmedi, bizim bu kadar düşmemizin sebebi ise sakatlıklar ve hakem hataları oldu.
    yani ne başakşehir, ne trabzon bizden çok iyi oynamadılar.
    biz daha eksik kadro ve hakemlerle mücadele ettik.
    yani hayat normal akışında devam etseydi yüksek ihtimal şu an transfer goy goyu yapıyorduk olurduk.
    neyse yapacak bir şey yok, nasip böyleymiş.
    he salgın arası sadece bizi değil, avrupa'da bir çok kulübü etkiledi.

    (bkz: 2019-2020 sezonu)

    edit: biraz daha açmam gerek anlaşılan. beşiktaş maçının öncesi ve sonrasında takımın verdiği tepki hatırlanıyor mu?
    hayat normal devam ediyor olsa, oyuncularımız konsantre bir şekilde seyircili bir şekilde maça çıksa nasıl olurdu?
    yani covid nasıl etkilememiş oluyor bizi?
    sonrasında 3 ay ara veriliyor ve hiç bir hazırlık maçı yapmadan resmi* çıkılıyor. öncesinde defansın en teknik adamı sakatlık yaşıyor.
    kalecimizin aynı maçta ayağı kırılıyor ve saçma sapan hakem rezaleti.
    bir sonraki hafta normal akışında oynansa 5 atacağımız antep* takımına hakem katliamı ile puan bırakıyoruz. sonrasında zaten film kopuyor.
    he bu süreçte hoca covid geçiriyor. başkan canıyla uğraşıyor. bir sürü sakatlık da cabası.
    ama sorarsan covid bizi etkilemedi.
    çok iyi oynuyor denilen başakşehir hakem yardımı olmasa 19 haziran 2020 ankaragücü başakşehir maçını kazanamazdı.
    ligin en az gol atan takımından 4 gol* yediler.
    trabzonspor'u hiç söylemiyorum bile..
    herkesi etkilemiştir ama sakatlıklar ve hakem katliamı ile bizim içimizden geçmiştir.
  • 1087
    projeksiyon olarak degerlendirildiginde aşı olunmasi ya da olunmamasi konusunda kesin fikre varilmasi kolay olan hastalik. şöyle ki;
    bilgi vermeyecegim. herkes kendisi gitsin arastirsin. ayni sonuca cikacagindan eminim.

    türkiye'de cocuk hastaliklarindan ölüm tablolarina bakilsin.
    sonra turkiye'de cocuk hastaliklari aşılarinin yayginlik oranlari tablolarina bakilsin.
    ıkisini yillara gore karsilastirin. bu cepte.

    sonra suriye'deki karisikliklarin cikma tarihini bir kenara not edin. suriyelilerin (ki bunlarda zorunlu cocuk asilama orani ne durumda onu da bulursunuz zor degil) turkiye'ye girdikten sonra turkiye'de kaybolan cocuk hastaliklarinin tekrardan ortaya cikma ve yayilma projeksiyonlarina bakin.
    arkasindan hangi illerde ne kadar suriyeli yoğunluğu var ona da bakin. sonra o illerdeki gorulme sıklıklarına bakın.

    bingo. toplumsal bagisikligin ne demek oldugunu ogrendiniz. simdi asi yaptirip yaptirmamayi tekrar dusunun.

    not: dusunmeden aşımı oldum. biontech.
  • 806
    17-18 kasımda ailecek bu belaya bulaşmıştık. yaşadıklarımız hakkında bilgilendirmek isterim.

    öncelikle ailemin hiçbir ferdinde kronik bir rahatsızlık yok.

    aramızda en ağır atlatan annem(53) oldu. virüsün etkilerinden kurtulması 13-14 günü aldı. 1 hafta boyunca tat ve koku kaybı, yüksek derecede öksürük ve inanılmaz derecede güçsüzlük. özellikle geceleri daha kötü oluyordu. 5. günde hastaneye yatırılması amacıyla 112 ile iletişime geçtik. 1 gün sonra geldiler ve hastaneye yatırılacak kadar kötü olmadığını söyleyip, serum taktılar. annem sağlık bakanlığı tarafından verilen ilaçları kullandı.

    ablam (30) 3-4 gün süren tat ve koku kaybı ve eklem ağrıları ile hafif geçirdi fakat 20. güne girmesine ve negatif çıkmasına rağmen eklem ağrıları hafif hafif devam etmekte. ablam sağlık bakanlığı tarafından verilen ilaçları kullandı.

    eniştem (30) ilk 3 gün çok yüksek ateş ve 1 hafta süren tat ve koku kaybı. eniştem sağlık bakanlığı tarafından verilen ilaçları kullandı.

    babamda(61)hastalıkla yakından veya uzaktan alakalı hiçbir belirti görülmedi. babam ilaç kullanmadı.

    3 yaşındaki yeğenimde ise iştahsızlık dışında bir belirti görülmedi. ilaç kullanmadı.

    bende(28) ise 2-3 gün tat kaybı dışında bir belirti görülmedi. ilaçları kullanmadım.

    pozitif çıktığımız andan itibaren aile hekimimize ulaşamadığımız için çevrede ne kadar tanıdık doktor var ise iletişime geçtik. ilaçları kullanıp kullanılmaması konusunda farklı düşünceler ile karşılaştık. bu güvensizlik üzerine ilaçları kullanıp kullanmama konusunda herkes kendi kararını verdi.

    kısacası çok değişik bir süreç. net bilgilere ulaşamıyorsunuz. şansınızın yanınızda olması lazım.

    bu hastalığı atlatan veya atlatacak olan bütün insanlığa büyük geçmiş olsun.
  • 1093
    dünya tarihine bakıldığında tüm salgınların aşı yoluyla normale döndüğü görülebiliyor. buna çocuk hastalıkları da dahil. ilkokulda sıraya dizip kolumuza haşırt diye iğneyi geçirirlerdi hatırlarsak. aynı mantık. covid’den, aşı bulunamamışken, vefat eden 4 kişi tanıyorum. aşıdan sonra yakalananlar ise 15 gün sonra sahnede program yapıyorlardı. benim için konu bu kadar net.
    son iki yılın belası, aşı yoluyla kafası ezilecek salgın.
    not: 2 doz biontech.
  • 1095
    olmayanlarin egitim ve kultur seviyesini turkiye asi haritasindan net olarak gorebilecegimiz hastalik.
    turkiye’de cift doz asi olanlarin ege, marmara ve akdeniz’de daha yogun oldugunu goruyoruz. asi olmayan buyuk kesim ise dogu ve guneydogu illeri.
    bu bir tespit veya hakaret degil gercektir.
    egitim ve bilime inanmak ile hurafelere inanmak haritada goruluyor.
    ılginctir, bu bolgede tedaviye iyi gelir diye bir hoca tavsiye verse kurbaga sidigi icen adam, bilimsel bir cok olumlu etkisi olan asiyi yan etkisi var diye olmak istemiyor.
  • 667
    artık yakalanmamanın neredeyse mucize olduğu hastalık. hastalık çıktığında işsizdim. babam, annem ve ben köye gidelim dedik, istanbul'da durulmaz dedik. 2 ay kaldık orada. kimse dikkat etmiyordu, burada bir şey olmaz diyordu ki çarşıya 10 günde 1 iniliyordu normalde, sadece çarşıya indiğinde dikkat etsen gerçekten bir şey olmazdı. toplam 4 evin olduğu bir köyden bahsediyoruz.

    neyse 2 ay sonra biz döndük ama gerçekten ciddiye almayan 2 ev vardı. hepimiz de akrabayız bu arada. babam ise orada kaldı. babam 1 ay önce geldi ve geldiğinden 3 gün sonra köyde hastalığın çıktığını öğrendik. o 2 evde yaşayan 4 kadın, komşu ziyaretlerine gidiyorlar. normalde de öyle bir şey yaptıkları yok ama bu dönemde akıllarına gelmiş. oradan hastalığı kapıyorlar ama ilk başta haberleri yok tabi. babam gelmeden 4 gün önce de ölmüşlerin ruhuna diye kuran okutuyorlar. köydeki herkesi de eve topluyorlar, hatta diğer köylerden de insanlar çağırıyorlar. niye gittiniz diye sorduğum herkes de gitmezsek ayıp olurdu cevabını veriyor ki gel de küfür etme. bir tek babaannem gitmiyor ki kadın 90 yaşında. bir gün sonra o kadınlar babaannem gelemedi diye ziyaretine geliyor eve. orada ikisi kötü oluyor. bunlar ama 4 gün boyunca hastaneye gitmiyorlar, üşütmüştürler diye düşünüyorlar. tabi normal hayatlarına devam ediyorlar ki maske takmayı bırak herkes iç içe yaşıyor köyde. bize de hastaneye gittikten 3 gün sonra haber veriyorlar. haber geldikten sonra babam ayrı odaya geçti ama 3 gün iç içeydik. o 4 kadın haricinde 5 kişi de daha çıktı ama bizim evden kimsede çıkmadı. babamın amcasının karısı da öldü.

    ben istanbul'a döndüğümde bir iş buldum. 1 ay çalıştım sadece, sonra ayrıldım. fabrikada çalıştım ve orada da kimse dikkat etmiyordu ki dikkat edebileceğin bir ortam da yoktu. çok küçük bir soyunma odası vardı ve 150-200 kişi aynı yerde giyiniyorduk. ara verildiğinde herkes beraber sigara içiyor, herkes beraber yiyordu. daha gittiğim ilk gün mühendislerden biri gel büfeye gidelim yolda laflarız dedi. sonra oturduk bir bankta ve bana daha yeni corona geçirdiğini söyledi. sonra öğrendim ki çalıştığım bölümde olan insanların yarısı geçirmiş hastalığı. ben çalışırken de 2 kişi yakalandı. ama şansa o 1 ayda ben yakalanmadım hastalığa.

    8 ay boyunca hiçbir arkadaşımla görüşmedim. bazıları darıldı hatta. ilk defa bundan 12 gün önce bir arkadaşımın evine gittim. toplam 6 kişiydik. ben bir arkadaşla aynı odada kaldım. 2 gün önce karantinaya girdiğini öğrendim. çalıştığı yerde aynı odada çalıştığı kişi hastalığı kapmış. hayırlısı diyorum ben de.

    bir de bugün oturduğumuz binanın covid-19 ile sarıldığını öğrendik. üst kat komşumuz aradı ve test yaptırdıklarını söyledi. annem de diğerlerine haber vermek istedi ve aradığı 2 kişide de hastalık çıktı. 10 dairenin olduğu bir binadayız. her katta 2 daire var. şu an bir alt katımız, yanımızdaki daire ve bir üst katımızda hastalık var. bir de en üst katta var. bizim sitede yok diye hepsi rahat rahat takılıyorlardı. havalar güzelken sitenin bahçesine çıkıp çay içiyorlardı kadınlar. anneme çok sert çıktım bir tek annem gidemedi. annem diğerlerini de uyardı ama dinlemediler. bu yüzden olmadı belki ama şimdi hepsi hasta.

    ben 8 ay boyunca kendi yaş grubumda bu hastalığa en fazla önlem alan insanlardan biri olabilirim. belki korkak biri olduğum için de olabilir bu ama ciddiye alınması gereken bir hastalık olduğu apaçık ortada olan bu hastalığı insanlar ciddiye almadı ve hala daha almıyor. dalga geçtiler, çok ciddiye alıyorsun dediler, böyle kafayı yersin dediler ve belki de normalde olmadığı kadar sosyalleştiler. şimdi nasıl korktuklarını görmeniz lazım. birkaç kişi çıkmıştı televizyona çok pişmanız diye, işte hepsi öyle. ama insanoğlu işte böyle maalesef; yaşamadıkça bir şeyi ciddiye almıyorlar. insanlardan kendimi uzaklaştırmıştım ama bu dönem daha da uzaklaşmama vesile oldu. böyle aptal insanlarla ilişkimi kesmeme sebep olması da bu hastalığın getirdiği tek olumlu şey olabilir. neyse, bekliyoruz bakalım piyango bize ne zaman vuracak...
  • 908
    bu başlığa yazacağımı hiç düşünmezdim, yani konduramazdım herhalde ne bileyim.

    canımın canı, en iyi arkadaşım, kıymetlim anacığım bu illet yüzünden şu anda yoğun bakımda. yazması o kadar güç, anlatması o kadar zor ki bunları, boğazımda kocaman bir yumru var. görememek, konuşamamak, sağlıklı bir haber alamamak öyle çaresiz hissettiriyor ki insanı, kelimelerle ifade edemem. ilk defa kendimi bu kadar çaresiz hissediyorum ve belki de ilk defa bu kadar korkuyorum.

    lütfen, dua edin renktaşlarım. dua edin, annem sağlığına kavuşsun. dua edin tüm bu illetle boğuşanlar sevdiklerine kavuşsun. bir de dikkatli olun...
  • 801
    yola çıkmış sinovac veya halkımızın sevdiği tabirle çin aşısına, genel olarak da aşılamalara ilişkin biraz bilgi vermek istiyorum.

    aşının güvenliği ve yan etki profiliyle ilgili ocgunsson (bkz: #3023756) şu yazıda yeterince bilgilendirmiş zaten. ben daha çok aşının asıl işlevi nedir, neden ilaç değil de aşı ve en kötü aşı bile neden süper bir olay onu anlatayım.

    biliyorsunuz salgının başından beri bir r0 katsayısıdır gidiyor. r0; hasta bir kişinin hastalık bulaştırdığı insan sayısı demek. yani ben hastalanıyorum, diyelim ki r0 2 olsun, 2 kişi de benden kapıyor. onlardan da 2 kişi kaparsa, hop 4 kişiye çıkıyor, onlardan da 2şer kişi kaparsa hop 8 oluyor. matematiğe aşina olanlar bunun üslü bir sayı olduğunu 2^3 gibi hemen fark etmişlerdir zaten. bu yüzden artış logaritmik oluyor, yani inanılmaz hızlı ve patlayıcı tarzda. sağlık bakanı nisan ayında r0 katsayımızı 1.56 açıklamış ki karantinanın en sıkı günleriydi ve doğru rakam açıklamaya yönelik bir alerjisi olduğunu da artık biliyorsunuzdur zaten. muhtemelen r0 katsayısı 2'nin çok üzerinde şu anda. şimdi bu bilgiyi aklımızda tutalım.

    aşıların etkinliğiyle ilgili bir sidik yarışı sürüyor, her hafta başka bir şirket %92, yok benimki 94, aha benimki 96 oldu filan diye açıklama yapıyor. normal koşullarda inanmayacaksınız ama %70in üstünde etkinliği olan aşılar (hatta ilaçlar) yeterli etkinlikte kabul ediliyor, hatta dsö salgının başlarında %50'nin üstüne okeyiz dedi.

    şimdi biz gelecek aşıyı %80 etkinlikte sayalım. bu ne demek; yapılan 100 kişiden 80'i bağışıklık kazanıyor ve hastalığı geçirmiyor/yaymıyor demek. (mukozal bağışıklıkla ilgili tartışmaların, yani aşılananların taşıyıcı olabileceğini biliyorum, şimdilik onu göz ardı edelim) %80 etkinlik, 10 kişiden sadece 2'si hastalığa açık demek, yani bir hasta getirip bunların suratına öksürtseniz sadece 0.2 oranında hastalık yayabiliyorsunuz. e peki o 2 kişi kime bulaştıracak? eğer tüm toplumu aşılarsanız kendileri gibi %20ye giren başkalarını bulup bulaştırmaları gerekecek ki popülasyonda bunun oranı da 0.2. şimdi 0.2 kişinin 0.2 kişiyle karşılaşma oranı bakınız 0.2x0.2=0.04 oldu. yani sayı inanılmaz olarak yüzde dörde düştü. e peki bu 0.04 kişi kimi bulup hastalandıracak? 0.04x0.2=0.008. yani üç bulaşma aşamasında yüzde yirmiden binde sekize düştük.

    işte aşılama bu yüzden süper ötesi şahane bir olay ve hastalığın kökünü kazımak için de tek geçerli yol. ben istatistikten pek anlamam (okulda ilk kaldığım ders) ve yaptığım şu basit hesapta yanlışlar göz önünde bulundurmadığım başka değişkenler de olabilir ama kabaca r0 katsayısı denen nane bu işte, eğer birin altına düşerse salgın "azalarak bitecek" ne kadar düşerse o kadar hızlı bitecek. teorik olarak tüm toplumu aynı anda aşılasanız 2 aya kalmadan hastalık bulaştıracak adam bulmak zorlaşacak. arasanız coronavirüs bulamayacaksınız.

    e peki neden aşı şirketleri sidik yarıştırıyor? iki sebebi var, birincisi klasik pazar kapma, hisse değerlenmesi vs. ikinci sebep ise istisnai bir durum, şu anda geniş ölçekli bir salgın yaşadığımızdan aşının bir nebze de ilaç olması gerekiyor. yani koruma kadar tedaviye de yaraması lazım. örneğin siz küçükken kızamık aşısı oldunuz ama belki de hayatınız boyunca kızamıkla hiç karşılaşmayacaktınız (başkalarının olduğu aşılar sayesinde, aşı karşıtı gerizekalılar da bunun rahatlığıyla vikvikliyor) yani kızamık aşısının sizi hemen koruması gereken kapınızın önünde bir tehlike yok. ama covid için bugün aşı olmazsanız 6 aya kalmaz garanti hastalanırsınız çünkü virüs seyrüsefer halinde tüm dünyayı geziyor. bu kez aşının koruyuculuğunun mümkün olan en yüksek seviyede olması lazım ki sadece koruma amaçlı değil şifa niyetine de yapılsın.

    etrafınızda aşı karşıtı varsa, allah aşkına, şu covidlileri kurtarmaya çalışırken ölen sağlıkçıların ellerinden alınmış hayatları, geride bıraktıkları yakınları aşkına bu insanları ikna edin. edemiyorsanız lütfen aşı oluncaya kadar onlarla görüşmeyi kesin. bu bir insanın tercihine bırakılabilecek bir konu değil. ben şahsen devletin başında olsam aşı olmayanların anayasal hakları dahil kısıtlamak için elimden geleni yapardım. şu koca salgının ortasında vikvikleyen ne kadar işe yaramaz varsa vatandaşlıktan çıkarır, fidel castro'nun yaptığı gibi gemiye bindirir açık denize salardım ki en azından başka bir garibana hastalık bulaştırmasın. neyse.

    işte böyle folks. ışık göründü. ben bu dönemde psikiyatristlikten çok danışmanlık yaptım. seansların yarısı covid yaygarasıyla geçti. hatta salgının başında her şeyi göğüsçü arkadaşlara soruyordum şimdi baya kendim cevaplıyorum, takip ediyorum. evde ve iş yerinde de psikopat gibi kural koyup uyguladığım için adım covid komiserine çıktı. politbürodan covid komiseri sivilcik. "aşı karşıtı bir makale paylaşmışsınız, belki gulagda bu konuyu düşünmek istersiniz?"

    yakınlarını kaybedenler varken şaka yapmak bile ayıp. bakın iki üstte dmrktnbabasının kaybını anlatmış.

    ölenlerin yakınlarına saygı için olsa yine gidin aşıyı yaptırın.
  • 600
    --- alıntı ---

    fahrettin koca, belirti göstermeyen ama testi pozitif çıkan vakaların tabloda yer almadığını söyledi.

    --- alıntı ---

    https://twitter.com/.../1311349147216293895

    anlaşılan o ki aylardır kendisine karşı sahte zaferler kazandığımız virüs. gözlerinin önündeki ekranda 30binli vaka sayıları dururken, rakamlar 1000-1500 olarak açıklanıp, insanlar göz göre göre avm gezmeye, tatile gitmeye, düğün yapmaya teşvik edildi. kim bilir sırf bu algı için fazladan kaç can kaybettik. yazık...

    edit: söz konusu rakamlar:
    https://twitter.com/.../1310980111039164416
  • 845
    sinovac 1. doz aşısını yaklaşık 30 dk önce olduğum hastalık. 28 gün sonra 2. dozu olacağım inşallah. buradan herkesin aşı olması(ulaşabildiğinde tabi ki) tavsiyesinde bulunuyorum ve birkaç ekleme yapmak istiyorum ve merak etmeyin yazının sonu çince bitmiyor :) ;
    - hiçbir aşının faz 3 çalışması bitmedi. ara veya 1. sonlanım noktalarındaki sonuçlar ile pandemi nedeni ile acil kullanım onayı aldılar.haliyle faz3 çalışması bitmemiş bir aşının koruyuculuk süresini de yolda öğreneceğiz. (tüm aşılar için)
    - sinovac ın sonuçları sadece basın toplantısı ile açıklaması, bilimsel raporu yayınlamamış olması hayal kırıklığı ancak elimizdeki tek aşı ve yayınlanan (tekrar ediyorum basın açıklaması) ara sonuçlar aşının ağır hastalıktan yüzde 100 hafif-orta hastalıkta yüzde 78 koruduğunu gösteriyor. yani yüzde 50 ye takılmayın, kapsak da vız gelip tırıs geçecek.
    - hepimiz tt arenaya tekrar gidebilmek için çıldırmış durumdayız ve şimdilik aşı bizim kısa vadede tek şansımız.
    - alerjik bünyesi olanlar için; bizde olmaması nedeniyle önemsiz bir bilgi olsa bile söyleyeyim mrna aşıları biraz daha alerjik (yüzde 10) ilk raporlara göre. yani sinovac biraz daha güvenli alerjik olay açısından.
    - şu an farklı mutasyonların pörtlemesi korkutucu gözükse de aşılanmış bireylerde bu varyantların hiçbiri hastalık oluşturmadı.yani aşı (şimdilik) bu varyanlara karşı da koruyor diyebiliriz.
  • 962
    yaklaşık 10dk önce eşimle moderna aşısı olduk ve kısmetse covid sürecini covid olmadan atlatma hedefimize ulaşacağız. umarım en kısa zamanda şu süreci atlatırız ve ileride doğacak çocuğuma "böyle saçma sapan bir 2 yil yaşadık sen portakalda vitaminken" diyeceğim.
    arkadaşlar ben çiplendim, google mapse "halla" yazinca hareketlerimi izleyebilirsiniz.
  • 653
    2 ekim 2020 tarihinde bulaştı ve yaklaşık 10 gün uğraştım bu hastalıkla, çok şükür atlattım.

    bilgi anlamında ekleme yapmak istiyorum. bağışıklık sisteminiz kadar maruz kaldığınız virüs miktarı da önemli. ben 40 yaşında, aktif spor yapan, eski askeri personel (20 sene) ve kolay kolay hasta olmayan (15 senedir grip bile olmadım) biriyim. normal şartlarda çevremdeki herkes ve ben kolay atlatacağımı düşünüyorduk. ancak o kadar kolay olmadı.

    eşim özel bir hastanede hemşire ve takdir edersiniz ki tüm hastaneyi tanıyor. testimi çalışan laborant arkadaşının benim pcr testim hakkında söylediği şey "yüksek pozitif" oldu. şunu belirtiyor; tüm test sonuçlarını doktora gösteriyoruz çünkü teyite muhtaç oluyor ama bunda gerek duymadık çünkü çok netti dedi.

    bu sebepten dolayı virüs akciğerlerime indi/tutundu. evdeki 5 günlük ilaç tedavisinin bitiminde hissettiğim göğüsteki hafif tıkanıklık neticesinde 5 gün de hastanede yatarak tedavi gördüm.

    çok şükür atlattım iyi durumdayım ve işe döndüm. bilgilendirme isteyenlere yardımcı olabilirim yaşadıklarım kadarıyla.
App Store'dan indirin Google Play'den alın