350
depreme gölbaşında yakalandım. normalde ankarada yaşıyoruz fakat dedemin hastalığı sebebiyle annem kardeşim ve ben ordaydık. dedem de zaten depremin 24.saatinde diyalize giremediğinden dolayı rahmetli oldu.
yani depremden sonraki 2-3. saatte ben çevredeki askeri birlikleri hesaplayıp antep ve maraş kendi içindekilerle idare edebilir malatya ve diyarbakırdan adıyamana ve ilçelerine yardım gelir demiştim ama askeri kışladan çıkarmadıkları için gölbaşına yardım 3.güne doğru gelebildi maalesef. artçılar ilk 3 gün çok şiddetli devam etti hiç uyuyamadım bir akrabanın tek katlı sobalı evinde 20-25 kişi sığındık ve orda kaldık 5-6 gün boyunca.
cenazeler sebebiyle besni ve tut ilçelerine de gittim yol üstü olması sebebiyle pazarcık'ı gördüm, merkezden çok sayıda arkadaşımla ve yakın akrabamla konuştum. sonuç olarak adıyaman gerçekten yok oldu ve kaderine terk edildi. merkezin neden bu kadar çok etkilendiğini ben hala anlamadım nüfusu sebebiyle antakya ve maraş daha fazla konuşuluyor doğal olarak ama adıyaman merkez gerçekten bitmiş bir halde. il merkezinin kahta'ya taşınması bile konuşuluyormuş.
gölbaşı ise komşu ilçesi pazarcık depremin merkez üssü olmasına rağmen gördüğüm kadarıyla depremden pazarcıktan daha fazla zarar görmüş. asfalt diye tabir edilen antep malatya yolu ilçenin içinden geçiyor ve asfaltın alt kısmında sağlam bina yok denecek kadar az ayaktaki binaların çoğu da hasarlı zaten. millet sokakta ateş yakarak ısınabiliyordu benim ilçeden ayrıldığım pazar gününe kadar çadırlar yeni yeni gelmeye başlamıştı ama zaten ilçede kimse kalmadı herkes kaçtı gitti. babaanemin 50 senelik evindeydim deprem sırasında ve 50 senelik dışarıdan görseniz kesin yıkılır diyeceğiniz evin duvarında bir çatlak bile yok. ama dayımın merkezdeki 5 senelik evi ağır hasarlı dışarıdan evlerin içi görünüyor.
besnide ise gördüğüm kadarıyla yıkım diğer yerler kadar fazla değil. babamın çok yakın olduğu kuzeni bir amcamın binası da çöken binalar arasında. 7 katlı binanın 1. katında oturuyolardı en fazla 5-6 senelikti bina. zaten yıkılmış haberi gelince ben evin içindeki 4 kişiden de umudu kesmiştim fakat besniye gelen polonyalı ekip amcamı ve 2 kızını binadan çıkardı. eşi ise rahmetli oldu.
tut zaten küçük bir ilçe burda da yıkım diğerleri kadar fazla değil ama burda da yengemin kardeşini kaybettik maalesef 30 yaşında polis memuruydu cenaze sebebiyle memleketine geldi ve orada rahmetli oldu. ayrıca burda yıkılan binaların biri ptt binasıydı sanırım. devletin kullandığı bina bile sağlam değilmiş yani
çok kötüydü ülke olarak çok kötü günler geçirdik umarım en tepeden başlamak üzere tüm sorumlular cezasını alır be gerekli dersler çıkarılır. allah bir daha yaşatmasın.
yani depremden sonraki 2-3. saatte ben çevredeki askeri birlikleri hesaplayıp antep ve maraş kendi içindekilerle idare edebilir malatya ve diyarbakırdan adıyamana ve ilçelerine yardım gelir demiştim ama askeri kışladan çıkarmadıkları için gölbaşına yardım 3.güne doğru gelebildi maalesef. artçılar ilk 3 gün çok şiddetli devam etti hiç uyuyamadım bir akrabanın tek katlı sobalı evinde 20-25 kişi sığındık ve orda kaldık 5-6 gün boyunca.
cenazeler sebebiyle besni ve tut ilçelerine de gittim yol üstü olması sebebiyle pazarcık'ı gördüm, merkezden çok sayıda arkadaşımla ve yakın akrabamla konuştum. sonuç olarak adıyaman gerçekten yok oldu ve kaderine terk edildi. merkezin neden bu kadar çok etkilendiğini ben hala anlamadım nüfusu sebebiyle antakya ve maraş daha fazla konuşuluyor doğal olarak ama adıyaman merkez gerçekten bitmiş bir halde. il merkezinin kahta'ya taşınması bile konuşuluyormuş.
gölbaşı ise komşu ilçesi pazarcık depremin merkez üssü olmasına rağmen gördüğüm kadarıyla depremden pazarcıktan daha fazla zarar görmüş. asfalt diye tabir edilen antep malatya yolu ilçenin içinden geçiyor ve asfaltın alt kısmında sağlam bina yok denecek kadar az ayaktaki binaların çoğu da hasarlı zaten. millet sokakta ateş yakarak ısınabiliyordu benim ilçeden ayrıldığım pazar gününe kadar çadırlar yeni yeni gelmeye başlamıştı ama zaten ilçede kimse kalmadı herkes kaçtı gitti. babaanemin 50 senelik evindeydim deprem sırasında ve 50 senelik dışarıdan görseniz kesin yıkılır diyeceğiniz evin duvarında bir çatlak bile yok. ama dayımın merkezdeki 5 senelik evi ağır hasarlı dışarıdan evlerin içi görünüyor.
besnide ise gördüğüm kadarıyla yıkım diğer yerler kadar fazla değil. babamın çok yakın olduğu kuzeni bir amcamın binası da çöken binalar arasında. 7 katlı binanın 1. katında oturuyolardı en fazla 5-6 senelikti bina. zaten yıkılmış haberi gelince ben evin içindeki 4 kişiden de umudu kesmiştim fakat besniye gelen polonyalı ekip amcamı ve 2 kızını binadan çıkardı. eşi ise rahmetli oldu.
tut zaten küçük bir ilçe burda da yıkım diğerleri kadar fazla değil ama burda da yengemin kardeşini kaybettik maalesef 30 yaşında polis memuruydu cenaze sebebiyle memleketine geldi ve orada rahmetli oldu. ayrıca burda yıkılan binaların biri ptt binasıydı sanırım. devletin kullandığı bina bile sağlam değilmiş yani
çok kötüydü ülke olarak çok kötü günler geçirdik umarım en tepeden başlamak üzere tüm sorumlular cezasını alır be gerekli dersler çıkarılır. allah bir daha yaşatmasın.