• 5
    rijkaard hakkında vurucu bir yazı yazmış.

    --alıntı--

    güle güle rijkaard

    antalya karşısında yaşanan durum ve sonrasında yaptığı açıklama, rijkaard'ın g.saray'la yollarının ayrılmasını zorunlu kılıyor. hollandalı teknik adam, tarihin en pahalı kadrosuyla ortaya çıkan rezaletin ardından hala kadro yetersizliğinden sözediyor. kewell ve baros'un sakatlıklarına çözüm ararken bile, 'transfere gerek yok.' dese takımda kenetlenmeyi sağlayabilirdi.

    hangi takımın başına kimin geleceği ya da gideceği hiç derdim olmadı. buna benzer konularda ne yapılması gerektiğini yönetimler bizden çok daha iyi bilirler. bilmezlerse de yaşanan gelişmeler onlara bunu ödetir ve öğretir.

    rijkaard'ın sarı kırmızılı kulübe gelmesinin ne kadar önemli bir olay olduğunu defalarca yazmak zorunda kaldık. çünkü yapabildikleri o kadar yetersizdi ki sürekli geçmişini ve kariyeri hatırlatma zorunluğu ortaya çıkıyordu. bu sezon yaşanan fiyaskoya karşın görevinde kalması gerektiği kanısındaydık. gelgelelim, antalyaspor karşısında yaşanan durum ve sonrasında yaptığı açıklama galatasaray'ın onunla vedalaşmasını zorunlu kılar gibi.

    nitekim 2. başkan mehmet hel-vacı'nın açıklamalarını böyle okumak gerekir. olmayan paralarla tarihin en büyük yatırımını yaptıktan sonra kimsenin masal dinleyecek hali yok. bundan çok daha sınırlı kadrolar ve teknik adamlarla sarı kırmızılı takımın neler yapabilmiş olduğu da biliniyor.

    rijkaard ilk günden bu yana neyi nasıl yapması gerektiğine bir türlü karar veremedi. daha ilk resmi maçında tobol deplasmanında berabere kalmış olmak bile büyük bir skandaldı. çünkü rakibin toplam değeri 3 milyon euro idi. sizdeyse tek başına bundan çok daha fazla eden bir yığın oyuncu vardı. g.saray'ın bütün hedeflerinden bir bir kopmasında rijkaard dışındaki tek önemli neden kewell ve baros'un sakatlıkları oldu. onlarla ilgili çözüm bulmak da hollandalı hocanın göreviydi. "transfere gerek yok" diyebilmesi bile takımda farklı bir kenetlenme oluşturabilirdi. özellikle jo ve giovanni'nin transferinin yol açabileceği sorunları rijkaard hepimizden önce görebilmeliydi.

    rijkaard ile galatasaray herhangi bir yönde ileriye doğru tek adım atamadı. sezonbaşında çok önem veriliyormuş gibi görünen gençlerden sadece emre çolak kaldı elde. serdar eylik bile orduspor'a gönderildi. oysa bunlarla ilgileniliyormuş gibi yapılarak çok zaman yitirildi.

    hesapça oynatmak istediği sistem yolunda sarı kırmızılı takım tek adım bile atamadı. tam tersine, rijkaard'dan önce takımın temel direği durumundaki bazı oyuncular düpedüz yok edildi. o zaman bonservis bedeli 8 milyon euro denilen servet'e şu anda 2 milyon verecek bir kulüp çıkar mı dersiniz? galatasaray'ın göreli başarı yaşadığı tek alan avrupa olabilirdi. ne yazık ki oradaki başarı, sadece zayıf rakiplerle çok maç oynamış olmaktan ve iki panathinaikos maçını kazanmaktan doğan bilanço şişkinliğinden ibaret kaldı. sturm graz karşısında yaşananlar da zaten bu bilançoyu sıfırlamış oldu.

    rijkaard, galatasaray'ı ve tür-kiye'yi anlama konusunda başlangıçta çok umut verici sözler etmiş, biz de buna hayranlık duyduğumuzu söylemiştik. "burada herşey var ama yarım yarım" sözleri önemliydi. bunu bir bütünlüğe götürmesi gereken adam kendisiydi. ancak bu yolda hiçbirşey yapamadı. eskişehirspor maçı öncesinde galatasaray liderdi. orada yönetimin genel kurul telaşına daldığı dönemde işe sahip çıkması gereken adam rijkaard'dı. peşpeşe gelen yenilgi ve beraberliklerle puan kayıpları karşısında hollandalı hoca hiçbir çözüm üretemedi. cim bom, kimi zaman kendisinin 10'da 1'i kadro değerine sahip takımlara şaşılacak bir kolaylıkla yenildi.

    bu sezonun bütün emeklerinin yok olup gitmesine ve taraftarın da çıldırmasına yol açan fenerbahçe maçının önemini kavrayabildiği bile kuşkuluydu. çünkü sahada herhangi bir maçtaki gibi bir galatasaray vardı. arda'nın oynayamayacak durumda olduğunu bile göremedi ve bir yığın faciaya yol açtı. rijkaard zaman zaman derwall ile kıyaslanıyor ve 'ilk sezonda alman hoca da çok sıkıntı çekti' deniliyor. ikisinin çalıştığı koşullar arasında ortaçağ ile bugün kadar büyük fark var. üstelik derwall'in ilk yılında cim bom destansı bir türkiye kupası kazanmış ve geleceğe doğru da sağlam adımlarla yürüdüğünü göstermişti. rijkaard ise tarihin en pahalı kadrosuyla ortaya çıkan rezaletlerin ardından hala kadro yetersizliğinden sözediyor. şurası artık kesin olarak ortaya çıktı ki sarı kırmızılı takımın onunla varabileceği hiçbir yer yok! tam tersine önümüzdeki sezon da benzer birtakım rezaletlerin yaşanabileceği çok açık biçimde ortada. bütün bunlar da "güle güle rijkaard" demekten başka bir çıkış yolu bırakmıyor...

    --alıntı--

    http://www.zaman.com.tr/...e=gule-gule-rijkaard
  • 7
    --- alıntı ---

    ''sarı kırmızılı kulüp rijkaard ile hemen vedalaşmalı. hollandalı hoca hiçbir şeyden anlamadığını geçen sezon da defalarca kanıtlamıştı. böyle bir yenilginin nelere yol açabileceğini hâlâ göremiyor. bunun bütün sezonu kaybetmek anlamına gelebileceğini, öyle bir yıkıma yol açabileceğini kavrayamıyor. rijkaard'ın sahaya çıkardığı takım ancak bir cinnet eseri olabilirdi. ali turan'ı sağbeke, serkan kurtuluş'u da solbekte kazım'ın karşısına koymak ancak böyle nitelenebilirdi. savunmada servet'le gökhan'ın, orta alanda cana ile m.sarp'ın, musa çağıran'la da serdar özkan'ın aynı anda sahada olduğu bir takım için "aman allah'ım!"dan başka ne denebilir? tek yabancı oynatabilen yönetim beceriksizliğinin yanında teknik adam yetersizliği galatasaray'a bir fenerbahçe rezaleti daha yaşattı. 10 kişilik ezeli rakibe yenilmenin sanılandan çok daha ağır sonuçlarının olabileceğini çok geçmeden görürüz. bu maçların önemini kavrayamamış bir hocayla cim bom'un hiçbir yere varabilmesi mümkün değil... ''

    ahmet çakır

    http://www.sporyazarlari.com/...c-gecesi/249873.aspx

    --- alıntı ---
  • 14
    http://twitpic.com/5r2677

    yaptığı hesaplamada yanlış yapmış. bir takımın taraftarı olabilecek 25 milyon kişi var diye hesap yapmış, en fazla 10-15 milyonu fenerbahçe'yi destekliyordur demiş. taraftar olan her 2 insandan 1 i fenerbahçeyi desteklese 12.5 milyon eder zaten. e bunun trabzonu var beşiktaşı var galatasarayı var yani taş çatlasa 8-9 milyon diye hesaplaması gerekirdi.
  • 16
    "keşke bir federasyonumuz olsa" demiştir.. ne de güzel ne de doğru demiştir.

    --- alıntı ---

    bu utanca mahkûm muyuz?

    sizi doğrudan ilgilendirmeyen bir durum nedeniyle utancınızdan yerin dibine girdiğinizi hissettiğiniz oldu mu hiç? olmuştur. her insan buna benzer durumlar yaşar.

    önem derecesi ve hissedilme şiddeti mutlaka değişir ama illa ki vardır böyle durumlar her insanın hayatında.

    hayır, milli takım'ın oynadığı ya da oynayamadığı futbol, kazanamadığı maçlar, katılamadığı turnuvalar filan değil utandırıcı olan. hatta seyircilerimizin sahaya girmeleri ve başka tatsız davranışları da üzerinde durmaya değmez; bunlar dünya futboluna bir armağanımız olarak kabul edilebilir.

    ne olacaktı yani! uluslararası kurallara filan pek kulak asmadan kendi ölçülerimiz içinde zar-zor oynamaya çalıştığımız bu güzel oyuna yeni boyutlar mı getirecektik? yeni bir sistem ya da taktik mi icat edecektik? vur-kır-parçala diyerek tribün güzellikleri mi oluşturacaktık? bizim katkımız da bu şekilde oluversin...

    a2 takımımız fransa'nın toulon kentindeki geleneksel turnuvaya katılıyor. ilk maçında japonya'yı 2-0 yenmesi iyi bir sonuç. ikinci maçında mısır karşısında ilk dakikalarda golü buluyor ama sonrasında rakibimiz tek kale oynuyor ve karşılaşma 1-1 bitiyor. sıra geliyor hollanda maçına...

    o karşılaşmanın ilk dakikalarında yediğimiz gole karşılık verebilecek durumda değiliz. oyuncularımızın büyük bir bölümü süper lig takımlarında yer alıyor ve bazıları geleceğin yıldız adayları olarak gösteriliyor. ancak oynamaya çalıştıkları futbol tam bir felaket!

    ne pas verebiliyor, ne çalım atabiliyor, ne şut çekebiliyor ne de savunma yapabiliyorlar! kollektif oyun, yardımlaşma, kademe anlayışı filan gibisinden günümüz futbolunun bellibaşlı özelliklerinden habersiz gibi görünen tuhaf bir oyun oynamaya çalışıyorlar.

    maç tam bir işkence şeklinde sürüyor. neyse ki öteki maçtan gelen haber, bizim hollanda ile birlikte gruptan çıkmamızı sağlayacak türden. fakat o da ne? bu, yeni bir utanca yol açıyor. daha önce gs-sturm graz ş.ligi maçının son dakikalarında yaşanan durum tekrarlanıyor. utancımıza rakibimiz de ortak oluyor; iki taraf karşı alana geçmeden top çevirerek dakikaları yoketmeyi uygun buluyor.

    hayır, bu da değil insanı utancından yerin dibine sokan. iki tarafın da artık oynamaktan vazgeçtiği böyle bir maçta ıvırzıvır denilebilecek bir faulün ardından bir oyuncumuz meksikalı bir hakeme tepki göstermekle kalmıyor, kafa atma girişiminde bulunuyor ve bunu çok sert olmasa da uyguluyor!

    utancımdan ne yapacağımı şaşırıyor, ter içinde kalıyorum bir anda... sonra internete girip oyuncunun kimlik bilgilerine bakıyorum. çok ilginç, hollanda pasaportu da var görünüyor adını anmak istemediğim oyuncunun. akla sığmaz çirkinlikteki davranışını 'gençliğine verelim' denilebilecek gibi de değil, 23 yaşı çoktan geride bırakmış...

    bu oyuncu süper lig'in önemli bir takımında oynuyor. 21 ve 19 yaşaltı takımlarımızda toplam 27 kez yer almış, sıkı durun bütün bu özellikleriyle de kaptanlığa layık görülmüş bir oyuncu bu. ortada hiçbir sorun ya da sıkıntı yokken maçın hakemine kafa atabilen bir mahalle kabadayısı...

    biz futbolun saha içi ve dışı durumlarıyla ilgili olarak görebildiğimizden çok daha kötü durumdayız. şike olayıyla ilgili olarak yaşadığımız perişanlığın yanısıra hemen her maçta olay çıkması, bu çirkinliklerin uluslararası alana da taşınması ne kadar acı bir durumda olduğumuzu gösteriyor.

    insan böyle durumlarda, keşke bir federasyonumuz olsa da hemen meksikalı hakeme bir özür yazısı yazsa, bu oyuncunun bir daha hiçbir milli takımda oynamama cezasıyla birlikte 1 yıl süreyle ligde oynamaktan da menedilmesi gibi kararlar alabilse, diye düşünüyor. bu kararlar, sayıları hiç az olmayan, ay yıldızlı formayı taşımanın ne demek olduğunu bilmeyen öteki mahalle kabadayılarına ders olsa, diye hayallere sığınmak istiyor...

    evet, ah, keşke bir federasyonumuz olsa da bizi bu utançlara mahkum olmaktan kurtarabilse...

    --- alıntı ---

    http://zaman.com.tr/yazar.do?yazarno=1058
  • 18
    kendisini yazılarını severek okurum lakin bazen de saçmalayabiliyor. tamam melo'yu eleştir de çıkan olayların meloyla alakası ne ya hu??!!

    --- alıntı ---

    90+2’ye kadar muhteşem bir hikayesi olan maçı berbat ettin! kazanma hırsına, takımına bağlılığına, büyük işler başarma isteğine söylenecek sözümüz yok ama her maçta böyle bir saçmalık çıkarmak zorunda mısın? yaptığın hareketin ne kadar büyük sorunlara yol açabileceğini kavrayabilecek kadar bu ülkeyi tanıyamadın mı? bu kadar vukuatınla seni sevenleri bile bıktırdığını anlamıyor musun?

    melo’nun uzatma bölümündeki saçmalığıyla gördüğü kırmızı kart her bakımdan facialara yol açabilecek gibiydi. ne yazık ki maçın da önüne geçecek. şimdi günlerce bu durumu tartışacağız.

    --- alıntı ---

    http://zaman.com.tr/...in-melo_2140373.html
  • 20
    kendisini uzun yıllardır takip ederim. zaten az-çok takip eden her kişi kendisinin taraftara hakaretvari söylemlerde bulunmayacağını iyi bilir. bu "taraftara maymun dedi" haberleri çıkınca şaşırdım ve araştırma gereği duydum ve yaptığı konuşmayı buldum.

    biraz bozuk bir cümle kurduğu için söylemi çarptırılmış. konuşmada kendisi sabri'yi eleştiren taraftarlara maymun demiyor, basını kastederek "birkaç medya maymunu saçmasapan şeyler yazıyor, taraftalardan da bundan etkilenip tribünlerde sabri'ye tepki gösteriyor" diyor.

    sabri sarıoğlu'yla ilgili görüşleri kendi görüşlerdir. doğrudur-yanlıştır bu tartışılır, eleştirilir ama "sabri'yi eleştirenlere maymun diyor" gibi bir söylemle insanları hedef gösterip taraftarların önüne atmak çok çirkin.

    video burda: https://twitter.com/...s/628890440352296960
  • 21
    kendisiyle ilgili olarak http://tinypic.com/r/330tjly/8 şu videonun tamamı verilse de izlesek. cümlenin ortasından kesilmiş bu hali.

    not: "birkaç medya maymunu" diye lafa giriyor gözüküyor ancak öyle bir yerden kesilmiş ki "sosyal medyadaki birkaç medya maymunu" demiş olma ihtimali bana çok yüksek geliyor. neden birkaç cümle önceden verilmemiş gerçekten garip.
App Store'dan indirin Google Play'den alın