tarihe not düşmek açısından bakıldığında; (eksikleri hatırladıkça editleyeceğim. üzerinden 39 saat geçmiş olmasına rağmen hala çok sinirliyim)
1-maçın oynandığı süre içerisinde "
nevizade geceleri"nin hiç söylenmediği maçtır.
sadece maçtan önce
dj bir kez "nevizade geceleri"ni çaldırıp tüm stadyuma söyletti.
buradan o
dj arkadaşıma bir uyarıda bulunmak istiyorum;
saygıdeğer arakadaşım; bu "nevizade geceleri" isimli şarkıda bi cenabetlik bulunduğunu tüm taraftar keşfetti. farkındaysan taraftar maç boyunca ağzına bile almıyor. lütfen sen de uyan biraz da, maçtan önce şu şarkıyı çalma. çalma da bir maçı onsuz oynayıp bakalım duruma. belki 1-0 filan olsa da kazanırız. lütfen.
2-liderlik maçına çıktığımızda bile, bizlere
galatasaray taraftarının artık cılkının çıktığını göstermiş olan maçtır. taraftar, bırak sahada oynanan takımı ateşlemeyi, "taraftar" içerikli şarkılarla kendini yüceltip sadece kendini eğlendirmektedir. daha da komiği taraftarın takımı ateşlemesi gerekirken tam tersi olmakta, galatasarayımız rakip kalede tehlike yarattığında taraftar ateşlenip tezahürat yapmaktadır. onu da geçtim, bir de güzel güzel maçı idare eden hakemi yoldan çıkardılar ya, ben ona yanarım. (aşağıda anlatıcam)
3-70.li dakikalarda sahaya 7110 cep telefonu atılmış ve hayatımda ilk defa ali sami yen de "sahaya atılan 7110'nun sahibi, telefonunu almak için maçtan sonra yetkililere müracaat etsin" (mealinde)(maçın stresi içerisinde anonsu hafızama tam olarak yazamadım) bir anons duymama neden olmuş maçtır. önceden böyle bir anons olmuş ta ben duymamış isem, bu da benim öküzlüğüm olsun. işte hakemi bozan da bu cep telefonun yan hakeme atılmış olmasıdır. (götürüp saha kenarında gözlemciye teslim etti telefonu)
gelelim maça;
(bkz:
rijkaard)
büyük teknik direktörümüz
rijkaard'ın içine sıçtığı bir maç daha olmuştur.
hocam senin başka numaran yok mu yav? bu ne? durum 1-0 iken takımı geriye yaslamak için, 70 te bir adam değiştir, sonra bir adam daha değiştir! hem de bu adamlardan birisi mutlaka sahanın en iyi oynayan adamı olsun. (bkz:
elano).
dersen ki "
elano şişmişti, onun için değiştirdim" ben de sorarım sana o zaman bu takımın başında çıktığın 15. lig maçı. milli maç arasını da sayarsan tam 4 aydır bu takımın başındasın. hala, 70. dakika oldumu
elano şişer,
arda şişer,
kewel şişer,
nonda şişer,
keita şişer. eee! senin kondisyonerlerin ne iş yapar orada.
futbolculara çemkirmeyi biliyorsun. 4 ayda takımın futbolcuları 90 dakikayı çıkaracak kadar form tutmaz mı? veya sen bunun hesabını kondisyonere sormaz mısın da, o şişti çıkardım, bu şişti çıkardım diye gözümüze gözümüze sokmaya çalışıp kendi futbolcunu taraftarın önüne yem diye atmaya çalışırsın.
(bkz:
ibb)
maça 6 as oyuncusundan eksik çıktı. bunların üçünü pek umursamasam da bana göre başta
herve tum,
ibrahim akın ve
taner gülleri çok tehlikeli oyunculardır. ve biz bu altı oyuncunun yerine yedeklerden veya alt yapıdan alınan oyuncularla tamamlanmış bir takıma karşı oynadık. ve sadece 30 dakika (46 ile 76 arası) takır takır top oynayabildik. buna rağmen de bala-göte bir gol bulabildik.
biz gene 2-4-4 ile maça başladık.
ibb ileriye 12 sırt numaralı bir çocuğu koyup, 9 kişilik defans ile "beraberliğe razıyım, bir gol bulursam öpüp başıma koyarım" taktiği ile başladı. o 12 sırt numaralı çocuk bile canavar gibi oynamaya çalıştı. allahtan takımda
servet diye bir ayıboğanımız var. ezim ezim ezdi çocuğu. bir kez bile
servet'i ekarte etmeyi başaramayıp etkisiz kaldı. birinci yarıda biz de bir kaç pozisyon dışında bir halt yapamadık.
ikinci yarı zehir gibi oyuna başlayıp önceden de yazdığım gibi 76.dakikaya kadar koç kafası ile karşı kaleyi defalarca zorlamamıza rağmen,
uğur uçar isimli aslan parçası, orta sahadan kovaladığı bir topu karşı onsekize havadan postalayınca kalecinin hatalı çıkışından istifade eden
kewel'ımızın (adamım benim) 60.dakika da dört kişinin arasından, affetmeyip golü bulması ile 1-0 öne geçtik.
golun ardından
ibb li
ekrem numaralının önünden
ibrahimovic ayarında bir serbest vuruş kullandı.
leo franco az daha bu topu alıyordu içeri. allahtan
ibb golü son dakikalarda buldu. esas bu top girseydi hapı yutmuştuk. bunun arkasından iki-üç tane daha duran top kullandılar ve
ekrem hepsinde şahaneydi allah için. ve bu arada
abdullah avcı iki tane oyuncu değiştirdi.
rijkaard'ta
nonda'yı alıp
keita'yı soktu. iyi de oldu. zaten nonda bir şey oynamıyordu. gerçi
nonda,
keita'sız bir hiç.
keita'yı oyuna alıp
nonda'yı almak ta ayrı bi cinslik ama neyse.
(bkz:
hakem); mümkün olduğunca doğru dürüst maç yönetmeye çalışırken, verdiği bir iki karardan hoşlanmayan birileri (70.dakikadan bahsediyorum) birden bire "hüseyin noluyo, götün başın oynuyo" diye bağırmaya başladılar. hırtın biri de
alt kapalı dan yan hakemin kafasına
cep telefonu fırlattı.
derken; gerek
ibb'nin oyuna yeni alınan oyuncularının ve beraberlik beklerken golü yemiş olmalarının verdiği hırs, gerekse hakemin "ulan bu dakikalara kadar adam gibi yönettik gene yaranamadık bu heriflere" mantığı ile maç yönetmeye başlaması,
rijkaard'ın bir de orta sahada iyi oynayan
elano'yu çıkarıp yerine
ayhan'ı alması takımın iyice geriye yaslanmasına neden oldu. futbol böyle bir şey işte. elin oğlu yirmi metreden bi koyar feleğini şaşırırsın. ve nitekim şaşırttı da.
kardeşim; sen
galatasaraysan, liderlik için çıktığın maçta yedekleri ile maça çıkmış sıradan bir takıma kendi sahanda, öyle bala-göte değil, takır takır oynayarak en az üç tane koyacaksın. dersen ki ben ikinci yarı 30 dakika takır takır oynadım, ben de derim ki, "biz biliyoruz senin takır takırını. o dakikaların hangisinde golü bulursan bul, ya kendi isteğinle ya da rakip takımın baskısına dayanamayarak geriye yaslandığın için o 30 dakikalık oyununun benim gözümde hiç bir değeri yok.
öyle
total futbol falan ayağına gelip, dört aydır hala 90 dakika takır takır futbol oynatamıyorsan bu takıma, ve hala futbolcuların 70 li dakikalarda şişiyorsa, elin oğlu 20 metreden yılan'ı koyar ortaya ve o yılanın nereye gireceği hiç belli olmaz.
taraftar da, hoşuna gitmeyen bir karar verdiğinde "hakem noluyo, götün başın oynuyo" ile başlayıp, anca hakem'in annesine
fiili livata uygulamaya çalışır.
hadi kalın sağlıcakla.