• 1
    daha önce cezası küme düşme iken kulüpler birliği tarafından bu cezanın değiştirilemesi istenen suçtur.
    bu durumda;

    a) teşebüste bulunan takımlar kendilerini kurtarır
    b) fenerbahçe şike değil de teşebbüs etmiştir kararı mahkemeden çıkar ve fenerbahçe işin içinden sıyrılır
    c) küme düşme yerine -10, -30 gibi cezalar gelir, fakat bu geçen seneye uygulanırsa sıralama çok fena değişir diğer takımlara avrupa kupasına katılma hakkı doğar ve o takımlara tazminat ödenebilir

    bence şikeye teşebbüs küme düşme sebebidir, şikeden bi farkı yoktur fakat illa ayrılacaksa şike yapan yaptığı maç kadar alt lige düşürülür, teşebbüs eden ettiği kadar alt lige düşürülür ya da 1 alt lige düşürülür.

    tanım: cezasıyla istediği kadar oynansın, bir spor suçudur.
  • 4
    iki takım düşünelim biri şike teklif ediyor a takıma ve kabul görüyor, diğeride şike teklif ediyor b takıma ve kabul görmüyor.

    aradaki fark teklif edilen takımın ahlakına ve terbiyesine kalmışken veya teklif eden takımın ikna etme yeteneği * ile alakalıyken, ne cüretle bir ayrım yapılmaya çalışılır. bunu öne süren insanda ise beyin kırıntısı varmıdır.
  • 6
    bazı suçlarda teşebbüs suç olmayabilir. mesela bir anlık sinirle, akıl kaybolmasıyla ortaya çıkan teşebbüsler. birine öyle sinirlendin ki, bıçağı kaptın adama saplamak istedin, sonra bir anda bir şey oldu, aklın başına geldi, saplamadın. bıçağı saplamakla aynı ceza olabilir mi, olmaz.

    amma velakin, bu şike işi, bir anlık insani bir durumla oluşan bir şey değilki. gayet planlı, programlı, organize yapılan bir şey. şikeye teşebbüs ettiysen de aynı cezayı alırsın, niye beceremedin, bana ne aptal herif.*

    edit : (bkz: #857406) şahane açıklamış. abuk sabuk bir örnek vermişim meğer.
  • 7
    öncelikle teşebbüsün cezasız kaldığı suçlar çok nadirdir. hatta teknik olarak teşebbüsün cezalandırılmadığı suç yoktur. bazı suçlarda ifa hareketleri bölünebilir olmadığından teşebbüs aşamasında kalması mümkün değildir. bunlar neticesi hareketine bitişik suçlardır. buna örnek olarak hakaret suçu verilebilir. hakaret ettiğiniz anda o suç tamamlanmış olur. hakarete teşebbüs diye birşey ifa hareketleri bölünebilir olmadığından mümkün değildir. fakat bunun bile istisnası vardır. örneğin mektup yoluyla yada basın yoluyla hakaretlerde teşebbüs aşamasında kalınması mümkündür.

    ikinci olarak teşebbüs şunu ifade eder; failin ifa hareketlerine başlamasından sonra kendi elinde olmayan nedenlerle sonucu gerçekleştirememesi. dolayısıyla öyle anlık sinirle adamı bıçaklamak isteyen fakat sonra aklı başına gelip bıçağı saplamayan kişi teşebbüs aşamasında falan kalmamıştır çünkü kendi kendini engellemiştir. dışarıdan gelen kendi kontrolünde olmayan bir sebep sonucunda sonucu gerçekleştirememe gibi bir durum yoktur. dolayısıyla suç falan da işlenmemiş olur.

    genel kanının aksine bir takıma şike teklif edilmesi ve o takımın kabul etmemesiyle, şike teklifin kabul edilmesine rağmen sahaya yansımaması açısından teşebbüs derecelerinde fark yoktur. her iki durumda da ifa hareketlerine başlanmış fakat failin kendi elinde olmayan sebeplerden dolayı sonuç ortaya çıkmamıştır. ikisi de teşebbüstür.

    bu çerçevede bakıldığında ceza hukuku açışından şikeye teşebbüse ve şike suçuna farklı cezalar verilmesi çok normal ve olması gerekendir. zaten bu ceza hukukunun genel ilkelerinin getirdiği bir zorunluluktur. fakat şike yapan veya teşebbüs eden takımların küme düşürülmesi konusunun ceza hukukuyla alakası yoktur. bunlar disiplin cezaları kapsamındadır ve bu sebeple ceza hukuku sistematiğini takip etmesi zorunluluğu yoktur. yani şikeye teşebbüse de küme düşürme cezası veririz biz diyebilirsiniz. ya da bunun tam tersini de söyleyebilir ve teşebbüse daha farklı bir ceza verilmesi gerektiğini de söyleyebilirsiniz. bu tamamen nasıl bir disiplin yönetmeliği sistematiği kurmak istediğinizle alakalıdır. yani yönetmelik kendi içinde çelişmediği sürece farklı cezalar getirilebilir.

    burada yanlış olan ise, bu işin milletin götü tutuştuktan sonra yapılmak istenmesidir. olaya ve kişiye göre hukuk normu düzenlemekten başka bir şey değildir. ha bunu yaparsanız sonra nasıl diyeceksiniz herkes hukuk önünde adalet önünde eşit diye bunu gerçekten çok merak ediyorum.
  • 8
    hepsi bir yana sen, eğer teşebbüsünde bulunduysan, bu teklifi yapmayı düşündüysen zaten sporculuğun s'sinden anlamıyorsundur, seni oraya başkan diye koyan camianın da cezalandırılması gerekir. ama olay buraya bile gelmemeli kanımca. teşebbüsün, şikeden hiç bir farkı yoktur, derdimi anlatayım:

    şimdi bakınız, öncelikle bir konuda anlaşalım, şike yapılmış maçla yapılmamış maçı ayırmak mümkün değil. çok boku çıkmadığı sürece bir insanın bir maçta "şike var" demesi çok zordur, hadi dedi diyelim, bunun inkarı kolaydır. fevzi'nin ayağının altından kaçırdığı topla gelen şampiyonluğumuzun şike olmadığı açıkken, şike yapılacak olsa ancak öyle yapılırdı. veya leo franco'nun selçuk'tan yediği gol, pekala şikeyle açıklanabilirdi. biz bunları hiç konuşmadık, çünkü biliyoruz futbol adi bir oyun, tıpkı hayat gibi, top 2 santim kenara seker, çarpmayacak yere çarpar, olmayacak iş olur. dolayısıyla bir oyuncunun bilerek hata yapmadığını düşünürüz, bizi oyuna bağlayan budur, yani başka bir deyişle sahadakilerin iyi niyetine %100 güvenmesek futbol güzel bir oyun olmaz. bize abuk gelen bir şey olduğunda, bunu şansla, şanssızlıkla açıklamaktır bu oyunu zevkli yapan. mücadeleni verirsin, topunu oynarsın, işler yolunda giderse maçını kazanırsın, şanssızlık olur, yetersizlik olur, kaybedersin. bunların hepsi oyunun doğasında var, oyunun doğasında olmayan tek şey bilinçli hata. e ama bildiğimiz gibi, futbolda hatalar oluyor ve bilinçli hatayla bilinçsiz hatayı ayırmak gerçekten çok zor. işte tam bu nokta üzerinden vurdu aykut kocaman olay patladığında, "izleyin" dedi, "varsa garip bir şey söyleyin". tam da aykut'un sinsiliğine yakışacak bir açıklamaydı, tıpkı takım arkadaşı şeytan rıdvan'ın da dediği yere geliyordu "sahaya yansımadı" klişesi. işte beyler burada yanılıyorlar, şike teşebbüs edildiği anda sahaya yansımıştır. sen adamın kafasına düşünce sokuyorsun, sporun doğasında olmayan bir şey yapıyorsun, diyorsun ki "sen bize karşı iyi oynama, sana şu kadar para", bunu dediğin anda, haksız kazancı elde ettin bile, çocuk nasıl gol atacağını düşüneceğine böyle şerefsizce şeyler düşünüyor bu kazanç bir. çocuk şerefli çıkıp reddetse bile, sen şerefsizlik yapıyorsun, şike yapıyorsun, sadece beceremiyorsun. hadi varsayalım futbolcu da şerefsiz ve kabul etti, e bunu yapan adam çıkıp da "ben şike yaptım agalar" der mi? (gerçi dese de bir bok olmuyormuş ya) dediğim gibi sen zaten teklif ettiğin an aramızdaki dürüstlük anlaşmasını bozdun, içimize şüphe düşürdün, sen şikeyi teklif ettin, sonra "sahaya yansımadı" diyemezsin, eğer şike teklif ettiğin adam o gün 0 hatayla oynamıyorsa - ki böyle bir şey yok- bunu iddia edemezsin. sen şikeyi teklif ettiğin an o dürüstlük anlaşmasını bozup, bizim içimize şüphe düşürdün. senin yüzünden her hataya "şike mi" diye bakmaya başladık. sen bu güzel oyunun amına koydun, helvasını kavurdun. bizim "iyi niyetli hata" diyebileceğimiz herşeye gölge düşürdün, "maçı kim sattı" gözüyle maç izlettirdin. işte sen teşebbüs ettiğin anda bunları yaptın, e şike dediğin nedir ki?
  • 9
    misal; rakip takımın kalecisiyle 1 mini cooper karşılığında maçınızda kasıtlı gol yemesi için anlaştınız, o da üzerine düşeni yaptı savcı da bunu yakaladı; yada rakip takım forvetini fazla sıkmaması için mamaladınız, o da fazla sıkmadı ve oyundan çıktı, sacı bunu da yakaladı; yada rakip takımın teknik direktörünü paraya boğdunuz kaybedeceği bir taktikle oynatsın takımını diye, o da tarlaları yeşertti ve bunu da savcı yakaladı; işte o zaman teşebbüsün ötesine geçmiş oluyorsunuz ve değil tff. feriştahı gelse sizi kurtaramıyor uefa'nın gazabından cas. sonrası.
  • 10
    darbe teşebbüsü yapanın yıllarca yargılanmadan içerde tutulup da darbeyi yapanın ta.ak kebabı yaptığı memleketimde ne şekil bir muameleye maruz kalacağını merak ettiğim illegal eylem. herifler önce suçu belirleyip ona göre ceza ve gerekçe koyucaklar belli.

    şu fenerbahçe ne yaptıysa bi görelim de kurtarması kolay mantığıyla adamlar oyalanıyor da oyalanıyor.
  • 11
    şike soruşturması sürecinde fenerbahçenin kurtarılması için futbol kamuoyunu yanlış yönlendirmek ve adeta aptal yerine koymak adına önümüzdeki süreçte en kritik rolu oynayacak kavramdır. cunku kulüpler açık açık, şeref ve haysıyetleri ayaklar altına alınacağı için direkt olarak şike yapsan da küme düşme olmasın diyemiyorlar. geriye bir tek alternatif kalıyor. şikeye teşebbüs oldu ama sahaya yansımadaı masalı. bu şekilde fenerbahçeyi kurtarmış olacaklar, aynı zamanda da şikeye küme düşme cezası tamamen kaldırılmamış olacak.

    fakaat, bu futbolu yöneten haysiyet ve izan yoksunu adamlar etik kurulunun raporunu ne taraflarına tıkıştıracaklar. o raporda çok açık ve net fenerbahçenin yöneticileriyle birlikte 3 maçta şike yaptığını ifade etmişlerdir.

    ama onun da kolayı var oyle değil mi. bir ay içinde yasa değişti. talimat ta değişti değişecek neredeyse. bir etik kurulu raporunun da değişmesi acıbadem hastanelerinde mimit ili iydinlir'ın bakırkoy ofisindeki bir gizli görüşmeye bakar.

    bütün bu iğrençlikler olurken biz kendi mabedimizde hiçbir şey olmamış gibi duruyoruz, bir çarpıcı pankart, bir dolgun beste yapıp da soyleyemiyoruz ya en cok da bana bu koyuyor.

    bu aleni haksızlığa, adaletsizliğe ses çıkarmayıp da zımnen destek olan bütün herkese yazıklar olsun!!!
  • 12
    size bir şike anımı anlatayım, teşebbüs müdür, şike midir siz karar verin.
    olay bundan 20-21 sene önce çanakkale'de geçiyor. türkiye şampiyonası için, okul takımıyla* gruplara gittik çanakkale'ye. grubumuzda 19 mayıs üniversitesi ve uludağ üniversitesi var.

    ilk maçı 19 mayıs'a 2-1 kaybettik. tek kale oynadık, bir dolu gol kaçırdık. bir santraforumuz var, bunu anlatmazsam olmaz. maçların çimde olduğunu öğrenince izmir'den özel vidalı kramponlu getirtti. ama nasıl artist bir tip, tipi bile sopalık yani.
    neyse, maç başladı, maçın hemen başında 40 metre gibi bir yerlerden topu çatala taktı, muhteşem bir goldü gerçekten. o golü atmaz olaydı. bundan sonra ilk yarım saat içinde buna kaleciyle karşı karşıya 3 gol pası verdim, üçünü de atamadı. olabilir, goldür kaçar. ama golleri öyle bir kaçırıyor ki, tek vuruş yapması lazımken, kaleciye çalım atmaya çalışıyor, rakibi yatırıp kaldırmaya çalışıyor falan. artık dayanamadım, başladım buna küfür etmeye, hırpalamaya. o arada her küfrü artiz diye bitiriyorum. devre oldu 2-1 gerideyiz. soyunma odasına giderken yanıma geldi "bana artiz deme" dedi. efendim? ulan ben sana ana-avrat küfür ediyorum, artiz ne ki. neyse efendim, bu maç böyle bitti. halbuki rakibimiz 19 mayıs, uludağ'ı yenmek mümkün değil, çok iyi takım.
    nitekim ertesi gün uludağ, 19 mayıs'ı 5-0 yendi. maçta kavgalar çıktı falan.
    bu maçı 10 dakika izleyebildim, 18 mart stadının koridorlarında kusmaktan ölecektim neredeyse, görevliler görüp kurtardılar. öyle bir üşütmüşüm ki, ateş, ishal, kusma. durum çok fena. ertesi gün uludağ maçı var, oynamak lazım. hocalar sağolsun, çok ilgilendiler maça yetiştirdiler. ama bacaklarımda derman yok.

    geldik şike teşebbüsüne. uludağ, 19 mayıs'ı 5-0 yenince biz uludağ'ı 1 farkla bile yensek gruptan çıkıyoruz. ne güzel. bizim hocalar çok utanarak da olsa arkadaşları olan uludağ hocasına görüşmeye gittiler. 19 mayıs maçında kavgalar da çıkmıştı ya, belki uludağ bize yatar dediler. hocaları demiş ki tamam, gıcık olduk biz 19 mayıs'a, bize baklava getirin maçı yarın size verelim. baklavalar verildi, maç bağlandı. ne güzel, gruptan çıkıcağız.

    maçtan önce hocalar bize masaj yaptı. hocalardan biri türkiye'nin ilk teknik direktörlük diplomasını alanlardan biriydi, sonra bıraktı futbolu. diyet işlerine girişti.
    son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim, maç 4-4 bitti. bağlanmış maçı alamadık iyi mi. efendim şöyle oldu. maç başladı, dakika 1 bizim sağ bek adama ceza sahası içinde öyle bir girdi ki, penaltı. attı adamlar. 5 dakika sonra 1-1 yaptık. sonra ceza sahasının önünde yine saçma sapan bir dalış ve frikik. adam çatala taktı, 2-1 öne geçtiler. bu arada şöyle konuşmalar oluyor. uludağ'lı çocuklar bana gelip "kaptan adama beni bırak ofsaytta koşucam diyorum, bırakmıyor. ceza sahası içinde tekmeyi koyuyor, kusura bakma". diğeri gelip özür diliyor falan. ben bizimkilere fırça üstüne fırça. yok usta, adamlar dinlemiyor.
    devre bitmeden bir frikik daha, oldu mu 3-1. devre biterken benim sol diz dış bağ esnedi. topallayarak yürüyorum, hoca değiştireyim mi dedi. asla. tek bacak da olsa oynayacağım.
    yalnız maçta şöyle şeyler de oluyor, ilk maçta küfürler ettiğim santrafor hala artizlik peşinde. adama diyorum ki, olum adamı geçmeyi dene zaten bırakacaklar. yok usta, adam hala bacak arası atmayı falan deniyor. kardeşim rakipte milli çocuklar var, o kadar da değil işte. basıp alıyorlar.

    devre arasında paso fırça. ikinci devre başladı, bu sefer bütün inisiyatifi aldım. adama bi sağ-sol yapıyosun geçiyorsun, peşinden gelmiyor. mis gibi. böyle 2 tane gol attım, tek bacak. iyi anlatabiliyorum degil mi, ben bir şey yapmıyorum aslında, adamlar bırakıyor. oldu mu 3-3. sonra bir penaltı daha yaptırdı bizimkiler. 4-3 gerideyiz. son dakikada ceza sahası içine girdim, tutup çekti adam beni, penaltı. beni düşüren çocuk kaptan atarsın sen bunu diyor. topu noktaya koydum kaleci yanıma geldi. hiç bir şey söyleme, normal dur kalede, kafamı karıştırma dedim. penaltı yapılması şikeydi ama penaltının atılmasında şike yoktu doğrusu, gerek yok zaten. oldu mu 4-4. ve maç bitti. maçtan sonra rakipteki çocuklar "kaptan kusura bakma, senin bu takımla işin zor" dediler. 2 gün sonra rakip takımın hepsini bursa'da setbaşında buldum. oturup muhabbet ettik, çok makara yaptılar tabii.

    şimdi, bu şike sahaya yansıdı mı, yansımadı mı? istediğimiz sonucu alamadık. yoksa bizim takımdan da satanlar mı vardı? ama usta, bu çocuklar mühendis olacak adamlar. hoca adama düz taban mısın diyor, adam ayakkabısının altına bakıyor ya, böyle şey olur mu?
  • 13
    aşağıdaki diyalogda örneklenmektedir

    - yavrum naber, ben emre abin.
    - abim selamlar, hürmetler
    - bak yanımda gökhan abin ve selçuk abin de var, selam söylüyorlar
    - sağolun abilerim, buyrun ne vardı?
    - şimdi koçum haftaya sizinle maçımız var ya
    - evet abi
    - oynayacak mısın sen?
    - evet abi, hoca forma verirse oynarım
    - oynamayacaksın aslanım yani sahada olacaksın ama kalecilik açısından şanssız bir gün olabilir
    - nasıl olacak o?
    - lafa girme lan büyüklerin konuşurken, sana 300.000 dolar kemiksiz para bir de imzalı forma hazırladık
    - düşüneyim abi
    - ne düşünücen lan teres, easy money işte, al hayrını gör, helal olsun
    - siz öyle diyorsanız tamam abi
    - parayı sana eft ile göndereceğiz, iban numaranı ver
    - 00501907907
    - tamam yavrum yolladık, akıllı ol kalede

    karar: maç oynanmış, parayı verip düdüğü çalan kulüp maçı 4-0 kazanmış, parayı alan kaleci oyuna yedek başlamıştır. 74.dakikada sakatlanan kaleci yerine oyuna girip sadece bir şaibeli gol yemiştir. şike teşebbüsü kesindir ama sahaya yeterince yansımamıştır, neticeye fazla tesir etmemiştir. emre isimli futbolcunun ağzına biber sürüle, kulübüne ceza verilmeye.

    (bkz: allah rahmet eylesin futbol)
  • 14
    futbol disiplin talimatının 58. maddesinde cezası belirtilen eylem. 58. maddeye göre cezası küme düşürmedir.

    şike yapmanın cezası ise küme düşme + ihalin ağırlığına göre puan indirme cezası verilebilmesidir. (yani puan indirme cezası şart değil ihlale göre verilmekte)

    burada önemli nokta teşebbüste bulunan ve şike yapanın aynı ceza alacakları ve bunun vicdanları derinden zedeleyeceği tartışmasıdır.

    (gbkz: halbuki talimatın mevcut hali ortada şike yapanı da düşür teşebbüste bulunan kulübüde ancak şike yapana ayrıca eksi puan verki hemen üst lige çıkamasın. ) diğer teşebbüscü kulüp hemen çıkar bakın kasımpaşa düştü (ki şikenin olduğu ligde düşmemesi şikecilerin düşürülüp kasımpaşa gibi düşenlerin ligde kalması gerekirdi, sivas lehine yapılan işlemlerden dolayı) bu sene hemen çıkacak. şike yapan ise eksi puan sebebiyle 2 sezon orada kalacak.

    (gbkz: bunun neresi adil değil? )
  • 15
    fatmagül'ün suçu ne dizisini seyredenler için konuyu şöyle özetleyeyim

    fatmagül = türk futbolu
    erdoğan = fenerbahçe
    selim = sivasspor
    vural = beşiktaş
    kerim = trabzonspor
    fatmagül'ün yengesi = mehmet ali aydınlar
    yaşaranların avukatı (dayı olan) = ilhan cavcav
    ebe nine = galatasaray
    fatmagül'ün avukatı = uefa
    *

    ana fikir : kerim dahil, suçu olan herkes cezasını çekmelidir. türk adaletinin gereği budur. *
  • 16
    bu i.ne basın yine herkesi yanlış yönlendiriyor ve aynı şekilde i.ne spor yorumcuları da öyle.

    bir kulüp yöneticisi veya kulübün aracı kişisi rakip kulübün adamlarıyla anlaşmışsa bu şikedir. sahaya yansımış, yansımamış olmasını tartışmak aptalcadır. zira sadece tartışmada kalır sonuca bağlanamaz.
    iddianamede de okuduklarımıza göre kimse yapılan şike teklifini geri çevirmemiş, çevirmiş olsaydı teşebbüste kalırdı. (uğur uçar'ın teklifi geri çevirmesi gibi)

    sonuca bağlarsak teşebbüs sayılabilmesi için bir tarafın teklifi kabul etmemiş olması gerekiyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın