1
akp hükümeti'nin ülkedeki her kurumda söz sahibi olmak ve bu kurumları istediği şekilde dizayn edip kullanmak gibi sapkın bir düşüncesi var. bunu özellikle son bir kaç yılda daha net olarak gözlemleme fırsatı bulduk.
spor dünyası özelinde de durum farklı değil. federasyon başkanları göstermelik seçimlerle akp tarafından atanırken, spor kulüplerinin başkanlık seçimlerinde ise akp’ye yakın bir kaç isim mutlaka adayların listelerinde yer aldı ve çoğu seçimde de bu isimler etkili oldu. bu arada devlete bağlı kurumlardaki kadrolaşmadan ve belediye kulüplerinin durumundan bahsetmiyorum bile. spor dünyasındaki bu kadrolaşma, yani işi bilenlerin değil akp’ye yakın isimlerin etkin konuma gelmesi ülke sporunu içinden çıkılmaz bir hale getirdi. bir çok federasyon ve spor dalı başarısızlığında ötesinde şike, doping ve ırkçılık gibi saygın bir ülke için her biri utanç vesikası olacak büyük skandallara imza attı. hatta bu iş bilmezliğin yüzünden yitirdiğimiz pırıl pırıl genç fidanlarımız oldu; aslı nemutlu ve seyithan akbalık gibi.
bütün bunlar olurken spor dünyasında akp’nin sızamadığı ve söz geçiremediği tek bir kurum vardı; o kurumda kongre yapısından ve camianın dirayetli duruşundan dolayı galatasaray’dı.
tabi bu dirayetli duruşun bedeli ağır oldu. özellikle stat açılış gecesinde recep tayyip erdoğan’a yapılan protestolardan sonra akp’nin etkin olduğu her kurum ellerindeki bütün imkanları kullanarak galatasaray’a bedel ödetme gayretine girdi.
ancak hangi kurum hangi bedeli ödetmeye çalışırsa çalışsın galatasaray camiası bu dirayetli duruştan taviz vermedi. taviz veren kişiler galatasaray başkanı da olsa, galatasaray efsanesi de olsa, hatta çok büyük bir taraftar grubu da olsa camiadan hak ettiği tepkiyi aldı.
bugünkü galatasaray yönetimini sırf bu yüzden değerli buluyorum. böylesi dönemlerde sahada alınacak sonuçlardan çok daha fazla önemli olan bahsettiğim dirayetli duruşu gösterebilmek ve artık hukuk dahi tanımaz böylesi bir güce karşı boyun eğmemektir. bugün bu gücün himmetiyle kümede kalanlar ve işlediği suçların bedellerini ödeme yürekliliğini dahi gösteremeyenler bu zihniyetin desteğiyle güçlü gibi görünebilirler ama büyüklüklerinden çok şey yitirmişlerdir. bu gerçek belki bugün değil ama yıllarca sonra da olsa tarihteki yerini alacaktır.
spor dünyası özelinde de durum farklı değil. federasyon başkanları göstermelik seçimlerle akp tarafından atanırken, spor kulüplerinin başkanlık seçimlerinde ise akp’ye yakın bir kaç isim mutlaka adayların listelerinde yer aldı ve çoğu seçimde de bu isimler etkili oldu. bu arada devlete bağlı kurumlardaki kadrolaşmadan ve belediye kulüplerinin durumundan bahsetmiyorum bile. spor dünyasındaki bu kadrolaşma, yani işi bilenlerin değil akp’ye yakın isimlerin etkin konuma gelmesi ülke sporunu içinden çıkılmaz bir hale getirdi. bir çok federasyon ve spor dalı başarısızlığında ötesinde şike, doping ve ırkçılık gibi saygın bir ülke için her biri utanç vesikası olacak büyük skandallara imza attı. hatta bu iş bilmezliğin yüzünden yitirdiğimiz pırıl pırıl genç fidanlarımız oldu; aslı nemutlu ve seyithan akbalık gibi.
bütün bunlar olurken spor dünyasında akp’nin sızamadığı ve söz geçiremediği tek bir kurum vardı; o kurumda kongre yapısından ve camianın dirayetli duruşundan dolayı galatasaray’dı.
tabi bu dirayetli duruşun bedeli ağır oldu. özellikle stat açılış gecesinde recep tayyip erdoğan’a yapılan protestolardan sonra akp’nin etkin olduğu her kurum ellerindeki bütün imkanları kullanarak galatasaray’a bedel ödetme gayretine girdi.
ancak hangi kurum hangi bedeli ödetmeye çalışırsa çalışsın galatasaray camiası bu dirayetli duruştan taviz vermedi. taviz veren kişiler galatasaray başkanı da olsa, galatasaray efsanesi de olsa, hatta çok büyük bir taraftar grubu da olsa camiadan hak ettiği tepkiyi aldı.
bugünkü galatasaray yönetimini sırf bu yüzden değerli buluyorum. böylesi dönemlerde sahada alınacak sonuçlardan çok daha fazla önemli olan bahsettiğim dirayetli duruşu gösterebilmek ve artık hukuk dahi tanımaz böylesi bir güce karşı boyun eğmemektir. bugün bu gücün himmetiyle kümede kalanlar ve işlediği suçların bedellerini ödeme yürekliliğini dahi gösteremeyenler bu zihniyetin desteğiyle güçlü gibi görünebilirler ama büyüklüklerinden çok şey yitirmişlerdir. bu gerçek belki bugün değil ama yıllarca sonra da olsa tarihteki yerini alacaktır.