290
tartışılan bir penaltı pozisyonu ve dramatik bir gol olan maç. tamam o pozisyon penaltı , bu kesin. fakat caner erkin "penaltı" diye mi o vuruşu gol yapamadı ? bunun yanında çok kısa bir süre içinde kırmızı kart görmesi nasıl açıklanabilir ? yani galatasaray futbolcusu olmuş , böyle önemli bir maç'a ilk 11 başlamış bir adam nasıl böyle bir hata yapar ?
bunların dışında tartışılması gereken şey ayhan akman ve servet çetin. yahu bu ayhan hala daha ne diye oynuyor ? birisi çıkıp bana "ayhan şunun için oynadı" diyebilir mi şu maç için ? tamam elano sakatlandı ama elano sakatlandı diye ayhan mı girecek yahu ? ve tabi servet konusu. birileri "çok başarılı oynadı" , "ulan herif o kadar top kesti" falan diyecektir. o kadar topu ben de keserim oynasam , kimse şüphe etmesin. zaten sorun servet ve kestiği top sayısı değil , servet ve kademe anlayışı. ben asıl lucas neill için üzülüyorum. zira adam servet'le yan yana oynadığı için kademe anlayışını kaybetme noktasına geldi. zaten yediğimiz 2. gol tam bir rezalet. bir takım -ki o takım galatasaray- skor 1-1 ve kendi sahasında oynarken nasıl oluyor "yürüyerek gelen" rakip oyuncu'ya o kadar rahat bir şut imkanı sağlayabiliyor ? bunun sorumlusu frank rijkaard falan değil. zira rijkaard çıkıp bitiremezdi o atağı. bu nokta'da şu sonuç çıkıyor ;
mehmet topal fazla apır bir oyuncu ve ileri hızlı çıkışları baltalıyor
servet çetin galatasaray takımı için en büyük handikap
ciddi motivasyon problemleri var
caner erkin profesyonel bir oyuncu değil
yoksa kimse rijkaard falan demesin. adam en iyi taktik'le çıktı. ilk yarı oyunu domine ettik ve gol yemedik. elano ya da arda o pozisyonlardan birisini gol yapabilseydi maç çok daha farklı olurdu. ha tabi reyes atmış olsaydı o pozsiyonlardan birini o zaman da farklı olabilirdi ama benim anlattığım şey farklı.
ayrıca yediğimiz 2 gol , özellikle ilk gol tam olarak hüsran. koskoca diye tabir ettiğimiz atletico madrid resmen duran top ya da olursa şans golü atmak için gelmiş resmen. işte benim üzüldüğüm nokta bu , bu kadar hatalı oynayan bir atletico madrid'i nasıl yenemedik.
neyse , sağlık olsun artık.
bunların dışında tartışılması gereken şey ayhan akman ve servet çetin. yahu bu ayhan hala daha ne diye oynuyor ? birisi çıkıp bana "ayhan şunun için oynadı" diyebilir mi şu maç için ? tamam elano sakatlandı ama elano sakatlandı diye ayhan mı girecek yahu ? ve tabi servet konusu. birileri "çok başarılı oynadı" , "ulan herif o kadar top kesti" falan diyecektir. o kadar topu ben de keserim oynasam , kimse şüphe etmesin. zaten sorun servet ve kestiği top sayısı değil , servet ve kademe anlayışı. ben asıl lucas neill için üzülüyorum. zira adam servet'le yan yana oynadığı için kademe anlayışını kaybetme noktasına geldi. zaten yediğimiz 2. gol tam bir rezalet. bir takım -ki o takım galatasaray- skor 1-1 ve kendi sahasında oynarken nasıl oluyor "yürüyerek gelen" rakip oyuncu'ya o kadar rahat bir şut imkanı sağlayabiliyor ? bunun sorumlusu frank rijkaard falan değil. zira rijkaard çıkıp bitiremezdi o atağı. bu nokta'da şu sonuç çıkıyor ;
mehmet topal fazla apır bir oyuncu ve ileri hızlı çıkışları baltalıyor
servet çetin galatasaray takımı için en büyük handikap
ciddi motivasyon problemleri var
caner erkin profesyonel bir oyuncu değil
yoksa kimse rijkaard falan demesin. adam en iyi taktik'le çıktı. ilk yarı oyunu domine ettik ve gol yemedik. elano ya da arda o pozisyonlardan birisini gol yapabilseydi maç çok daha farklı olurdu. ha tabi reyes atmış olsaydı o pozsiyonlardan birini o zaman da farklı olabilirdi ama benim anlattığım şey farklı.
ayrıca yediğimiz 2 gol , özellikle ilk gol tam olarak hüsran. koskoca diye tabir ettiğimiz atletico madrid resmen duran top ya da olursa şans golü atmak için gelmiş resmen. işte benim üzüldüğüm nokta bu , bu kadar hatalı oynayan bir atletico madrid'i nasıl yenemedik.
neyse , sağlık olsun artık.