• 352
    yıllardır beklediğimiz cumhuriyetimizin 100. yılında, büyük fedakarlıklarla, cefayla, savaşlarla, kan dökülerek, şehitler verilerek kurulan cumhuriyetimizde neleri yaptığımızı, daha doğrusu neleri yapamadığımızı tokat gibi yüzümüze vurmuş depremdir.
    eşini, dostunu, akrabasını kaybeden tüm arkadaşlarıma allahtan sabır diliyorum.
    ben 30 ekim izmir depremini merkez üssünde yaşayan, evinin 3 katlı olması nedeniyle hayatta kalan ve 2 yıldır hala ilçesi yenilenmeye çalışan birisi olarak daha tek ilçe bu kadar zaman geçmesine rağmen tam olarak imar ve iskan edilememişken, bu kadar büyük bir yıkımı, fiziksel bina yıkımını bir kenara alsak bile, insani boyutunu on yıllar boyunca nasıl toparlayacağız düşünemiyorum.
    deprem bölgesinde tanıdığı akrabası olup da birisini kaybetmeyen arkadaşım yok gibi neredeyse. yıkımın boyutunu düşünebiliyormusunuz? aklımda günlerdir aynı soru var. biz bu işin içinden nasıl çıkacağız? hükümet istediği kadar konu ile ilgili dezenformasyon yapsa da gerçek orada apaçık bir şekilde duruyor hem de en acı haliyle.
    allah hepimizin yardımcısı olsun. en çok da depremden etkilenen kardeşlerimizin. hepimiz elimizden ne geliyorsa uzunca bir müddet yapmak zorundayız. biz yapmak zorundayız... çünkü devletin gördüğüm kadarıyla ne böyle zamanlar için bir hazırlığı var ne de bir organizasyonu.
  • 353
    deprem, kader değildir. beklenmeyen olmadığı gibi, şaşırtıcı doğa olayı da değildir. ona göre yaşamak, yaşam alanlarını kurmak, er veya geç başına geldiğinde şaşırmamak, olağan bir durum gibi karşılamak demektir ki, bunun için de “ “bilim ve fen nerede ise oradan alacağız ve her ulus kişisinin kafasına koyacağız. bilim ve fen için kayıt ve şart yoktur” diyen atatürk’ün izinden gitmek gerektir. ilime , bilime değer verilen günleri görmek dileğiyle.
  • 354
    evlerin, işyerlerinin, limanların, hastanelerin vs molozlarının temizlenip yeniden yapılması için gereken para ve emek baştan düzgün yapılması için gerekenden çok daha fazladır.

    daha şiddetli depremler japonya'da talihsiz birkaç vefat ile sonuçlanırken hayat kaldığı yerden devam ediyor. bizde ise onbinlerce vefat, korkunç büyüklükte maddi ve manevi yıkımlar, ağır travmalar yaşanıyor ama asla ders alınmıyor.

    kader diyeceksek coğrafyaya diyelim :(
  • 355
    doğa olayıdır. afet olan kısım insanoğlunun doğayla sidik yarıştırmasının sonuçlarıdır. felaket ise bu doğa olayının sonuçlarını kadere bağlamaktır. yani kısaca diyorlar ki "valla bizim bir suçumuz yok, allah'ın takdiri". suçlu allah yani.

    senaryosu gerçek bir olaydan alınan "the man who sued god" adlı güzel bir film vardır. seyretmeyenler için konusunu es geçeyim. seyredenler oradaki karakterlerin günümüz türkiyesindeki karşılıklarını çok iyi anlayacaklardır. ne yapalım şimdi gidip allah'ı mı mahkemeye verelim? tanık olarak da "kader" diyenleri mi gösterelim? mahkemeye de allah'ı temsilen diyanet mi gelsin?
  • 356
    son yıllarda yaşadığımız en büyük felaket olabilir. iki tane büyük deprem yaşanması gerçekten yıkımın etkisini daha çok arttırdı, zaten denetlenmemiş ve müteahhitler tarafından malzemeden çalınarak yapılmış binalar doluyken iki tane büyük depremin olması çok çok yıkıcı oldu. gece yarısı olan depremde hasar almış binalardaki insanlar öğlen saatlerinde eşya almak için içeri girince ikinci depremle enkaz altında kaldılar maalesef. hiç hasar almayan binalar ise ikinci depremde hasara uğradı. hatay gibi yumuşak zeminin olduğu ve depremin beklendiği bölgede hiçbir faaliyet yapmayan, hiçbir önlem almayan akp hükümeti depremdeki felaketin en büyük sorumlusudur. deprem kahramanmaraş merkezli olmasına rağmen hatay çok çok daha fazla hasar aldı, uzmanlar yıllardır uyarıyordu maraş'da deprem büyük deprem bekleniyor diye ama tabi kimin umrunda oldu ki ? maraş ve hatay dümdüz oldu sorumsuz yöneticiler yüzünden. umarım bu yıkıma sebep olanların bir gün yargılandığını görebilirim.
  • 358
    17 ağustos depremini de yaşamış bir kardeşiniz olarak. bu afetten sonra inanın hem karnımda birşey oturmuş durumda. yemek yemeye, su içmeye, ısınmaya, uyumaya, gülmeye utanır durumdayım. sosyal medyada hayatını kaybeden aileler, çocuklar gözümün önünden gitmiyor. belki o akşam otururken ne hayaller kuruyorlardı. çocuklar hangi oyuncağı düşünüyorlardı. çok üzgünüm. allah beterinden korusun.
  • 360
    üzülmekten daha çok hak arayışında olmanız gerekiyor. bunu ne kadar yapacağız bilmiyorum. şahsen kendimi bu durumdan uzak tutmaya çalıştım. yoksa içine girince çıkamayabiliriz. depremin ilk günü mersinde tanıdığım birini arayıp sordum. durum çok kötü dedi . en az 40bin insanı telafuz etti. hepimiz biliyoruz 40 bin değil artık. o bölge insanları psikolojik, ekonomik olarak nasıl ayağa kalkacak. düşününce insan delirir.
  • 361
    cnn türk haberlerde malatya’da depremden geriye kalan enkazları gösteriyorlar.
    arka planda oldukça uzun cami minarelerini görüyorsunuz (resimde sol üstte). bunlar hasar görmemiş.

    https://gss.gs/ZFw.jpeg

    depremde minareler yıkılmıyor ama yakınındaki binalar yıkılıyor. yani binalar biraz sağlam yapılsa insanlara bir şey olmayacak.

    bu binaları yapan sorumlu bilerek isteyerek insan ölümüne sebep vermekten yargılanmalı.
  • 369
    bu depremin o bölgede aşağı yukarı 1 yıl boyunca artçı depremleri tetikleyeceği uzmanlarca konuşuldu. daha ötesi artçı olmayan başka depremlerin tetiklenmesi de söz konusu. 20 şubat 2023 depreminin yaşandığı gün ise cumhurbaşkanı oy veya prestij kaygısıyla o bölgede 200 bine yakın binanın 1 yıl içinde baştan yapılacağını söyledi. yanisi akıllanmıyoruz, yine burnumuzun dikine gidiyoruz, yine birileri betondan para kırmanın peşinde, yine aklı bilimi popülizme feda ediyoruz. ve en tepesi de şart değil, hiçbir yetkili istifa dahil sorumluluk taşımıyor. o kadar dibe batmışız ki her açıdan, nasıl çıkarız, onu bile bilmiyoruz.

    halkın hissettiği ise panik, pişmanlık, utanç ve öfke. bazıları ise sadece unutmak istiyor. gerçekçi bir tavır olmasa da onları bile anlıyorum. ama unutmak gelecekte yaşayacağımız şeylerin çözümü olmayacaktır.

    yaşanan sahte saadet zincirleri bitti türkiye. artık yaşadığımız veya bize yaşatılan her ahlaksızlığın sonu ölümle bitiyor. insanlarımızın psikolojileri bitik durumda. mehmet demirkol'un dediği gibi coğrafyası çok zor olan bir ülkede betondan para kazanmak kolay olmamalı, bu kadar müteahhit olmamalı. eğer oluyorsa birileri işini yapmıyor ve felaket kapıda demektir. kulağımıza küpe olsun. herkese bir daha geçmiş olsun.
  • 370
    maalesef ki yakın tarihimizin en büyük yıkımı olmuştur. yaraları saracağız, hayata devam edeceğiz başka çaresi yok ancak gerçekten çok fazla üzücü şey gördük, duyduk. yani sanıyorum ki ülke tarihimiz yeni bir ''öncesi, sonrası'' olayı yaşadı. şimdiden depremden birkaç saat önce oynanan trabzonspor maçı, zaniolo, konya uçağı gündemleri falan sanki yıllar öncesinde kalmış gibi geliyor.

    ilk 7 gün maraş'ın pazarcık ilçesinde bulundum. bu esnada hatay hariç depremden etkilenen hemen hemen bütün şehirleri görme şansım oldu. 4. günün öğlen saatlerinde 2 yaşında bir kızı enkaz altından çok sağlıklı bir şekilde çıkarmak gibi müthiş şeyler yaşasak da genel olarak gördüğümüz şey yıkım, acı ve hüzündü. özellikle bazı köyler, bazı caddeler/sokaklar gerçekten çok çok üzücü durumdaydı. çok bahsetmeye gerek yok, herkes gördü veya duydu zaten.

    önceki gün sami yen'de trabzonspor maçını izledim. o gün statta olanlar bilir. acayip bir fırtına, tipi ve soğuk vardı. ısıtıcılar çalışmıyordu ve koltukların altında da su birikmişti. herkes o şartlarda yaklaşık 3 saat durdu, takımı destekledi. herkesin ayaklar sırılsıklam oldu. o akşamın yaşadığım en soğuk anlardan biri olduğunu, öbür gün stadın yarısının hasta olacağını düşündüm. bugün ise diyorum ki o gün hava sıcakmış. kırşehir'den itibaren öyle bir fırtınaya, soğuğa maruz kaldım ki hayatımda böyle bir şey görmedim. olacak iş değil. yarım saat dışarda dursanız donacağınıza inanıyorsunuz. o kadar söyleyeyim. döndüğümden beri millete buz gibi gelen havada yaka bağır açık geziyorum neredeyse.

    4. günün akşamı 10 yıllık dostumun cansız bedenine ulaşıldı. maçtan önceki akşam telefonda konuşmuş, 15 gün önce antalyaspor maçını statta beraber izlemiştik. çok iyi bir galatasaraylı, çok iyi bir tribüncüydü. inanması hala zor olsa da deprem kişisel olarak bize de böyle bir darbe vurdu.

    söyleyecek fazla bir şey yok. kaybettiklerimize rahmet, yakınlarına ve sevenlerine sabır diliyorum. kabullenmesi çok zor bir durum. depremzede vatandaşlarımızın da allah yardımcısı olsun. umarım artık lojistik sorunlar, yardım sorunu falan tamamen ortadan kalkmıştır. bu saatten sonra yaraları sarıp devam etmekten başka çaremiz yok. yapabileceğimiz tek şey daha akıllı, daha liyakatlı ve daha bilimci olmak. bu yönde seçimler yapmak. bilime rağmen yaşanamayacağını ve ülkemizin en önemli gerçeğinin deprem olduğunu artık lütfen idrak edelim.
  • 371
    --- alıntı ---
    partinin genel başkanıyım, il başkanıma ulaşamadım. oğlunu kaybetmiş, gelininin beli kırılmış. nasıl anlatayım bilemiyorum ki... 2 gün oğlunun cenazesinin başında beklemiş, gömememiş sıra varmış... hayvanlar zarar vermesin diye... başında beklemiş... nasıl anlatayım fatih bey...
    --- alıntı ---

    muharrem ince

    ağlamamak için dişlerini sıkarak anlattı. suratıma tokat veya yumruk atsaydı daha az sarsılırdım. hesap sorduğumuz için günaşırı bize küfür ediliyor ya esas hesap günü geldiğinde ne yapacaklar acaba?

    ekleme: "ne dediler" başlığından buraya aldım. bakalım buradan ne sebeple silinecek merak ediyorum...
  • 373
    ilk günlerinde enkaz altında insan ihbarı şeklinde başlayıp ilerleyen günlerde ihtiyaç bildirimi şeklinde devam eden sosyal medya paylaşımlarının ne yazık ki "enkaz kaldırma çalışmaları tamamlanmasına rağmen bulunamadı" ilanlarına dönüştüğü deprem.

    resmiyete dökülen kayıp sayısı bile okurken dahi insanın gözünden yaş getirecek kadar vahim iken insan bu ilanları gördükçe fiiliyattaki kayıpları düşünüp daha da bir hüzünleniyor ister istemez...

    kayıp sayısının aslında çok daha fazla olduğu gerçeğine mi yanacaksın, bu insanların neyi aradığını bile bilmeden ne aramaya çalıştığına mı kahrolacaksın?
  • 374
    üzerinden neredeyse 20 gün geçmiş olmasına rağmen, an itibariyle henüz herhangi bir istifanın gerçekleşmediği deprem felaketidir.
    anlaşılan yetkili makamlardan kimse kendini istifa edecek kadar sorumlu görmüyor.

    20 gün + 43.000 vefat sonrası edit: hala tek bir (1) istifa yoktur. dünyanın başka hiç bir yerinde görülmemiş ve muhtemelen de görülemeyecek durumdur.
  • 375
    en büyük sorumlusu olarak nam gösteren belediye başkanlarının hala tutuklanmaması ülkede demokrasinin adaletin geldiği aşamayı gösteriyor.

    depremden kurtulmanın tek bir şey yolu vardır. sağlam bina. belediyeler rant uğruna sağlam olmayan binalara da onay veriyorlar. bu sebeple tüm masraflar belediyelerden başlayarak onaylayan tüm çalışanlara kadar yansıtılmalıdır. hatalı projeye neden onay veriyorsun?
App Store'dan indirin Google Play'den alın