• 736
    kendisiyle* 4 yaşındaki oğlum arasındaki muhabbetti anlatan hikaye şöyledir:
    günlerden 23.01.2011'dir ve tt arenadaki sivas maçına gitmek için ailece* yola çıkılır. 2. köprüden sanayi mahallesine arabayla gidip oradanda metroyla stada geçebilecekken mecidiyeköy istikameti tercih edilir; çünkü a.s.y. hala orada duruyorken... başka türlü olmaz işte.
    mecidiyeköy'e gelinir araba katlı otopark'a çekilir ve yukarıdan a.s.y. stadına bakılır. bizim ufaklığın daha önce iki kere maça gelmişliği vardır a.s.y.de.

    - baba bak işte bizim stad
    - evet oğlum! ama biz yeni stada gidiyoruz. yıkacaklar burayı.
    - yıkmasınlar baba.*
    hemen mevzuya son verilir; hadi bakalım gidiyoruz...

    etrafta biraz takıldıktan sonra metroya inilir. maç saati yaklaşmıştır a.s.y.'e bakarak alkol sınırını zorlayan renkdaşlar inletmektedir metroyu ''seni yıkacak dozerin'' sesleriyle. maç oynanır, gol olur, galip gelinir vs. dönüş yolunda ufaklığa sorulur.

    - yeni stad'mı daha güzel, yoksa eski stad'mı oğlum?
    - ikiside...

    günün yorgunluğu arabada tavan yapmış, bizim ufaklık uyuyakalmıştır. sabah olur işe giderim, öğlene doğru evden telefon gelir; bizimki uyanmış sabahtan beri aynı tezahuratı tekrarlıyormuş. arkadan sesi gelmektedir ''seni yıkacak dozerin...''
App Store'dan indirin Google Play'den alın