• 51
    böyle bir dönemi başlatacak başkan ve yönetimi merak ettirendir.

    galatasaray camiasında; fatih terim ile çalışma riskini ve yükünü alıp, omuzlayabilecek bir başkan adayı kalmadı bana kalırsa. en son başkanlık seçiminde ortaya çıkan adaylardan; yiğit şardan ve ibrahim özdemir, her ne kadar zayıf profiller olsalar da terim ile çalışmayı tercih etmeyecek adaylardı. seçimden ikinci çıkan eşref hamamcıoğlu ise, direkt olmasa da tercihleri ile fatih terim'in önceliği olmayacağını ifade ediyordu. metin öztürk ise hem kendisi, hem de teknik direktörlük makamı için geçici bir görev süresi biçmişti ilk etapta. yani bir yılın sonunda belirsizlik olurdu en iyi ihtimalde bile.

    bunların dışında; terim'i seçim kozu olarak kullanan, hocanın da tercih ettiği burak elmasla gelinen nokta ortada. bir önceki mustafa cengiz yönetiminden abdürrahim albayrakla da fatih terim'in, eskisi kadar samimi olmadığı dahası albayrak'ın sosyal medya üzerinden terim'e imalı mesajları beğendiğini biliyoruz.

    yani teknik direktör olarak dönüşü bence düşük bir ihtimal. başkanlığa oynayacaksa da bu yeni bir dönem olur. o durumda da şansı ne kadar olur tartışılır elbette. galatasaray'daki işlere akıl sır ermiyor malum.
  • 58
    fatih terim ve galatasaray başarılarla dolu 4 dönem yaşadı. biri diğerinin sayesinde değil, doğru zamanda doğru bir birliktelik olduğu için ikisi de başarılı oldu. denklemden birini çıkarıp yerine farklı takım ya da teknik direktör yazılsaydı aynı başarılar yaşanamayabilirdi, garantisi yoktu. galatasaray terim sayesinde ya da terim galatasaray sayesinde başarılı oldu şeklinde yapılacak bir yorum iki tarafa da haksızlıktır.

    fatih terim dönemleri güzeldi ancak yaşandı ve bitti, artık önümüze bakmamız gerek. galatasarayın iyiliği açısından yaşanmaması gereken dönemdir 5. fatih terim dönemi.
  • 59
    öncelikle 4. döneminin başlarında ve ortalarında sıkça dile getirdiğim bir kaç şey vardı kendisi için;

    *sığındığı bahanelerden kurtulmazsa,
    *galatasaray'ın geleceği deyip deyip gençleri oynatmazsa
    *kendisine verilen geniş zamanda kulübü avrupa'nın müdavimi yapacak ortamı ve şartları oluşturmak için uğraşmazsa
    *göz göre göre ve kendisine olan olumsuz kanaatlere rağmen federasyon, hakemler ve de galatasaray başkanlık makamında olan kişilerle çatılmaya devam ederek kulübe zarar vermeye devam ederse,
    *kendisi bıraktığındayerine gelecek kendisinin tornasından çıkmış bir teknik direktörümüz ve teknik heyetimiz, altyapımız, oyun sistemimiz olmazsa,

    ayrılışımız iyi olmayacak, efsanemize yazık olacak demiştim. malesef inadı, adam kayırmacılığı, taraftarı eleştirmeye varan ben merkezci ve gerçekleri saptırarak verdiği demeçleri ile kendi sonunu kendi getirdi.

    o zamanlar yazdığım entrylerimde de belirtmiştim, inşallah başarılı bir ortam oluşturarak kendi insiyatifi ile emekliye ayrılır demiştim. çünkü şu şartlarda malesef gelecek tüm hocaların tepesinde demoklesin kılıcı gibi sallanacak. böylelikle malesef kulübün başında olmadığı dönemlerde de taraftarın iki başarısız sonuç sonrası a veya b hoca takımın başındayken "imparator fatih terim", "yönetim istifa" tarzı tezahüratlarıyla oluşacak ortamla; kafa karıştırarak ve lobisiyle etki edecek.

    30 yıldır aklı ererek taraftarı olduğum galatasaray camiası inşallah kendisinin 5. dönemini yaşamaz. inşallah başkanlık makamına da talip olmaz, çünkü en temel yönetim becerilerinden bazıları kendisinde mevcut değil, mesela finans yönetimi. artık hocanın kulüpte altyapı koordinatörlüğü, galatasaray'ın geleceğinin inşası, gençlerin profesyonelliğe geçişi, armaya olan motivasyonun artırılması konulu başlıklarda hizmet etmesinden yanayım. malum galatasaray'ı en çok seven ve en layıkıyla hizmet eden o olduğu için, ya da en azından kendisi o düşüncede olduğu için, şahsi egolarını bir yana bırakıp böyle ulvi bir hizmette maaşla çalışacak olsa da gönüllü olacağına veya boş mukavelelere imza atacağına inanıyorum.
  • 60
    muhtemelen taş gibi bir kadro kurulduktan sonra mevcuttaki hocanın en ufak hatasında günlerce sürecek medya baskılarının ardından kovulmasıyla gerçekleşecek olandır.

    hoca kendisinin kurmadığı taş gibi kadroyu iki sene şampiyon yapar. sonra her transfer döneminde onu beğenmedim, bunu gönderin, şunu da alalım, öbürü de gelsin nolur, şu da kenarda dursun diye mıncıklaya mıncıklaya taş gibi kadroyu mundar edip gidecektir.
  • 63
    biz taraftarız 2025 yılında kötü giden bir sezonda 73 yaşında gelsin yine içimiz kıpır kıpır olur, yine umut dolarız hatta belki yine şampiyonluklar yaşarız ancak dünya üzerinde fatih terim ile çalışma riskini alabilecek yönetim var mı? cidden bilmiyorum artık. hoca öyle bir ağırlık ki bu kulüp için hocalık filan kesmiyor onu. burak elmas gibi şeker kız candy modunda takılan bir başkan ile bile yürümediyse bu ilişki kimseyle yürümez kimse kusura bakmasın. hoca bir daha gelirse teknik direktör olarak 1. adam olmaya değil direk kulübün 1. adamı olmaya gelsin. çünkü sportif direktörlük filanda kesmez onu hepimiz biliyoruz. tek yol başkanlık.
  • 65
    bu gece fatih terim'in twitter üzerinden yaptığı galatasaray'daki ilk imzam ve son imzam açıklamaya taraftarın fatihterimdon'tleaveus hashtagiyle karşılık vermesi bu hashtagin dünya çapında 1. sıraya çıkmasıyla beraber kesinleşen dönemdir. başkan mı olur teknik direktör mü olur bilmiyorum ama taraftarın bu çığlığını kesinlikle karşılıksız bırakmaz.
  • 66
    lucescu'nun 71 yaşında zenit'in, 72 yaşında türkiye a milli futbol takımı'nın ve 75 yaşında dynamo kiev'in başına ki 4 senelik
    sözleşmeyle geçtiğini düşünürsek fatih terim için imkansız olmayan dönemdir.

    fatih hocamız 68 yaşında ayrıldığı için tekrar gelmez algısı oluşuyor ister istemez yoksa ayrılış şeklinden dolayı değil. başka yönetim gelir hocayı ikna etmek isterse asla hayır demez, diyemez.
  • 68
    insaallah olmayacak donemdir.

    dorduncu fatih terim doneminde hangi topu oynadigimizi gorduk de besincide cok iyi top oynayacagimizi dusunuyoruz?

    yillardan beri soyluyordum, hocamizin teknik direktorluk zamani gecmisti, uzatmalari oynuyordu; yine, basarisiz bir baskan olacagini daha onceden de tahmin ettigim burak bey'in simdiden catirdayan yonetiminin sacmasapan bir icraati yuzunden biz turklerin bam teli olan ajitasyon firsati verilerek, yillardan beri oynanan rezil top ve bosa harcanan onlarca ve onlarca milyon euro bir anda unutturularak hocaya ikinci uzatma devresini oynattirmadilar.

    ama zaten yeniliyorduk ve yenilecektik, merak etmeyin. ikinci uzatmada olmasa penaltilarda.

    hoca yillar once futbolun direktoru olmaliydi, genc ve yetenekli bir teknik direktoru basa getirmeliydi... ah, torrent bence yanlis tercih bu arada. bizim ihtiyacimiz olan 3. alman (derwall, feldkamp,...)devrimi. disiplin. modern anlayis. siki calisma. rasyonellik. sorunu gorup, kabul edip, cozebilecek bir irade ve idare.
  • 69
    olmaması gereken dönemdir.

    zamanı geçtiği, teknik direktör olarak yetersiz olduğu için değil, taraftarı arkasında kenetleyebilecek, futbolu bilen bir başkana ihtiyacımız olduğu için, kendisi başkan adayı olmalıdır.

    diğer bütün görevlerde, kötü başkanlara kalkan olmakla beraber, ters bir durumda, kendisinin görevden alınmasıyla sonuçlanacak durumlarla karşı karşıya kalacaktır.

    tabii bu durumun yol açacağı bir sürü dedikodu ile birlikte, kendisine karşı bilenen bir muhalefetle de karşılaşacaktır. teknik direktörken bile, 'tazminatı kovalıyor' imalarında bulunanlar, başkan olunca neler söyler, onu da bilemiyorum. zaten teknik direktörken de, skorlar ve başarı geldikçe, fahri başkan gibiydi. teknik direktörlük, futbolculuk, fahri başkanlık, hepsini yıllarca yaptı hoca.

    son yıllara baktığımızda, en başarılı başkan olarak karşımıza duygun yarsuvat çıkıyor. yani iş, cebinden para vermek falanla olmuyor. anlattığıma en güzel kanıt da, suyun karşı tarafında.

    son paylaştığı fotoğrafta da üstünde yazılanla mesaj iletmekten çok, (tek taraflı ...) kısmı için paylaşılmış bir fotoğraf. yoksa, ilk imza fotoğrafında olduğu gibi, metnin fotoğrafını çekmek yerine, burak elmas'la olan bir fotoğrafını da koyabilirdi. çünkü, eğer o metin paylaşılmasa, arkasından 'tazminat aldı' , 'kendi bıraktı gitti', veya 'karşılıklı anlaştık' denildiğinde, hoca ne söylerse söylesin, inanmayacak bir kesim olacaktı. bunun en tipik örneği, 'taktik maktik yok, bam bam bam' dır.

    sonuç olarak, kulüpte neredeyse her seviyede kendisi kadar deneyimli başka bir insan yoktur. bu kadar zaman sonra da, bu kadar çok yöneticiyle çalıştıktan sonra da, kendi fikrine uygun bir kadro oluşturmak da zor olmasa gerek.

    umarım, bunlara hiç ihtiyaç kalmadan, burak elmas bir şekilde, durumu toparlar.
  • 70
    olmaması hepimiz için bir şeylerin iyiye gittiğine işaret edecek olan ve hiç bir zaman gerçekleşmemesi gereken dönem. fatih terim çok ama çok kariyerli bir teknik adam. kulüp için yaptıklarını yazmaya kalksak kelimeler yetmez. ama dünya futbolunun geçirdiği revize de aynı şekilde ortada. hoca "makas açıldı" gibi bir ibare kullanmıştı. bu ekonomik manada sarf edilen bir cümleydi. fakat futbol kültürü, oyun okuma becerisi vs anlamında da dünya futbolu ile fatih hoca futbolu arasında makas açılmıştı. kulüp içinde de, taraftarlar arasında da bu kadar cephe oluşmasının sebebi zaten devre arasına yenik girildiği ya da kötü futbol oynayarak girildiği yakın zamanda artık "şimdi devre arasında hoca takımı bir "uyarır" , 2. devre aslanlar gibi maçı çeviririz" algısının artık herkes tarafından yitirilmesi idi.
    kaos futbolunu oynamayı biliyor ve seviyorken, inancı ve taraftarın arzusunu arkaya aldığında takımın neler yapacağını yıllardır gözümüzle görüyorken, inanmışlığın kulübün her seviyesinde ortadan kalkması ne yazık ki bardağı taşırdı.
    bu sebeple de umarım bir daha fatih hoca kulüp kapısından teknik direktör apoletiyle asla girmez. kulübün bir anahtarı kendisine rahatlıkla verilebilir, dilediği zaman "onursal teknik adam" sıfatıyla mentörlük de yapmak isterse yapabilir. ama eğer bir kez daha kendisine yönelip teknik direktörlük unvanı vermek istersek kulüp olarak başarılı olamamış, yönetim sınıfta kalmış, avrupa ile makas daha da açılmış demektir.
    bundan sonra bizler yeni anlayışla, yeni teknik adamlarla bir başarı arayışı içerisinde olmalı, canımız ciğerimiz fatih hocamız da bizim bu arayışımızı kucağında torunlarıyla, yüreğinde galatasaray sevdasıyla evinden ya da locasından izlemeli. şampiyonluk kutlamalarımızda stadyuma gelmeli. kameralar ona çevrildiğinde, stadyumda kopacak alkış tufanıyla, "imparator" tezahüratlarıyla yüzünde oluşacak gülümsemeyle elini sallamalı, elini kalbine götürüp selam durmalı. bizler de yanımıza dönüp "hatırlıyor musunuz nasıl çevirmişti mersin idman yurdu ve orduspor maçlarını 2012-2013 sezonunda, hoca her iki maçta da sinirlenip atılmıştı ama işe yaramıştı", "nasıl da fethetmişti kadıköy'ü hoca" diyerek onun güzel zamanlarını anmalıyız.
  • 72
    fatih terim'in başkan olarak dönmesi gereken dönem.

    hocanın inatları, yaptığı hatalar, tff ile olan kavgası falan derken saha içinde hep yalnız bırakıldı hep ezilmeye çalışıldı. hocanın başkan olarak dönmesi, sonu gelmiş bu çürümüş sisteme topyekün karşı atak yapması ve okan buruk'u getirip başkan olarak da sayısız başarılar yaşamasının zamanı geldi.
  • 75
    teknik adam değil, başkan olarak başlaması gereken dönem.

    karizması ile, alfa karakteri ile, iş bitiriciliği ile, gücü ile, dünya çapındaki popüleritesi ile, düşmanlarının ismini duyduğunda tir tir titremesi ile artık galatasaray'ın en yetkili ismi olması gerekiyor.

    yedek kulübesi uzun süredir ona dar geliyor. potansiyeli, sadece futbol ile saha içi ile uğraşmaktan çok daha büyük.

    teknik direktör her şekilde bulunur. fakat bir fatih terim, kaç defa daha gelir?
App Store'dan indirin Google Play'den alın