101
13.08.2012 tarihli zaman gazetesindeki yazısı:
--- alıntı ---
kupa mı önemli uygarlık mı?
biliyorum, galatasaraylılar 10 kişi ile ezeli rakiplerini yenip kazandıkları kupa için güzelleme bekliyorlar ama hiç umurumda değil. şampiyonluklar, kupalar her sezon kazanılıp-kaybediliyor. utanılacak halimizi anlatmak çok daha önemli. ne yazık ki bunu yapabilecek cesaretimiz bile yok.
öncesindeki yönetici, teknik adam ve futbolcuların onca takdir edilecek çabasına karşın maç sırasında yaşanan tribün sıkıntısı, artık bıktırıcı olmanın da ötesine geçen bir çirkinlik. ne yaparsanız yapın engel olunamıyor çünkü futbol uygarlığının çok dışındayız. boşverin, 'güvenlik güçleri nerede? meşaleler içeri nasıl girdi?' hikayelerini! onlar olmasa başka çirkinlikler mutlaka yapılıyor.
'biz şöyleyiz biz böyleyiz' gibi anlamsız şişinmeleri bir yana bırakıp utanılacak hallerimizi açıkça ortaya koymamız gerekiyor. öyle yapabilirsek çözüm bulma imkanımız olabilir. yoksa 100 yıl sonra da 'bunları 3-5 kendini bilmez yapıyor' palavralarını dinlemek zorunda kalırız.
maç ilginçti ama ne farkeder? bugüne kadar 372 oynanmış maçların bir yenisi. hangisi kazansa sadece kupa almakla kalmayıp dünyayı fethetmiş gibi mutlu olacak. bunları biliyor, anlıyoruz. ancak ülkenin her yerinde taraftarları futbolu sabote eden davranışlarına engel olunamayışına artık isyan ediyoruz.
ortada gol atıp üstün duruma geçmek gibi çok sevindirici bir durum varken stadı cehenneme çevirmek, hangi uygarlık anlayışının ürünü dersiniz? cüneyt çakır keşke maçı tatil etseydi. hiç değilse sorunlarımız üzerinde biraz daha gerçekçi olma zorunluluğunu duyabilirdik.
sarı lacivertli takımın gökhan gönül talihsizliğine daha maçın başında volkan demirel'in de eklenmesi, hemen ardından galatasaray'ın çok şanslı bir gol bulması yıkıcı gelişmelerdi. aynı durumda fener cim bom'u yakalasa 5'lik yapardı. oysa galatasaray, 'maçı kaybedebilmek için ne yapabilirim' der gibi oynadı. başaktör de engin'di.
ilk beraberlik golünün geldiği pozisyonda taç çizgisine doğru giden kuyt'a yaptığı anlamsız faul, ardından gördüğü kart kırmızı da olabilirdi ama o bunu ikinci golün sonrasında başardı. terim, geçen sezonki sabrı ona bu kez de gösterebilecek mi bakalım?
10 kişi kalmış takıma sürekli forvet alarak maçı kazanan terim oldu. selçuk iki gol pası ve penaltıyla maça damgasını vurdu. amrabat kısa sürede etkiliydi. aydın yine atamadığı golle terim'i çıldırttı. umut'sa attığı 2 gol ve yaptırdığı penaltıyla maça damgasını vurup galatasaraylıları çok sevinçten uçuran adam oldu. bu kadar uygarlık dışı bir ortamda ne kupa kazanmanın keyfi var ne de 10 kişiyle ezeli rakibi yenmenin!
--- alıntı ---
--- alıntı ---
kupa mı önemli uygarlık mı?
biliyorum, galatasaraylılar 10 kişi ile ezeli rakiplerini yenip kazandıkları kupa için güzelleme bekliyorlar ama hiç umurumda değil. şampiyonluklar, kupalar her sezon kazanılıp-kaybediliyor. utanılacak halimizi anlatmak çok daha önemli. ne yazık ki bunu yapabilecek cesaretimiz bile yok.
öncesindeki yönetici, teknik adam ve futbolcuların onca takdir edilecek çabasına karşın maç sırasında yaşanan tribün sıkıntısı, artık bıktırıcı olmanın da ötesine geçen bir çirkinlik. ne yaparsanız yapın engel olunamıyor çünkü futbol uygarlığının çok dışındayız. boşverin, 'güvenlik güçleri nerede? meşaleler içeri nasıl girdi?' hikayelerini! onlar olmasa başka çirkinlikler mutlaka yapılıyor.
'biz şöyleyiz biz böyleyiz' gibi anlamsız şişinmeleri bir yana bırakıp utanılacak hallerimizi açıkça ortaya koymamız gerekiyor. öyle yapabilirsek çözüm bulma imkanımız olabilir. yoksa 100 yıl sonra da 'bunları 3-5 kendini bilmez yapıyor' palavralarını dinlemek zorunda kalırız.
maç ilginçti ama ne farkeder? bugüne kadar 372 oynanmış maçların bir yenisi. hangisi kazansa sadece kupa almakla kalmayıp dünyayı fethetmiş gibi mutlu olacak. bunları biliyor, anlıyoruz. ancak ülkenin her yerinde taraftarları futbolu sabote eden davranışlarına engel olunamayışına artık isyan ediyoruz.
ortada gol atıp üstün duruma geçmek gibi çok sevindirici bir durum varken stadı cehenneme çevirmek, hangi uygarlık anlayışının ürünü dersiniz? cüneyt çakır keşke maçı tatil etseydi. hiç değilse sorunlarımız üzerinde biraz daha gerçekçi olma zorunluluğunu duyabilirdik.
sarı lacivertli takımın gökhan gönül talihsizliğine daha maçın başında volkan demirel'in de eklenmesi, hemen ardından galatasaray'ın çok şanslı bir gol bulması yıkıcı gelişmelerdi. aynı durumda fener cim bom'u yakalasa 5'lik yapardı. oysa galatasaray, 'maçı kaybedebilmek için ne yapabilirim' der gibi oynadı. başaktör de engin'di.
ilk beraberlik golünün geldiği pozisyonda taç çizgisine doğru giden kuyt'a yaptığı anlamsız faul, ardından gördüğü kart kırmızı da olabilirdi ama o bunu ikinci golün sonrasında başardı. terim, geçen sezonki sabrı ona bu kez de gösterebilecek mi bakalım?
10 kişi kalmış takıma sürekli forvet alarak maçı kazanan terim oldu. selçuk iki gol pası ve penaltıyla maça damgasını vurdu. amrabat kısa sürede etkiliydi. aydın yine atamadığı golle terim'i çıldırttı. umut'sa attığı 2 gol ve yaptırdığı penaltıyla maça damgasını vurup galatasaraylıları çok sevinçten uçuran adam oldu. bu kadar uygarlık dışı bir ortamda ne kupa kazanmanın keyfi var ne de 10 kişiyle ezeli rakibi yenmenin!
--- alıntı ---