2011-12 Hazırlık Maçı
23:30 Santiago Bernabeu
2 - 1
  • 227
    iyi maç oldu.özellikle ilk 20 dakika koca real madrid'i seyircisinin önünde rezil ettik desem abartı olmaz herhalde. he sonrasında adamlar top göstermedi uzun süre ama o da olacak real madrid bu. ronaldo,kaka bilmemne. 1 haftaya neymar bile eklenecek. o statta seyircisinin önünde 3-0 yenmemizi beklemiyordunuz herhalde. daha geçen hafta barcelona yenemedi bu takımı, 2-2'yi zor kurtardı. dolayısıyla şu aşamada çok memnunum takımdan. ama şimdiden siktirgit be güzel kardeşim diyeceğim adamlar kendini belli ediyor. özellikle çağlar birinci çok sırıtıyor takımda. bu sınıfın adamı değil. o açık. gökhan zan da aynı şekilde. ama takımın kalanı çok iyi bence. özellikle yabancılar cuk oturmuş. podolski de geldiğinde şaha kalkar bu takım.
    podolski'nin gelişiyle kazım sağa, eboue sağ beke, ujfalusi stopere, gökhan zana kenara, fatih hoca da bazı inatlarından kurtulmak için birkaç günlüğüne psikoterapiste gittimiydi şukela olur bu takım.
    not: engin seni sevmedim oğlum. suratında bi hinlik var, çözemedim. az sonra bi bok yiyecem de takımın anasını s...cem dermiş gibi bakıyosun.
  • 229
    çok güzel bir maç oldu. servet çıkana kadar ki tahminen ilk 20 dakikaydı gayet iyi oynadık. ne ezildik ne direndik aslanlar gibi mücadele ettik. real madrid'i evinde zaten anca barcelona yenebildiği için mağlubiyet cidden üzmedi beni. defansa gelince önümüzdeki sezon türkiyede oynayacağımız için transferin çok da elzem olduğunu düşünmüyorum. son olarak muslera'ya sonunda kaleci gördük dedirttiği için teşekkürlerimi arz ediyorum.
  • 231
    kazanmışız kaybetmişiz,iyi oynamışız kötü oynamışız herşeyi bir yana bırakalım.ama farkında mısınız biz bugün real madridle maç yaptık.kim özlememişti ki böyle bir atmosferi?maçı izlediğim kafede gol attığımızda ortalık yıkıldı resmen,hem de sadece bir hazırlık maçında.sırf böyle bir organizasyon ayarlandığı için bile yönetime teşekkürü bir borç bilirim.
  • 233
    maçın sonucu, ortaya konulan performans kesinlikle ölçü alınmamalıdır. yeni bir takımız. oyuncuların çoğu birbirini henüz tanımıyor, bir çoğu ilk defa bir arada oynuyor. bu takım eğer olurda lig başlarsa onuncu haftadan sonra tam anlamıyla oturacak ve coşacaktır. bu maçın ilk 20 dakikasında bu sinyalleri vermiştir.

    aynı maçı önümüzdeki yılın sezon başında oynasak sonuç çok daha farklı olur.

    her şeyi bir kenara bırakalım, şikebahçenin avrupadan siktiredildiği gün bernabeu kupasında özel davetli olarak giden, dostça bir mücadele ortaya koyan takımımla bir kez daha gurur duymama vesile olan maçtır.

    maç sonrası o kupa töreninde sabri kupayı alırken şeref tribünündeki ve merdivenlerdeki görüntüler neydi öyle?
    o ayakta alkışlamalar falan, nasıl gurur duymayayım. güzel bir gece, güzel bir maçtı. teşekkürler galatasarayım.
  • 236
    çok uzun zaman oldu aslında. birbirlerini görmeyeli... kimine göre dev ile küçüğün kimine göre iki devin kimine göre de tesadüfün buluşturmasıydı 23 ağustos gecesi.
    dünya'nın en iyi takımına karşı, dünya'ya kafa tutan bir takım. kibirin büyüklüğüne karşı, azmin zaferiydi tüm mücadeleleri...

    23 ağustos 2011 tarihinde bir kez daha karşı karşıya geldiler. yer santiago bernabeu. los galacticos evinde avrupa fatihi'ni ağırlıyor...
    kenarda dünya futbolunun en gözde ismi var, jose mourinho.
    onun bir kaç metre ötesinde de yıllar önce alnındaki terden tüm yüzü ve vücudu ıslak, kazandığı kupa sonrasındaki yorgunluğunu dizleri üzerine çöküp hüzünlenerek anlatabilen bir adam... bir imparator. fatih terim.

    her ne kadar bir dostluk maçı da olsa, karşınızdaki real madrid olunca ister istemez heyecanlanabiliyor insan. sabri'nin ronaldo için söylediği söz geliyor akıllara. " o da insan " hepimiz gibi değil mi sabri? ayda 3-4 trilyonu peşin olarak kazanan insan... topkapı dolmuşlarını, simit yemeyi, misket oynamayı bilmeyen insan.

    maç çok güzel başladı sarı ve kırmızı adına. muslera'nın kendinden emin duruşu ve galatasaray taraftarının " kalede ne de olsa muslera var ifadeleri yüzlerden eksilmiyor. defans her zamanki gibi... önlerinde kapı gibi bir adam. top kapıyor, saklıyor, dağıtıyor... resmen nazire yapıyor karşısındaki cengaver xabi'ye. arkadaşının suratına tekme geldiğinde ilk koşan oluyor yardımına... melo, helal olsun sana. sana demişken cana da yapardı bunları... olsun tutmadı diyelim. selçuk her zamanki gibi, paşalar gibi oynuyor topunu. yan tarafında sabri, sağa sola koşuyor. hele maç öncesi seremonideki heyecanına ne demeli, ne tokalaşabildi hakemlerle ne konuşabildi garip garip... gitti fotoğraf çekilirken sarıldı bir de hakemlere, ah sen yok musun sabri. var ol.

    cim bom, kendine güvendiğinde nasıl oynar hepimiz biliriz, işte o anlardan birinde kazım çıkardı içeriye, selçuk ve kral dokunamadı topa ancak solda olmaması gereken biri vardı, ramos'u ekarte etti selçuk'a " al at da işimize bakalım " dedi, eboue. gol oldu, tıpkı eski günlerdeki gibi... selçuk golü attıktan sonra imparator'a dönüp " gördün mü " diyerek altı pası gösterdi. önceden konuşmuş gibilerdi golü...

    kendini golün sarhoşluğuna kaptıran sarı ve kırmızı, duran toptan golü yedi sonra... adamlar dediler ki " bunlar kafa vurmayı bilmiyor " sürekli denediler sonra, mourinho'nun bile çözemediği garip karakterimizi.

    derken 2 oldu, 3 olacaktı. iyi oynadık maçta, genel olarak beğenmiştir taraftar takımını. sonuçta rakip madrid. ne bekliyorduk ki?
    içimizden çok şey bekledik ama olmadı aslında. biz hiç bir şey beklemezken neler verdi bu takım bize, bir de onlar veremesin kaç yazar ki?

    öylece bitti bir devlerin kapışması, bir maceranın daha sonuna geldik. maçın son düdüğüyle terim-mourinho sarılması da bir o kadar candandı ki sormayın gitsin.

    teşekkürler galatasaray, futbolun aşk-ına tutkunluğumuzsun.

    http://ask-ifutbol.blogspot.com/...met-real-madrid.html
  • 237
    real madrid – galatasaray : 2-1

    çok hareketli bir gün yaşadık, hem de ne hareket. tff, fenerbahçe'nin şampiyon ligine gitmemesine karar verdi. bu konu çok uzun hem de çok. bu yüzden biz kendi maçımıza bakalım.

    real madrid be abi, iki gün önce benzeri bir maçta barcelona napoli'ye gol yağdırınca ulan acaba bizim de başımıza gelir mi diye nedişe etmedik değil. endişelerimiz boş çıktı, galatasaray gayet makul bir oyun oynadı, hani haddini bilerek derler ya.
    böyle takımlarla oynamak çok iyi, çünkü gerçek sorunlarınızı net görmek mümkün oluyor. zayıf noktayı bulup oradan işi bitirebiliyorlar. tabii bir de yanıltıcı yönü var bu tip maçların, oyuncuların ekstra konsantrasyonu.

    galatasaray topa sahip olur, pas yaparak, kanatları kullanarak rakibinin üstüne gitmeyi denedi. başarılı oldu da denebilir, göreceli olarak. attığımız gol mesela, eboue muhteşem getirdiği topu, çok iyi bir pasla bitirince selçuk inan ön direkte golü attı. bu golde altının çizilmesi gereken iki nokta var. biri eboue'nin topu getirişi, diğeri de selçuk inan'ın altı pasın içinde oluşu. güzel.

    galatasaray henüz dengeli bir takım değil. bir bacağı topal oynuyor henüz. mesela geçen maçta da yazdığım gibi, rakip sahaya yerleşilip pas yapılmaya başlandığında sabri sırıtıyor, çok pas hatası yapıyor. aynı sabri rakip bizim sahaya yerleştiğinde çok daha faydalı oynuyor.
    rakip sahaya yerleşip pozisyon bulmakta zorlanıyoruz. dar alana sıkışan oyunda her şeyi denemek gerekir. topu kanatlara atarsın, göbekten ikiye birlerle delmeye çalışırsın, uzaktan şut atarsın, duran toplarla pozisyon ararsın. galatasaray sadece topu kanatlara atabiliyor. kanatları rakip kapattığında haydi topu en geriye oynai oradan bir daha oyun kurmayı dene. sıradan ve hiç çıkma derdinde olmayan takımlar karşısında ligde iş yapabilir ama iyi takımlara karşı zorlanır takım.
    göbekten gidemiyoruz çünkü baros duvar olabilicek bir oyuncu değil. rakibi 18 içine, üstüne hapsettiğinde sürekli pozisyon bulunurken baros işi bitirir. veya kontra ile çıktığında baros yine işi bitirir ama mıy mıy pas yapmak zorunda kalındığında baros ne yazık ki devre dışı kalıyor.
    uzaktan şut atamıyoruz, bu toplara vuracak adam sadece selçuk inan, bir tek adam yetmez. o da şut atmayı fazla düşünmüyor zaten.
    arda gittikten sonra topu taşıyan adamımız da kalmadı, ya böyle bir adam alınacak ya da topu tutan santrafor alınıp selçuk'u daha ileri sürecek hoca. melo'nun rakip 18'e yanaşması güzel, aurelio gibi üçüncü stoper oynamıyor, güzel.

    savunmadaki sıkıntılar sürüyor. zan ve servet dün yine çok hata yaptı. özellikle zan. her aldığı topu rakibe verdi, adamını kaçırdı falan, benim hayal kırıklığı olmayı sürdürüyor.
    fakat dün kabak gibi ortaya çıkan asıl sorun duran toplarda verdiğimiz pozisyonlardı. her topa real vurdu. gollerden birini böyle attılar, bomboş kaldı ramos. hem de çok basit bir aldatıcı koşuyla.
    fatih hocanın bu sorunu çözmesi şart. belki bu sene avrupada yokuz ama en kötü takımın bile gol atabileceği en büyük imkan duran toplardır. ve bu işi bu sene takıma öğretemezse seneye avrupaya gittiğimizde öğretme şansı yok.
    rijkaard döneminde bu sorun çözülmemiş, çalışılmamış ve çok başımızı ağrıtmıştı. hagi geldikten sonra bariz bir düzelme oldu ama yine de bitmedi. fatih hoca bu konuya eğilmeli.
    sadece savunma yönünde değil, hücum yönünde de çok çalışılmalı, eksik kalıyoruz.

    kaleci muslera. sanırım galatasaray açısından yılın transferi.

    kadro açısından sıkıntı yok bence. her zaman söylerim, ille de transferle çözülmez sorunlar. içerden de halledilebilir, taktik değişikliklerle. tabii ki ideale ulaşmak için transfer yapılırsa daha güzel olur. kadromuz itibariyle şöyle bir kadro düşündüm. muslera – sağ bek sabri-sol bek balta- sol stoper servet – sağ stoper ujfalusi – orta saha göbeği selçuk + melo – sağ açık eboue – sol açık podolski (bitti diyorlar) – santrafor baros (başka biri alınmazsa) -arkasında kazım. olamaz mı, olabilir.

    şimdi ligi bekliyoruz artık ki ne olacağı da çok karışık. allah hayırlısını göstersin.
  • 239
    her ne kadar bir hazırlık maçı olsa da gayet ciddi bir şekilde oynanmış ve seyir zevki yüksek bir mücadele ortaya çıkmıştır. aynı zamanda real madrid ile en güncel olarak oynadığımız maçımızdır.

    4-2-3-1 şeklinde sahaya dizilen ilk on birimiz;

    muslera

    tomas ujfalusi (dk. 88 semih kaya) - servet çetin (dk. 28 çağlar birinci) - gökhan zan - hakan balta (dk. 75 emre çolak)

    felipe melo (dk. 58 ceyhun gülselam) - sabri sarıoğlu (dk. 58 ayhan akman)

    kazım kazım (dk. 75 aydın yılmaz) - selçuk inan (dk. 58 serkan kurtuluş) - emmanuel eboue (dk. 58 engin baytar)

    milan baros (dk. 46 johan elmander)

    (u: maçı tamamlayan kadro muslera, serkan-semih-gökhan-çağlar, ceyhun-ayhan, aydın-engin-emre, elmander)

    real madrid;

    antonio adan

    sergio ramos - varane (dk. 46 raul albiol) - pepe (dk. 46 carvalho) - coentrao (dk. 77 arbeloa)

    di maria - xabi alonso - kaka(dk. 46 mesut) - marcelo

    higuain (dk. 46 ronaldo) - callejon (dk. 46 benzema)

    şu kadrolara rağmen gayet de iyi oynamıştık. elbette bu maç bizlere referans olacaktır.

    unutulmasın...
App Store'dan indirin Google Play'den alın