resim
Lincoln Cássio de Souza Soares
Takım:Kariyer Sonu
Mevki:On Numara
Yaş:45
Boy:-
Uyruk:Brezilya
  • 2651
    2007-2008 sezonu o camura batmis 19 mayis stadi zemininde, genclerbirligi deplasmaninda, son dakikalarda hic yoktan cika gelip umit karan’in* ceza yayi sol cizgisine yakin bir yerden kafayla indirdigi topa gelisine sag ayaginin disiyla vurmus ve uzak koseye golu yazmisti. mac oncesi feldkamp “istifa” etmis ve yardimcisi ahmet akcan’da beraberinde gitmisti. o yuzden maca kondisyoner cevat guler ile cikan takimimiz (iddialara gore o surecte kadroyu hakan sukur ve hasan sas kurmustu) bu maci lincoln’un son dakika goluyle kazanmis ve o sezon sampiyonlar liginde tarihinin senesini yasayan fenerbahce’yle yarisi koparmamisti.

    gene birkac hafta sonra o donemki adiyla istanbul buyuksehir belediyespor olan simdinin basaksehir’i ile oynanan macta da sov yapmisti. attigi gol cok yavan kalsa da takimimiz fenerin alex’e uyguladigi sistemi biraz modifiye ederek 4-4-1-1 formasyonunda ve o maca kadar uc buyuklere mac kaybetmeyen ve iki hafta oncesine kadar galatasaray ile adi gecen buyuk kimyager sir abdullah avci’ya 3-0 ile ilk uc buyuk yenilgisi yasatmisti. o donem fatih terim stadi insa edilmedigi icin 1 yil oncesi bize sampiyonlar liginde kabus yasatacak olimpiyat stadinda oynamistik. mactaydim. zannedersem “haydi bastir galatasaray, en buyuksun galatasaray, yonetim futbolcu taraftar, sampiyonsun galatasaray” tezahurati ilk kez soylenmisti. “yonetim istifa” disinda yonetim sozcugunu ve bunu olumlu sekilde kullanan ilk tezahurat buydu galiba. bir de akilli telefonlarin henuz yeni yeni ciktigi bir donem oldugundan simdiki 2001 dogumlu youtube ergenleri gibi paso story paylasip mal mal yorumlar yapan guruh yoktu. elimdeki 1 bucuk megapiksel sony eriksson telefonla iki uc dakikalik kayit almistim izleyip izleyip dururdum.

    neyse konunun disina cok ciktik. velhasil lincoln o iki maca birde sezon basi ilk 4 haftaya damgasini vurarak yarisindan fazlasini sakat gecirdigi sezonana aslinda biz farketmeden cok buyuk katki vermisti. belki cogu maci kacirdi ama ilk haftalarda attigi gollerle bi hava yakalamamiza sebep olmus, son 6 haftada gene sakatlanana kadar kritik maclari kurtarmisti.
  • 2654
    zamanında çok sevilip çok güzel hatıralar yaşanan ancak kanlı bıçaklı ayrılındığı için hiç bir zaman iyi hatırlanmayacak eski sevgili gibidir. hayatımın en travmatik maçı olan 19 mart 2009 galatasaray hamburger sv maçının sonucunun baş müsebbibidir. çoktan koparıp gidebileceğimiz maçta bilerek oynamamıştır. 2000den sonra belki de ilk kez uefa kupasını almaya en yakın olduğumuz, üstelik finalinin kadıköy’de oynanacağı ve muhtemel bir şampiyonlukta fenerbahçe isimli oluşumu kutuya koyup rafa kaldıracağımız sezonda bir hayali suyu düşüren isimlerin başında gelmektedir.
  • 2658
    kendi paramla aldığım ilk formanın arkasında adı yazılı oyuncudur.

    rahmetli özhan canaydın, çorlu'da taraftar derneği açılışı sırasında lincoln ile anlaştık diye haber vermişti. gstv'de oyuncunun transfer videosunda kadıköy'de şampiyonlar ligi'nde fener'e attığı 2 gol bol bol gösterilmişti.

    canı istediğinde futbol oynardı. deplasmana özellikle de soğuk deplasmanlara gitmezdi. schalke iyi performansa rağmen sanıyorum ki sorunlu yapısından dolayı bize satmıştı.

    hagi'nin yerini doldurmaya çalıştığımız senelerde, büyük ses getirerek gelen, sonra başarısız olan bir başka oyuncu olarak tarihe karıştı.
  • 2661
    inanılmaz bir topçuydu. izlerken zevk duyuyordum. hani böyle topu ayağına aldığında sanki topla dans ediyodu top ona geldiğinde gözümü ekrandan ayırmazdım. sağa bakar sola atardı. sola bakar sağa atardı. adama hayrandım ya hala da hayranım. hatırlayınca kederlenirim :(

    öncelikle çok zor bi transferdi. hatta yıllar sonra transferiyle alakalı şöyle bi yazı gördüm :

    https://twitter.com/.../1036298263425679363

    --- alıntı ---

    “bizim lincoln’ü satma gibi bir niyetimiz yoktu ancak haldun üstünel geldi ve zorla randevu aldı, 2 saat görüştük.

    inanılmaz bir diksiyonu ve ikna kabiliyeti vardı. 5 milyon gibi komik bir fiyata lincolnü sattım.

    ertesi gün uyandığımda “ben ne yaptım” dedim.”

    clement tönnies

    --- alıntı ---

    2007-2008 sezonunda takımda oynayan 1-2 yabancıdan bi tanesi (diğeri de song'tu galiba). o sezon inanılmaz bir uyumu vardı takımla. takım içinde oyuncularla pek sorunu yoktu ama bazen kafasına göre oynardı :)

    en iyi maçlarına uefa kupası'nda oynuyodu. hertha, bordeaux bide malesef hamburg. hamburg maçında oyundan çıkmasaydı çok büyük ihtimalle turu atlardık. oyundan çıkarken bülent korkmaz'a ''why coach why ?'' demesini unutamıyorum. :(
  • 2662
    https://tamsaha.wordpress.com/2009/12/

    hakkında 2009 yılının aralık ayında kaleme alınmış şöyle iç burkan bir yazı okudum. kim yazdı, blog kime ait hiç bilmiyorum ama samimi bir anlatımla mutlak sevgi ve özlem dökülmüş kaleme. hagi'den sonra uzun yıllar 10 numara sıkıntısı çektik. o sıkıntıların üstüne lincoln'ün gelişini sabaha kadar kutladık. iyi işler de yapmadı değil ama bir şekilde erkenden ayrıldı yolumuz.

    bir futbolcunun, bir taraftarın kalbinde böyle derin yer ettiği oluyor bazen... ben de iliç konusunda böyle hassasım.(u: (:)

    not: böyle eski bloglarda yazılmış eski yazıları okumak tuhaf hissettiriyor insana. zaman tünelinde yolculuk yapmak gibi bir şey yani...
  • 2664
    saf yetenekti. hagi'den sonra gördüğümüz en yetenekli 10 numaraydı.

    canı isteyince oynayan tiplerdendi. fb medyasının gazına gelip taraftar da üzerine gidince iyice ayarı kaçtı.

    zaten istikrarı olsa yolu türkiye'ye düşmez avrupada 1.sınıf bir takımla la liga, seri a ya da şampiyonlar ligi kupası kaldırırdı.

    2008-2009 sezonu 16.haftaya kadar olan istatistikleri. bu istatistikleri şu an ligimizde yapan biri olsa kapıyı 30 milyon avrodan açardı oynadığı kulüp.

    https://www.transfermarkt.com.tr/...0/plus/0?saison=2008

    o dönem rıdvan başta olmak üzere herkes üzerine gitmişti. buna taraftarın gaza gelip sallaması ve kendi disiplinsizliği de eklenince 2.yarı kayboldu gitti. adamın saçının bile eleştirildiğini hatırlıyorum.
  • 2665
    kendisinin kaybolup gitmesinde disiplinsizliginin yaninda o donem kisa bir ara teknik direktorlugumuzu yapan bulent korkmaz’in yerli oyunculari ve formdan dusmus hasan sas’i lincoln yerine tercih etmesi ve lincoln’e olan garezi gercegini de unutmayalim.

    bulent korkmaz’in galatasaray tarihinde yeri ayridir ama gercekleri de ortbas edemeyiz. daha gelmeden o sene oynadigimiz hertha berlin macinda yorumcu olarak cikan bulent korkmaz’in “galatasaray evlatlari varken niye lincoln kaptan oluyor” demisligi vardi. ayrica futbolun kendilerini biraktigi hasan sas, umit karan, ve yetenek olarak kisitli mehmet guven o donem bir cok kez kewell, lincoln, ve baros yerine anlamsiz bir sekilde oyuna suruldu. hatta arda turan’in 66 numaradan “adamliga” evrildigi surec o donemde basladi.

    tum bunlarin yaninda bulent korkmaz’in eski asker arkadaslari hakan unsal, ve henuz biraz da siyasi sebeplerden vatan haini ilan edilmemis hakan sukur’un gaziyla iyice yerli - yabanci ayrimi yapilmisti. oyuncu degisikligi tabelasinda “kewell-mehmet guven”, “lincoln-ayhan/hasan sas” yazilari yuzunden ligde 5. olduk, avrupa’da kadikoy’e finale gidecegimiz yil o meshur hamburg faciasini yasadik.

    tum bunlarin ustune ertesi yil hakan unsal cikip “galatasaray’li yabancilar noele gitmek icin bilerek sakatlik numarasi yapiyor kart goruyor” diye bir yazi yazmisti. guzide taraftarimiz “ama objektif olcem derken b*kuni cikarma agbi” diye sirin mi sirin dusunurken aslinda bu yorumlarin takimimizda huzursuzluk cikarip yerli-yabanci ayristirdigi ve bu sebeple potansiyel 3 sampiyonluk kaybetmemize yol actiginin farkinda bile degildi.

    galatasaray gercegidir, “bazi” efsanelerimiz bize ne kadar verdilerse, bir o kadar da aldilar. bunu kimse inkar edemez.
  • 2667
    2008-09 sezonu. hamburg maçında emre aşık haksız bir kırmızı kart görüyor. ilk maçtayız. deplasmandayız. skor 1-1. aynı anda nonda, kewell, arda ve lincoln sahada. takımın teknik direktörü bülent korkmaz bu karttan sonra, bence doğru bi değişiklikle, oyundan lincoln'ü çıkarıyor. yerine mehmet güven'i alıyor, kewell'ı da stopere çekiyor. burda not düşelim. mehmet güven'i diğer hocalar ne kadar kullanmışsa, kewell'ı stopere çekecek kadar eksiğin olmasına rağmen, bülent korkmaz da o kadar kullanmıştır. 6-7 maçta, maç kadrosuna dahil bile etmemiştir.

    oyundan çıkan lincoln, bülent korkmaz'a söyeniyor ve fuck off diyor. maç sonunda haldun üstünel, lincoln'ü haşlıyor. skibbe döneminde krallığını ilan etmiş lincoln bu duruma alınıyor. daha önce de yaptığı iddia edildiği gibi, deplasmanlara "sakatım" bahanesiyle gitmek istemiyor. bülent korkmaz da zorla götürüp kulübede yanında oturtuyor. burda en az suçu olan bülent korkmaz'dır ki hatırladığım kadarıyla "galatasaray'ın evladı" tabirini de mehmet güven için değil, yorumcu olduğu ve meira'nın abuk subuk hatalar yaptığı dönemde emre güngör için kullanmıştır. yine hasan şaş'a da lig, kupa, avrupa derken 6 maçta toplam 82 dakika şans vermiştir. ama hep lincoln'ü kesip hasan'ı oynatmış gibi anlatılır. burda fikirlerine çok değer verdiğim dostlarımız da öyle hatırlıyor olabilir. asıl ayıbı, hasan şaş oyuna girerken onu ıslıklayan biz galatasaray taraftarı yapmışızdır. aklıma geldikçe üzülürüm.

    üst düzey bir yetenek olan lincoln kariyerinin her aşamasında karakter sorunları yaşamış bir adamdır. gittiği diğer takımlarda bülent korkmaz yoktu ama hepsinde sıkıntı yaşadı. bu yüzden suçu bülent'e ya da başkasına atmaya gerek yok. kaldı ki galatasaray kulübü, rijkaard gibi ismi büyük bir hocayla kendisine tertemiz sayfa açma fırsatı verdi. beyzademiz onu bile kabul etmeden kaçtı gitti.
  • 2673
    ilk zamanlarında yeteneğiyle kendine hayran bırakan, karakteri ve istikrarsızlığı ile zamanla kendisinden soğutan brezilyalı on numara. özellikle ilk sezonda 12 ağustos 2007 galatasaray çaykur rizespor maçında attığı füze aklımda yer edinmiştir. fakat yeteneğini tamamlayacak, onu ideal bir 10 numara yapacak liderlik ve çalışkanlık özellikleri zayıf olduğu için kimseyi tatmin edemeden ayrılmıştır. deplasman maçlarına gitmemesi, yaz kamplarına geç katılması gibi profesyonellikten uzak davranışları hala aklımdadır. bunun yanında 67 maçta 28 asistlik performansıyla asist konusunda son yıllarda herhangi bir futbolcumuzda görmediğimiz bir üretkenliği olduğu söylenebilir. işini ciddiye alsa belki de kendini dünya yıldızları arasında sayabilirdik, ama almanların dediği gibi: halamın tekerlekleri olsa minibüs olurdu
  • 2674
    bugün 43 yaşına giren yakın dönem 10 numaralarımızdan belki de en gösterişlisi. topla dans eden topçular familyasının da son üyelerindendi, hem kendine hem bize çok yazık etti...

    cassio lincoln denince bir çırpıda akıllara gelen top 5 (rastgele sıralamayla):

    1) ilk maçında olimpiyat stadı'nda çaykur rize'ye salladığı füzesi
    2) 3-4'lük bellinzona deplasmanında son dakikada rakibe çarpıp giren aşırtması
    3) turuncu formayla çıkılan fb deplasmanında 0-1 öne geçiren golü + frikik golünün saçma sapan şekilde iptal edilmesi
    4) volki'den sami yen'de kaçışı
    5) kaptan çıktığı hertha berlin deplasmanındaki tek kişilik şovu
App Store'dan indirin Google Play'den alın