akp hükümeti'nin
spor genel müdürlüğü üzerinden stat konusunda ödettiği ve hala ödetmeye çalıştığı bedeller bunların başında gelir.
stat konusu gerek akp tarafından gerekse medya tarafından
galatasaray’la ilgili en çok çarpıtılan meselelerden biridir. aslında
galatasaray’ın büyük bir özveri göstererek maddi anlamda da önemli bir kayıpla kapattığı bu konu özellikle başbakan
recep tayyip erdoğan tarafından adeta manipüle edilerek “
galatasaray’ın bir allah kuruşu yoktur” gibi aciz bir söylemle izah edilmeye çalışılmıştır.
peki çoğunuzca da malum ve gerçekte olan ne idi?
resmi kurumların açıklamaları ve mecliste gündeme getirilen soru önergelerine akp milletvekilleri tarafından verilen cevaplar ışığında durum şu;
-şişli belediyesi’nin de katkılarıyla seyrantepe’de bulunan 384 dönüm arsa sportif tesisler yapılması için belli bir kira karşılığında galatasaray’a tahsis edilmiştir.
-
galatasaray, seyrantepe' deki 384 dönümlük hakkının 264 dönümlük kısmından ve ali sami yen arazisi üzerindeki 49 yıllık kullanım hakkından feragat ederek bunun karşılığında yeni adıyla aslantepe’de maliyeti devlet tarafından karşılanmak üzere kendi adına bir stat yapılmasını kabul etmiştir.
-
ali sami yen stadı’nın bulunduğu arsa, torunlar- aşçıoğlu-kapıcıoğlu ortaklığına 1 milyar 25 milyon 555 bin liraya ihale edilmiştir.
-
toki’nin buradan alacağı pay 475 milyon lira olmuştur. sözleşme şartlarından fazla gelir elde edilirse, 475 milyon liraya ek olarak bu gelirin de yüzde 46,3’ünün de toki’ye aktarılacağı belirtilmiştir.
-elde edilecek gelirden, maliyet düştükten sonra kalacak paranın yüzde 39’u
toki’ye, yüzde 61’i ise
spor genel müdürlüğü hesaplarına aktarılacağı belirtilmiştir.
-arena stadı inşaatının toki ve devlete maliyeti 191,5 milyon lira olmuştur.
netice olarak;
-
galatasaray yaklaşık 1,5 milyar lira değerinde, kullanım hakkı kendisine ait olan mecidiyeköy ve seyrantepe’deki arazilerden vaz geçerek yaklaşık 200 milyon lira değerinde bir stadın sahibi olmuştur.
-stadın yapımını üstlenen
toki bu işten yaklaşık olarak 275 milyon lira kar etmiştir. yapılan protokol gereği bu paranın %60’ını türk sporuna harcanmak üzere
spor genel müdürlüğü’ne vermiştir.
-galatasaray’ın kullanım hakkından vazgeçtiği ve seyrantepe’de bulunan 264 dönüm arsa henüz toki tarafından değerlendirilmemiş ve ihale edilmemiştir.
peki 200 milyon lira bedelli yeni bir stadın sahibi olmuşken
galatasaray bu işten nasıl zarar etti?
bildiğiniz üzere statların kulüplere devri konusu sürekli gündemde ve bu durum eninde sonunda gerçekleşecek. işte bu devir işlemi gerçekleştiğinde
galatasaray’ın ne kadar büyük bir zarara uğradığı da ortaya çıkacak.
herhangi bir gayrimenkulün değeri arsa ve üzerindeki yapı değerinin toplamı ile ifade edilir. galatasaray
ali sami yen stadı’nı mevcut yerinde yenileyebilseydi, elindeki stadın değeri toplam 1,2 milyar türk lirası civarında olacaktı.(bunun 1 milyar liralık kısmı arsa değeri). ama stat şu anki haliyle galatasaray’a devredilirse maalesef toplam değeri 400 milyon türk lirası civarında olacak.(buradaki arsa değeri 200 milyon lira değerinde.)
peki bu değerler neden bu kadar önemli?
borsada işlem gören ve sermayeleri çokta yüksek olmayan kulüpler için ellerindeki gayrimenkuller büyük nimet. kulüpler bu statları tapuları ile devraldıklarında bilançolarına dahil edecekler. işte bu noktada galatasaray’ın zararı daha net ortaya çıkacak. stat için
fenerbahçe yaklaşık 1 milyar liralık bir değeri bilançosuna dahil ederken,
beşiktaş yaklaşık 1,5 milyarlık bir değeri, maalesef
galatasaray ise sadece 400 milyon liralık bir değeri bilançosuna dahil edecek. (beşiktaş’ın stadını yerinde yapma konusundaki insiyatifinin ve diretmesinin altında da yüksek arsa değeri ile ilgili bu gerçek yatıyor. unutulmasın ki dolmabahçe sarayı’nın zemin şartlarından dolayı yeni stadın burada yapılmasının mümkün olmadığı kültür ve tabiatı koruma kurulu ve anıtlar kurulu tarafından dile getirilmesine rağmen siyasi otoritenin desteğiyle yeni stat inşaatı başladı.)
velhasıl, şunu net bir şekilde ifade edebiliriz.
galatasaray vazgeçtiği kullanım hakları ile yapılan stadın bedelini her kuruşuna kadar ödemiş hatta bu meseleye dahil olan her devlet kurumuna önemli paralar kazandırarak kar ettirmiştir. bunun da ötesinde statların kulüplere devri gerçekleşir ise
galatasaray’ın bu işte ne kadar büyük zarara uğratıldığı da daha net bir şekilde ortaya çıkacaktır.
maalesef siyasi otorite, stat konusunda kendisi büyük bir arsa değeri kaybına uğrarken devlet kurumlarına yaklaşık 275 milyon lira kazandıran galatasaray’a teşekkür dahi edememiştir. bu konuda benzer bir özveriyi
beşiktaş ve
fenerbahçe’den de beklediklerini; bu takımlarında statlarını başka yerlere taşımaları durumunda devletin kasasına en az bir milyar lira daha girebileceğini dile getirmek yerine her fırsatta
galatasaray’a bedel ödetmeye devam etmiştir.
ve geldiğimiz noktada devletin kasasına giren bunca paraya rağmen
spor genel müdürlüğü tarafından
tt arena’nın galatasaray’a devri hala tam anlamıyla gerçekleştirilmemiştir. hatta sayısız raporlarla çimin yaşaması için yapılmaması gerektiği ortaya konan çatının kapatılması işinden dolayı söz konusu kurum tarafından galatasaray’a dava açılmıştır. amaç üzüm yemek değil bağcıyı dövmektir. dik duran, boyun eğmeyen galatasaray camiasına stat açılışında olanlardan dolayı bedel ödetmektir.
erdoğan bayraktar’ın stat açılış konuşmasıyla başlayan, başbakan’ın “
galatasaray’ın bir allah kuruşu yoktur” cümlesiyle devam eden nefret söylemi adeta
spor genel müdürlüğü’nün icraatlarında can bulmuştur.