• 327
    körfez'de doğup büyüyen ben ailemin memleket sevdasına gölcük depremini yaşamaktan kurtulmuş ama düzce depreminden kaçamamıştım. 9 yaşında bir çocuk olsamda birilerini kaybetmenin korkusunu yaşamış çaresizliği o zamanlar öğrenmiştim.

    1 hafta öncesinde ise 33 yaşında bir aile babası olarak hiç yapmadığım bir şeyi yapmış bir buçuk yaşındaki kızımın yatakta bize yer bırakmaması sebebi ve eşimin isteği ile yan odada uykuya geçmiştim. hatırladığım, depremin ilk anıyla beraber yan odaya fırlayarak eşime ve kızıma sarıldığımdı. kızımın hiç bir şeyden haberi olmaması heralde o anki tek şansımızdı. eşimi sakinleştirirken birazdan depremin sona ereceğini düşünüyordum ama yanıldım. bazı anlar vardır insanın hayatında zamansal olarak çok kısadır ama yaşaması bir ömürdür. bu onlardan da farklıydı, deprem bir türlü bitmiyordu, dışarıdan duyduğum bağırışlardan evlerın yıkıldığını insanların feryatlarını duyduğumu düşünmeye başladım ve sonun geldiğini düşünerek çevremde çok inançlı biri olarak gözükmesemde allaha olan güçlü inancımdan dolayı tövbeye geldim hemde defalarca. sonunda deprem durdu eşim üst kata çıkmayı ev yıkılırsa daha çok şansımızın olacağını söyledi ama ben merdivenlere güvenemedim çok kısa bir süre içerisinde ikinci deprem başladı. o an içimden geçen tek şey evin bir an önce yıkılması ve bunun artık sona ermesiydi. depremin sona ermesiyle biraz önce merdivenlerin tehlikeli olduğunu söyleyen ben hazırda tuttuğumuz deprem çantasını ve montları toparlayarak eşimle beraber 8+1 kat merdivenden aşağı inerek arabaya bindik otoparktan çıkarak güvenli bir bölgeye geçtik.

    gecenin o saati bu sene adanaya uğramayan kış kuvvetli sağanak ve rüzgar olarak deli bir soğıkla arabanın camlarına vuruyordu. twitterda yabancı bir kaynağa göre ard arda 2 si 7 üzerinde 2 si 6 şiddeti üzerinde 4 deprem olduğuydu. zaman akışında enkaz altında kalanların yer bildirimleri, fotoğraf ve videoları ilk dakikadan beri paylaşılıyordu. sonrası hepimizin malumu o yüzden uzatmayacağım.

    tek söyleyebileceğim, geride kalanlara sabır dilemek. sürç-i lisan ettiysem affola.
  • 329
    p.uzm.çvş yakup yaman'ı, eşini ve iki çocuğunu bizden alan deprem.
    https://twitter.com/...49cno0ejNzg&s=19

    ah be yakup uzman! söyleyecek söz bulamıyorum. bir yere yazmam gerekiyordu. sosyal medyada seni ve aileni gördüğümde inanamadım. bölgede yaşayan yüzlerce hatta binlerce akrabam var ancak henüz kötü bir haber almamıştım. enkaz altından bir umut çıkarsınız diye bekledim. günler geçtikçe belki biri kurtulur dedim... sonra malum haber düştü. dün cenaze görüntülerini görünce inanmaktan başka çarem kalmadı.

    2017-18 yıllarında şemdinli'de üs bölgesinde birlikte çalıştık yakup uzmanla. havancıydı. sözleşmeli personeli iyi eğitirdi. bir defasında atış sırasında sıkışan mühimmatı korkmadan çıkarmıştı. diğer uzman çavuş acemi olduğundan becerememişti.

    ben ayrılırken yakup uzmanın da kıbrıs'a tayini çıkmıştı. eşi ilk çocuklarına 5 aylık hamileydi. kız bekliyorlardı. hatta haberi ilk aldığında üs bölgesine baklava ısmarlamıştı. ama kara kara düşünüyordu hamile eşini kıbrıs'a götürüp götürmeme konusunu. geçen sene oradaki görevini de tamamlayıp kahramanmaraş'a gitmiş. arada bir de oğlu olmuş.

    hayat gerçekten boş. bugün varız, yarın yokuz. başımız sağ olsun.
  • 330
    etkilerini uzun yıllar hissedeceğimiz, kötü sevk ve idare kaynaklı çok ciddi ihmal iddiaları barındıran. liyakatsız atamalar neticesinde kilitlenen devlet kurumlarının tabiri caizse ellerinin ayaklarının birbirine girdiği, saçma bir bürokrası sebepli 2 gün boyunca ulaşılamayan yerleşim yerlerinin bulunduğu bir facia yaşadık millet olarak. milletçe başımız sağolsun. bütün kayıplarımıza allahtan rahmet, geride kalanlara sabır diliyorum.
  • 331
    şanlıurfa'da öğretmenlik yapan birisi olarak beni ve ailemi de etkilemiş olan deprem... bir ev beşik olup sallanır mı? evet, sallanırmış. tam 1.5 dakika boyunca eşim, ben ve oğlum hayat üçgeni oluşturduktan sonra bir o yana bir bu yana savrulduk.

    bizim psikolojimiz hala evlerimize girmeyi kaldırmıyorken, evsiz kalanlar, hepsini geçiyorum ailesiz kalanlar var. onun için biz halimize şükrediyoruz. yaşayan herkese çok büyük geçmiş olsun. vefat edenlere allah'ım rahmet eylesin, yakınlarına bol bol sabır ihsan eylesin.
  • 332
    onca insan hayatına asla eskisi gibi devam edemeyecek.
    tüm umutları, hayalleri, mutlulukları eskisi gibi olamayacak şekilde kırıldı.
    insanlar canlarını, sevdiklerini, uzuvlarını kaybetti.

    bir süre sonra, tüm bu enkaz kaldırma çalışmalarından sonra yapılar tekrar bir takım müteahitlere verilecek, muhtemelen aynı yerlere bir takım binalar dikilecek.

    fakat ne o insanlar için ne biz uzaktakiler için, ne bu ülke için hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

    biz belki de olayın sıcaklığıyla bunu henüz farkedemiyoruz, bunun bilincinde değiliz.

    üzülüyorum, uyku uyuyamıyorum. umutlu olmak için bir sebep göremiyorum.
  • 334
    osmaniye'deki insani yardım görevimizi tamamladık. afad gönüllüleri osmaniye'den çekiliyor artık yerel görevliler devralacak işleri. osmaniye'de gönüllülere ihtiyaç kalmadığını söylediler. ihtiyaç olan bir yerde devam etmemize de afad izin vermedi. organizasyon olarak kötü bir sınav verildiğini düşünüyorum. herkese yetişmek mümkün olmasa da insan gücü çok daha etkili kullanılabilirdi. umarım bundan sonra kurtulanlar için uygun yaşam koşulları hazırlanabilir.

    edit: şimdi haber aldık yeni gönüllüler gelecekmiş. arkadaş getirsene o zaman biz gitmeden işleri devredelim sıfırdan başlamasınlar. kötü demiştim ama hiç yok organizasyon.
  • 336
    yemek yemeye utanıyorum. uyumaya utanıyorum. sıcak evde oturmaya utanıyorum. memleket istiyorum. ne zengin ne fakir, ne sen ben farkı olsun. kış günü herkesin evi barkı olsun.
    vatandaşlarımız o enkazın altında sıkıştıkça bizim de canımız, ruhumuz sıkıştı.
    ülkemizin başı sağ olsun. yaralılara acil şifalar diliyorum. bu felakette sorumluluğu olan her bir kişinin yargı önünde hesap verdiğini görmeyi temenni ediyorum. cumhurbaşkanı dahil.
  • 341
    her şeyi halktan bekleyen tüm milletvekillerine açık çağrıdır. bu yıl ve seçimlerden sonraki yıl toplam 2 yıl olmak üzere vekillerin alacağı zamsız ve gelecek olan zamlı maaş afet bölgesine bağışlansın. milletin ası ile vekili kim belli olsun. aslında bunu muhalefet düşünmeliydi. belki düşündüler benim haberim de olmayabilir. zaten zenginler vekil fakirler as olduğundan dolayı pek koymayacaktır onlara.
  • 342
    deprem sonrası gidip 3 gün boyunca canlı olarak o yıkımı gördüm. kuzenim oğlu ile beraber zemin kattaki evinin balkon kapısında el eleymiş, belki bir kaç adım daha atabilselerdi şuan hayatta olacaklardı. diğer 2 çocuk odalarında yataklarının kenarında bulunmuş. ben gittiğimde hala yengem enkaz altındaydı. 6. gün gidip yardım ettim enkaza. 4 katlı evin zemin katında ulaşılamayan son bir oda kalmıştı. oradaydı yengem. tavanı balyoz ile kırmaya başlayıp ilk delik açıldığında gelen kokuyu ömrümün sonuna kadar unutamam. her şeye alışan insanoğlu bu kokuya alışamaz. deliği bir kişi girecek kadar büyüttük. yengemin abisi girdi önce. 6 gündür uyuyamayan adam koca koca parçaları alıp alıp dışarı attı.yatak odası dolabını vura vura parçaladı.fotoğraflar, baş örtüleri, kıyafetler çıktıkça ağladı. artık içeriye 2 kişi girebilecek durumdaydı. diğer kuzenim indi yardıma. elden ele eşyaları boşalttık. kuru temizlemeden gelmiş poşetli halde dolaba asılmış takım elbise, kızlarının pullu elbiseleri, minik efe nin bayramlığı. hepsini ayırdım kenara. sonra ulaştık yengeme. kolon üzerine düşmüştü.

    yetkililere haber verdik. geldiler. görüntü mü var diye sordular. görüntü. evet vardı görüntü. 40 yaşında 3 çocuk annesi bir kadının görüntüsü vardı gözümüzün önünde. geçen bayram iskenderun'a gittiğimde oturup kahve içtiğim, çocukların eğitimi için ne yapabiliriz diye konuştuğumuz yengemin görüntüsü vardı. bana daha 6-7 ay önce kahve yaptığı elleri şişip 2 katına ulaşan yengemin görüntüsü vardı.

    indirdiler bizi enkaz alanından. 4 saat sürdü çıkarmaları. anne babasına, teyzeme kimseye göstermediler. o halini görmesin istediler. güzel hatırlansın dediler. hastaneye gidip doktor ve savcı gördükten sonra defnettik. yıkanmadan defnedildi yengem. kuzenimden 15 metre uzağa açtılar mezarını. aradan geçen 3 günde 15 metre ileriye kadar yeni mezarlar açılmıştı çünkü. teyzem başındaki örtüyü alıp verdi bana. gittim mezarının başındaki tahtaya bağladım. dua edip ayrıldık mezardan. taziye evi yoktu o da enkazdı. herkes dağıldı. ben teyzemi, eniştemi ve 2 kuzenimi aldım ankara'ya geldim.

    annem babam hala orada. 2+1 evde 10 kişi kalıyorlar. kalıyorlar dediğime bakmayın. gece yarısına kadar bahçede ateş yakıp oturuyorlar. evde bir hasar görünmüyor ama evin içine girmek istemiyorlar. amcamın 2 kızı eve girdiklerinde montlarını, berelerini çıkartmadan kapıya en yakın yerde oturuyorlar. ben gittiğimde 5 gündür arabada yattıkları için ısrar ederek eve aldım gece uyumaları için. saat 3 civarı artçı deprem olunca çıkıp tekrar arabaya gitmişler. geceleri en ufak sallanmada deprem oluyor çığlıkları ile uyandım. uyuyor görünüyorlar ama hiç biri uyumuyor.

    ankara'ya pazar günü döndüm. 3 gün boyunca sıktım kendimi ağlamamak için. ama yola çıkacağım zaman tutamadım kendimi. annemi, babamı, amcamı, kuzenlerimi, sevdiklerimi orada bırakmak çok koydu. o çaresizlik ortamını görüp elimden bir şey gelmemesi oturdu yüreğime. eldivenimi, ayakkabımı, montumu babama bıraktım orada ruhumla birlikte . terlik ile geldim ankara'ya ama gram üşümedim. üstüme başıma sinen duman kokusu hala üzerimde.

    az çok demeden yardım edin. her şeye ihtiyaçları var. uzunca bir süre ihtiyaçları da olacak. olayın sıcağıyla bugün hatırlayıp yarın unutmayın o güzel insanları.
  • 343
    https://www.youtube.com/shorts/sNnUnpAHk64

    lütfen devlet denilen çatık kaşın bize verdiği bu ölüm fermanlarını artık vatandaş olarak talep etmeyelim. imar barışı denilen ve birilerinin de seçim vaatleri olmaktan ibaret olan bu saçmalık hukuk devletinde olamaz. herkesin güya kazandığı ama aslında kaybettiği saadet zinciri dönemi bitti. inşallah dersler çıkarabilmişizdir, milletimizin başı sağ olsun.
  • 344
    bir akrabamızı kendi çabalarıyla ilk günden itibaren uğraşıp ikinci günü bulup enkazdan cenazesini çıkaran amcamla taziye evinde konuşuyorduk. "yeğenim cenazemizi bulduk ya sevindik biz." dedi. cenazesini alan önce bir seviniyor farkında olmadan. çaresizlik, bilinmezlik ve mezarı olamayacak korkusu çok daha kötüymüş. ertesi gün enkaz çalışmaları yapılan yerde yaşlı bir amcaya hal hatır sorduk. eniştem tanıdığı olduğu için ve halinden az üzgün gözüktüğü için oğullarını sordu bir umut. adamcağız toprağın altına gidenlerden şehir dışına çıkmış gibi bahsetti. en sonunda da "bu enkazda da 20 yaşında torunum var. onu bekliyorum dedi." ne umutla ne korkuyla söyledi. şehir dışından torunu gelmek üzereydi sanki. insanlar o kadar büyük bir acı ile bir anda karşı karşıya kaldılar ki feryat edecek güçleri bile kalmamış durumda.

    adana il sınırından girip diyarbakır il sınırından çıkana kadar gördüğünüz herhangi birine "başın sağolsun" derseniz şaşırmaz. herkesin en az bir sevdiği, tanıdığı, yakını vefat etti.
  • 345
    canimizi kurtardik ama canini kurtaran her insan en az 1 canini topraga verdi. insanlar, morglarda aradiklari kisileri buldugunda, allaha şükür bulduk dedi, kimse yasini tutamadı. evi yikilmayan insanlarin cogunun evi oturulamayacak hale geldi, bolge insani, yasanilani anladi ama hala idrak edemedi, gerceklerle yuzlesemedi, bir sure sonra tum turkiye hayata dondugunde iste o zaman gercekle yuzlesecekler ve bir cogunun bundan sonra hayati normale dönmeyecek. anne tarafindan 1. derece akrabasi kalmayan arkadaşım var. bolge insanindan bu depremi yasayan insanlarin hic biri omru boyunca bu tarvmayi unutmayacak.
  • 346
    maalesef kimligi belirlenemeyen kisilerin "ölü" sayimina katilmadigi, o nedenle saglikli verilerin elimizde olmadigi felaket.

    ozellikle hatay'a yardima giden herkes cok fazla suriyeli oldugundan bahsetti. cogunun ne kimligi var ne de kimlikleri belirlenebilir durumda. haliyle ölü sayisi aciklanandan cok daha fazla aslinda. genelde ayni seyi soyluyorlar, sadece hatay'da ölü sayısı 50bin civaridir diye.

    anlatilan bazi seyler inanilmaz çirkin. ozellikle samandağ ile ilgili soylenen seyler.
    3. veya 4.gune kadar kimsenin samandağ'a gitmesine izin vermemisler, orada bir şey yok gitmenize gerek yok diyerek. sonunda anlaşılıyor ki orasi daha fena durumda. sirf ideolojik sebeplerle oradaki insanlar ölüme terk edilmis. bu cok ciddi bir iddia.
  • 347
    iskenderun'da barınma ve ısınma sorunu bir nebze çözüldü denebilir. ancak tuvalet ve banyo sorunu devam ediyor. salgın hastalık riski çok fazla. şebeke suyu vefatlarımız sebebiyle güvenli değil, nasıl çözülür bilmiyorum ama şu anda öncelikli hedefimiz bu sorunu çözmek olmalı. küçük çocuklarımızın sağlığı risk altında. inşallah yakın zamanda sorun çözülür. hatay meselesi artık hepimizin şahsi meselesidir. 1.5 yıl önce memuriyet için geldiğim bu şehir artık benim memleketimdir. bırakıp gidemedim, gitmeyeceğim. türk yurdu olarak en sağlam kalemiz olana kadar buradayım.
  • 348
    şeffaflık maalesef hiçbir yerde yok. ölü sayısında da kimliği belirlenemeyen kişileri vefat sayısına dahil etmemek çok ilginç. en kötü kimi henüz bilinmeyen ancak kayıt altına alınmış olanları geçici bir kod ile tanımlarsın. belki yarın bir yakını bir seveni çıkar. hayat normale dönmeye başladığımdan bir sürü kayıp haberi ve başvurusu olacak. en azından kimliği belirsiz ne kadar vefat olduğunu bilmek ve onlar arasında yakınını arayabilir insanlar. bir diğer konu da maalesef bizim insanımız felaketin büyüklüğü konusunda da sonrası için tedbir almak konusunda da bazı sayıları öğrenmeli ki böyle bir hasarda yıkılan bir binada kurtulma kurtarilma oranının düşük olduğunu, meselenin binanın yıkılmasını olduğunu anlaması lazım. başka türlü kimse binasına el atmıyor...

    tekrar, tüm vefat edenlere allah'tan rahmet dilerim..
  • 350
    depreme gölbaşında yakalandım. normalde ankarada yaşıyoruz fakat dedemin hastalığı sebebiyle annem kardeşim ve ben ordaydık. dedem de zaten depremin 24.saatinde diyalize giremediğinden dolayı rahmetli oldu.
    yani depremden sonraki 2-3. saatte ben çevredeki askeri birlikleri hesaplayıp antep ve maraş kendi içindekilerle idare edebilir malatya ve diyarbakırdan adıyamana ve ilçelerine yardım gelir demiştim ama askeri kışladan çıkarmadıkları için gölbaşına yardım 3.güne doğru gelebildi maalesef. artçılar ilk 3 gün çok şiddetli devam etti hiç uyuyamadım bir akrabanın tek katlı sobalı evinde 20-25 kişi sığındık ve orda kaldık 5-6 gün boyunca.
    cenazeler sebebiyle besni ve tut ilçelerine de gittim yol üstü olması sebebiyle pazarcık'ı gördüm, merkezden çok sayıda arkadaşımla ve yakın akrabamla konuştum. sonuç olarak adıyaman gerçekten yok oldu ve kaderine terk edildi. merkezin neden bu kadar çok etkilendiğini ben hala anlamadım nüfusu sebebiyle antakya ve maraş daha fazla konuşuluyor doğal olarak ama adıyaman merkez gerçekten bitmiş bir halde. il merkezinin kahta'ya taşınması bile konuşuluyormuş.

    gölbaşı ise komşu ilçesi pazarcık depremin merkez üssü olmasına rağmen gördüğüm kadarıyla depremden pazarcıktan daha fazla zarar görmüş. asfalt diye tabir edilen antep malatya yolu ilçenin içinden geçiyor ve asfaltın alt kısmında sağlam bina yok denecek kadar az ayaktaki binaların çoğu da hasarlı zaten. millet sokakta ateş yakarak ısınabiliyordu benim ilçeden ayrıldığım pazar gününe kadar çadırlar yeni yeni gelmeye başlamıştı ama zaten ilçede kimse kalmadı herkes kaçtı gitti. babaanemin 50 senelik evindeydim deprem sırasında ve 50 senelik dışarıdan görseniz kesin yıkılır diyeceğiniz evin duvarında bir çatlak bile yok. ama dayımın merkezdeki 5 senelik evi ağır hasarlı dışarıdan evlerin içi görünüyor.

    besnide ise gördüğüm kadarıyla yıkım diğer yerler kadar fazla değil. babamın çok yakın olduğu kuzeni bir amcamın binası da çöken binalar arasında. 7 katlı binanın 1. katında oturuyolardı en fazla 5-6 senelikti bina. zaten yıkılmış haberi gelince ben evin içindeki 4 kişiden de umudu kesmiştim fakat besniye gelen polonyalı ekip amcamı ve 2 kızını binadan çıkardı. eşi ise rahmetli oldu.
    tut zaten küçük bir ilçe burda da yıkım diğerleri kadar fazla değil ama burda da yengemin kardeşini kaybettik maalesef 30 yaşında polis memuruydu cenaze sebebiyle memleketine geldi ve orada rahmetli oldu. ayrıca burda yıkılan binaların biri ptt binasıydı sanırım. devletin kullandığı bina bile sağlam değilmiş yani

    çok kötüydü ülke olarak çok kötü günler geçirdik umarım en tepeden başlamak üzere tüm sorumlular cezasını alır be gerekli dersler çıkarılır. allah bir daha yaşatmasın.
App Store'dan indirin Google Play'den alın