son zamanlarda sözlükteki arkadaşlarımızın ve yakınlarının da başlarına çokça geldiğini gördüğümden mütevellit bu entry'i girme gereğini hissettim.
bu renktaşınız paulo dybala ile yarışır derecede uzun bir covid-19 pozitif süreci geçirdi.
tam 45 gün.
yani 6.5 hafta.
nacizane bir rehber olabilme adına da sizinle deneyimlerimi paylaşmak istedim.
16 mart - 20 haziran arası: evden çalışma, full karantina, dışarıya sadece alışveriş için maskeyle çıkma, alışveriş dönüşü - anahtar - para - kredi kartı tutunca dezenfektan kullanımı ve ardından el yıkama ile geçti.
evde; haftada 5, günde 2 kere 35 dk'lık cardio-hit antremanları yaptım, dışarıdan yemek söylemedim.
asla toplu taşıma kullanmadım, 5-6 kere maskeyle taksi kullanımı yaptım.
asla açık alan dahi olsa sosyalleşme için arkadaşlarımla caddebostanmış, balkonmuş vs. çıkmadım.
bu süre zarfında -normal dönemde- yaşanabilecek olan nezle-soğuk algınlığı türevi hiç bir rahatsızlık yaşamadım.
turp gibi bir dönem geçirdim.
20 haziran: o cumartesi çok yüksek ateş ile uyandım. o hafta içinde sadece 2 kere alışverişe -her zamanki önlemlerimi alarak- çıkmıştım. parol alarak ve soğuk duş ile ateşi biraz düşürdüm. fakat herhangi bir riskli hareketim olmadığı için corona diye düşünmedim. biraz ateş, biraz halsizlik ile o günü geçirdim.
21 haziran: parol almaya devam ettim, hiç bir sıkıntım yoktu. hatta o gün gazişehir maçında baya hakeme söve söve izledim maçı.
22 haziran: sabah her zamanki gibi mesaiye kalktım. ufak bir halsizliğim vardı. ama gün içinde inanılmaz bir ağırlık çöktü.
ve gece acıbadem kadıköy hastanesine gittim, testimi yaptırdım.
kan testi ve covid testi yapıldı.
acil doktorum kanda bir enfeksiyon görüldüğünü ve covid test sonucunu beklemem gerektiğini söyledi kesin sonuç için.
23 haziran: 18:30 civarı telefon ile kadıköy ilçe sağlık müdürlüğünden arandım ve test sonucumun pozitif olduğunu söylendi -zira test pozitif olursa hemen aranıyormuşsunuz-. 14 günlük karantina yapmam gerektiği söylendi, genel bilgiler verildi, evde takip edileceğim anlatıldı.
her gün bağlı olduğum aile hekimim aradı.
24 haziran: evime 5 gün boyunca -sabah akşam birer tablet- kullanacağım
plaquenil ilacım gönderildi.
toplam 10 tablet geldi.
sabah akşam, 12 saat arayla almam gerektiği anlatıldı.
24 haziran-29 haziran: 5 gün boyunca ilacı kullandım. bu sürede, halsizlik, ateş ve ishal sürekli vardı.
2.günden itibaren tat ve koku gitti. doktorların tavsiyesi üzerine her akşam kelle paça içtim.
(tadını aldım mı derseiniz, alamadım cidden)
mümkün olduğunca dinlendim, hiç dışarı çıkmadım.
tüm market siparişlerini eve verdim, hep online ödeme yaptım, getiren kuryelere asla temas etmedim.
29 haziran-6 temmuz: ilaç kullanımı bittikten sonra, semptomlarım yavaş yavaş kayboldu.
artık ateş 37yi geçmiyordu, çok sık çıkmıyordu.
tat koku geri geldi.
evde istirahatten ziyade, evde yatış durumuna geldi.
6 temmuz: büyük umutlar ve biten karantinam sonrası 2.pcr testimi yaptırmaya gittim.
0 semptom olduğu için çok rahattım.
7 temmuz: test sonucumun karşısında: tekrar numune gönderilecek yazıyordu.
bu durum ya testin doğru yapılmadığı, çıkan sonucun pozitife de negatife de yakın olduğu ya da alınan numunenin laboratuar'da bir şekilde zarar gördüğü durumda oluyormuş.
hemen tekrar test yaptırmaya gittim. (3.testim)
9 temmuz: sonucum bir daha pozitif çıktı, ardından ilçe sağlık müdürlüğü ile konuştum.
bana 14 günlük iyileşme süresinin testin ilk yapıldığı tarih değil, semptomların bittiği günden itibaren sayılması gerektiğini söyledi.
sonuç olarak evimde karantinaya devam ettim.
16 temmuz'a kadar evde çalıştım, dinlendim. sadece semptom adına kuru öksürüğüm vardı.
c vitamini ve kelle paçaya devam ettim.
evde tam randımanla spor yaptım her gün. -yani nefes darlığı vs. gibi bir sorunum hiç olmadı-
16 temmuzda ise 4.testimi yaptırmaya gittim.
17 temmuz cuma günü test sonucum bir daha pozitif çıktı.
18 temmuz cumartesi günü ise, doktorum "jadore bu normal değil, tamam iyisin ama gel bir ciğer filmi çekelim" dedi.
hemen hastanede ciğer tomografisi çekilmeye gittim.
orada nöbetçi enfeksiyon uzmanı vardı ve buzlu cam görüntüsü gördüğünü,
o nedenle beni evime gönderemeyeceklerini bu nedenle bir pandemi hastanesine sevk edilmem gerektiğini söyledi.
benim başımdan kaynar sular boşaldı.
düşünsenize, hiç bir sorunum yok ama hastaneye yatmam gerekiyor.
eğer hastaneye yatmayı reddetseydim, bakanlık kararı gereği "tedavi red" kağıdı imzalamam gerekiyordu.
artık hukuğumuz olduğu için acil doktorumdan rica ettim, önce eve gidip bir kaç eşya ve çalışmak için bilgisayarımı aldım.
hastaneye geri döndüm.
ve beni yatacağım hastaneye sevk ettiler.
****18 temmuz - 22 temmuz: hastanede -bakanlığın o dönem (şu an ne alemde bilmiyorum) hastane dışı kullanımına izin vermediği favipiravir ilacına başladım. her gün kan sulandırıcı iğne yapıldı ve kan değerlerime bakıldı.
çok taşaklı bir enfeksiyon uzmanı doktorumuz vardı, o beni tedavi etti.
ciğer filmimi ilk görünce "oğlum senin ne işin var burada? taş gibisin. seni kim sevk etti buraya dedi :) bir an önce seni buradan çıkarmamız lazım" dedi. bunları duyunca rahatladım.
ancak mecburen bahsettiğim ilacın kullanımının bitmesini bekledik bakanlık kararıyla.
ayrıca doktorum, ciğerdeki buzlu cam görüntüsünün, artık geçmekte olan bir görüntüye sahip olduğu ve iz bırakmayacağını söyledi.
22 temmuz: sapasağlam taburcu oldum.
22 temmuz-5 ağustos: doktorun tavsiyesi üzerine bir karantina daha geçirdim.
0 semptom, evde yattım. (28 temmuzda bir daha kontrole gittim, hiç sıkıntılı bir durum olmadığını söyledi)
sağlıkla randımanlı sporumu yaptım, beslenmeme dikkat ettim ve son testimi yaptırdım.
6 ağustos: büyük uğraşlar sonucu, negatifi gördüm :)
bu süreçte en az 20 kadar bilim kurulu üyesine, 30-40 kadar doktor ve yakınına, sayamayacağım kadar çok fikri olan kişiyle konuştum.
bir çok farklı şey duydum, gördüm, yaşadım.
artık herhangi bir kanalda bana da sorulsa, hastalık ile ilgili bilgi verebilecek durumdayım :)
son olarak; yaş 33 - düzenli spor yaparım - sigara içmem- alkol ise haftada 1-2 defa sosyal içicilik.
bir de en başından beri kız arkadaşımla karantinaydım. o da covid pozitifti fakat normal insanlar gibi, 14.gününde atlattı :)
benim davarlığım gibi 45 günü görmedi.
velhasıl kelam, üzülerek söylüyorum ki ne kadar dikkat ederseniz edin, bu hastalık sizi bulabilir. o yüzden mümkün olduğunca dikkat edin, sağlıklı beslenmeye çalışın.
allah bizi ve ailelerimizi kourusun.
not: karantina süresince tek bir galibiyet aldık. o galibiyet de hastanedeyken izlediğim göztepe maçı
*nda geldi :)