• 27
    (bkz: kasımpaşaspor)
    (bkz: osmanlıspor)
    (bkz: istanbul başakşehir futbol kulübü)

    (bkz: para aklama)

    edit: entry mutlaka oflanacaktır. herkesin kendi iradesi. ancak oflayan ve oflayacak kardeşlerime bir sorum olacak, siyasi kimliğinizden bağımsız soruyorum, bu üç kulübün gerçekten ama gerçekten para aklama amacıyla kullanılmadığına elinizi vicdanınıza koyarak inanıyor musunuz?
  • 29
    passolig denen zırva sadece bir sportif skandal değil, hırsızlıktır.

    küfür eden, şiddet olayları içerisinde yer alan kişileri tek tek tespit edip ceza verilebilmesi için çıkarıldı bu şey. sonra noldu ? küfredilen tribünün hepsi kapatıldı sürekli. sonra o tribünde kombinesi olan etliye sütlüye karışmadan maçı izlemeye gelen bir başkası da küfür edenler yüzünden o cezadan nasibini alıp maça gelemedi.

    gerçekten tebrik etmek lazım, bir şeyin amacının sadece ama sadece para kazanmak olduğunu, halkın bu kadar gözüne sokabildikleri için.
  • 30
    2005 yılında 3. ligde bulunan kasımpaşa'nın 2007 yılında, yani tam 43 yıl sonra süper lige yükselmesi.

    kasımpaşalı bi' hırsız var ya hani, onun eseri.

    neredeyse herkesten önce kasımpaşa'nın stadının yenilenmesi, rize ve kayseri'ye yeni stadlar yapılması da buna eklenebilir. malumunuz, yolu çankaya'dan geçmiş pis bıyıklı laiklik düşmanı ılımlı kripto bi' arkadaş vardı. kayserili idi kendisi. aslen rizeli kasımpaşalı hırsızı da hesaba katarsanız neden bu takımların stadı daha önce yapıldı anlarsınız.
  • 37
    milli takım kamplarının gökhan töre ile mafya dizisine dönmesi...
    devletin galatasaray'ı gecekondudan bozma bir stadyum ile kandırması, taraftarın tepkisi nedeniyle senelerdir kinci bir tutumla cezalandırıyor olması...
    fenerbahçe'ye peşkeş çekilen araziler... bunun için açılan hileli ihaleler...

    var oğlu var. ben aklıma gelenlerden türkiye için ufak medeni bir ülke için ortalığı ayağa kaldırabilecek olanları yazdım.
    büyükleri zaten ya yazmışlar ya da yazarlar.
  • 40
    -gezi parkı eylemleri sonrasında sırf maçların 34. dakikasında yapılan protestoları engellemek için passolig diye bir icat çıkarmaları, bunu ücretli hale getirmeleri ve ücretlerin akp yandaşı çalık grubu'na ödeniyor olması, bunun sonucunda tribünlerin bomboş kalması ve seyir zevkinin içine edilmesi.
    -milli maçların yine protestolar olmasın diye konya'ya alınması, futbolla ne ilgisi olduğu belli olmayan yallah bismillahların ardı arkasının kesilmemesi, sırf hükümet protesto edilecek diye milli maçların ankara'ya, izmir'e vs. alınamaması.
    -akp'ye (ve o dönem fethullah gülen'e) yakın olanların hakem olarak atanması, atama olaylarında devasa torpillerin dönmesi ve işini iyi yapanın değil emirleri iyi alanın önemli maçlara verilmesi, sonuç olarak yine futbol zevkinin içine edilmesi.
    -ilk 11'deki 6 yabancı kuralı nedeniyle kaliteden yoksun yerli futbolculara astronomik ücretler ödemek zorunda kalınması, sonra yabancı sayısının bir anda 5'e düşürülmesi, bunun işe yaramadığı fark edilip yabancı kuralının serbest bırakılması ve her ne hikmetse bunun fenerbahçe'nin şike cezasının bittiği sezona denk gelmesi.

    bunlar sadece futbolda gelişen ve henüz yukarıda yazılmayan olaylar. düşünün daha hangi branşlarda neler neler oldu.

    bonus: fethiyespor'un aldığı ceza, http://galeri8.uludagsozluk.com/...thiyespor_742456.jpg
  • 41
    atıl bırakılan tesisler

    (bkz: atatürk olimpiyat stadyumu)
    (bkz: istanbul park)

    özellikle de dünyanın en çok takip edilen sporlarından formula 1'in, saçma sapan yatırımlara harcanan onlarca milyonu düşününce devede kulak kalan bir meblağ yüzünden elden kaçırılması çok büyük bir skandaldır. ne planlaması, ne tesisleşmesi, ne reklamı ne de insanların bu spora (hatta genel olarak motor sporlarına) kanalize edilememsi tam türk işi bir beceriksizlik hikayesidir kanımca.
  • 43
    saymakla bitmeyendir. aklıma gelen bir kaç tanesini listeliyorum;

    -türk futbolu'na şikenin bulaştırılması ve ülke çapında uefa'yı tatmin edici hiç bir ceza verilmemesinin akabinde kulüplerin avrupa kupaları'ndan men edilmesi. kendi ipimizi kendimiz kesemedik.

    -beşiktaş'ı borç batağına sürükleyen ve şikeye bulaştığı dönemde başkanlığını yürüten yıldırım demirören'e tff başkanlığı verilmek suretiyle türk futbolunun emanet edilmesi.

    -17 haziran duruşu'na gidilen süreçte basketbol federasyonunun davranışları. recep ankaralı denen hakemin seride tekrar maç alabilmiş olması. bir şampiyonluğun bir federasyon eliyle nasıl bir takıma verildiğini hepimiz gördük.

    -kulüplerin mali düzenlemeleri konusunda devlet denetiminin hemen hemen hiç yapılmaması. biz de dahil olmak üzere birden fazla takımımızın mali fair play yüzünden avrupa kupalarından men edilmesi.

    -arena'ya giden metronun bile isteye çalıştırılmaması. bu dönemde bir sürü metro istasyonu açılırken tek bir aktarma istasyonundaki inşaatın aylarca 'ötelenmesi'.

    -devlet eliyle getirilen passolig sistemi nedeniyle stadlarda seyirci sayısının düşmesi. bazı kulüpler stad kapasitelerinden daha az sayıda passolig satmış durumda. tesis yapmak ile bu kadar övünen bir devlette bu stadlar insanlar için olmalı ve dolmalı, bankalar için değil. bu çok acı bir durum.

    -timsah arena açılışının siyasi mitinge çevrilmesi.

    -emmanuel eboue ve didier drogba'nın nelson mandela için giydikleri tişört nedeniyle disiplin kuruluna sevk edilmeleri.

    -deplasman yasakları. darbe olmasa kaldırılacağı da yoktu, birlik beraberlik adına böyle bir karar aldılar diye düşünüyorum. bu kadar uzun süre olması bile büyük hataydı.

    -olimpiyatların son güne kadar yayınlanıp yayınlanmayacağının belli olmaması. olimpiyat almak isteyen bir ülke eğer bu spor olayını yayınlamazsa bir sonraki ioc toplantılarında nasıl inandırıcı olacağını düşünüyordu acaba?

    -ankaragücü'nün çok açık bir biçimde bazı kişilerin siyasi hırsları yüzünden küme düşmesi. ankaraspor kapatıldıktan sonra yerine kurulan osmanlıspor'un direk olarak tff 1.lig'den yarışmaya başlaması.

    -trabzonda hakemlerin trabzonspor başkanı ibrahim hacıosmanoğlu'nun talimatıyla stadyumda saatlerce tutularak esir alınması ve akabinde hayatın hiçbir şey olmamış gibi devam etmesi.

    -ırkçılık yapan bir futbolcunun minimum ceza ile kurtulması.

    -felipe melo'nun retweet nedeniyle 1 maç oynamama cezası alması. aynı oyuncumuz için federasyon başkanının basına eleştirel açıklamalar yapması. federasyon başkanının böyle bir tutumu kesinlikle onaylanamaz.

    -kevin grosskreutz'un takımımıza transfer sürecinde belgelerin geç gönderilmesi ile 6 ay boyunca forma giyememesi. neyse ki bu zarardan ucuz kurtulmayı başardık.

    -e-bilet sistemine rağmen kişilere değil kuruma ceza verilmeye devam edilmesi. maçların tribün kapatma ve seyircisiz oynama cezaları ile sürdürülmesi.
  • 44
    galatasaray avrupa arenasında fırtına gibi eserken yabancı sınırını inatla kaldırmayıp bu politikanın doğru olduğuna dair tüpçü ve çetesini orada burada konuşturan fenerbahçe'nin cezası bittiği an bu sınırlamayı kaldırıp aynı piyonların ekran karşısında sırıta sırıta bizce en doğrusu zaten hep buydu minvalinde açıklamalar yaptığı skandaldır.

    bunun bir de sermaye artırımı versiyonu ile süper final gibi çağ dışı uygulamalara izin verilmesi süreci ile stadın tapusunu sırf ıslıklandığı için vermemesi vardır. tapunun sahibi kim sorusunu şiddetle sordurur.
  • 47
    işbilir her dikta döneminde olduğu gibi maşallah gün geçtikçe artan skandalların genel ismi.

    *uluslararası bireysel yarışmalarda son 10 yılda elle tutulur bir başarı yakalamış tüm sporcularımızın dopingli olduğunun er ya da geç ortaya çıkması, bu açığın "başaltı" disiplinlerde sağdan soldan transfer edilip üzeri dramatik hikayelerle süslenen yabancı sporcularla kapatılması.

    *ırkçılıktan ceza almış karaktersiz bir adamın el üstünde tutulup olimpiyat seramonisinde bayrak taşıtılması, nba tarihinin en kallavi doping cezasını almış adamın boyuna terfi alması.

    ve tabi en bomba olanı: bütün bunların artık sırandanlaşmış olması...
    *devlet erkanının katıldığı sportif aktivitelerde tribünlerin akreditasyon ile doldurulması, mümkün olmadığı durumlarda devlet erkanı için ekstra "seyircisiz" bir organizasyon düzenlenmesi. insanların tribünlere girebilmek için birilerine fişlenerek haraç ödemek zorunda bırakılması. şiddet olaylarıyla etkin mücadele edilecek, suçlular suçsuzlardan ayrılacak denen sistemin ardından tribün/saha kapatma gibi toplu cezalarının tam gaz devam etmesi.

    *100 senelik şehir takımları belediye başkanının oğlunun elinde oyuncak edilirken propaganda amaçlı yeni kurulmuş takımların en üst düzey ligde tutunacak hale getirilmesi.

    *aziz yıldırım'ın "birilerinin göz koyduğu" ihaleleri birer birer alması sonucu şike soruşturması kılıfıyla içeri atılması. ülkenin yarım aklından kalan son kırıntıların da bu şike muhabbetlerinde kaybolup gitmesi. yıllar sonra bir dönem açılan tüm soruşturmaların aslında kurmaca olduğunun, bizzat işin içinde olan bir kesimin bile inkar edemeyeceği berraklıkta su yüzüne çıkması. arada düzülenin türk futbolu ve taraftarları olması.

    *gençlik spor müdürlüklerinin, federasyonların "atama" usulü ile yönetilmesi ve malesef tek atama kriterinin siyasi görüş olması. ülkenin her kademesine yayılan korkunun tezahürü olarak gelişen dalkavukluk kültürünün sporun her alanına yayılması. laf elitlikten açılınca mangalda kül bırakmayan galatasaraylı dedelerin bile düzene az biraz kafa tutan ünal aysal'dan korkup ne idüğü belirsiz adamları başkanlık koltuğuna oturtması.

    *yemeye doymayanların kulüplerin elindeki gayrımenkullere göz dikmesi. memlekette mantar gibi "arena"ların üremeye başlaması. "millet" yeni yapılan stadyumlara odaklanırken birilerinin yine parayı götürmesi.
  • 50
    ya$anan skandallarin akp iktidarina maledilmesinin belki de en büyük sebebi, akp'nin ba$ariyi benimseyip, ba$arisizligi (doping gibi bir takim çirkin hadiseler) belki de görmemezlikten gelmesi. pizza'nin bol soslu ve malzemeli tarafini yeyip, kurumu$ kenarlarini tabakta birakmak gibi bir $ey. onu da yiyeceksin, o pizza'ya haksizlik yapmayacaksin, adaletli olacaksin. ba$arida boy gösterirken, ba$arisizlikta çikip sorumlulari ele$tirip, geregini yapacaksin, tenkit edeceksin, rahatsiz edeceksin ki bir daha ya$anmasin. fakat burada bence hükümetten ziyade federasyonlari ele$tirmek lazim.

    lakin $ahsen cumhurba$kaninin direkt etki ettigini dü$ündügüm ve ömür boyu unutmayacagim bir olayi var ki, o da $ike. $ike davasinda i$in içinde para oldugu için fenerbahçeye gerekli cezanin verilmemesinde rol oynadigini dü$ünüyorum.

    demek istedigim, bu ate$ üfleyerek sönmez, sönmedi, sönmeyecek!
App Store'dan indirin Google Play'den alın