• 1
    biraz mübalağa ile kulüp için bir çağın kapanıp yeni bir çağın açılmasını müjdeleyecek karşılaşma.
    https://thefordhamram.com/...ions-league-logo.jpg

    katacağı katma değer, kazandıracağı itibar, yapacağımız son birkaç transferin kalitesi olarak bakarsak her şeyimizi vermemiz gereken maç.

    kasık bırakacaksak, adele atacaksa, kramptan öleceksek o maç bu maç.

    maça dair:
    rakip eğer tur atlamak istiyorsa ilk maç mutlaka belli zamanlarda açık oyun oynayacaktır. iki 90 dakikada tamamen kendi sahasında karşılaması bana olası gelmiyor. ilk maç mutlaka belli dilimlerde hücumda reaksiyon vermeyi deneyecekler. 0-0 ile ıstanbul’a gelirlerse bile işleri çok zor. dolayısıyla biz kontrollü ve agresif bir futbolla gol yemeden galibiyetle dönmeyi hedefleyeceğiz.
  • 3
    galatasarayımızın ve okan buruk’un önümüzdeki senelerini büyük ölçüde etkileyecek, eğer kazanılması dahilinde yönetimin ve erden timur’un koymuş olduğu gelecek vizyonuna büyük katkı sağlıyacak, galatasarayımızın tarihi tekrardan yazma yolunda en önemli maçlarından biri olduğunu düşünüyorum.
    ulan yazarken bile gözümden yaş geldi, şimdiden öyle heyecanlıyım.
    o zaman ne diyoruz;
    https://youtube.com/...zpqZyM?feature=share
  • 8
    maçı tv 8,5 verecek diyen arkadaşlara istinaden, aynı tarihte ve saatte başka bir maç canlı yayını gözükmekte.

    https://www.tv8bucuk.com/yayin-akisi/23-08-2023

    bunun haricinde zor maç olacak. inşallah ilk maçtan işi bitirebiliriz. her zaman ki gibi bu maçta kerem aktürkoğlu na büyük iş düşecek. çünkü diğer kanatta ki barış alper yılmaz ın çevre kontrolü hala zayıf.
  • 12
    https://twitter.com/...605340325663160?s=20

    galatasaray molde maç yazımı amatör oluşumumuz risultato ımportante'de yayımladık. biraz uzun oldu ama ilgilisini merak edeni linkten ulaşabilir. burada yer veremediğim pek çok gif vb detayla orada renklendirmeye çalıştım. :)

    okumak isteyene buraya da amme hizmeti;

    dün galatasaray için sezonun en önemli maçlarından birisi oynandı. şampiyonlar ligi play-off turu’nda molde’ye konuk olan takımımız sezonun geri kalanında hem transfer hedeflerini, hem oyuncu motivasyonunu hem de avrupa’da başarı hedefini bu maçta gelecek sonuca göre gözden geçirecekti. hatta alınacak bir mağlubiyet homurtuları da arttıracaktı. ama öyle olmadı. kuzeyden haber geldi, kalite konuştu 2-3.

    okan buruk ve ekibi maça taktiksel olarak ve oyuncu tercihlerinde biraz hazırlanmış, biraz ise sınıf kalmış olarak başladı. ilk 11 kurgusunda en önemli değişiklik olarak yunus akgün göze çarpıyordu. yunus ve kerem kanatlardan içeri kat eden iki kanat oyuncusu olarak hücumun ana planındaydı. zira savunmada 5’li duran molde’nin kapattığı yan çizgilerde oyuncular kaybolma riski taşırken içeri doğru kat ederek oyun parselizasyonunu rakibine göre biraz daha farklı yapmaya çalıştılar. yunus’ta nitekim bunda biraz daha başarılı oldu. galatasaray adına son gol hariç tüm oyun aksiyonlarının içinde de kendisi vardı. ilk golde alınan frikik, ikinci golde asist, verilmeyen var kontrolüne takılan penaltı vb…

    öte yandan işin savunma boyutunda bekleriyle önde oynamaya alışkın galatasaray bunun orta sahadan demarke şekilde bindirerek gelen kanat beklerin varlığının mevcut oyun planına en büyük tehditlerden biri olduğunu da görmüş oldu. özellikle sascha boey alışık olunmadığı kadar kademe hatası yaparken, ilk golde duran topta alanını savunamadı, ikinci golde ise demarke şekilde koşuyla içeri sızan haugen’i engelleyemeyerek 2 gol yenmesine katkı sundu. bir farklı pozisyonda ise yine soldan bindirerek gelen kanat oyuncusunun topunu küçücük bir temas sayesinde bloklayarak kornere attı ve mutlak bir üçüncü golü engelledi.

    mücadelede asıl değişiklik galatasaray’ında aslında 3’lü savunmaya dönüşüyle başladı. kaan ayhan’ın girişi hem oyun temposunun kontrolü hemde demarke gelen kanat bekleri aynı şekilde karşılık verilmesiyle savunma zaafiyeti görece hafifledi. herkes maçın 2-2 biteceğin düşünürken oyunu ileri taşımaya hevesli ve istekli tete’nin uzun pası, barış alper’in indirişi, ıcardi’nin yıkılmayışı ve midstjo’nun pek çok zaman yaptığı akıllı half space koşuları tabelayı 3-2 lehimize çevirmeye yetti.
    maç boyu aslında kalitesinin altında kalan ve rakibin üstünlüğüyle mücadele eden galatasaray kaliteli ayaklarıyla sakin kalarak skoru almasını bildi.

    şüphesiz ıcardi’nin attığı ilk gol psikolojik bir etki bıraktı molde üstünde. başka bir gezegenden gelmiş gibi kilo fazlası olmasına ve suni zeminde denge sorunları yaşamasına rağmen müthiş bir bitiricilik örneğiyle esnedi ve golü attı. farklı bir ismin sakatlanması işten bile değildi. yakalan momentumda mertens’in ıcardi’nin nefis pasında kaçırdığı gol ise tamamen suni zemine bağlanması gereken bir durum. zira tekrarlarında da görüldüğü üzere mertens topa çok temiz dokunmuşken zemine değdikten sonra hızlanan ve kavis alan bir durum söz konusu.

    şimdi önümüzdeki hafta salı günü (29 ağustos 2023 salı) galatasaray molde’yi rams park’ta ağırlayacak. kendi evinde, kendi zemininde, kendi taraftarlarının desteğiyle ve savunmanın önünde little general lucas torreira’sı ile iyi bir momentum yakalayarak bir süredir özlediği şampiyonlar ligi gruplarına katılım hakkı elde edeceklerini düşünüyorum. bir ihtimal olarak 3’lü savunma ile başlaması dahilinde turu çok daha erkende kopartabilecek bir yapıya sahip galatasaray.

    son parantez olarak ise tete’den bahsedelim. brezilyalı oyuncu yaklaşık 15 dakikalık mücadelesinde oldukça iyi sinyaller verdi. pek çok kişi tarafından beklenenin aksine sadece tipik içe kat eden sağ kanat forvet olmadığını, oyun kuracak görüşünün olduğunu ve gerektiğinde savunmaya kadar gelerek sorumluluk alıp top çıkarabileceğini de ispatladı. artan antrenman sayıları ve maç tecrübeleriyle galatasaray’ın oyununa daha fazla uyum sağlayacağını düşünüyorum.

    şimdi molde rövanşına kadar gündem galatasaray’da sergio ramos, salih özcan ve çilek bir 8 numara. çilek 8’in türkiye’ye inişi eylül’ün ilk bir iki gününü bulacaktır. ancak diğer iki isim konusunda hareketli günler yakın görünüyor. hatta belki de kuzey’in yanı sıra gurbetten de bir haber vardır!
  • 15
    şampiyonlar ligi gruplarına son bir adım kala galatasaray, deplasmanda molde'ye konuk oldu... gruplara daha iki maç vardı ama molde stadında takımlar sahaya çıkıp, şeref tribünü önüne dizildiğinde "o mahur beste çalmaya" başlayınca özlemle "ağlaşmayan" galatasaraylı var mıydı acaba?

    bizler ait olduğumuz lige yeniden dönmek istiyorduk ama norveçli ev sahipleri de sadece bir kez boy gösterdikleri devler ligi sahnesine tekrar ayak basmak niyetindeydiler, ki bunu hem sahadaki topçuları hem de taraftarları "fena halde" arzuluyordu.

    takımla sene başı kamplarda yer alan, hafta içi antrenmanları titizlikle takip eden teknik adamlardır, onların tercihlerini sorgulamayı "ukalalık" olarak görenlerden olduğum için, torreira'nın yokluğunda sahaya berkan'ın çıkmasını da, yunus'un ilk onbirde başlaması da hiç ama hiç umurumda olmadı, zira her futbolcunun hayali olan bu arenaya son adım kalmışken, herkesin formasını ıslatacağına inanırım... lakin, galatasaray geçen sene dahil, en kötü oyun başlangıcını molde karşısında yaptı. neydi bunun sebebi?
    öncelikle zalgiris'ten sonra bir kez daha suni çimde mücadele etmek zorunda kaldı sarı-kırmızılı topçular. biraz top koşturmuş herkes halı sahada oynamak ile çimenlikte oynamanın farkını çok iyi bilir. mertens'in zalgiris maçında attığı ve puşkas'a aday olan golden sonra da yapılışı itibarı ile ikinci kere yılın golü için podyuma çıkmasını engelleyen etmen sahanın sentetik çim olmasıydı. bu "plastik" yeşilliğin üzerine bir de yağmur yağmış, zorluğunu siz düşünün. ev sahibi buralara alışıktı, üstelik galatasaray daha ligde ikinci haftayı oynamışken, onlar kendi liginde sona yaklaşmaktaydı. daha da ötesi, 7 yıldır aynı teknik ekiple yoluna devam, 2 danimarkalı ve takımın geri kalanının norveçli yerlilerden oluşan "komple" bir takımdı...

    bu şartlar altında molde, karşısında "şaşkın" bir takım bulunca "baskın basanındır" dedi, sağlı sollu kanat ataklarıyla geldi ve kornerden bir golle muslera'nın gol orucunu bitirdi. peşinden "fişi çekmek" içinde pozisyonlar buldu da galatasaray savunması daha dikkatli, muslera gününde olunca, ikinci defa gol sevinci yaşatamadılar tribündeki taraftarlarına.

    ilk 20 dakika içinde sahayı, ortamı, rakibi tanıyan galatasaray, en avantajlı tarafı olan "kalitesi ve tecrübesini" sahaya yansıtmaya başladı ve oyuna ortak da oldu. yunus'un düşürülmesi sonrası kazanılan serbest atışta, geçen yıl direkleri döven sergio oliviera, bu kez moldeli oyuncuyu "dövdü", ondan seken top filelerle buluştu. sonrasında kerem'e ceza sahası köşesinde yapılan faulu es geçen ingiliz hakem belki de sergio'nun ikinci golünü engelledi ama okan buruk'un lecester transferi öncesi "son maçı"nda forma verdiği yunus, ıcardi'ye "al da at" dedi, arjantinli "sihir yaptı", galatasaray öne geçti...

    angelino'nun ara pasında ıcardi'nin topukla dokunuşu, mertens'in aşırtması direği sıyırırken, ah vah çektik de, yunus'un asisti sonrası bir de hanesine gol yazdırmasını var engelledi.
    ikinci yarı başında ıcardi'nin pasında yunus'un rakibiyle mücadelesinde var hakemi penaltı için çağırdı ama ingiliz hakem aleyhimizde karar vererek, bizleri şaşırttı.

    ve sonrasında yine ev sahibi beraberlik için "tüm hatlarıyla" asılırken, kadrolarında bir ıcardi yoktu muslera'yı mağlup etsin, hucumcuları dagları taşları dövdü de, sağ kanattan yapılan orta sol kanada gidip, haugen boş kalınca, onun şutunu ne muslera ne de abdülkerim çıkarabildi.
    eşitlik sonrası okan buruk, mertens, oliviera, kerem'i yanına alıp kerem demirbay, kaan ayhan ve barış alper'i oyuna dahil ederek maça tekrar tutunmak istedi, kaan'la savunmayı üçledi ve rakibin kanatlardan "haldır huldur" gelmesini durdurmak istedi, başarılı da oldu.

    son 10 dakika kala yunus'un yerine tete'nin siftah yapması, berkan'la molde'nin ezeli rakibinde forma giymiş midtsjö'nün değişmesi ile galatasaray dengeyi sağlamakla kalmadı, biraz daha yaratıcı oldu ki, tete'nin kendi yarı sahasının ortasından attığı uzun pasta barış kafayla ıcardi'ye indirdi, "sihirbaz" bu defa "şapkadan başka tavşan çıkardı" göğüsü ile topu önüne alıp, savunmacısını geçti, gol denemek yerine boşta olan midtsjö'ye yuvarladı ve o da moldelilerin belki de sahada en sevmediği kişiden gol yemek onurunu onlara yaşattı.

    kaynak ve maçtan fotoğraflar: http://ultrasmovement.blogspot.com/...e2-3galatasaray.html
  • 16
    neredeyse hiç beğenmedim bizi. bazı küçük planlamalar hoşuma gitse de parsellemede ve hareketlilikte hem savunmada hem hücumda yaşadığımız sıkıntı çok canımı sıktı. özellikle her pozisyonda merkezde bizi itip peşine ekstra oyuncu soktular. bu sebepten 3-2'lik avantajımıza çok güvenmememiz gerektiğini düşünüyorum. adamlar çok net pozisyon buldular ve çok uzun süreler ya ensemizdeydiler y ada kritik anlarda sayısal üstünlüğü alabildiler.

    itiraf edeyim ben molde gibi kurgulandıktan sonra yavaş yavaş kaliteyi parayla artırılması gerektiğini düşünen biriyim. molde takımını değiştirebilirsiniz. burada bahsettiğim isimlerden bağımsız bir makine işlesin sonra oradaki parçaları kaliteli hale getirirsiniz. hem makine herkesi geliştirir gibi bir yerden bakıyorum. bu tabi ki de bizim düsturumuza uymuyor. o yüzden benim bakışım biraz daha depresif gelebilir. veya ben şu anki organizasyonla uyuşamadığım için daha karanlık bakıyor olabilirim. neyse zaten bu sebepten daha çok sadece okuyucuyum.

    ancak geçenlerde bizim trabzonspor maçımızın güzel bir analizini paylaştım. baktım aynı kanal molde maçını da analiz etmiş. analizi çok beğendiğim için bu maç için de paylaşmak istiyorum. insanların ilgisini çekebilir.

    https://www.youtube.com/watch?v=y5mIspAvqPY
App Store'dan indirin Google Play'den alın