---
alıntı ---
dayımın; yastığımın, yatağımın altına posterler koymasıyla yakalandığım bir hastalıktı galatasaray. trt-1 zamanıydı tek kanallı, prekazi'li, simoviç'li, tanju'lu takımın derwall ve denizli ortaklığıyla şampiyonluğa dönüşünün zamanlarıydı.
1998 yılında üniversite okumak için bulunduğum sakarya'dan arkadaşlarla toplanıp bir milli maça gitmeye karar verdik. türkiye-finlandiya... maç, ali sami yen'deydi. o kutsal betona basmak için erken saatlerde girdim stadyuma. kapalı tribüne tam saha ortası hizasından giriş yapmıştık. ilk 15 dakika sadece boş tribünlerini, o güzelim yeşilini seyrettim. ali sami yen'deydim, inanabiliyor musunuz? televizyondan izlediklerimi şimdi yerleştiriyordum sami yen'in noktalarına. cüneyt kaptan çıkıyordu en önde, arkasında simoviç, erhan, ismail diye giden sıralama. işte tanju mükemmel plasesini atıyordu yeni açık tarafındaki kaleye neuchatel xamax maçında. derwall ile mustafa hoca omuzlardaydı 14 yıl sonra gelen şampiyonlukta, görüyordum... burası ali sami yen'di... ali sami, "yen" demişti türk olmayan takımları, galatasaray da burda yenmişti işte. evet evet, duyuyordum; "re re re, ra ra ra, galatasaray galatasaray cim bom bom" diye inliyordu bu kutsal beton, dünyanın belki de en eski tezahüratını ederken. allah'ım şükürler olsun bugüne, sami yen'deydim...
burası sami yen burdan çıkış yok derdik ya hep; yalan değildi. bizim için bile yalan değildi. evet, galatasaray aşktı, sarı-kırmızı sevdaydı ama ali sami yen de yeni bir ateşti çıkmayan içimde. çünkü sonra orda gördüm ben ilk; hakan'ı, okan'ı, suat'ı, tugay'ı... orda yazmaya başladı tarihi imparator terim... hagi; orada yeniden doğdu ve aldı dünyayı karşısına. orada izledim doyamadığım, hala yerine yar koyamadığım popescu'yu. tanju'nun neuchatel'e topu astığı kale ile taffarel'in geçişe kapattığı kale aynıydı. eski açıktan bakışırdık mondi'yle. 16 dakika boyunca şampiyonluğu beklerken bile yıkılmamıştı. hasan şaş'ın gözyaşları hala parlak bir lekedir o çimlerin üzerinde. dahası var mı bilmiyorum ama sami yen'di işte... maldini'nin "kimse beni burada 23 bin kişinin olduğuna inandıramaz" dediği yerdi burası... tarih kimleri yazdıysa, mekan hep aynıydı. o, başkanın adıydı. ali sami bey'den arda'ya kadar tarih demekti. galatasaray türkiye'ydi, başkenti de sami yen!
http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=29046877---
alıntı ---