• 76
    rasyonal baktığım durum. başarısızlığı kabullenmek 2021 galatasarayı gibi bir profilde çok uçuk geliyor bana. çok büyük sıkıntılar çekersin, transfer yapacak paran kalmaz, oyuncularına maaş veremezsin, bunu sürdürürsün ve anlarım. örnek vermek gerekirse şu anki bursaspor modeli. veya hepimizin bildiği 14 senelik o dönem.

    ama her transfer sezonunda onlarca insan gelip giderse, halı sahaya çağırılmayacak insanlara hayvansal paralar ödenirse neye endeksli olunacak? bu kadar büyük bir ekonominin döndüğü yerde normal ve sıradan olan, yine de kendince formayla, dergiyle, uygulama parasıyla falan kulübü desteklemeye çalışan bir insanın başarı beklemesinden daha normal bir şey olamaz.
  • 80
    22 lig kupası, 18 türkiye kupası, 16 süper kupa şampiyonluğu, 1 uefa kupası ve 1'de uefa süper kupası kazanmış takımız. bu tüm kupaları da en çok biz kaldırdık. avrupa'dan türkiye'ye avrupa kupasını ilk biz getirdik ve halen daha getiren olmadı.

    ispanya, ingiltere, almanya veya italya gibi liglerde yarışmıyoruz arkadaşlar. burası türkiye ligi ve bizde bu ligin en büyük takımıyız. hal böyleyken başarıya endeksli olmamız çok normal değil mi?
  • 82
    insanların şunu anlaması gerekiyor artik: hocayı, takımı veya yönetimi kötü oynadıkları, başarısız oldukları için değil ne yaptıkları ya da ne yapmaya çalıştıkları belli olmadığı için eleştiriyoruz.

    hocanin geldiği ve o yoklukta şampiyon yaptığı 2017-2018 ve 2018-2019 sezonlarında dahi elstirildigini hatırlıyorum. hatta o dönemlerde yazar olmasamda sohbette ve başka sosyal platformlarda bende eleştirdim. hadi 2017-2018 sezonu için arada geldi ve başarısız olsa dahi elestirilmemeliydi diyelim. peki ya kalan 3 sezon?

    4 senedir oyun planın yok.
    gelen giden oyuncunun haddi hesabı yok.
    ozan kabak dışında altyapıdan çıkardığın bir isim yok.
    forma adaletin yok.
    transfer planın yok.

    bu takım bu oyunla bu yıl şampiyon olsa dahi bir işe yaramayacak. çünkü esas amacımız olan avrupa kupalarında paspas olup geleceğiz. eskiden başarı standardimizi avrupa kupaları belirlerdi. artık süper lig belirliyor.

    şunu da ekleyeyim: bu seneki transfer politikamızı başarılı buluyorum. yıllarca aynı şeyleri denedik ve mali anlamda başarısız olduk. bu sefer farklı bir yol seçtik. lakin biz hala sahada emre akbaba, babel, arda, feghouli gibi bitik isimleri ve aynı saçma oyunu oynuyoruz. bu da ister istemez hayal kırıklığı yaratıyor takımda. fenerbahce'ye vitir'a bakıyorsun, ister mecburiyet, ister kendi rızası ile muhammed gumuskaya, fatih sanliturk, arda güler'i takıma adapte etti. üstelik mesut ozil, mert hakan yandaş, ozan tufan, sinan gümüş, caner erkin, gökhan gönül gibi isimlerin üstünü çizerek yaptı bunu. volkan demirel, selçuk şahin gibi isimleri ekarte etti. şimdi birileri çıkıp rakip takım güzellemesi diyecek belki. ama güzelleme yapmıyorum. adam çıktı, taraftarı ve oyuncuları bu değişime inandırdı. bizim en büyük handikapimiz bu değişime hala inanamıyor oluşumuz.

    buradaki yazar arkadaşların çoğu, ben dahil, fatih terim başarıları lari ile büyüdük. onun hocalık kariyerini gördük. ve şu andaki halini kabullenemiyoruz. takımın ısrarla benzer hataları yapmasini kabullenemiyoruz.
  • 83
    iki boyutta değerlendirmek gerekir:

    1-“yenilsen de yensen de taraftarın senle” diye sesi kısılana kadar bağıran taraftar grubu, bu söylediğinde samimidir. takımı yenildiğinde üzülür ama takımından vaz geçmez. formaya parası yetmese bir anahtarlık satın alıp kulübüne destek olur, kötü günde de tribünde yerini alır, her ortamda takımını savunur, 6s gibi alaylara maruz kaldığında çileden çıkar. ben kötü günde taraftarlıktan vaz geçeni görmediğim için diyebilirim ki başarıya endeksli olmak iyi gün taraftarlığı demek değildir. kendi adıma galatasaraylı olduğumda 9 yaşındaydım. ilk şampiyonluğumu ise 20 yaşında gördüm. şampiyonluktan önceki 3 yıl boyunca hemen her maçında tribündeydim. şampiyonluk maçımızda mecidiyeköy’de stadın önünde sabahladım. kim bana iyi gün taraftarı diyebilir ki?

    2-başarıya endeksli olmak; başarıyı arzulamak, hırslı olmak, hedef sahibi olmaksa galatasaray’da kim bunu yadırgayabilir ki? yabancı takımları yenmek üzere kurulmuş bir kulübün taraftarlarıyız. bir anadolu kulübü veya başakşehir değiliz. bu kulübün taraftarı şampiyonluk ister, o da yetmez avrupa’da başarı ister. sabır farklıdır, başarı istemek farklıdır. 1984 yılında muhteşem bir kadro kuruldu, başına muhteşem bir hoca derwall getirildi. 3 yıl beklenildi. bu sabırdır. sanmayın ki o sabırla geçen yıllarda istifa diye bağırılmadı, kızılmadı, tepki gösterilmedi. uzatmaya gerek yok; siz projenizi gösterirsiniz, kadro kalitesi ve istikrarıyla arkasında durursunuz, başarıyı kovalarsınız, o arada yol kazaları olur taraftar bunu anlayışla karşılar. ama kimse galatasaray taraftarına kardeşim siz de amma başarıya endekslisiniz diyemez çünkü bu kulüp ilklerin kulübüdür, enlerin kulübüdür. kimse sıradanlığı, vasatı, kötüyü bize sabır diye dayatamaz.

    netice itibariyle bu tartışma eğer 3 yıllık yapılanmayla ilişkiliyse, taraftarın bir konuda ikna edilmesi lazım. bir oyun planımız var. bir transfer stratejimiz var. bir kadro istikrarımız var. yarışacağız, her geçen gün daha iyiye gideceğiz, sonunda mükemmele ulaşacağız. emin olun bu olursa taraftar hem başarıya endeksli hem de uzun vadeli planlara destekçi olur. aksi halde onlarca oyuncu gider gelir, yıllarca bir oyun planı oturtulamaz, sürekli bahane üretilirse taraftar inancını kaybeder, her olumsuzlukta faturayı ya yönetime ya hocaya ya futbolcuya keser. taraftarlık bizim tercihimizdir. gönüllülük gerektirir. o gönülleri kazanmak ve tatmin etmek kulübün, yönetimin, hocanın işidir. kendi adıma ne olursa olsun, küme bile düşsek ne galatasaraylı olmaktan vaz geçerim, ne de askıya alırım. ama kimse olumsuz gördüklerimi eleştirdim diye benim taraftarlığımı sorgulayamaz, kendi taraftarlığını benimkinden değerli göremez.
  • 85
    galatasaray neden turkiye'nin en cok taraftari olan kulubu? cok kalabalik bir mahalleye dayandigi icin mi? kulturel bir sebeple mi? renkleri cok guzel oldugu icin mi? hayir, en basarilisi oldugu icin. insanlar en basarili olan galatasaray oldugu icin galatasarayli oldular, bir sekilde cocukken o ortami gordukleri icin bunun bir parcasi olmak istediler, galatasarayli oldular. simdi o bagin devamliligi da o sebeple basariya bagli.

    taraftar basariya geldi, haliyle basariya endeksli olacak elbette.

    diger yandan, galatasaray'i basarili kilan seylerin basinda zaten arabesk bir "sevinmek icin sevmedik" edebiyatina kapilmamasi yatmakta. "basari, basari, basari" bizim mottomuz bu, ve buna ulasmak icin surekli daha iyisini aramak, daha iyisi icin konusmak, dusunmek, tartismak. biz sampiyonluk kutlamasinin sabahi yeni sezonu planlamaya baslayanlariz. galatasaray basarili olacak, genlerinde bu var, bu gen sayesinde zaten bu kadar insan bu kulubun taraftari oldular.

    haliyle, galatasaraylilarin basarisizliga tahammulu yok. basarisizlara galatasaray'da yer yok. ve ust uste bes alti sezon basarisiz bir galatasaray yavas yavas kitleyi kaybeder, kuculmeye baslar, ve kuculur. galatasaray'in basarisizlik gibi bir luksu yok.
  • 86
    eskiden taraflarlar ticari bir meta olarak değil, sevgi temelli bir oluşumdu. şu anda taraftarın sürekli tüketim yapması bekleniyor ve sonra karşılığında da sürekli alkışlaması bekleniyor. maalesef taraftar size ücret ödediği için karşılığını da bekliyor haliyle. eskiden sevgiye dayalı olan takım sevigisi, şimdi biraz da menfaate ve karşılıklı kar-zarar ilişkisine dayanıyor. nasıl ki ticari bir işyerinde en önemli kriter kar etmek ise, günümüzde ticarileşen kluplerden de beklenti başarıdır.
  • 88
    galatasaray taraftarının hepsinin olması gereken profil.

    aksi durumda ali sami yen bu kulübü kurarken “maksadımız ingilizler gibi toplu bir halde oynamak, bir renge ve bir isme malik olmak ve türk olmayan takımları yenmektir” yerine “amacımız top tepip stres atmak. sürekli ders, sınav, haftada bir oynayalım bence. kazanamasak da en azından ter atarız” derdi sanırım…
  • 90
    çok yanlış yorumlara konu olan taraftar.

    şimdi mesela fatih terim üzerinden gidelim. kendisi 4. kez bizi yönetiyor, ne zaman kulüp zora girse terim sesleri yükseliyor. peki neden hagi değil de terim sesleri yükseliyor? fatih terim başarılı olduğu için mi? hagi kulüp efsanelerinden biri mesela, teknik direktörlük de yapıyor, e madem her şey başarı değil terim demeyelim de biraz da hagi diyelim.

    demek ki galatasaray kulübü de başarıya endeksli.

    madem başarıya endeksli olmamak gerek h. hamzaoğu, m. denizli, j. o. riekerink, i. tudor neden kovuldu biri açıklasın lütfen.

    taraftarın başarıya odakli olmasından daha tabiî bir şey olamaz.

    herkes övünüyor efendim tr'nin en fazla taraftarlı takımı galatasaray diye. kendi kendine mi oldu bu?

    sözlükte her geçen gün zırva yorumların sayısı artıyor. yani sırf bir şeyde inat ediyorsunuz diye saçmalamaya gerek yok. hocaya toz kondurmamak için öyle değişik bahaneler, saldırılacak kimseler buluyorsunuz ki hayret ediyorum.

    ben hocayı bu sene en fazla eleştiren yazarlardan biriyim hatta geçen seneden beri sürekli eleştiriyordum ve o zamanlar ofsaytlanıyordu da entrylerim, şu an sözlüğün büyük kısmı hocayı eleştiriyor, geçenki lazio maçında güzel sonuç alındı ve hemen gidişata dair bu şekilde giderse ne güzel şeklinde yorum yapmıştım. yani sürekli hocayı eleştirenler hoca düşmanı falan değil, başlık orada, ne yazdığım orada.

    yani hocayı ilahlaştıran arkadaşlar, sevmek demiyorum çünkü ben de seviyorum, takım kötü giderken bari kör göze parmak uydurma argümanlar sunmayın. galibiyet gelince çıkın istediğiniz kadar yazın ne oldu hoca karşıtları diye ama bari şu kötü zamanlarda da bu derece bağnazca yorumlar yapmayın.

    burada yazdıklarım da yanlış anlaşılmaz umarım. kimsenin ne yazacağı benim haddime olan bir şey değil. bu sadece bir sitem, eleştiri olarak algılansın.

    (bkz: fatih terim/#3170294)
    (bkz: fatih terim/#3248516)
  • 93
    mesele başarısızlık anında ses çıkartmaksa her taraftarın olması gereken profildir.

    başarısız olduğumuz zaman takımı desteklemeyi bırakan falan yok, ama ortada bir başarısızlık varken taraftar ses çıkartmazsa, protestoda bulunmazsa, bunu rutin bir durum gibi karşılarsa daha da başarı falan gelmez.

    burası galatasaray, burada kötüyü geçtim vasata dahi tahammül yok, ve galatasaray büyükse bu mantalite sayesinde büyük.
  • 94
    alanyaspor, kasımpaşa, hatayspor, giresunspor vs. vs.

    bu takımlar türkiye'deki 4 büyük takımın, fransa 2. liginin, norveç liginin, mısır liginnin baş altı takımlarının çerlerini çöplerini bedelsiz olarak kadrosuna katıp, hatta çoğunun maaşını bile aldığı kulübe ödettirerek her sene sıfırdan kadro diziyor. bir galatasaray taraftarı bu takımlara yenilmeyi başarısızlık, bu takımları yenmeyi başarı olarak görüyorsa zaten tartışacak bir şey yok. bu bütçeyle, bu imkanlarla 4 büyük kulüp harici diğer takımlara bayern tarifesi çekip 7 tane atamıyorsan zaten gerisi hikaye.
  • 95
    bu taraftar profiline karşı çıkanları gördükçe hayretlere düşüyorum. insanlar başarı için takip edecek tabi. başka ne getirisi var futbol takımlarının? 'maaşa endeksli çalışan' demek gibi bişi benim gözümde.

    neymiş 14 sene şampiyon olamayınca beklemişler. desteklemeye devam etmişler. bitmedi şu romantizm. biz galatasaray şampiyon olamayınca desteklemeyi bırakacağız sanki. 'bu takım niye şampiyon olamıyor arkadaş?' diye sormak suç mu? başarızlığı kabul etmek bu kadar kolay mı? biat edelim, olduğumuz yerde konuşmadan oturalım. bu mudur yani?
  • 97
    galatasaray'ı galatasaray yapan şey tam da budur. aslında bu mevzu fatih terim zamanında daha da yoğunlaştı zira hocanın bizzat kendisi başarısızlığa tahammül edemeyen biri(ydi).

    ayrıca 14 sene bekleyiş falan büyük efsane. derwall zamanında idman basıp topçulara daldı o çok sabırlı taraftar. esas onlar şimdi olsa ne hoca ne topçular florya'ya girebilirdi. bulmuşlar kuzu gibi sadece ıslıklayan taraftarı, sallayıp duruyorlar.
  • 99
    başarı dediğimiz şey konulan hedeflere ulaşıp ulaşmama olarak değerlendirildiğinde hepimizi içine alan bir profil tanımıdır. problem taraftarın "başarıya endeksli" olup olmamasından çok "skora endeksli" olmasıdır.

    başarı tek bir maç ile değerlendirilmemeli, herhangi bir konuda koyduğunuz hedefe ne ölçüde ulaştığınız ile tanımlanmalı. örnek vermek gerekirse genç bir takım kurma hedefine ulaşma yolunda doğru adımlar atılmıştır. sahada iyi bir oyun görme hedefi henüz istenilen seviyede değildir. ligde ve avrupada hedeflenen başarı kriterlerine ulaşma konusu ise henüz ölçülebilecek seviyede bile değildir çünkü yeterince maç oynanmamıştır.

    skora endeksli taraftar problemi ise ciddi bir problemdir. çünkü ana hedeflere ulaşma yolunda sapma olmasa bile anlık duruma göre kısa vadeli tepki gösterir ve bu tepkiler sizin başarı hedeflerinizi de olumsuz etkileyebilir. spor medyası bu konuda çok güzel bir örnektir, neredeyse tamamı maçın sonucuna göre oynanan oyundan bağımsız olarak söyleyeceklerini değiştirmektedir. (bkz: 19 eylül 2021 galatasaray alanyaspor maçı) eğer kazanılsaydı sahada aynı oyun olsaydı bile rotasyon yapılmamasının ne kadar doğru olduğu, geçen sene beşiktaş'ın bu sayede başarılı olduğu yorumlarını okuyacaktık.
  • 100
    birkaç sene evvel küme düşmekten zor kurtulan kulüp tam tersi profilde taraftara sahiptir. bu yönden bu şekilde anılmakta ben bir beis göremiyorum. elinizde bir malzeme yoksa, bir iddianız yoksa başarı umrunuzda olmayabilir. fakat eğer bir hedefiniz varsa başarı, değişimin gerçekleşip gerçekleşmemesi adına önemli bir indikatördür. bu bakımda her taraftarımızın başarı ve sürdürebilirlik odaklı düşünmesini öneriyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın