• 51
    adnan polat, stad açılışında ve devam eden süreçte siyasi erke boyun eğdiği; galatasaray geleneklerini çiğnediği için yerden yere vuruldu.

    miting havasında geçen 27 mart 2011 genel kurulunda sportif ve mali gidişattan çok bu husus üzerinden kendisine yüklenildi ve ibra edilmedi.

    kuruldan çok çok önce bunun çalışmaları başlamış; inan kıraç kelimenin tam anlamıyla sahaya inmiş, gazetelere demeçler vermiş hatta dönemin beyaz futbol'u telegol'e telefonla bağlanıp ropörtaj verecek seviyelere kadar inmişti.

    gelelim bugüne... daha öncesi de var tabi ki ama tam teşekküllü vaziyette ve önü alınmaz bir hızla galatasaray, 24 mayıs 2015'ten bu yana yozlaştırılıyor. bilhassa son 2 gündür bizzat galatasaray başkanının verdiği görüntüler "yüz kızartıcı".

    çok değil, 4 gün sonra mali genel kurul var. kurul öncesi oluşan ortam, polat'ın ibra edilmeyip devrildiği kurul öncesinden -her açıdan- çok daha vahim.

    bütün bu ahval ve şeraitte, mart 2011'deki genel kurulda heyecandan elleri titreyerek, gözlerinden ateş çıkarcasına, salyalarını saça saça feryad-ü figan edenleri, kükrercesine böğürenleri merakla bekliyorum.

    başta aşağıdaki cazgır tıynetli olmak üzere sıçan gibi köşesine sinmiş liseci şövalyeler (!) gık diyebilecekler mi görelim bakalım.

    https://twitter.com/...s/843167651383967745
  • 314
    kimi irfan aktar'a giydirdi.
    kimi dursun özbek'i yerin dibine soktu.
    kimi hali hazırda futbolcumuz olan serdar aziz, cavanda vb. oyunculara taş attı.
    kimi dursun özbek yönetimini ibra etti, kimi etmedi...

    birçoğu hakan'ı arif'i yok saymayı içine sindiremedi.
    kimileri ismail demiriz'i hakan'dan arif'ten daha değersiz buldu, şutladı.
    birileri iktidardan taraf oldu, kimileri izmir marşı ile inletti...

    fikri hür, vicdanı hür galatasaray kendini tamamen gösterdi.
    seni seviyorum galatasaray!..
  • 62
    benim için hayati öneme sahip toplantı. dursun özbek'in sadece ibra edilmemesini değil, zamanında adnan polat'a yapıldığı gibi ezip geçilmesini istiyorum. son bir kaç yıldır her şey kötü gidiyor malum. ama son 1 ayda filan inanılmaz şeyler oldu. örneğin levent nazifoğlu denen şahsın beyaz tv.ye istifa sonrası bağlanışında artık bana bir şeyler oldu. evde karım ve çocukla izliyorduk. ikisi de fenerli. artık onların benim yerime utanmaya başladığını, benim için üzüldüğünü gördüm. levent denen gevşeğin (tam tabiri budur bu adamın hakaret yok, o da bayılıyor kendisiyle böyle senli benli ileri geri konuşulmasına) her sözünde ben koltuğumda bir cm daha küçüldüm.

    bugün yasin öztekin'le sözleşme yenilendiğini duyuyorum. hani şu oyundan alındıkça küfür edip kulübe tekmeleyip 1 hafta kadro dışı kalıp sonra affedilen yasin ile. ayda bir menajerinin maaşı için ağladığı yasinle. saymakla bitmez, benim galatasaray adına sevdiğim ve benimsediğim ne varsa hepsini birer birer yıkıyor, derdest edip satıyorlar.

    pek çokları sevmez ama ben galatasaray lisesini de liselileri de severim. küçük olsun bizim olsun derler ama seviyesiz olsun bizim olsun demezler. halkı, taraftarı pek karıştırmayalım kulüp işlerine derler ama, ne kadar budala, ahmak, vasıfsız, şekilsiz tip varsa vitrine koyalım demezler. iktidarla ters düşmeyelim derler ama, iktidara tabii olalım, hatta ona benzemeye çalışalım demezler. iktidarlar galatasarayla anlaşmaya çalışır çünkü bu ülkenin, bu cumhuriyetin dahi galatasaray lisesi kadar tevellütü (belki de ömrü, kim bilir?) yoktur.

    ben güvenirim liselilere yani. galatasaray'ı diğer iki büyükten, hatta avrupanın en büyük takımlarından asıl ayıran şeyin bu lise olduğunu bilirim. benim için barcelona gibidir galatasaray çünkü futbol takımı dışında bir markadır. bir zihniyeti; aydınlanma devrimini temsil eder.

    işte tüm bu inancıma rağmen, bizim monşerler eğer utanmadan bu budala, yalancı, vasıfsız, şekilsiz (hala hakaret yok, hepsini kanıtlarım) insanların galatasaray adına konuşmasına, karar almasına hele öz varlıklarını saçıp savurmasına izin verirse, ben yokum. yokum arkadaş. galatasaray lisesine gidemedik ama sahip olduğu değerleri içselleştirdik. ben mevcut galatasaray formatına katlanamam. dayanamam yani. bu kadar.

    öyle galatasaraylılığı askıya almak filan değil bu. daha güçlü bir şey. galatasaraylılığını bunların elinden kurtarmak diyebiliriz. hatta kulübün adını da değiştirsinler, yeni galatasaray yapsınlar. yiğit bulut'un bile yamanmayı başardığı saraya, her istediklerini yaptıkları halde kendilerini yamamayı bile başaramadılar ya, buyursunlar bunu da yapsınlar. biz kaldırımda da oynarız. açar youtube'dan eski maç özetlerini izleriz. takımımızı soranlara "eski galatasaraylıyım" deriz. bu hiç bir şey eskiltmez bizden. artırır bilakis. koca camia yalaka ve yavşak değil ya, elbet bizim gibi düşünenler, hissedenler vardır. eski galatasaraylıyım demek safımızı belli eder.

    velhasıl böyle. ben dursun özbek ve yönetimi devam ederse eski galatasaraylı olacağım artık. sözlükte de buna uygun bir format oluşursa, bana yer olur. yoksa zaten memleketin her yanını uzun adamın enfeksiyonu sarmışken bir de gözbebeğimin perişan olmasına tanık olamayacağım. dursun özbek yönetimi ihtilalle indirilmezse ben yaz aylarında hiç bir şey olmamış gibi burdan transfer filan takip edemem. kusuruma bakmasınlar. kusuruma bakmayın.

    genel kurul günü editleyeceğim bu yazıyı. sonrasında da hesabı dondurur tatile mi çıkarım, kapatıp uçuşa mı geçerim yoksa bayram olur hepten sevinçten uçar mıyım, bakarız.

    edit: hesabı dondurup 3 ay tatile çıktım. bu süre içerisinde gs yönetimi nazifoğlunun yerine cenk ergün gibi düzgün bir profilli adamı görevlendirdi, ömrümde gördüğüm en başarılı transfer dönemini geçirerek takımı başaltı ancak yetenekli, olgun ama istekli, taraftara saygısı, iyi oyun izletme derdi olan mikemmel adamlarla doldurdu. oynanan oyundan ziyade o çocuksu sevinçlerini ve iyi niyetlerini gördüğüm takımıma destek için yine buradayım.
    ve her zaman için #dursunozbekistifa
  • 52
    mesele burada. özbek, polat'tan daha çok zarar verdi kulübe. polat'ın 4 senede yapamadığını adam 2 senesi dolmadan yaptı.

    misal mehmet karlı nasıl konuşmuştu polat döneminde "galatasaray boyun eğmez cart curt"

    ee riva-florya kimlere satıldı yok pahasına ? dursun özbek siyasilerden tut yöneticilere kadar sabah akşam yağ çekmekle meşgul.

    2 senedir nerde bu lisedeki "bağımsız" tayfa.

    2015 mayısı'ndan beri yaşanmayan skandal kalmamış hala ses yok. mali genel kurulda da ibra edin de rezilliğinize rezillik katın.
  • 38
    şimdi, ibra dediğimiz olay galatasaray'da 2 açıdan olmaktadır.

    1 - idari ibra
    2 - mali ibra

    öncelikle idari konulara bakalım: yönetimsel yapının işleyişi ve bu yapının beraberinde getireceği galatasaray'ın vizyonuna - sistemine - gelecek bakışına uygun olmasına dayanır.
    ilk yapılan seçimle birlikte göreve gelen yönetim kadrosu cengiz özyalçın, nasuhi sezgin, eşref alaçayır, cüneyt tanman, can topsakal, fatih işbecer, tayfun demir, ismail sarıkaya, ural aküzüm, tarık taşar, alper narman, murat atay, ali yüce, burçin aslan, selim arda üçer isimlerinden oluşmaktaydı.
    bu yönetimden fatih işbecer - selim arda üçer ve cüneyt tanman istifa ettiler.
    sonrasında dışarıdan atama yönetici olarak levent nazifoğlu dahil edildi.
    liste dışı danışman olarak da mehmet özbek ve alp yalman var.
    alp yalman da aslında sezon başlamadan temmuz ayının sonlarında istifa etmiş, devam etmeyeceğini söylemişti ancak taraftar arasında "derin galatasaray" olarak bilinen güç alp yalman'ı o mevkide tutmaya devam etti.
    levent nazifoğlu ise bilindiği üzere 18 mart 2017 trabzonspor galatasaray maçı sonrası istifa ettiğini ve kendisinin "kaza" olduğunu açıkladı.
    ama bu kadar da değil. devamı var. hem de çok var.
    2016 yılı mali genel kurulu öncesi üyelere gönderilen genel kurul tutanaklarında mesela yönetimin "florya'nın bütün bakımlarını" yaptığı söylenmekte. en son 19 mart günü oynanan bir alt yapı mücadelesinde florya'nın zemininin görüntüsü ekte. https://pbs.twimg.com/media/C7SBCUcWkAI0Qd6.jpg
    nasuhi sezgin'in "takım dışarıdan gelen telkinlerle puan kaybetti" açıklaması var mesela. bu açıklamadan sonra kıvırmaya çalıştı ve buna rağmen sportif a.ş.'deki görevinden istifa etti. ben inandırıcı bulmadım "sehven" olduğuna bu açıklamanın.
    sonra iletişim departmanı var. iskender baydar atanmıştı hatırlayanlar çıkacaktır. o güne kadar muhalif devam eden baydar, sonrasında muhalif kimi bulsa sallamaya başladı twitter'dan. galatasaray'lılık sorgulamaya kadar vardı bu iş hatta. kendilerinin galatasaray'lılık seviyesini sorgulamak benim haddime değil, ancak galatasaray yazamayan, kulübün kuruluş tarihini bilmeyen insanların bunu yapması can sıkıcı. buna nereden mi geldim? buyrun; https://pbs.twimg.com/media/C5vD7l4WYAIPK5U.jpg . çocuk tribününe dağıtılan bir dergi, iskender baydar ve ekibinin hazırladığı. inceleyin lütfen. dahasını söylemeye gerek bile yok.
    sonra otel konusu. sayın başkan ilk seçildiği zaman "otel 5-6 aya bitecek, biz buradan senelik 5 milyon dolar gelir elde edeceğiz" demişti. 24 mayıs seçim tarihi. hadi bu açıklamayı taa eylül'de yaptığını varsayalım. eylül 2015 olsun açıklama tarihi. hadi ona da 5-6 ay dedi ama 12 ay yani 1 senede bitti diyelim. eylül 2016 eder. mart 2017'deyiz. ince işçilik bile henüz başlamadı.
    bir de mehmet özbek konusu var, sonradan atanmış yönetici kadrosundan. önce "florya'nın tadilatını yapacak" denildi, sonra uefa görüşmelerinde "başkanın finansal danışmanı" denildi, sonra "futboldan sorumlu yönetici" ünvanını aldı levent nazifoğlu ile birlikte. şimdi ise nazifoğlu'nun da gitmesi ile kendisi kaldı sadece. oğlunun transfer işlerine karışması, yine oğlunun e-spor branşı kurulumunda aktif görev alması, bu e-spor branşına ait kulüp bütçesinden villa kiralanması vs.vs. uzayıp gidiyor liste.

    bu kadar problemin olduğu bir yönetim bir çok divan kurulu üyesine göre "iyi niyetli". tamam, kabul edip diyelim ki "iyi niyetli" bu adamlar. ama bütün iyi niyete rağmen bir yönetimin içerisinde bu kadar problem olması idari olarak ibra edilmeme nedenidir.

    -

    gelelim mali ibraya.

    son 10 yılın gelir- gider tablosu ektedir. https://pbs.twimg.com/media/C6ZC1zQWMAMSM3X.jpg
    bu tabloya göre görünen, mali olarak harcamaları kısmışız. yani 2014'e göre bakarsak yıllık yaklaşık 24 milyon dolar daha az harcamışız. ama gelir? 2014'ü baz alırsak yine gelirimiz 50 milyon dolar seviyelerindeyken 2016 sonunda bu gelir durumu 25 milyon dolar seviyelerinde. yani 2014'de harcama 75 - gelir 50. 2016'da harcama 50 - gelir 25. %50 kayıp mevcut bu şekilde baktığımızda. bunu buraya bırakıp diğer konulara da değinelim biraz.
    geleceğim yer riva - florya. bu taşınmazlarımız için genel kurul yapılmadan 1 ay kadar önce sayın başkan ve bazı yöneticileri tüm üyelere ulaşmayı hedefleyerek farklı toplantılar organize ettiler ve anlattılar bu projeleri. dediler ki "500 milyon dolar gelecek". bir çoğu da buna ikna oldu. ama anlaşma emlak konut'la yapılmıştı ve emlak konut ceo'su da aynı konuda "500 milyon tl" rakamı vermişti. o dönemde çok kişiye bunları ulaştırmaya çalıştık ancak muhalif üyelerin kulübün içerisinde sesi kesildi. sonuç olarak 47 ret oyu ile bu anlaşmaya genel kurulumuz onay verdi. sonrasında yaşananlar büyük çoğunluğun malumu, fatih altaylı'nın yazısı vs.
    diğer bir konu forma sponsoru. bizim en önemli gelir kaynağımız marka değerimizdir kesinlikle. bu marka değeri türk futbolunun marka değerinden, bu ülkedeki sözde rakiplerimizden yada diğer dış etmenlerden tamamen bağımsızdır. galatasaray markası dünyanın bildiği, tanıdığı bir markadır. asya bozkırlarından brezilya'nın kenar mahallelerine, paris'in en lüks kafelerinden japonya'nın en hareketli alanlarına kadar galatasaray ismi dünyaya yayılmış ve globalliğini defalarca kanıtlamıştır. bu markanın lokomotifi kesinlikle futbol a takımı'dır. ve futbol a takımının en önemli gelir kalemlerinden birisi de forma sponsorluklarıdır. kısa süreli en yüksek geliri getirecek anlaşmalar yerine görevde bulunan yönetim öncelikle piyasaya yeni yeni girmeye çalışan, kendi bütçesini oturtmamış "garenta" isimli bir araç - filo kiralama şirketiyle anlaştı. alınan reklam payı beşiktaş - fenerbahçe gibi bu ülkedeki sözde rakiplerimizden az. sonra gitti, dumankaya firması ile anlaşmayı yaptı. dumankaya ile yapılan anlaşma karşılığında daireler alınacaktı bu firmanın projelerinden. ancak tamamı kulübün üzerine alınamadan dumankaya fetö soruşturması kapsamında kayyum atamasına maruz kaldı. şimdi de nef. bu firmalardan alınan bedellerin düşüklüğü bir yana, ülke içerisinden alınacak her reklamda yarın garantisini kimse size veremez. yarın nef firmasının aynı şekilde kayyum ataması ile bitirilmeyeceğini kim garanti edebilir? ayrıca, ülkeden gelebilecek gelirler yerine dışarıdan, yabancı sermayenin ilgisini sponsorluklarla galatasaray'a çekmek bu globalliğe daha yakışır bir durum meydana getirecektir.

    bu bilgiler ışığında mali olarak da galatasaray'ın yanlış yönetildiği ortadadır ve bu yönetimin mali olarak da ibra edilmemesi gerekmektedir.

    -

    valla yazarken yoruldum. kulüp üyesi olsam, şunu konuşma metnim olarak belirleyip çıkıp kürsüde konuşsam alkış kıyamet indirirler kürsüden. * (beğendiklerinden değil, adettir konuşmasını istemedikleri bir üye çıktığında konuşmasına başlarken alkışlar başlar bir nevi "tamam yeter" demektir o şekilde indirirler.)
    velhasılı, ibra edilmemelidirler. ancak ibra edilecekler. en fazla (ki sanmıyorum ama ütopik bir tahminde bulunayım) dursun aydın özbek'e "yönetimini değiştir, seçime git" baskısı yapılır. ancak o da çok uzak olasılık.
    şunu da ekleyeyim, dursun aydın özbek ve saz arkadaşlarının görevde kalacağı 1 sene daha sonrasında galatasaray diye bir şey kalmayacak büyük olasılıkla. galatasaray'ı kurtarmanın ibrası yapılacak. ibra etmemek kurtuluş ama bunu "bakkal" zihniyeti ile çalışmayı başarı zanneden "derin galatasaray" dediğimiz yapının bu bakkal zihniyetini galatasaray'ın kurtuluşu olarak gördüğü yerde yapılacak hiç bir şey yok...

    ulan galatasaray... anlatacak o kadar çok şeyim var ki sana...
  • 77
    herkesin görüş bildirdiği fakat kimsenin harekete geçmediği, geleceğimizi belirleyecek toplantı. bir kişi çıkıp demiyor ki; lütfi kırdar yakın, basıp gidelim. hiç bir şey olmasın ama biz duruşumuzu belirtelim ama yok. ancak twitter denen saçma sapan bir uygulama var oradan herkes konuşuyor, herkes tepki gösteriyor. çünkü efendiler, başka galatasaray yok diye bir yerlerini yırtan saygıdeğer kardeşlerim, ağabeylerim, ablalarım, dostlarım hepimiz tepkilerimizi sanala indirgemiş, herkes obez bir şekilde sadece konuşuyor. diyet yapıp, spor yapmayan obezler gibiyiz. yemiyoruz, içmiyoruz oturduğumuz yerden bir şeylerin değişmesini bekliyoruz.
    haydi ben yarın mesaiden kaçayım, eve dahi gitmeyeyim, tutuklanmayı da göze alıyorum, toma altında kalmayı bile hatta göze alıyorum. var mı gelen?
    saysan üç, beş kişi. sonra vay efendim ''galatasaray elden gidiyor, gitmemesi adına ne yaptık?''
    yapılacak olanı birbirimize iletiyoruz ama kimse yapmak için harekete geçmiyor.
  • 192
    galatasaray tarihine kocaman bir kara leke olarak kalacak olan toplantı. sözlük yurt dışında yaşıyorum. zaman zaman küçük küçük boykotlarım olmuştur sevgili galatasaray'a. bazen de biraz daha büyük boykotlarım olmuştur.
    ben bir galatasaray taraftarıyım, tıpkı sizler gibi. fakat bu son 3-4 sene takip ettiğmiz tüm genel kurullarında taraftara atılmayacak hakaretler ve sözler söylendi. bizi yıpratmaya çalışıyorlarsa bende başardılar bunu. yıprandım ve bittim. bitkinim artık. gücüm kalmadı. her genel kurulda bizlere laf atılması beni bitirdi. bravo!

    fanları kontrol almak lazım'dan, bizler elitiz herkesi galatasaray'a üye yapmayız'a hersey söylendi bize. bir küfür etmedikleri kaldı o da yakındır.
    ben bunları kendime hakaret olarak sayıyorum.
    bugün de "aklı selim olan ibra edecektir" lafı son damla oldu bende. bunların hepsi bize hakarettir. bizim tarafımızda olan ali güvenç kiraz'a bile 5 dakika konusma sınırı koydular, sırf bizden olduğu için.

    ya bile bile büyük hatalar yapılıyor kulüpte. 7 yaşındaki kuzenim neden serdar aziz'i aldık abi o hep sakat dedi vallahi dedi. bu sadece bir örnek. transfer edilen oyunculara gereğinden fazla verilen paralar. tutmayacak projeler, maç yapmadan ayrılan izlandalı ve alman. podolski'ye gelen 7m luk teklife hayır deyip altı ay sonra 2 milyona satmak.
    allah var yukarda burak yılmaz resmi olarak 8 milyona gitti ama söylentilere göre 5e gitti ve kalan 3 milyon da birilerin cepleri dolmuş, nekadar doğru bilemem. anlatmak istediğim say say bitmeyen bariz hatalar.

    ben küçükken galatasaray'a üye olmak bedava sanırdım sebebi ise sevdiğim ve saydığım bir abim bana büyüyünce üye olacakmısın diye sorduğu için. üyelik diye birşey olduğunu bilmiyordum bile. saf saf olacam demiştim bende. nerden bileyim o yaşlarda benim elit olmadığımın. gerçi hala elit değilim. yahu sinan engin'in kızı bile üye oluyor ben olamıyorum. bu resmen yüzüme kocaman bir tokat.

    bu sezon öncesi galatasaray manchester united ile hazırlık maçı* yapmıştı isveç'te. o maç benim tribünden izlediğim ilk galatasaray maçımdı. hiç fırsatım olmamıştı malesef, taki o güne kadar. gencim daha ondandır belki de. şanş o ki iş yerinden de izin alamamıştım. istifa edip gittim maça. allah var yukarda yalan söylüyorsam. ama bu fedakarlığa "fanları kontrol altına alın" denilebiliyor.

    son sözüm. ben bırakıyorum bu sevdayı. elitciler tepe tepe kullansın kulübü ben bırakıyorum. dönüşü olur mu bilmiyorum ama bırakıyorum. aldığım tüm galatasaray ürünlerini de elden çıkaracam.
    galatasaray'la geç tanışan bir arkadaşım ürünlerimi kıskanırdı, ona mesaj attım hepsini istiyormusun diye. yarına kadar geri dönmezse gerçekten durumu olmadığı için ürün alamayan bir taraftara vermek isterim ürünlerimi. konu buraya kadar gelirse tabiki, sizden yardım isterim ozaman.

    yarın moderatörlere hesabımı kapatın diye de mesaj atacam. mümkünse tabi.

    benim hakkım varsa sizlere helal olsun. siz de hakkınızı helal edin.
  • 66
    galatasarayı ya da kendi çıkarlarını düşünenleri ortaya çıkartacak olan toplantıdır.

    dursun aydın özbek yönetiminin başarısızlığı bu kadar net bir şekilde ortadayken, ben bu yönetimden razıyım diye parmak kaldıranlar galatasarayı düşünüyor olamazlar. bilmediğimiz ne olabilir. neyi gözden kaçırıyor olabiliriz. hiçbir şeyi. her şey gün gibi ortada. idari açıdan da mali açıdan da muazzam derecede fiyaskolarla karşılaştık. her şeyi geçiyorum, daha ne olabilir ki diyebileceğimiz bir şey kalmadı artık. her türlü rezilliği yaptılar. yazıklar olsun yönetime de yönetimden razı olana da.
  • 131
    biraz önce dursun özbek, galatasaray'ın yönetimini uefa'ya teslim edeceğini ima eden sözler söyledi. 2018'den 2019'dan sonra uefa'yla anlaşmalar yaparak mali disipline girileceğini söyledi. "şu kadar transfer yap, şunu yapma, bu kadar harcama yap diyorlar, ben böyle bir anlaşmayla galatasaray'ın mali disipline gireceğini düşünüyorum, bu görüşmeleri de sürdürüyorum" gibisinden bir şeyler ekledi. söylediği bire bir böyle değil, çünkü cümle kurmuyor, cümlelerin sonu gelmiyor, abuk bir sözler bütünlüğü çıkıyor. cümle haline ben getirdim.

    ey dursun özbek, galatasaray'ın kaç oyuncu transfer edeceğini bir kurulun emrine vermek mi bulduğun çözüm? ben kendimi yönetemiyorum gelsin uefa bize, ffp'den ayrı sınırlar koysun, mali disiplin böyle sağlansın mı senin yapacağın iş?

    umarım ben yanlış anlamışımdır bu konuşmayı. daha doğrusu konuşamamayı.
  • 21
    kimse kusura bakmasın ama bu toplantıda yönetimi ibra ederlerse galatasaray'la falan işim olmaz. biz bu kulübün kazandığı kupalara ve başarılara değil, kültürüne ve geleneğine aşık olduk. 19 mart 2017 itibariyle levent nazifoğlu'nun yaptığı açıklamalar sonucunda hala o kulüp üyeleri bu adamları ibra ediyorsa, demek ki hiç ümit kalmamış demektir. kulüp satılana veya adam akıllı bir yönetim gelip işleri yoluna koyana kadar utancımdan kafamı yerden kaldıramam.
  • 23
    çeşitli sosyal medya hesaplarında, ibra oylaması için mali kurul öncesi, protesto yürüyüşü fikri mevcut, gerçekten bu protestoyu uygulayabilirsek, oy kullanacak üyeler üzerinde etkimiz olabilir, biz de elimizi taşın altına koymuş oluruz, sosyal medyanın önemi büyük oradan bir protesto kararı çıkmasa dahi biz buradan bir şeyler yapabiliriz böyle bir organizasyonu hayata geçirmeliyiz diye düşünüyorum, sözlük yönetimi bu işe bi el atsa başlık açılsa sol framede sabitlense 1 haftadan az kaldı son umudumuz olabilir, belki de 16 nisan öncesi galatasaray'ın kurtuluşu bir ilham bile olabilir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın