7
öncelikle teşebbüsün cezasız kaldığı suçlar çok nadirdir. hatta teknik olarak teşebbüsün cezalandırılmadığı suç yoktur. bazı suçlarda ifa hareketleri bölünebilir olmadığından teşebbüs aşamasında kalması mümkün değildir. bunlar neticesi hareketine bitişik suçlardır. buna örnek olarak hakaret suçu verilebilir. hakaret ettiğiniz anda o suç tamamlanmış olur. hakarete teşebbüs diye birşey ifa hareketleri bölünebilir olmadığından mümkün değildir. fakat bunun bile istisnası vardır. örneğin mektup yoluyla yada basın yoluyla hakaretlerde teşebbüs aşamasında kalınması mümkündür.
ikinci olarak teşebbüs şunu ifade eder; failin ifa hareketlerine başlamasından sonra kendi elinde olmayan nedenlerle sonucu gerçekleştirememesi. dolayısıyla öyle anlık sinirle adamı bıçaklamak isteyen fakat sonra aklı başına gelip bıçağı saplamayan kişi teşebbüs aşamasında falan kalmamıştır çünkü kendi kendini engellemiştir. dışarıdan gelen kendi kontrolünde olmayan bir sebep sonucunda sonucu gerçekleştirememe gibi bir durum yoktur. dolayısıyla suç falan da işlenmemiş olur.
genel kanının aksine bir takıma şike teklif edilmesi ve o takımın kabul etmemesiyle, şike teklifin kabul edilmesine rağmen sahaya yansımaması açısından teşebbüs derecelerinde fark yoktur. her iki durumda da ifa hareketlerine başlanmış fakat failin kendi elinde olmayan sebeplerden dolayı sonuç ortaya çıkmamıştır. ikisi de teşebbüstür.
bu çerçevede bakıldığında ceza hukuku açışından şikeye teşebbüse ve şike suçuna farklı cezalar verilmesi çok normal ve olması gerekendir. zaten bu ceza hukukunun genel ilkelerinin getirdiği bir zorunluluktur. fakat şike yapan veya teşebbüs eden takımların küme düşürülmesi konusunun ceza hukukuyla alakası yoktur. bunlar disiplin cezaları kapsamındadır ve bu sebeple ceza hukuku sistematiğini takip etmesi zorunluluğu yoktur. yani şikeye teşebbüse de küme düşürme cezası veririz biz diyebilirsiniz. ya da bunun tam tersini de söyleyebilir ve teşebbüse daha farklı bir ceza verilmesi gerektiğini de söyleyebilirsiniz. bu tamamen nasıl bir disiplin yönetmeliği sistematiği kurmak istediğinizle alakalıdır. yani yönetmelik kendi içinde çelişmediği sürece farklı cezalar getirilebilir.
burada yanlış olan ise, bu işin milletin götü tutuştuktan sonra yapılmak istenmesidir. olaya ve kişiye göre hukuk normu düzenlemekten başka bir şey değildir. ha bunu yaparsanız sonra nasıl diyeceksiniz herkes hukuk önünde adalet önünde eşit diye bunu gerçekten çok merak ediyorum.
ikinci olarak teşebbüs şunu ifade eder; failin ifa hareketlerine başlamasından sonra kendi elinde olmayan nedenlerle sonucu gerçekleştirememesi. dolayısıyla öyle anlık sinirle adamı bıçaklamak isteyen fakat sonra aklı başına gelip bıçağı saplamayan kişi teşebbüs aşamasında falan kalmamıştır çünkü kendi kendini engellemiştir. dışarıdan gelen kendi kontrolünde olmayan bir sebep sonucunda sonucu gerçekleştirememe gibi bir durum yoktur. dolayısıyla suç falan da işlenmemiş olur.
genel kanının aksine bir takıma şike teklif edilmesi ve o takımın kabul etmemesiyle, şike teklifin kabul edilmesine rağmen sahaya yansımaması açısından teşebbüs derecelerinde fark yoktur. her iki durumda da ifa hareketlerine başlanmış fakat failin kendi elinde olmayan sebeplerden dolayı sonuç ortaya çıkmamıştır. ikisi de teşebbüstür.
bu çerçevede bakıldığında ceza hukuku açışından şikeye teşebbüse ve şike suçuna farklı cezalar verilmesi çok normal ve olması gerekendir. zaten bu ceza hukukunun genel ilkelerinin getirdiği bir zorunluluktur. fakat şike yapan veya teşebbüs eden takımların küme düşürülmesi konusunun ceza hukukuyla alakası yoktur. bunlar disiplin cezaları kapsamındadır ve bu sebeple ceza hukuku sistematiğini takip etmesi zorunluluğu yoktur. yani şikeye teşebbüse de küme düşürme cezası veririz biz diyebilirsiniz. ya da bunun tam tersini de söyleyebilir ve teşebbüse daha farklı bir ceza verilmesi gerektiğini de söyleyebilirsiniz. bu tamamen nasıl bir disiplin yönetmeliği sistematiği kurmak istediğinizle alakalıdır. yani yönetmelik kendi içinde çelişmediği sürece farklı cezalar getirilebilir.
burada yanlış olan ise, bu işin milletin götü tutuştuktan sonra yapılmak istenmesidir. olaya ve kişiye göre hukuk normu düzenlemekten başka bir şey değildir. ha bunu yaparsanız sonra nasıl diyeceksiniz herkes hukuk önünde adalet önünde eşit diye bunu gerçekten çok merak ediyorum.