başbakanımız sayın
recep tayyip erdoğan'ın tepkileri nedeni ile bu stadyum konusunda tarihi süreci yazmak şart olmuştur.
http://www.haberturk.com/...-sozunu-dogama-verin(yazıyı okurken tarihlere dikkat edilmesini hasleten rica ediyorum)
rahmetli
ali sami yen bey, 1922 yılında kurulan "
türkiye idman cemiyetleri ittifakı'nın kurucusu ve ilk başkanıdır.
o dönemin idman cemiyetleri ittifakı,
türkiye futbol heyet-i müttehidesi'nin, yani o zamanın
futbol federasyonu'nun üst kurumudur. bir nevi "
spor bakanlığı'dır.
ali sami yen bey, başkanlık ile başladığı görevine daha sonra olimpiyat komitesi başkanlığını da ekleyerek 1931 yılına kadar devam etmiş olup, bu tarihten sonra meydana gelen gelişmelerden sakınarak mevcut görevlerini bırakıp çekilmiştir. (burası başka bir yazının konusu ama bu dönem galatasaray'ın cumhuriyet tarihinde ilk zulum görmeye başladığı dönemdir)
mevcut görevlerinden ayrılmadan önce, 1930 yılında öncülüğünü yaptığı bir kampanya ile
ali sami yen stadyumu'nun üzerinde kurulu olduğu 35 dönümlük arsanın alınmasını sağlamıştır. yani, o arsada o dönemin galatasaraylıların hemen hemen hepsinin cuzi miktarlarda da olsa katkısı vardır ve
ali sami yen bey gider ayak galatasaray'ın büyük bir değer kazanmasını sağlamıştır.
sözü edilen arsa 1930 yılında açılan bir kampanya sonucunda galatasaraylıların aralarında topladıkları para ile
tapusu galatasaray'ın olmak üzere alınmıştır. tapu wiki'de yazdığı gibi devletin herhangi bir kurumunun değil galatasaray'ındır.
stadyumun yapıldığı arsanın 1930 yılında parasını ödeyip satın alan galatasaray, 1932 yılında başlayarak 1933 yılında imkanları nispetinde stadyum inşaatını yapmıştır. lütfen dikkat; yapmıştır diyorum.
bu stadyum demir borular üzerine tahta sıraların uzatılarak tribünlerin oluşturulduğu bir stadyumdur ve adı
galatasaray stadyumu'dur. sonradan
mecidiyeköy stadyumu olarak ta anılmaya başlanmıştır. ne yazık ki
ali sami yen bey'in bu yıllarda devlet katında etkisiz kalması nedeni ile galatasaray'ın cumhuriyet tarihinde ilk zulum görmeye başladığı dönem olduğu için gerekli ilgiyi göremeyen bir stadyum olmuştur.
ali sami yen bey, 1950 demokrat parti iktidarı sonrasında tekrar göreve çağrılmış ve dönemin spor bakanlığı, içinde rahmetli
ali sami yen bey'in de bulunduğu bir komisyon oluşturup yeni bir hamleye kalkışarak, 1951 yılı başlarında türk futbolunu
profesyonellik ile tanıştırmış ve futbol alanında yeni atılımlara başlamıştır.
bu yeni teşkilat yasasından alınan güç ile
ali sami yen bey'in büyük çabası ve katkısı sonucunda yepyeni ve büyük bir betonarme stadyum yapılması karar altına alınmış ve
ali sami yen bey'in katkıları ile yeni stadyumun yapımına başlanmıştır.
haziran 1951 tarihinde sadece galatasaray'ın imkanları ile yapılmaya başlanan yeni betonarme stadyumun inkıtaya uğramasındaki en büyük neden, büyük insan
ali sami yen bey'in
29 temmuz 1951 günü sabaha karşı hakkın rahmetine kavuşmasıdır.
o andan itibaren öksüz kalan galatasaray'ın geride kalan yöneticileri malesef bu stadyumu kendi imkanları ile bitirmeyi beceremeyip devletten para talep etmeye başlamışlar ve devlet nezdinde öksüz kalan galatasaray devletin ikinci kez gadrine uğramıştır.
devlet yetkilileri, devletin bütçesinden böyle bir ödeme yapamayacaklarından bahisle, yapılacak stadyumu sonradan galatasaray'a kiralamak üzere arsa tapusu sahibi olmaktan doğan "
intifa hakkı" saklı kalmak koşulu ile arazinin tapusunu 1955 yılında bila ücret devralmışlardır.
(lütfen bu "intifa hakkı" meselesi unutulmasın)
maalesef böyle bir anlaşma ile tapulu arazimizi alan devlet işi 1964 yılına kadar sürüncemede bırakmış olup 1964 yılında bittiği iddiası ile açılışını yaptığı stadyumda olan çökme neticesinde stadyumu tekrar kapatmış ve bize toplam 10 yıl sonra
29 eylül 1965 galatasaray fc sion maçı ile stadyuma ayak basmak nasip olmuştur.
bu 10 senelik arada "
intifa hakkı" meselesi sürüncemede kalmıştır.
(bkz:
ali sami yen’de oynanan ilk lig maçı)'mız ise
(bkz:
10 nisan 1966 galatasaray hacettepe maçı)'dır.işte asıl bu maçtan sonra fiili olarak ali sami yen stadyumu'nu kullanmaya başladık.
biz bu stadyumu
1972 1973 futbol sezonu'nun sonuna kadar 8 sezon kullandık.
bu 8 sezonda ilk 6 şampiyonluğumuzun 4'ünü bu stadyumda yaşadık.
(bkz:
1968 1969 futbol sezonu)
(bkz:
1970 1971 futbol sezonu)
(bkz:
1971 1972 futbol sezonu)
(bkz:
1972 1973 futbol sezonu)
3 yıl üst üste şampiyon olunca 1972 73 sezonun sonunda üzerine stadyum yapıp tekrar bize kiraya vermek için devletin bizden arsasının tapusunu aldığı ve tamamını devletin yapıp tekrar bize kiraya verdiği stadyumdan "
mail-i inhidam (yıkılma tehlikesi) olduğu gerekçesi ile adeta kovulduk.
bu kaçıncı zulum. cumhuriyet tarihinin üçüncü zulum döneminin başlangıcıdır. sen devlet olarak benim arsamın tapusunu, üzerine stadyum yapıp o stadyumu tekrar bana kiraya vermek için elimden alacaksın! o söz verdiğin stadyumu tam 10 senede bitirdikten sonra bana kiraya verip 8 yıl tıkır tıkır her ay kiranı alacaksın ve 8 yıl sonra "bu stadyum yıkılabilir" diye kovacaksın.
haaa! bu arada benim tapu sahipliğimden doğan "intifa hakkım" hala sürüncemede tutuluyordu.
ve;
1980 yılında yalandan bir açılış maçı düzenlediler ama
1986 1987 futbol sezonu başlayana kadar tam 14 yıl o stadyumdan uzak kaldık. geri döndüğümüzde çivi çakılmamıştı.
ali sami yen stadyumu'na gerçekten geri döndüğümüz sezon 14 yıl şampiyonluk hasretimize son verdiğimiz
1986 1987 sezonu'dur. 14 yıl uzak bırakıldığımız ali sami yen'e döner dönmez 14 yıl sonra yara yara şampiyon olduk. işte o şampiyonluk biraz da bu nedenden dolayı önemliydi. stadyumdan ayrılırken 3 yıl üst üste şampiyon olarak ayrılmıştık, 14 yıl sürgünde yaşadık, 14 yıl sonra döner dönmez de şampiyon olduk.
arsa tapusunu devir almalarından doğan "intifa hakkı"mız ise hala hukuki muvazza konusu idi.
veeee, tam 46 yıl sonra;
2001 yılında büyük galatasaraylı
mustafa sarıgül sayesinde "
intifa hakkı"mızı tapu siciline işlettik. tapuyu aldık.
intifa hakkı; başkasına ait olsa bile bir mülkün üzerindeki tasarruf hakkının siz ölene veya ortadan kalkana kadar sizin tarafınızdan kullanılması demektir. yani tapu başkasının olsa bile o arsa üzerine yapı kurma hakkı sizindir.
gelelim bu güne;
yine, büyük galatasaraylı
mustafa sarıgül sayesinde 2004 yılında seyrantepe'de ki 380 dönümlük arazinin "
irtifak hakkı'nı" aldık. lütfen "
intifa hakkı ile karıştırılmasın.
intifa hakkı'nda arsanın üzerine sonsuza kadar istediğiniz yapıyı yapma hakkınız var.
irtifa hakkı'nda ise sadece arsa üzerini veya üzerindeki yapıyı kullanma hakkınız var. istediğiniz yapıyı yapma hakkınız yok.
mecidiyeköy'e mülk sahibine sormadan gökdelen dikebiliriz ama seyrantepe'ye mülk sahibinin rızası olmadan köpek kulübesi yapamayız.
ali sami yen'de ki intifa hakkımızı devlete devir etmeye gerek yasalar müsade etmediği gerekse genel kurul kararı gerektiği için rahmetli başkanımız
özhan canaydın devlet ile danışıklı dövüş dahilinde bir mahkeme açılmasını kabul etti ve bu tiyatro mahkeme sonrasında yasal olarak mecidiyeköy'de ki intifa hakkımızı kaybettik. aslında devlet ile yapılan gizli anlaşma sonrasında fiili olarak intifa hakkımızı devlete devir ettik.
bunun haricinde; seyrantepe'nin 260 dönümünde ki tüm haklarımızdan vaz geçerek sadece 120 dönümü'nün "
irtifak hakkı'na razı olarak bu stadyumun tarafımıza tahsisini sağlamak için gerekli anlaşmaları yaptık.
bu sürecin sonunda devlet yaptığı stadyumun kullanım hakkını bize verecek ve kullanım hakkını bedava kullanmayıp her yıl kirasını tıkır tıkır ödeyeceğiz. kimse bize babasının hayrına mal filan bağışlamıyor kısacası.
ve bu süreç başından beri devlet'in içinde birinci dereceden baş role soyunduğu bir süreçtir. biz bu gelişmelerin başından sonuna hiç bir zaman ne inşaat ne de müteahit konusunda sürece dahil olmadık, olmamız da gerekmiyor.
süreç başından sonuna kadar benim yazdığım gibidir ve devlet bizimle yaptığı antlaşmalara uymak zorundadır. gerisi maval. birisi benim bu yazdıklarımı başbakan okutsa da böyle gereksiz laflar etmekten vazgeçse.
umarım bize karşı dördüncü zulüm dönemini başlatma kararında değillerdir.
-yazı biraz uzun oldu. özür dilerim. olay çok detaylı yazılması gereken bir mevzu.
-ayrıca, çok yorgunum ve tamamına yakınını hafızadan yazdım. bu arada başbakanımız sayın recep tayyip erdoğan'ın son açıklaması asabımı çok bozdu. gerek cümle düşüklükleri gerekse noktalama işaretlerini bir ara hallederim. lütfen kusuruma bakmayın.
edit: bir takım düzeltmeler ve eklemeler.