Türkiye Kupası 4. Eleme Turu Maçı
19:00 Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena
8 - 7
Penaltılar Sonucu
  • 202
    radyoda toplantıdan çıkmış yorgun argın soğuk havanın da popoma vurduğu tekmeler ile hızla evime varmıştım. soyunmadan kendimi yatağa atmış akıllı telefonumu pınçıklarken foursquare’e girdim. arada bir sebepsiz yaptığımım ev check in lerinden birine trabzonspor’a kapak atmış batuhan karadeniz gibi imzamı atacaktım. o da ne “tt arena kalabalik” yazıyor. allah allah salı salı ne kalabalığı diye düşünürken kuzenim ve sevgili ev arkadaşım bu merakımı sona erdirecek ve bu gecenin uzun geçmesine sebep olacak telefon konuşmasını yapmak için beni arıyordu.
    “galatasaray’ın bu akşam kupa maçı var gaziantep ile, kombine var, gel maça gidelim.” önce bunu nasıl gözden kaçırdığıma anlam veremedim ama biri sana telefonda maça gidelim diyor bunu çok düşünmeye gerek yok. haydi gidelim…

    allahımm nasıl soğuk nasıl soğuk. soğuk hava dalgası bildiğin vücudumuza tekme tokat dalıyor. tt arena’da birkaç bin kişiyiz. hopluyoruz, zıplıyoruz, kendine vücut çalımı atan sabri reis gibi hareketler yapıyoruz ama yok. lahana gibi giyinmem bile fayda etmiyor ki o katlardan birinde galatasaray forması var. ama hangi kattaydı şimdi hatırlamıyorum.
    maçın ayrıntısına girmeye gerek yok. rakip gaziantep belediye. maç uzadıkça uzuyor. hayatımızın en uzun dakikalarını yaşıyoruz adeta. hani küfür etmek istiyoruz ama ağzıma atkımı sokmuşum sesim çıkmıyor. fikstürümüzün en heleloy maçı uzadıkça uzuyor. ama gidemiyoruz ki. sanki sevgilin amatör tiyatroda oynuyor, seni oyununa çağırmış, oyunda çok, çok sıkıcı ama o orada ya çıkamıyorsun. ha sevgilin ha arma aşkı.

    çocuklar şu maçı alsında gidelim diyorsun içinden. ama çocukların armaya, soğukta donan bize saygısı var mı diye içinden geçirmiyorsun da değil. yoksa böyle laubali oynamazlar diyorsun. neyse sanırım ufuk “yeter lan ben eve gidiyorum” diye düşünerek kalede devleşiyor – ki antepli oyuncuların da burada karşılık olarak bizde üşüdük ufuk’un üstüne doğru penaltı kullanalım da bitsin maç şeklinde düşünme ihtimali mevcuttur- da bizde evlerimize “galip” takımın “donmuş” taraftarı olarak dönebiliyoruz.

    not: taksisi devredecek olmasına rağmen kırmızı burnumuza hürmetten bizi evin yakınında bir yere atan taksici abiye de teşekkürler.

    not 2: vitaminsizemre çolak, ulan dany, çalım tamam ama son vuruş heleloybruma, yaşasınufuk ve “ben bunları oyuncu değiştirmeden de yenerim” küstahlığına kapılan, adamlar 3 değiştirme hakkını bitirdikten sonra aklına ısınmaktan eriyen adamlarını sahaya sürmeyi getirenmancini : kendinize gelin!

    not 3: ulan zaten 5 bin kişi var yok hala kapıda “bilet var” diye karaborsa yapan var. bacaklarınıza yazık arkadaş.
  • 203
    2 gün önce lig maçı yapmış, oynayacağı kupa maçının hemen 3 gün sonrası lig maçına çıkacak, o maçtan 4 gün sonra tur için şampiyonlar ligi maçına çıkacak, özetlersek; 9 günde 4 maça çıkacak takımı alt lig takımına as kadro ile çıkarmasını kimse beklemiyordu herhalde. burada hemfikiriz.

    yedek oyuncular ile çıktığı maçta eleştirilen mancini'nin sürdüğü kadro şu şekildedir; ufuk, dany, gökhan, ceyhun, hakan, yekta, aydın, engin, emre, bruma, amrabat.

    geçen yıl elendiğimiz 1461 trabzon maçında çıkan kadro ; ufuk ceylan, sabri sarıoğlu, cris, gökhan zan, çağlar birinci, hamit altıntop (dk.56 nordin amrabat), ceyhun gülselam (dk.73 yekta kurtuluş),engin baytar, emre çolak, johan elmander, sercan yıldırım (dk.14 aydın yılmaz)

    kadrolara bakıyorum da aşağı yukarı aynı isimler. peki bu adamları, yani yedek olacak, rotasyona gidilebilecek bu isimleri takıma kim almıştır ?
    almıştır, tutar-tutmaz, oynar veya oynamaz bunlar ayrı konular. o sene için yapılacak pek birşey yoktur, boynumuzu eğeriz.
    peki bu adamları bu takımda kim tutmuştur ? transfer sezonu denilen bir olay var bilmem farkında mısınız; bu adamlar galatasaray'a kazık çakmamıştır, çakamazlar. layık değillerse kapıyı gösterir, yolu tarif edersiniz.

    sezon başı yapılan, daha doğrusu kulübemize yapılmayan transferlerin, gönderilmeyen oyuncuların suçluları vardır. ama bu konuda mancini'nin tek suçu yoktur..
  • 204
    galatasaray yönetiminin stada ufoları göstermelik taktığının göstergesi olan maçtır. takım pek ümit vadetmiyor, maç hafta içi üstelik açık kanaldan yayınlanan bir müsabaka hava da buz gibi olunca maça ilginin az olması çok da şaşırtıcı bir durum değil fakat yönetim de stada giden bizleri ufoları açmayarak adeta siz neden geldiniz yahu buraya bu havada der gibi karşıladı sağolsun. batı tribünün basın tribünü kısmındaki ufolar cayır cayır yanıyordu tabi, aman galatasaray düşmanı basın mensuplarımıza zeval gelmesin sonra kim yazacak yalan haberleri.

    3 aralık 2013 galatasaray gaziantepspor bşb maçı tam oynamayan oyuncuların kendini gösterme maçı diye düşünmüştük maçtan önce ama beklediğimizden çok alakasız bir galatasaray vardı sahada, işin kötüsü bu oyuncu grubu yedekliği kanıksamış, olsa da olur olmasa da tarzında bir oyun anlayışıyla mücadele ettiler. mümkünse ki pek mümkün gözükmüyor bugün sahadaki 11'e yüksek dozda fundamental ve oyun zekası enjekte edilmesi gerekiyor yoksa sıradan bir anadolu takımından beter vaziyetteler.
  • 206
    stad girişinde üst aramasında çakmağı kaptırdığım için bütün maç sigara içemedim neredeyse çünkü çakmak isteyecek bir allah'ın kulu yoktu tribünde. o derece bir doluluk vardı yani düşünün.

    takımla ilgili herkes olumsuz şeylerden bahsetmiş, yeterince eleştirmiş, izninizle ben biraz pozitif yönden bakacağım maça.

    1- 3 senedir aynı koltukta maç izliyordum, bu maç sayesinde 15-20 farklı koltuğu deneme imkanım oldu. en iyi görüş açısı gene benim emektar koltuktaymış.
    2- yeni aldığım ve sağlamlığı konusunda tereddütte olduğum telefonumu - muhtemelen amrabat'a kızarken - yere düşürdüm. alet sağlam çıktı şükür, malzeme kalitesi yerindeymiş bunu öğrendim.
    3- iş yerinden erken çıkmayı hiç denememiştim, hep patrondan sonra çıkmaya çalışırdım. bugün maç ayağına erken çıktım, sıkıntı olmuyormuş.
    4- bugüne kadar hep simit sarayı'ndan karışık simit alırdım, bu seferlik kaşarlı deneyeyim dedim, tadı güzel gelmedi. karışıktan şaşmamak lazımmış.
    5- eski hatuna yaptığı bir kaç hata yüzünden kızgındım, ama sağolsun amrabat'ım, aydın'ım, yekta'm bu kaotik ruh halinden kurtarıp daha başka kaotik alemlere soktular.

    goyduk eyleniyoz kısacası. ne diyeyim daha?
  • 207
    ---dikkat çeken anlar---
    -> gaziantep büyükşehir belediyespor, durum 0-0 iken sanırım 20.dakikada bir atak geliştirdi, top ufuk'u da geçti defansta kademeye gelen isim ise brumaydı, hatta az kalsın topa müdahale edeyim derken kendi kalesine yazıyordu golü*, top direkten geri döndü. ya geçen hafta kasımpaşadan yediğimiz golde pozisyona müdahale edeceği yerde izlediği için fırça yedi, ya da geriden top çıkartırım diye gelirken bir anda tehlikenin büyüdüğü görünce ceza sahasına doğru içgüdüsel olarak hareketlenip topa müdahale etti.

    -> roberto mancini oynamayanları oynatacağım derken öyle bir takım kurmuş ki tabi arka arkaya gelen lig ve şampiyonlar ligi maçları da bunda etkili, ceyhun gülselam ve gökhan zan dışında uzun boylu bir oyuncu yoktu sahada. öyle ki ilk yarıda rakip takımın kullandığı bir korneri emre çolak ceza sahasından uzaklaştırdı.

    -> mancini'nin özel bir isteği mi vardı taktiksel olarak bilmiyorum ama tüm oyuncular özellikle ilk yarıda bruma'ya pas vermeye çalıştı, öyle ki engin baytar, emre çolak ve yekta kurtuluş daha uygun pozisyondaki oyuncular yerine bruma'yı tercih etmeye kalkınca top kaybı yapıldı.

    -> gaziantep büyükşehir belediyespor daha ilk atağında gol attı, işin ilginci kaleyi bulan ikinci şut da gol oldu hatta üçüncüsü de az kalsın oluyordu. mancini savunmayı çalışıp düzelteceğine bence hepten boş versin savunmayı, savunmayı yapmayı öğreneceğiz, savunma düzelecek dendikçe savunma hattı daha beter bir hale geliyor, "bunlar yedek oyuncu kardeş ne yaptın sen?" diye sorarsanız, "hayırdır, yedek oyuncular savunma yapmaktan muaf mı tutuluyor?" diye soruya soru ile cevap alırsınız, birbirimizi üzmeyelim sayın sözlük.

    -> yediğimiz ikinci golden önce sanırım 78.dakika gibiydi, gaziantep büyükşehir belediyespor çok kısa bir anda 4-5 pas yapıp ceza sahasına girdi, hatta auta giden bir de şut çıkardı, bu sırada bütün takım her zamanki gibi ellerinde çekirdekleriyle televizyon karşısında maç izler gibiydi,"dur bakalım şimdi ne yapacaklar acaba?" derken 3-4 dakika sonra golü yediler.

    -> 2-1 öndeyken dakikalar 80'i gösterirken defansın ofsayt taktiği yapması da ayrı bir soru işareti, savunmayı sağlam yapıp rakip oyuncuya baskı yapmak gerekirken neden böyle bir riske girildi? anlaşılacak gibi değil zaten ofsayt taktiği de meyvesini hemen verdi, kalemizde ikinci golü gördük.
    ---dikkat çeken anlar---

    ---oyuncuların bireysel performansları---
    armindo tue na bangna bruma - gollerin asistlerini yaptı, dikine çok iyi hızlanıp çalımladığı pozisyonlar iyiydi de bir süre sonra işin showuna kaçıp çalım atayım derken kaptırdığı toplar oldu, bütün defansı çalımladığı pozisyonda boştaki amrabat'a pas verse maçın adamından çok,maçın kralı olabilirdi. kondisyonunun yettiği kadar takımın sahadaki en iyi oyuncusuydu.

    dany nounkeu tchounkeu - maç içinde iyi performans gösterdi, teknik özellikleri sınırlı olduğu için kaptığı toplarla düzgün ortalar yapamadı zaten onu da yapsa, dany değil marcos evangelista de moraes cafu derdik kendisine, engin'in çıkmasından sonra stoper mevkiine geçti, hakan balta çıkınca tekrar sağ beke geçti. maç uzatmaya ve penaltılara gitmese 90 dakikalık performanslarda bruma ile beraber sahasının en iyi oyuncuydu.

    ufuk ceylan - üzerine gelen iki topu da bir güzel yedi.haydi ilkinde yakın mesafeden iyi bir şut diyelim düzgün çelemedi ama ikinci ya da üçüncü pozisyona ne diyeceğiz? bildiğin içeri almaya çalıştı üçüncü pozisyonda topu ama olmadı, gökhan çizgiden çıkardı. claudio andre mergen taffarel kalecilere sanırım penaltı üzerine özel bir çalıştırma yaptırıyor, eğer 4 penaltıyı da bireysel performansı ile kurtardıysa helal olsun derim.

    engin baytar - ne yapar ne eder bilmiyorum ama yeteneklerine ihanet etmeyip çok çalışması gerekiyor.(bkz: #1353194)

    nordin amrabat - attığı golde bile şansı yardım etti çok az bir kaç kez hızlanması oldu maç içinde onlar da bir işe yaramayan boş hızlanmalardı. maç içinde gerek arkadaşlarına gerek hakeme gösterdiği yersiz tepkilerse saygısızlıktan başka bir şey değil. gönderilir, kalır orasını yönetim ve teknik heyet karar verir, ama form durumuyla zaten soru işaretleri uyandıran bir adamın, maç performansı da bu kadar kötüyken hatayı etrafında değil kendisinde araması gerekir.

    hakan balta - albert riera'nın yerine ilk 11 oynaması isteniyor herkes tarafından hem böylece yabancı sınırı belasından kurtulacağız hem de riera'yı açıkta kullanabilme şansımız olacaktı ama sakatlık sonrası iyi bir performans gösterdiği söylenemez, iki üç kez ileriye çıktığında ona pas verilmedi, pas verildiğinde de topu tekrar soluna çekeceğine kullanamadığı sağ ayağı ile orta yapmaya çalıştı, pek bir etkisi yoktu.

    emre çolak - attığı bir çalım dışında ve kaleciyi zorlamayan bir iki şutu dışında ortalıkta yoktu, kimse bana dikine güzel oynadı, şöyle güzel pas verdi diye martaval okumasın, 22 yaşında bir oyuncu topu aldığında 19 yaşındaki yabancı oyuncuyu arayıp, ilk pas tercihini her zaman ondan yana kullanıyorsa, bu kendisinin değil diğer futbolcunun daha yetenekli olduğunu gösterir. kendi ekseni etrafında dönmesi allah vergisi yeteneği orası ayrı.

    ceyhun gülselam - adamını sonuna kadar kovaladı pozitif işler yapma çabası belli ama 2golde de ister istemez tüm defans hattı ile beraber hatada pay sahibi. bir de uzatmada kendine carptırdığı top var evlere şenlik.engin çıkınca orta sahaya kaydırıldı,orada da yekta yerine sağa sola düzgün pas dağıtır dedim, o da orta sahaya geçince benim isteğimin tersine pas nasıl verilir, kime verilir unuttu gitti, ilk yarıdaki enginin kopyası oldu, hakan balta çıkınca tekrar stopere geçti

    gökhan zan - bu kadar deneyimli olmasına rağmen orta sahada saçma sapan dengesiz bir faul yaptı sarı kart gördü, deneyimli olmasına rağmen defansı toplayamadı. uzatmada kalemizdeki golü engellemesi dışında pozitif bir hareketini de şahsen ben göremedim. sanki "benim bu maçta işim ne ben ilk 11 oyuncusuyum?" havasında gibi hissettim ama bütün futbolcular gibi sadece kötü gününde de olabilir.

    aydın yılmaz - kim ? sahada kendisini gören olduysa danışmaya müracaat etsin sonra da alsın komple kulüpten götürsün, uzatmadaki kafa vuruşu direkten döndü diye çok iyi oynadığını sanıyor ki çıktıktan sonra bir de taraftarla tartıştı.

    yekta kurtuluş - güzel top sakladı da pas dağıtımı işini doğru düzgün hiç yapamadı,hatta göstermelik 2-3 tane pas verdi,sonra yok oldu, ikinci golden evvel de düzgün kullanamadığı bir serbest vuruş var ki döndü gol oldu kalemizde, fenerbahçe maçına ilk 11 başlayan adam kimdi bugün gaziantep büyükşehir belediyesi maçına ilk 11 başlayan kim ? aynı adamlar olduğu meçhul.

    sabri sarıoğlu - engin baytar'ın yerine oyuna girip, sağ beke geçti. hakan balta'nın çıkmasının ardından da sol beke geçti. fazla söze gerek yok bildiğiniz gibi..

    umut bulut - iyi oynadığı maçların ardından ilk 11'e alınmayıp türkiye kupasında uzatmanın son 20 dakikasında oyuna alınması çok ironik, tek bir pozisyon yakaladı onda da kaleci başarılı oldu.ama kısıtlı zamanda da koşup mücadele etmeye çalışması bakımından kaldığı yerden devam etti, takım haftalardır kötü performans gösterirken iyi oynayan umut'un penaltıyı kaçırması ise maç boyunca en çok üzüldüğüm an oldu.

    yiğit gökoğlan - a2 takımından alınıp son 5 dakika kala hakan balta'nın yerine oyuna girdi. yorum yapmaya gerek var mı?
    ---oyuncuların bireysel performansları---

    penaltı atışlarını kim belirledi acaba ? amrabat, bruma gibi oyunculardan evvel dany, gökhan zan ve sabri sarıoğlu'nun penaltı atması çok garip, ilk penaltıyı da yiğit gökoğlan'a attırsaydınız bari.

    bu arada erman toroğlu için öncelikle (bkz: #1353236), o da bildiğimiz gibi olduğu için yaptığı yorumlar hakkında konuşmaya gerek yok. yalnız nasıl biri olduğu sadece maç içinde yaptığı şu muhabbetten bile anlaşılır; bütün maç soğuktan şikayet etti, hatta o kadar çok uzattı ki spiker bile "sizi davet ettik ama umarız zatüree etmeyiz" dedi, maç anlatım yerinin ne kadar soğuk olduğundan bir başladı, vip localarda oturan yöneticilerin sıcakta güzel güzel maçı izlediklerinden devam etti, uzatmalarda ise "futbol olduktan sonra şikayet etmek yok" dedi, denecek fazla bir söz yok herhalde bir "le havle" çekmek yeterli.
  • 212
    maca gitmedigim icin takimi elestirme hakkini kendimde gormedigim mactir. he soylede birsey var maci 10-0 yenseydik takimda olumlu gelismeler yasanirmiydi? tabikide hayir. belkide boylesi daha iyi oldu. maci kazandik ama rezilligimiz tamamen ortada.

    maca gitmedim. tam penalti atislari kullanildigi sirada bok gibi bir trafik kazasi gecirdim. neyseki hayattayim. turu gecmisiz. bana ve tum galatasaraylilara gecmis olsun.
  • 213
    bu sezon 14 macta 11 gol atan, sadece 1 macta 2 gol atan bank asya takimindan sansimizla 2 gol yedik.
    direkten dönen toplari, kacirdiklari ilk gol ibretlik..
    ufuk`un kural ihlaliyle kurtardigi penaltilar, maci kazanmalari icin yeterli olan son penaltiyi kacirmalari tamamen sansimiz.
    turu gectigimize sevindim ama haksiz bir galibiyet oldu.
    bruma disinda bir tane bu takimin seviyesinde oyuncu olmamali bu kadrodan..
  • 215
    maçın 20.dakikasında ufuk ile karşı karşıya kalıp sonrasında yanındaki adama topu çıkardıklarında arkadan bruma gelip topu önce kaptı, sonra da adam çarptırıp kendi kalemize gol atıyordu ya direkten döndü, işte ben o pozisyonu maçın sonuna kadar dany yaptı zannediyordum :(

    bir de içimden diyorum ki "ulan dany gene ballı adamsın", amk dany olsaydı o top içerideydi :(
  • 216
    iddaa'da karşılıklı gol vara basacaktım ama o seçenek kapalıydı. takımımın gol yiyeceğini çok iyi biliyorum. galatasaraylılık damarım ağır bastı ve duygusal davranarak 1 oynadım. sonuç ise hüsran. bu maçta yattım sadece.

    sonuçta kazanacağım 68 tl ye ve prestijimize oldu. penaltı atışlar sonucunda tur atladığımıza sevinenler vardı. resmen utandım.

    bu arada mancini reisi kutluyorum. gerçekten kutluyorum. takımın halini ve 2 senedir kör topal ilerlediğini, yedeklerin neden hiç süre almadığını ve oynatılmadığını bize çok iyi gösterdi. bireysel olarak baktığımızda hepsinin bir adı, kariyeri ve potansiyeli var ama bu adamlardan ne köy olur ne kasaba.

    bu maçta oynayanlarda gökhan, bruma, umut dışındaki bütün futbolcuları göndermek lazım. belki 3. kaleci olarak ufuk durabilir.

    mancini devre arasında transfer isterken yönetime karşı elini güçlendirmiştir. çok iyi yaptı çok da güzel yaptı.
  • 217
    benim gözümde 11 aralık 2012 galatasaray 1461 trabzon maçından hiçbir farkı yoktur. (bkz: #1352921) zaten tahmin de etmiştim böyle olacağını. geçen yıl da benzer şekilde oynayıp kaybetmiştik, bu sene de laubali oynayıp ufuk'un penaltılardaki nizami olmayan kurtarışlarıyla(her penaltıda abartısız 2 metre öne çıktı) tur atladık.

    geçen sene fatih terim'le birlikte ligde sıkıntısız olduğumuz için avrupa arenası ile birlikte sıkıntı olmaması için bu sıkışık fikstürde işimize bile geleceğini söylemiştik. şimdi ligde çok kötüyüz ve camia ikiye bölünmüş durumda, gol yemeden tamamladığımız maç yok. resmin geneline bakıldığında bir plansızlık ve sıkıntı oluşu bizi çileden çıkarıyor, yoksa tr kupası'nı pek sallayan da yok açıkçası.

    dilerim yerli kalitesinin yerlerde olduğunu anlamıştır, sevgili başkanımız da devre arasında gereken tedbirleri alır yoksa ligin 2.yarısı bize zulüm olacak...
  • 219
    maçın tamamını çeşitli şartlardan ötürü 37 ekran bir televizyondan hafif parazitli şekilde izledim fakat yine de kendimce oyuncularımızı tek tek değerlendirecek kadar veri topladım. ak göt kara göt asıl böyle maçlarda ortaya çıkar o yüzden iyi ki bu tip dandik görünümlü fakat hiç de dandik olmayan kupa maçları var.

    ufuk: 120 dakika bildiğimiz ufuk'tu, penaltılarda ise panter gibiydi. kendisini can-ı gönülden tebrik ederim. her şeye rağmen galip geldiysek en büyük pay kendisinin.

    dany: maçın ufuk'tan sonra ikinci en iyi ismi. gayet ciddiye almış belli ki, kapasitesi elverdiği müddetçe elinden geleni yaptı ve birçok başarılı müdahalede bulundu. oyundan hiç düşmedi diyebiliriz. kendisi gibi teknik bir oyuncudan daha iyi bir penaltı beklerdim. o kadar vuruştan bir kendisi kaleyi tutturamadı.

    gökhan zan: mutsuzdu ve alışık olduğumuz o candan adam çizgisinden biraz uzaktı. görevini yerine getirmedi demek haksızlık olur ama bu gibi bir maçta kendisinden daha fazla sorumluluk almasını beklerdim. çizgiden çıkardığı topta tecrübesini ve hızını konuşturdu, yoksa golü yememiz işten bile değildi. fizik durumu açısından diri olsa da sanıyorum maç kendisini yeterince konsantre edememiş, ayrıca bir stopere göre gayet güzel bir penaltı vuruşu yaptı ve golünü attı.

    sabri: niye oyuna girdi meçhul. aklımda bir tane bile olumlu hareketi yok, bir sürü hatalı orta ve top kaybıyla dolu bir performans gösterdi. şöyle hızını ve hırsını bile konuşturmadı. hani eskiden hızlı diye avunurduk, görüyorum ki hızından da eser kalmamış. üstündeki kazma etiketini atmak için eline altın bir fırsat geçti ve hatırladığım kadarıyla profesyonel futbol kariyerinde ilk kez beyaz noktanın başına geçti fakat kaleci çalıştırır gibi vasat bir vuruş yaptı. yazık gerçekten.

    hakan balta: ölü gibiydi. gerçekten çok ayıp ediyor. hiçbir olumlu hareketi olmadı. yan pas, geri pas ve gölge markaj... hakan balta çok iyi penaltı kullanır, oyundan çıkmasa penaltılarda en azından daha stressiz bir şekilde kazanabilirdik.

    ceyhun: stoper oynadığı bölümde ofsaytı çok bozdu, tamam yetenek olarak belli bir stoper performansı gösteriyor ama işin bir de tecrübe ve koordinasyon kısmı var. bunlar zamanla köreldiği için adam eğer öyle üstün zekalı değilse stopere kaydırılınca illa ki bazı mental yetenekleri gidiyor. iyi niyetli bir mücadele örneği gösterdi fakat kendisinden ekstra şeyler beklemenin anlamsız olduğunu bir kez daha yüzümüze vurdu. olsa da olur, olmasa da olur durumunda şu an.

    yekta: bir sürü gereksiz pas ve top kaybı yaptı. bir iki güzel pas ve çalım denemesi oldu ama bu adam galatasaray'ı kafasında bitirmiş. yedek olmaktan mutlu değil belli ki, lakin as oyuncu olmak için de hiçbir gayreti yok. sana da yazıklar olsun. kabul ediyorum penaltıyı çok iyi attı, duraklamasıyla ve vücut hareketiyle kaleciyi simao sabrosa gibi terse yatırdı.

    engin: aslında iyi başladı ve çok güzel de bir gol attı ama sonra o meşhur kondisyonu düşünce o da silindi gitti. eğer kulübede oturmaktan memnunsa engin gayet iyi bir yedek olduğunu bu maçta gösterdi. olgun kimliğini ve yeteneğini sahaya yansıttığını düşünüyorum ama kendisine çok faul yapıldı ki yorgunluğa ek olarak bu da kendisinin ikinci yarı durulmasına bir etken olabilir.

    emre çolak: bir de genç olacak, bal yapmayan arı kimliğinde bir maç geçirdi. ilk penaltımızda topun başına geçip güzel bir vuruş yapması beni sevindirdi fakat hiç kusura bakmasın böyle maçlarda bazı şeyleri deneyip de ağırlığını sahaya koyamayacak ise asla büyük futbolcu olamayacak demektir. futbolcu maç seçmez, verilen görevi en iyi şekilde yerine getirmeye çalışır ama emre'de hiç istek yok. yorgun değil, küskün değil, as kadroyu zorlaması en muhtemel isim durumunda ama üç beş pas dışında bir artısı olmadı takıma.

    bruma: yorulana kadar iyi bir maç çıkardı ve tabir-i caizse sağdan soldan da yardırdı ama herkesin fikir birliği içerisinde olduğu üzere kendisinin son vuruş çalışması lazım. topu kaleye gönderemediği pozisyonların savunulacak hiçbir yanı yok. en azından denedi ama koştu adam geçti mücadele etti, atamadıysa da olsun işte emre'den de, ceyhun'dan da beklediğimiz bunlar en azından. maç seçmediği için ve elinden geleni yaptığı hissi uyandırdığı için alkışlar bruma'ya. gole çevirdiği penaltıdan önce yaptığı yılan balığı gibi garip hareketler eğlendiriciydi.

    aydın: tek kelimeyle rezalet bir maç çıkardı. sahada yoktu. hakan balta ile birlikte kayıp adamları oynadılar. oysa son haftalarda bizi umutlandırmıştı ama görünen o ki aydın istikrarsız ve yetenekli ama çalışmayan bir futbolcu olarak otuzlarını görecek.

    amrabat: futbolu unutmuş. hızı da kalmamış. hayatımda gördüğüm en boktan vuruş ile garip bir gol attı. bir pozisyonda da yine bruma gibi birilerini geçip bir şeyler yaptı yaptı topu kaleye veya başkasına bir türlü aktaramadı. neyse ki bir zamanlar topa vurabildiğini hatırladı da penaltıyı kaçırmadı. bundan sonra kendisinden bize zerre hayır gelmez. ayrıca forvet olarak oynamasına kimse şaşırmasın, fatih terim dönemi dahil bu adam en az 5-6 hazırlık maçında tek forvet olarak oynadı. gol bakımından bir etkinlik gösteremese de bunun yeni ve son dakikada peydah olmuş bir şey olmadığını belirtmek isterim.

    umut bulut: görev yaptığı kısa süre boyunca koşup mücadele etti ve girdiği bir tane pozisyondan yararlanamadı. en son kızılacak adam durumunda şu an, keşke ikinci yarı oyuna girip maçı koparmamıza yardımcı olsaydı. bence hakkı yeniyor, daha uzun oynasaydı eminim ki en az iki golü vardı. ısınamamış olması muhtemel fakat yine de bir golcü olarak o penaltıyı kendisine yakıştıramadım. değil maça yeni girmek, uykudan uyanıp da topun başına geçse bile bence daha etkili bir vuruş çıkarması gerekirdi, yoksa gol olmuş olmamış önemli değil.

    yiğit gökoğlan: kendisini özellikle izleme amacı taşıyordum fakat ayağına bir kez bile top değmedi. sadece bir pozisyonda ikili mücadeleye girip kendisine doğru atılan bir topa hareketlenecek gibi oldu fakat topla buluşamadı. sahada kaldığı 5 dakika boyunca koşmadı bile sürekli yürür haldeydi.
  • 223
    2013-2014 sezonunun bana göre tartışmasız en korkunç maçıydı. bu kadar gerildiğim, stres olduğum, kafayı yediğim bir maç daha hatırlamıyorum. rakip alt ligden gaziantep bşb, maç bir sürü saçma sapan pozisyonla 120 dakika boyunca 3-4 kez gitti geldi, ufuk ceylan psikopat kesilip 4 penaltı çıkardı, nasıl bir maç hala aklım almıyor... dany'nin kaçırdığı penaltıda başıma giren ağrı hala geçmedi desem yeridir :(

    o değil de böyle bir maçtan sonra o kupayı almak farzdı, aldık da...
App Store'dan indirin Google Play'den alın