• 452
    ilk 15 dakika topu tuttuk. devamında ilk yarım saate kadar trabzon'a verdik topu. geçen yılki hücum hattından bu noktaya gelen trabzon'da ayrı bir tez konusu.
    oğulcan ilk yarım saat etkisizken devamında pivot olmayı iyi becerdi ki golü de böyle bulduk. o dakikaya kadar donk ayakta kalan oyuncularımızdandı. arda bugün sezonu kapatsa ve sezon sonu sözleşme uzatsak kimse ses çıkarmaz. ben dahil hepimiz gelir takılır diyorduk ama koronası olmasa çok daha farklı şeyler konuşuyorduk. oğulcan, arda, donk maçın en iyilerindendi. taylan için zaten artık yorum yapmaya gerek yok. belli standartı oturttu. okan'ın ilk yarıda çıkardığı kafa topu da kırılma noktası oldu.
  • 455
    en etkili silahı koçu olan bir takım için deplasmandaki bu sonuç çok çok iyi. buna sıkışık takvim, uzun seyahatlar, kadrodaki önemli eksikler ve forvetsizliği de eklersek yıllardır varlık gösteremediğimiz karadeniz deplasmanı için bu sonuç muhteşem görünebilir. ama ben yine de bu takımın kendinden daha emin bir futbol oynayabileceğini düşünüyorum. neden mi ?
    çünkü kolu kanadı kırık, kadrosu büyük oranda erozyona uğramış trabzonspor’a topu ilk yarıda bu kadar vermemeliydik. ikinci yarıda arda turan çıktıktan sonra öne doğru hiç oynamadık ve/veya oynayamadık, bilemiyorum.
  • 456
    penaltı beklediğimiz pozisyon: https://gss.gs/Phy.png

    beinsports'ta deniz çoban da kolun açık olduğu için çok net penaltı olduğunu ve neden verilmediğini anlamadığını söyledi.

    örneğin bu pozisyonda kola çarpan top kornere çıktı. tam tersi olsa mesela; top yine kendi oyuncusundan yakın mesafeden çarpıp kaleye gidip gol olsa gol mu verilecekti yani? elbette verilmeyecekti; o halde buna nasıl penaltı verilmedi anlayamıyorum cidden.
  • 457
    altta paylaştığım yazının son iki kısmında kupa maçına kadar önümüzde 4 orta şekerli maç var 12 puanda 12 yapmak harika 9-10 yapmak güzel olur yazmıştım. net bir skorla ilk maçtan 3 puan almak oldukça sevindirici.

    ikinci değindiğim kısım ise bu yıl daha önceki yıllarda yaşadığımız zor deplasmanlardan genel anlamda galibiyetlerle dönmek çok sevindirici umarım trabzon lanetimiz de kırılır yazmıştım. bu durumun gerçekleşmesi de oldukça mutlu etti.
    (bkz: #3038949)

    maç özelinde baktığımızda bugün genel kurguda tek değişen oğulcanın mecburiyetten forvet oynamasıydı. görevini gayet iyi yerine getirdi eğer ardanın golünde emre kılınç asisti yemese 1 gol 1 asistle bitirecekti maçı. yüksek ihtimal hoca "dominant forvet" gelene kadar oğulcanla bu oyunu oynamayı deneyecektir.

    oyundan düştüğümüz anlarda belhanda ve emre akbaba aynı anda sahadaydı umarım gelecek maç taylanın yokluğunda emre akbaba-belhanda-emre kılınç orta sahası ile çıkmayız. hoş ömer bayramla çıkmakta çok akla yatmıyor ama en azından koşuyor mücadele ediyor.

    takım genel olarak iyi trabzon genel olarak kötüydü bu maç biraz fazla pozisyon verdik ama karşımızda cidden bitmiş bir rakip vardı ve fırsatları gole çeviremedi. trabzonun ünal karaman ve geçtiğimiz transfer dönemi sonrası yaşadığı düşüş inanılmaz bir seviye olmuş.

    genel anlamda keyifli bir akşam oldu umarım gelecek haftalarda bu keyiflerimiz istediğimiz transferler ve oyun kalitesinde yaşanacak artışlarla alınan 3 puanlar katlanarak devam eder.
  • 458
    saracci'nin harika vücut ve bilek çalımları,

    donk'un soğukkanlılığı,

    içine muslera kaçan okan,

    nwakaeme'ye geçit vermeyen omar,

    üst düzey mücadele ve harika tek top oyunu ile oğulcan,

    oyun aklı ve defansif katkısı ile arda,

    geriden oyun kuran marcao,

    orta sahanın dinamosu taylan,

    deliciliği ile ömer bayram,

    oyunu rahatlatma konusunda emre kılınç ile rahat ve net bir galibiyet aldığımız karşılaşma.
  • 460
    saracchi'nin içinde bulunduğu atağımızda trabzonsporlu futbocunun elle müdahale ettiği pozisyon net şekilde penaltıydı. yorumcular ve bazı arkadaşlarımızın kaleciden dönen topun çok yakın mesafeden ele değdiğini ve penaltı olmadığını söylüyorlar ancak pozisyona tekrar bakılırsa trabzonlu oyuncunun kolunu bilerek topa götürdüğü çok belli. arkasını görmediği için top oraya gitmesin diye elini kullanıyor. mesafe isterse burnunun dibi olsun elini bilerek topa götürüyor. yani top ele değil, el topa gidiyor.
  • 462
    kötü oynayarak ama hakkederek kazandığımızı düşünüyorum. tabii ki maçın tamamında kötü oynamadık. belli bölümlerinde bir şeyler gösterip ara ara parlayıp bazı bölümlerinde ise s.o.s. verip fecaat oynayarak kazandık. ya da şöyle söylemek gerekir sanırım: bir vasatımız varsa bizim onun altında oynadık. pekala görece kötü oynadığımız maçları kazanmak da bir beceridir.

    bir kere oyunun böyle şekilleneceği belliydi. yani trabzonspor'un topu bize bırakıp geride duracağı bizim de topu alarak oynayacağımız... bu senaryoyu herkes bekliyordu. bu yüzden sahaya çıkan on birin doğru olduğunu düşünüyorum. sahadaki en tabiri caiz ise "kalas" futbolcumuz omar idi.

    bu senaryoda bizim adımıza belki beklendik belki beklenmedik olan belhanda'nın çok kötü oynamasıydı. top kayıplarının açıklaması yok.

    bu arada şunu söylemem gerekir. ben riskli pasların yapılmasında bir sakınca görmüyorum. özellikle ileri doğru atılan paslarda. zaten bizim fark yarattığımız oyuna baktığınızda ileri geri zigzaglı seri paslar yaptığımızı görürüz. top ileri gider tekrar geri döner, ileri gider tekrar geri döner. bu rakip takımın dikine dengesini bozar. rakibin topun olduğu yere göre pozisyon alacağını düşünürseniz bunun teorisini görebilirsiniz. tabii bizim maçlarımıza baktığınızda pratiği de görebilirsiniz.

    ne var ki belhanda'nın yaptığı paslar başka bir düzeyde. mesela oğulcan'ın kaybettiği ve dönen topun kalemizde pozisyon olduğu zamana bakın. belhanda oğulcan'a doğru ileri oynuyor ama oğulcan dört kişinin arasında. ikisi yakın markajda. gelin bir de ikinci yarıda 2-0'dan sonra taylan'a attığı ve kalemizde pozisyon olan pasa bakın. ileri bile olmayan bir pas. çok yakındaki arkadaşına çok sert bir pas. yakın markajdaki arkadaşına bir pas.

    onun haricinde yine agresyon eksikliğimiz olan bir maçtı. bu agresiflikten kastım sadece pres ve savunma değil. onlar da eksikti görece. ama paslarımız agresif değildi. hücumlarımız agresif değildi. şutlarımız agresif değildi ki zaten şutumuz pek yoktu. tempomuz agresif değildi. topun hızı, pas hızı agresif değildi.

    oyunun şekillendiği haliyle en azından pas bazında agresif olabilirdik. seri ve hızlı paslar yaparak pas sayımızı artırabilirdik.

    tempo eksikliğimiz vardı ama ritim kayıplarımız da vardı. tempo eksikliğinden daha kötüsü bu ritim kaybı bana sorarsanız. ritmi kaybettiğinizde sahada kaybolmaya ve bazen uyumaya başlıyorsunuz. burada da oyunu ve skoru tutma şeklimize, o anlardaki takıma bakın. sizce galatasaray "evet, bu takım skoru tutuyor" dedirtti mi? yoksa yine pozisyon verdik mi? yine rakibi kalemize güle oynaya yaklaştırdık mı? evet ve evet. oysa bizim yeni bir ritim yakalayıp olağan oyunumuza devam etmemiz gerekiyor. mevcut takımımız topu bırakarak skoru tutabilecek yapıda değil. neredeyse hiçbir oyuncusu buna uygun değil. omar'ı ayrı tutarsak marcao, donk, saracchi her an bir şeyler yapabilir. bir an uyur. gereksiz bir hareket yapıp penaltıya sebebiyet verebilir. ön taraf zaten savunmasıyla ortaya çıkan bir yapıda değil.

    diğer taraftan trabzonspor'un başlangıç oyununa da değinmek istiyorum. özellikle ileri uçtaki gölge presten... ben mi yanlış gördüm, yoksa geriden oyun kurulumunda marcao'yu mu tercih ettiler? presin yönlendirme tarafı net marcao'dan taraftı. tamam donk'un da ayağı iyidir de bir marcao değildir yani.

    buradan bizim tarafa geçeyim. rakibin bir şeyler yaratabilen tek oyuncusu nwakaeme... ayağına topu aldığında çoğu zaman bir şeyler çıkardı ortaya. evet, omar'ın karşısında iyi durduğu söylenebilir ama yeterli midir? trabzonspor'un elinde nwakaeme'yi alın neredeyse hiçbir şey kalmaz şu maçta. o halde biz neden ona top aldıktan sonra kapatmak yerine ona top aldırmamak yönünde bir oyun çizmedik? eğer nwakaeme'nin nasıl top aldığına bakarsanız beni anlarsınız. sol kanatta omar'ın biraz uzağında elini kolunu sallaya sallaya top aldı ve kullandı.

    ha bir de 2-0'dan sonraki halimizden bahsetmek istiyorum. diyebiliriz ki topu ayağımızda tutup garanti pas yaparak skoru tutmaya çalıştık. doğrudur. eğer basit top kayıpları yapmasaydık tık tık tık oynardık da... ama bu pasları rakip alanda yapabileceğimiz o kadar pozisyon oldu ki... yani kendi riskli alanımızdan en uzakta... topu ileri taşımayı düşünmedik. kimse düşünmedi. bir anlık bir düşünce parladığında top direkt geri döndü. sanki yasaklı, hayaletli bir bölgeymiş gibi. trabzonspor 2-0'dan sonra oyundan öyle bir düştüğü zamanlar vardı ki bazen 5 kişi ileride kalıyordu. fakat biz ileri çıkmaktansa orta sahada top çevirdik. sonuçta pas hatası yapıp topu rakibe iade ettik. bu da trabzonspor'un işine geldi. geri koşmak zorunda kalmadılar mesela.

    sonuç:
    oyunu ve skoru tutma şeklimizde sorunlarımız var. oyunun gelişimine göre reaksiyon almamızda sorumlarımız var. rakibin kalemize kolayca gelmesine hala izin veriyoruz. tempo, agresyon ve ritim sorunlarımız var.

    iyi yaptığımız şeyler zaten ortada. onları bolca konuştuk, konuşuyoruz zaten. oyunumuzun daha iyi yerlere gelmesi lazım. özellikle kazandığımız maçtan sonra bunları yazmak istedim.
  • 465
    edgar'ın eline çarpan topta penaltı verilmesin diye dua ettim. normalde verilebilirdi. eğer verilseydi maçın önüne geçip saçma sapan tartışmalar olacaktı. maç 1-0 olduktan sonra kazanacağımız kesin gibiydi zaten.

    2-0'dan sonra mourinho'nun vakti zamanında bir şampiyonluk kutlamasında dalga geçtiği takımlardan birine döndük. sahada kaleler yokmuş gibi paslaştık.* bilinçli bir aktif dinlenme olduğu bariz olduğu için eleştirmek doğru olmaz ama.
  • 466
    22 aralık 2020 galatasaray göztepe maçında son dakikalarda yapılan diagne-oğulcan değişikliği bu haftaya ilham verdi.

    sinan yılmaz dün maç sonu yorumlarında diagne'nin oyundan çıkarken gösterdiği tepki* sebebiyle aslında kadrodışı bırakıldığını ama devre arası satılabilir umuduyla bu şekilde açıklanmadığını dile getirdi. oğulcan'ın geçen hafta verdiği ışık taşları yerinden oynattı. bu hafta da performansı ile o taşı gediğine koymayı başardı.

    bu haftanın fark yaratan değişikliği ise bana göre ilerleyen dakikalarda hamlelerinde bocalayan ve ağırlaşan donk'un yanına luyindama tercihi oldu. rakip burdaki cevheri görüp ataklarını o bölgeye yoğunlaştırmıştı ancak luyindama o kapıyı kapattı. bu değişiklik skoru korumaya çalışacağımız anlarda bizi rahatlatacağa benziyor önümüzdeki maçlarda da göreceğimizi düşünüyorum.

    hoca bu sene teknik taktik olarak bu topraklarda rakibinin olmadığını dosta düşmana ezberletiyor. keşke hiç olmayasıca bir yılın son pazar gününü sayesinde lider olarak keyifle geçiriyoruz. sonu da keyifli olsun.
  • 467
    trabzonspor şu sıralar savunmaya odaklanan ve savunmasını geliştiren ancak hücum konusunda gol atmayı şansa bırakan bir takım. bizim maçta başlarda 1-2 kontra yakaladılar atamadılar. maçın sonlarında ise bizimkilerin yine biraz gevşemesiyle pozisyonlar buldular. trabzonspor'a bile bu pozisyonları vermemiz iyi olmadı bence. çalışmamız gerekiyor bunlara.

    maçta dikkat edildi mi bilmiyorum ama feghouli sakatlandıktan sonra maçın gidişatı değişti. bizimkiler feghouli ile topa hakim olan ve pas oyunuyla işler yapmaya çalışırken yavaş kalan bir takımken trabzonspor da alanları daraltıp kaptığı toplarla hızlı atak denemelerinde bulunmuştu. örneğin dikkat edin aut atışı kullanılacakken herkes dar bir yerde kümeleniyordu. trabzonspor bizi iyi kilitlemişti açıkçası. feghouli çıkıp ömer bayram oyuna girince top dolaştıran takımdan topu olabildiğince doğrudan/dikine oynayan bir takıma evrildik. bu, trabzonspor'un oyunu dar alana sığdırma planlarının içine etti. çünkü bu planları bize artık geniş alanlar vermeye başlayacaktı. böyle olunca da trabzonspor daha çok alana yayılarak oynamaya başladı ve oyun tamamen bize döndü.

    güzel bir skorla yılın son maçını galibiyetle tamamladık. 27 aralık 2020 gaziantep fk alanyaspor maçında alanyaspor puan kaybederse yılı lider bitireceğiz.

    bu galibiyetin ayrıca fikstür avantajı sağlamamız açısından da önemi var. bize sıkıntı çıkarması beklenen deplasmanların büyük çoğunu geride bıraktık. başakşehir, erzurum, rize, sivas ve trabzon deplasmanlarını 3'er puanla geride bıraktık. geriye bjk, fb ve alanya deplasmanları kaldı en tehlikeli olarak. her deplasman zor ama bu deplasmanlar hem psikolojisi hem de mevsimsel durumu nedeniyle sıkıntılı deplasmanlardı ve geride kaldılar.

    sezonun ilk yarısında bjk'yi de deplasmanda geçtik mi sezonun ilk yarısını iyi bitirdik sayabiliriz. ligde sezonun ilk yarısını lider bitiremezsek bile sezonun 2. yarısında fikstür avantajımız olacak. transferlerle eksiklerimizi giderirsek çok rahat şampiyon olabiliriz düşüncesindeyim. tabi başka hastalık ve sakatlıklar olup da elimizi kolumuzu uzun süreli bağlamazsa.

    fatih terim'li galatasaray sezonların 2. yarılarının ortalarında hep ivme kazanmış ve şampiyonluklar elde etmiştir. bu sezon da böyle olacağını düşünürsek ikinci yarı ivme yakaladığımızda biz şampiyonluk şarkılarına başlarız.
  • 469
    kötü ve laubali trabzonspor karşısında net bir galibiyet aldık. özellikle ilk yarı merkezde bizi sıkıştırmak isterken saracchi'nin arda ile yaptığı hızlı al-ver aksiyonlar gol pozisyonu üretmemiş olsa da bence doğruydu. gollerin de etkisi ile trabzonspor hem ofansif hem de defansif anlamda konsantrasyon kaybı yaşadı ve bizim hatalarımızdan faydalanarak maça yeniden ortak olma şansını değerlendiremedi. ama sanırım herkesin hemfikir olduğu nokta bu maçta atılan ilk golün hepimizi çok heyecanlandırmış olması. bu golle ilgili iki noktaya dikkat çekmek istiyorum.

    https://twitter.com/...919242421821442?s=20

    öncelikle bizim kanat oyuncularımız beklerimiz. donk'un topu marcao'dan aldığı anda omar'ın durduğu nokta çok kritik. bu şekilde defanstan çıkarken opsiyon oluşturmak önde iki kişi ile yapılan presi kırma noktasında çok değerli. 18 aralık 2020 fatih karagümrük galatasaray maçından çıkarılan dersler olmuş kanaatindeyim. bu pasla birlikte marlon'un omar'a basması ile açılan boşluğa emre kılınç'ın koşması tesadüf değil, çalışılmış bir hücum organizasyonu ve half-space kullanımının güzel bir örneği.

    ikinci konu ise rakip blokların arasındaki hareketlilik. belhanda'nın muhteşem koşusu tüm bu hücum aksiyonunu tetikleyen unsur. hem ikinci hem de üçüncü bölgedeki hareketlilik bizim için çok kritik. buna pas hızı da eklendiğinde (belhanda'nın omar'ın pasında emre'yi tekte görmesi) ölümcül oluyoruz.

    umarım bu galibiyetle elde ettiğimiz liderdiği bir daha kimselere vermeyiz.
  • 471
    maçla ilgili kısa bir değerlendirme yapalım; genel olarak oyunun kontrolü bizdeydi. 2-0 gibi net bi skorla kazandık ve liderliğe yükseldik. iyi oynuyoruz, üzerine koyarak gidiyoruz, daha da iyi olacağımızı düşünüyorum.

    oğulcan çağlayan tam bir santrafor golü attı.

    bir de biliyorsunuz, deplasmanlarda sıkıntı yaşardık, inişli çıkışlı bir sürecimiz olurdu, bu yıl bunu üzerimizden attığımızı düşünüyorum, şu 2-3 hafta 3 maçtan 9 puan çıkarıp, inönü'de de beşiktaş'ı yenersek tadından yenmez. :)

    neyse; lider galatasaray, cimboma selam durun!.. :)
  • 473
    bence maçın kırılma noktası soso'nun oyundan çıkması. soso oyundan çıkasıya kadar bizim iki 8 oynayan oyuncumuz çok statik kaldı. özellikle abdulkadir parmak, belhanda ya çok bastı. belhanda da başı kesik tavuk gibi dolandı. ne zaman ömer oyuna girdi o statik oyun yerini haraketli oyuna bıraktı ve direnç arttı ömer sola kayarak arda yı merkeze itti sonucunda da güzel bir galibiyet geldi. ancak şunu görmüş olduk ki ne yazık ki belhanda ve soso aynı anda yan yana aynı görevi icra edemiyor. taylan a çok yük biniyor ve half space kullanan 8 ler ileri gidemediğinden oyun kanatlarda sıkışıyor. göbek hücum varyasyonumuz azalıyor.
  • 474
    https://twitter.com/.../1355940541192687618

    --- alıntı ---

    abdullah avcı yönetiminde trabzonspor

    15 maç
    10 galibiyet
    3 beraberlik
    2 mağlubiyet (1'i kupada penaltılarla)

    1 süper kupa

    --- alıntı ---

    o kadar büyük iş yaptık ki o maçta. verilmeyen penaltımıza ve flavio'ya çıkmayan kırmızı karta rağmen 2 farklı galibiyet...

    herkes kayserispor, fatih karagümrük, antalyaspor gibi maçlara odaklanıyor ama bu maç ve 29 ocak 2021 gaziantep fk galatasaray maçı gibi çok ekstra galibiyetler aldığımız maçlar da oldu. allah'ın izniyle şampiyon olursak en önemli dönüm noktalarından biri olarak bu maçı hatırlayacağız bence.
  • 475
    hakemi halil umut meler olan maçtır. 3 mart 2021 ankaragücü galatasaray maçının 45. dakikasında yaşanan penaltı pozisyonunun aynısının yaşandığı ancak ne hikmetse hakem tarafından lehimize penaltı verilmeyen maçtır. aşağıda paylaştığım özetin 1 dakika 38. saniyesine bakarsanız, kaleci uğurcan'dan seken topun kolu epey bir açık olan edgar ie'ye çarptığını, ancak hakemin penaltı vermediğini, var'ın da çağırmadığını göreceksiniz. ancak yine ne hikmetse aynı hakem dün oynanan maçta arda'nın dizinden sekip, otuz santim ötede olan ve açık durumda değil, doğal konumunda olan eline top çarpınca cart diye penaltıyı veriyor; var da her şeyi ayan beyan görmesine rağmen müdahale etmiyor.

    yahu farklı hakemlerin, farklı kararları olsa bir şey demeyeceğim. aynı şekilde gelişen iki pozisyonda kolu daha açık olan futbolcuya penaltı vermeyip (bana göre doğru karar da bu. o kadar kısa mesafede adam kolunu nasıl çeksin) kolu daha kapalı durumda olan futbolcuya nasıl penaltı verebiliyor aynı hakem. aynı fotoğrafa bakıp bir gün ak, bir gün kara nasıl diyebiliyorsunuz. ulan nasıl bir mide var sizde. hiç mi hak yerken vicdan azabı yaşamıyorsunuz. hiç mi pozisyonları sonradan izleyince mutsuz olmuyorsunuz. ne yapmışım ben demiyorsunuz.

    yazık, sadece yazık.

    https://tr.beinsports.com/...alatasaray-mac-ozeti
App Store'dan indirin Google Play'den alın