şimdi, ibra dediğimiz olay galatasaray'da 2 açıdan olmaktadır.
1 - idari ibra
2 - mali ibra
öncelikle idari konulara bakalım: yönetimsel yapının işleyişi ve bu yapının beraberinde getireceği galatasaray'ın vizyonuna - sistemine - gelecek bakışına uygun olmasına dayanır.
ilk yapılan seçimle birlikte göreve gelen yönetim kadrosu cengiz özyalçın, nasuhi sezgin, eşref alaçayır, cüneyt tanman, can topsakal, fatih işbecer, tayfun demir, ismail sarıkaya, ural aküzüm, tarık taşar, alper narman, murat atay, ali yüce, burçin aslan, selim arda üçer isimlerinden oluşmaktaydı.
bu yönetimden fatih işbecer - selim arda üçer ve cüneyt tanman istifa ettiler.
sonrasında dışarıdan atama yönetici olarak levent nazifoğlu dahil edildi.
liste dışı danışman olarak da mehmet özbek ve alp yalman var.
alp yalman da aslında sezon başlamadan temmuz ayının sonlarında istifa etmiş, devam etmeyeceğini söylemişti ancak taraftar arasında "derin galatasaray" olarak bilinen güç alp yalman'ı o mevkide tutmaya devam etti.
levent nazifoğlu ise bilindiği üzere 18 mart 2017 trabzonspor galatasaray maçı sonrası istifa ettiğini ve kendisinin "kaza" olduğunu açıkladı.
ama bu kadar da değil. devamı var. hem de çok var.
2016 yılı mali genel kurulu öncesi üyelere gönderilen genel kurul tutanaklarında mesela yönetimin "florya'nın bütün bakımlarını" yaptığı söylenmekte. en son 19 mart günü oynanan bir alt yapı mücadelesinde florya'nın zemininin görüntüsü ekte.
https://pbs.twimg.com/media/C7SBCUcWkAI0Qd6.jpg nasuhi sezgin'in "takım dışarıdan gelen telkinlerle puan kaybetti" açıklaması var mesela. bu açıklamadan sonra kıvırmaya çalıştı ve buna rağmen sportif a.ş.'deki görevinden istifa etti. ben inandırıcı bulmadım "sehven" olduğuna bu açıklamanın.
sonra iletişim departmanı var. iskender baydar atanmıştı hatırlayanlar çıkacaktır. o güne kadar muhalif devam eden baydar, sonrasında muhalif kimi bulsa sallamaya başladı twitter'dan. galatasaray'lılık sorgulamaya kadar vardı bu iş hatta. kendilerinin galatasaray'lılık seviyesini sorgulamak benim haddime değil, ancak galatasaray yazamayan, kulübün kuruluş tarihini bilmeyen insanların bunu yapması can sıkıcı. buna nereden mi geldim? buyrun;
https://pbs.twimg.com/media/C5vD7l4WYAIPK5U.jpg . çocuk tribününe dağıtılan bir dergi, iskender baydar ve ekibinin hazırladığı. inceleyin lütfen. dahasını söylemeye gerek bile yok.
sonra otel konusu. sayın başkan ilk seçildiği zaman "otel 5-6 aya bitecek, biz buradan senelik 5 milyon dolar gelir elde edeceğiz" demişti. 24 mayıs seçim tarihi. hadi bu açıklamayı taa eylül'de yaptığını varsayalım. eylül 2015 olsun açıklama tarihi. hadi ona da 5-6 ay dedi ama 12 ay yani 1 senede bitti diyelim. eylül 2016 eder. mart 2017'deyiz. ince işçilik bile henüz başlamadı.
bir de mehmet özbek konusu var, sonradan atanmış yönetici kadrosundan. önce "florya'nın tadilatını yapacak" denildi, sonra uefa görüşmelerinde "başkanın finansal danışmanı" denildi, sonra "futboldan sorumlu yönetici" ünvanını aldı levent nazifoğlu ile birlikte. şimdi ise nazifoğlu'nun da gitmesi ile kendisi kaldı sadece. oğlunun transfer işlerine karışması, yine oğlunun e-spor branşı kurulumunda aktif görev alması, bu e-spor branşına ait kulüp bütçesinden villa kiralanması vs.vs. uzayıp gidiyor liste.
bu kadar problemin olduğu bir yönetim bir çok divan kurulu üyesine göre "iyi niyetli". tamam, kabul edip diyelim ki "iyi niyetli" bu adamlar. ama bütün iyi niyete rağmen bir yönetimin içerisinde bu kadar problem olması idari olarak ibra edilmeme nedenidir.
-
gelelim mali ibraya.
son 10 yılın gelir- gider tablosu ektedir.
https://pbs.twimg.com/media/C6ZC1zQWMAMSM3X.jpg bu tabloya göre görünen, mali olarak harcamaları kısmışız. yani 2014'e göre bakarsak yıllık yaklaşık 24 milyon dolar daha az harcamışız. ama gelir? 2014'ü baz alırsak yine gelirimiz 50 milyon dolar seviyelerindeyken 2016 sonunda bu gelir durumu 25 milyon dolar seviyelerinde. yani 2014'de harcama 75 - gelir 50. 2016'da harcama 50 - gelir 25. %50 kayıp mevcut bu şekilde baktığımızda. bunu buraya bırakıp diğer konulara da değinelim biraz.
geleceğim yer riva - florya. bu taşınmazlarımız için genel kurul yapılmadan 1 ay kadar önce sayın başkan ve bazı yöneticileri tüm üyelere ulaşmayı hedefleyerek farklı toplantılar organize ettiler ve anlattılar bu projeleri. dediler ki "500 milyon dolar gelecek". bir çoğu da buna ikna oldu. ama anlaşma emlak konut'la yapılmıştı ve emlak konut ceo'su da aynı konuda "500 milyon tl" rakamı vermişti. o dönemde çok kişiye bunları ulaştırmaya çalıştık ancak muhalif üyelerin kulübün içerisinde sesi kesildi. sonuç olarak 47 ret oyu ile bu anlaşmaya genel kurulumuz onay verdi. sonrasında yaşananlar büyük çoğunluğun malumu, fatih altaylı'nın yazısı vs.
diğer bir konu forma sponsoru. bizim en önemli gelir kaynağımız marka değerimizdir kesinlikle. bu marka değeri türk futbolunun marka değerinden, bu ülkedeki sözde rakiplerimizden yada diğer dış etmenlerden tamamen bağımsızdır. galatasaray markası dünyanın bildiği, tanıdığı bir markadır. asya bozkırlarından brezilya'nın kenar mahallelerine, paris'in en lüks kafelerinden japonya'nın en hareketli alanlarına kadar galatasaray ismi dünyaya yayılmış ve globalliğini defalarca kanıtlamıştır. bu markanın lokomotifi kesinlikle futbol a takımı'dır. ve futbol a takımının en önemli gelir kalemlerinden birisi de forma sponsorluklarıdır. kısa süreli en yüksek geliri getirecek anlaşmalar yerine görevde bulunan yönetim öncelikle piyasaya yeni yeni girmeye çalışan, kendi bütçesini oturtmamış "garenta" isimli bir araç - filo kiralama şirketiyle anlaştı. alınan reklam payı beşiktaş - fenerbahçe gibi bu ülkedeki sözde rakiplerimizden az. sonra gitti, dumankaya firması ile anlaşmayı yaptı. dumankaya ile yapılan anlaşma karşılığında daireler alınacaktı bu firmanın projelerinden. ancak tamamı kulübün üzerine alınamadan dumankaya fetö soruşturması kapsamında kayyum atamasına maruz kaldı. şimdi de nef. bu firmalardan alınan bedellerin düşüklüğü bir yana, ülke içerisinden alınacak her reklamda yarın garantisini kimse size veremez. yarın nef firmasının aynı şekilde kayyum ataması ile bitirilmeyeceğini kim garanti edebilir? ayrıca, ülkeden gelebilecek gelirler yerine dışarıdan, yabancı sermayenin ilgisini sponsorluklarla galatasaray'a çekmek bu globalliğe daha yakışır bir durum meydana getirecektir.
bu bilgiler ışığında mali olarak da galatasaray'ın yanlış yönetildiği ortadadır ve bu yönetimin mali olarak da ibra edilmemesi gerekmektedir.
-
valla yazarken yoruldum. kulüp üyesi olsam, şunu konuşma metnim olarak belirleyip çıkıp kürsüde konuşsam alkış kıyamet indirirler kürsüden.
* (beğendiklerinden değil, adettir konuşmasını istemedikleri bir üye çıktığında konuşmasına başlarken alkışlar başlar bir nevi "tamam yeter" demektir o şekilde indirirler.)
velhasılı, ibra edilmemelidirler. ancak ibra edilecekler. en fazla (ki sanmıyorum ama ütopik bir tahminde bulunayım) dursun aydın özbek'e "yönetimini değiştir, seçime git" baskısı yapılır. ancak o da çok uzak olasılık.
şunu da ekleyeyim, dursun aydın özbek ve saz arkadaşlarının görevde kalacağı 1 sene daha sonrasında galatasaray diye bir şey kalmayacak büyük olasılıkla. galatasaray'ı kurtarmanın ibrası yapılacak. ibra etmemek kurtuluş ama bunu "bakkal" zihniyeti ile çalışmayı başarı zanneden "derin galatasaray" dediğimiz yapının bu bakkal zihniyetini galatasaray'ın kurtuluşu olarak gördüğü yerde yapılacak hiç bir şey yok...
ulan galatasaray... anlatacak o kadar çok şeyim var ki sana...