• 278
    ispanyol bir takım ile türk takımının maçına "italyan" hakem atanan maçtır.

    skor ilk başta lehimize iken ota boka faul çalınıp rakibe pozisyonlar yaratıldığı maçtır.

    skoru yeniden lehimize çevirdiğimiz de göz göre göre 10 kişi bırakılma üzerine kurgulandığı belli olan maçtır.

    sağ beksiz, orta sahada top tutmaktan aciz bir şekilde oynadığımız maçtır.

    ne acıdır ki biraz daha pozisyon alabilecek, kafasında forvet mantığı olan uzun bir forvetimiz olmadan yaptığımız maçtır.

    tek pas dağıtan adamımızı çıkardığımız maçtır.

    80 dakika 12-13 kişiye karşı 11 kişi, 10 dakika 12-13 kişiye 10 kişi oynadığımız maçtır.

    üstüne penaltımızın piç edildiği maçtır.

    kendi sahamızda leblebi gibi kart gördüğümüz maçtır.

    evet kötü oynadık ama iddia ediyorum, hakem kurulmuş olmasa biz bu turu geçerdik. öyle büyük bir destek, öyle bir atmosfer vardı ki biz bu turu geçerdik, sadece her şey kuralına uygun olsa bile yetecekti.

    insanın ici acıyor bahar aylarında avrupa maçı izleyemeyeceğini düşününce. artık hafta içi iş çıkışı maç olmayacağını bilmek de can yakıyor. yine de önümüze bakmaktan başka seçeneğimiz yok.

    sensiz bu hayat olmaz olsun, cimbombomun canın sağolsun!!
  • 280
    90 dakika sadece atletico madrid'în ayağından topu almaya çalılştığımız, alır almaz da geri verdiğimiz maç. belki hakem penaltıyı verse cok baska seyler konusulacaktı ve gerçeklerin de üstü kapanacaktı. öyle olmadı ve gördük ki galatasaray bugünkü futboluyla ne turu haketti ne kupayı. sabriyi bu kadar özleyeceğim aklıma gelmezdi uğur uçar sağolsun.
    biz yanındayız biz hep inanmaktayız. ama böyle oynamsaydık keşke..
  • 283
    eşit şartlarda mücadele etmediğimiz maçtır. her şeyi geçtim.. forvetsiziz lan..?! forvet yok..?! geçen sene de stoper yoktu..?!
    her sene bi çile.. bir daha ki sene de sanırım kalecisiz oynayacağız..!!

    tabi eleniriz, tabi yeniliriz.. bu takıma yazık değil mi? tam kadro olsa, ortalığın ebesini ağlatacak kadro nere, bu kadro nere..??
    üstüne bi de pç bi hakem, ardından bi de 10 kişi kal..
    ne diyelim, asaletin bize yeter deyip oturalım.
    elbet bir gün.. elbet bir gün..!!
  • 286
    maç boyunca (bkz: arda turan)'a neden sürekli topu şişirdiğimizi anlayamadığım maçtır.orada (bkz: hakan şükür) varda bizmi göremedik?ayrıca bu takımın forvetide olmasa bu kadar defansa gömülüp ileriye top şişirilmez,yapılırsada buna futbol denmez.orta saha rakip futbolcuda,defansınlarında zaten at koşturuyorlar,biz ne yapıyoruz,defansa yaslanıp ayağımıza gelen topu ileriye şişiriyoruz.attığımız gol tamamen (bkz: balına) ayrıca penaltıyı hakem verse (bkz: atletico madrid)'e yazık olacaktı
  • 288
    leo franco: kesinlikle hatasız oynamıştır.
    uğur: yine çok kötüydü.
    servet: artık bu takıma yakışan bir oyun oynamamakta ancak emre sakatsa sabredeceğiz mecburen.
    neill: uğur ile servetin arasında kalmıştır ne yapsa boş.
    hakan: ilk maçta durdurduğu reyesi bu maçta durduramamıştır.
    mustafa: sene başında kendisinde bulunan toptan kaçayım, top bana gelmezse hata da yapmam hastalığına tekrar yakalanmıştır.
    mehmet: bu senenin genelinde olduğu gibi yine vasattı.
    elano: çok iyi olmasa da, idare ediyordu, sakatlanmasa bir şansımız olabilirdi.
    arda: hocasının kurbanı olmaya devam etti, ama asistini de yaptı.
    keita: çok iyiydi, bu formunu sürdürürse bizi şampiyon yapar.
    caner: maçın adamıydı, hem çok iyi oynadı, hem de takımı yaktı.
    ayhan: bitmiş, okeye dönüyor. şu takımda en sevdiğim adamlardan birisidir, umarım düzelir.
    rijkaard: türkiyeyi katar sanıyor, galatasarayın büyüklüğünü anlamamış, ispanyanın orta sıra takımlarından birisine karşı sadece savunmayı düşündü. tura ve bize yazık etti.
  • 289
    forvetsiz sahaya ciktigimiz 5 karsilasma boyunca -2antalya,1besiktas,2atletico- bize defans oynatan mantigi anlamiyorum.
    keita'nin neden forvette denenmedigini anlamiyorum.
    arda'nin neden forvette oynatilip yeteneklerinin kisitlanmasini anlamiyorum.
    buradan ilgililere soruyorum "gol yemezsen, atarsin." mantigi ile hangi büyük takim amacina ulasmistir ?

    türkiye kupasi ve uefa avrupa ligi'nden eleminasyon sistemi ile elendik. eger ligde de eleminasyon sistemi olsaydi eminim elenmistik...

    geldigin zamanlardaki topunu oynat rijkaard. 3 atip 3 yiyelim, 4 atip 5 yiyelim. heyecanlandir bizi rijkaard. bizim neyimize defans oynamak. kendisini spor yorumcusu sanan kisilerin sözlerine kanip neden vazgecersin taktiginden, atak 4-3-3 ünden, baklava orta sahadan...

    yine yeni yeniden bir avrupa macerasi bogazima dügümlendi... herşeye rağmen,

    bütün takım el ele hep beraber tribünlere
  • 290
    tartışılan bir penaltı pozisyonu ve dramatik bir gol olan maç. tamam o pozisyon penaltı , bu kesin. fakat caner erkin "penaltı" diye mi o vuruşu gol yapamadı ? bunun yanında çok kısa bir süre içinde kırmızı kart görmesi nasıl açıklanabilir ? yani galatasaray futbolcusu olmuş , böyle önemli bir maç'a ilk 11 başlamış bir adam nasıl böyle bir hata yapar ?
    bunların dışında tartışılması gereken şey ayhan akman ve servet çetin. yahu bu ayhan hala daha ne diye oynuyor ? birisi çıkıp bana "ayhan şunun için oynadı" diyebilir mi şu maç için ? tamam elano sakatlandı ama elano sakatlandı diye ayhan mı girecek yahu ? ve tabi servet konusu. birileri "çok başarılı oynadı" , "ulan herif o kadar top kesti" falan diyecektir. o kadar topu ben de keserim oynasam , kimse şüphe etmesin. zaten sorun servet ve kestiği top sayısı değil , servet ve kademe anlayışı. ben asıl lucas neill için üzülüyorum. zira adam servet'le yan yana oynadığı için kademe anlayışını kaybetme noktasına geldi. zaten yediğimiz 2. gol tam bir rezalet. bir takım -ki o takım galatasaray- skor 1-1 ve kendi sahasında oynarken nasıl oluyor "yürüyerek gelen" rakip oyuncu'ya o kadar rahat bir şut imkanı sağlayabiliyor ? bunun sorumlusu frank rijkaard falan değil. zira rijkaard çıkıp bitiremezdi o atağı. bu nokta'da şu sonuç çıkıyor ;

    mehmet topal fazla apır bir oyuncu ve ileri hızlı çıkışları baltalıyor
    servet çetin galatasaray takımı için en büyük handikap
    ciddi motivasyon problemleri var
    caner erkin profesyonel bir oyuncu değil

    yoksa kimse rijkaard falan demesin. adam en iyi taktik'le çıktı. ilk yarı oyunu domine ettik ve gol yemedik. elano ya da arda o pozisyonlardan birisini gol yapabilseydi maç çok daha farklı olurdu. ha tabi reyes atmış olsaydı o pozsiyonlardan birini o zaman da farklı olabilirdi ama benim anlattığım şey farklı.
    ayrıca yediğimiz 2 gol , özellikle ilk gol tam olarak hüsran. koskoca diye tabir ettiğimiz atletico madrid resmen duran top ya da olursa şans golü atmak için gelmiş resmen. işte benim üzüldüğüm nokta bu , bu kadar hatalı oynayan bir atletico madrid'i nasıl yenemedik.

    neyse , sağlık olsun artık.
  • 291
    ilk yarıda rakibe pozisyonun ''po'' sunu bile koklatmayıp saldırgan oynadığımız maç. tahminim rijkaard da ''mutlaka golü bulmamız lazım'' düşüncesiyle hareket etti. fakat ikinci yarıda, elano'nun çıkması ile takım, tamamen dan-dun tarzı ileriye top şişiren bir anlayışa geçerek, kalesinde 4 adet tehlike yaşadı. bu 4 pozisyonun ikisinin gol, birinin de direkle sonuçlandığını da not düşelim.
  • 292
    galatasaray'ı ilk kez yabancı bir takımla oynarken atletico madrid'e karşı seyretmiştim. 37 sene sonra yine bir atletico madrid maçından dönüyorum. tarih 37 senede bir dönüyor galiba. o maçlarda da, madrid'te berabere kalıp, uzatmalarda yediğimiz golle elenmiştik.

    galatasaray taraftar siteleri hafta başından beri anons ediyordu. parçalı formalarla maça gelin diye.kapalı tribünde 10 kişiden 3 ünde forma vardı, 3 ü de değişik formaydı. beyaz, sarı kırmızı ve mor forma. turuncu forma varsa da ben görmedim.

    emre güngör eğer sakatlıktan dolayı kadroda yoksa lafım yok. balta servet oynasın diye kızağa çekilmişse yazıklar olsun. bir yazık da elano çıktığında, ayhan'ın girmesine. ben 40 yıllık taraftarlık hayatımda, bir futbolcunun negatif yönde oyuna somut katkısı olduğunu görmedim. ayhan girdikten sonra atletiko madrid yüzde seksen le oynadı.

    şimdi ben şu resimdeki iddia kuponumda, galatasaray maçından kaybettiğim 10.300 lirayı mustafa sarp'a havale ediyorum. haram olsun, o para kendisinden misli misli çıksın.

    mustafa sarp hakkında bu son yazımdır. ikinci yarı gözümü ayırmadım kendisinden. bundan sonra benim futbolcum değildir. bu saatten sonra mustafa sarp fenerbahçe'ye gol bile atsa yerimden kıpırdamam. lanet olsun, eski trafik polisi gibi oynadı, dahası oynayamadı. bence türkiye'nin en akıllı futbolcusu. topu bana atnayın diye çaktırmadan el hareketi yapıyor, top nereye gelmeyecekse orada bulunuyor. müdahele edemeyeceği topa bulaşıp hata yapar gözükmüyor. galatasaray tarihinin bana göre en sahtekar futbolcusudur. kendisinden nefret ediyorum bu maçtan sonra. koskoca reykart, dünya'nın en büyük milliş takımının futbolcusu elano'yla bank asya liginde kümeye oynayacak takımda oynayamayacak olan mustafa sarp'ı aynı takımın orta sahasında oynatıyor. başka lafım yok hakim bey.

    mehmet topal'ın kötü oynamasının müsebbibi de bu kazma futbolcudur. benim için yok hükmündedir. bu hükümü mkaybettiğimiz bir maçtan sonra değil, kendisini hiç tanımıyordum, galatasaray'a transfer olduğu gün söylemiştim. her maçın maç yazısında da mevcuttur. bülent korkmaz'ın transfer ettiği futbolcunun iyi olma ihtimali sıfırdı, gördük sıfırında altıymış.

    ilk yarıyı, dışarıda atılan golün kıl payı olan avantajını korumayla geçirdik. iki takımda it dalaşı taktiğiyle kendi oyununudan çok rakibin hatasından medet bekler bir futbolu tercih etti. pozisyonsuz, iğrenç futbol bizim gibileri korkutuyor olsa da kulübe geçen zamanı kar hanesine yazıyordu. keytanın getirip içeri kestiği sert ortaya arda turan dokunamadı. elano'nun şutunda da kaleciden dönmesi muhtemel topa kimse koşmadı. hakem futbolsuz, pozisyonsuz, golsüz geçen ilk yarıyı bitiriş düdüğünü çaldığında tur bizimdi.

    ikinci yarının başında elano çıkıp ununu eleyip, eleği asmış ayhan akman girerken tecrübeli taraftardan homurdanma sesleri yükseldi. ayhan girdikten sonra rakip 12, biz 10 kişi oyuna devam ediyorduk ki, çok geçmeden oyuncu üstünlüğü, istatistiği somut olarak değiştirdi. artık atletico oynuyor biz seyrediyorduk. ne seyretmesi şarkımızı söylüyorduk. atletico çökmüş, ben diyorum 5 dakika içinde gol gelecek, yanımdaki, diyor 10 dakika süğrmez golü kalemizde göreceğiz, yoğun tezahürat başladı.'' elimde sigara, deplasman yolunda, seeen var ya seeen:koyalım fener'e, koyalım kartal'a şampiyon olalım'' takım isteğimizi geri çevirecek değil ya. canına millet kazmaların, ne işimiz var abrupa sahalarında. bak ben bu yazıyı yazarken fenerbahçe'de elenmiş, mutlaka onların taraftarı da razı cim boma koymaya, lilli'nin yerine. biz bir garip çingeneyiz, nemize gerek gümüş zurna. türkcell langırt ligine devam ederiz, ali sami yen'deki fener maçını yendik mi tamamdır.

    kaleci leo franko, yediği golden önce, kısmete bir top elşnde kaldı, bir top direkten döndü. çuval demeye dilim varmıyor, ama böyle kaleciler için kullanılan deyimdir.kendisine verilen topu 8 dönümlük arazi yerine bize attı. o topun deevamında futbolcuların kaçışmasıyla pozisyona giren ispanyol için iş topu çerçeveye nişanlamaya kaldı. gerisini leo hallederdi, yalandan yere yatış, kısmi felç, soğuk havada soğuk duş. bereket takımda arda turan sakatlık dinlemeden oynuyor. onu bile eleştiren var mı? bilmiyorum ama arda olmasın takım santrayı bile geçemez. caner iyi oynarken, yenilgiye direnirken topu arda'ya geçirdi, kendine özgü geri çekişiyle içeri kavisli kesti kaptan. keyta'nın numaralıya doğru attığı taklalarla bitti pozisyon. ne var ki orta saha hayalet futbolcuları artı kazmalarla ikinci gol pek yakında görünmüyordu. caner bir pozisyonu söke söke kaptı, pozisyon penaltıymış galiba. son çırpınışımızdı, caner peşpeşe sarı kartlardan dışarı çıkınca, arda taraftardan son bir gayret istedi. takımdaki kazmalara kaleci de eklenmişti, bir topu daha gelişi güzel bizim tribüne yolladı. o top da gide gide ağlara kadar gitti. ve bu senede bekar gezdik. uzatmaların son dakikasında reykart prensi, hayaletini, artık adını bile anmayacağım bankosunu kenara alarak taraftarın gazabından kurtardı. el çiko'yu oyuna soktu. zavallıya acıdım, etrafa melun melun bakıyordu.

    elendik, şimdi iki ihtimal kaldı. ya şampiyon olacağız ya ikinci. bu ihtimallerden birinin geröekleşmesi için de ister reykart, ister ben olatyım takımın başında. gelecek senenin planları yapılmayacaksa, bundan sonraki maçlar gazoz maçlarıdır.

    maç bittikten sonra leo franko,'' bize ne güzel geçirdiniz'' demek için çıkış tünelinin girişine kadar gitti. her bir atletik futbolcuyu tebrik etti, küfürler eşliğiyle de en son gözden kaybolan futbolcu oldu.

    şu düştüğümüz hale bakın. 10 sene önce evire çevire yenerek aldığımız kupada 16 takım arasına girebilmek için yırtınıyoruz. açın bakın arşivlere bu kademedeki maçları biz 8.000 kişiyle oynardık. bir arda turan, yarım keyta'yla olmuyor bu işler sevgili reykart. geçmiş olsun.
  • 297
    herşey çok güzel başlamıştı. zirvede*neşemizi bulmuş ve maça girmiştik. tribünler inanılmazdı. (#321590)'ın hakkını veriyorduk. muhteşem bir koreografi vardı. maça da fena başlamadık aslında ama maçın hakemi kahraman olmaya kalkınca rüzgar tersine döndü. yol geçen hanı olan sağ bekte uğur uçar'ın, sol bekte rakip futbolculara eskortluk eden hakan balta'nın ve orta sahada gezinen mustafa sarp'ın yokluğunda 8 kişi oynuyor gibiydik. ilk yarının sonlarında biçilen elano blumer de yerini ikinci yarıda hayalet ayhan akman'a bırakınca, atletico madrid'in baskısı iyice çöktü üzerimize ve gol geldi. çabuk toparlandık ve abdel kader keita'ya takla attıran gol ile kendimize geldik derken, ilk yarı sonuca direk etki eden bir hata yapmadan ince ince kıyan italyan hakem sahne aldı ve maça "el" koydu. arkasından caner erkin'in 5 dk içinde aldığı iki sarı kartın kırmızıya dönüşmesi ile 6 kişi kalınca, maçın sonunda oyundan düştük ve avrupaya veda ettik.

    hakeme, ona, buna suç bulmadan önce kabul edelim ki, turu geçmeyi hakedecek pek de bir şey yapmadık. benim bu maçtan kendi adıma tek kazancım, arda turan'ın muhteşem geri dönüşü oldu.

    edit: bir şeyi yazmayı unutmuşum. numaralı tribünün önündeki yardımcı(!) hakem maç boyunca "ben bilmem beyim bilir" edası ile dışarı çıkan her topta orta hakemin kararını bekleyip ona uygun bayrak kaldırdı. e madem sen kendi gördüğünü yorumlayamıyorsun, 10 metre geride oturarak seyretseydin bari maçı. hemen arkanda arkadaşların vardı.
  • 299
    ilk yarısında sıfır pozisyon verip iki net pozisyon yakaladığımız bir maçtır. elano'nun sakatlanıp çıkması bütün planları bozdu. öyle bir atmosferde ise emre çolak'ı oyuna alıp kariyerini riske atmak istemedi rijkaard. ayhan değişikliği çok doğru olmasa bile o anki şartlar içinde gerekliydi. servet'in bir yerde patlak vereceği belliydi. emre güngör'ün sakatlığı belki de tura mal oldu.

    ama o penaltıyı veremeyen hakem italyan bahis mafyasına boyun eğmiş bir hakemdir. başka bir açıklaması olamaz. o penaltıdan sonra psikolojik olarak dağılmak normaldir. dakika olmuş 78. en kritik anlar. penaltı verilse turu geçip gideceğiz. gerçekten adaletini s.keyim futbol. yukarıda allah varsa bu takım şampiyon olur artık. gerçekten kendimi ve inançlarımı sorgulamaya başlayacağım neredeyse artık. hayattan soğudum lan.
App Store'dan indirin Google Play'den alın