• 50
    bornova kyk yurdunda 20 kişilik arkadaş grubuyla yaklaşık 1000 kişinin arasında izlediğim maç.

    lanet olsun. maçla ilgili aklımda kalan inanılmaz kötü oynadığımız. 6-0 lık maçta bile daha iyiydik.

    maç bitmeden ben sinirden odaya gittim. arkadaş grubu geldi dalga geçiyor. bilen vardır, odalarda priz yoktu hiç o zamanlar. yukarıdaki lambadan uzatma çektik, 37 ekran tüplü tv kurduk çanak antenli. tv'de yanılmıyorsam star tv açıktı, adnan polat çıktı galatasaray şampiyon olacak dedi.

    galiba 4 maç kalmıştı. fenerbahçe için 4ü de kolay maçtı. adnan polat'ın gazıyla hem oda arkadaşım hem sınıf arkadaşım olan fenerbahçeli bir çocukla orijinal formasına iddia girdik.

    tabi ki kazandım ama o piç formayı vermedi. kaç sene geçti üzerinden, 2010 da babası vefat ettiğinde mesaj attım, başka da konuşmadım kaypak herifle.
  • 53
    her anını en gereksiz detaylarına kadar hatırladığım bir maçtır benim için. lise 1'e gidiyorum o sene kadıköy birey dersanesi de yeni açıldığı için bazı liselerden burslu üç beş ögrenci istemiş biri de bendim hatta sonraların habertürk fb muhabiri ahmet selim kulla da aynı sınıftayız. dersane hala orada mı bilmiyorum ama bilenler hatırlar altıyoldan aşağı salınca pazar yoluna dönmeden sağda kalıyodu hemen.
    tabi normal bir vakitte bile formayla falan kadıköye gelen bir iki manyak olurdu o sıralar biri de bendim ama o gün giymedim haliyle. atkı takmıştım ama hırkanın içinden çıkarmak ne mümkün.

    kafamda da maç hesapları var. o zamanlar yendiğimiz maçlardan topladığım gazeteleri atmaya kıyamıyordum eve gelir gelmez puan durumundan hesaplar kitaplar işte şunu yenseydik bu maça kalmazdı malatyayı nasıl yenemedik içerde fenerle bari berabere kalsaydık falan.

    neyse maç günü yine dersane günü. dersler öğleden sonra olduğu için maça doğru dersten çıktım. gfb boğadan akın akın iniyo tabi alabildiğine küfürlü tezahüratlar. ben de güzergahımı değiştirip stadın ordan geçip söğütlüçeşmeden binmeyi düşündüm. tabi üçerli beşerli yer yer daha kalabalık gruplar stada doğru gidiyor hem söverek bağırıyolar hem coşuyorlar. köprünün üstüne kadar yürüdüm o sıra bi alkış tufanı falan baktım fb takım otobüsü stada geliyor bir çok futbolcuyu gördüm ama anelkanın kafaya yansıyan güneşten bir onu tanıdım. adamlar coşuyo ben içimden sessiz sessiz akşam hesaplaşıcaz hepinizle diye diye söyleniyorum. nasil kurulmuşum yani istiyorumki takım sırf bugün hissettiklerim için bile olsa bu maçı almalı.

    tabi eve gittim tam da o yaşlarda artık heyecanımın kaldıramadığını düşündüğümden bazı maçları dinleyemiyorum. yani ara ara açıp bakıyorum skora göre tak kapatıyorum hemen. maç başladı baya bi direndim şöyle 25. dakikalarda açayım dedim açmaz olaydım. spiker skoru bi türlü söylemiyor baya bir direndi ama hala kulağımda çınlayan beni yıkan şu cümleyi kurdu "evet fb'nin 2. golünü atan luciano şimdi topu aldı sağa sola bla bla bla" oha dedim lan noldu bize. skoru hala bilmiyorum ama gol atmış olacağımıza ihtimal bile vermemiştim :/
    içimde kopan fırtınalar hani hayallerimiz hani şampiyonluk. 01-02 sezonundan beri bi şey yaşamadık bu sene de giderse daha ne zaman şampiyon olucaz diye düşünürken maçın 4-0 bitmesine bile şükretmiştim çünkü maç koptuğundan açıp dinlemiştim anelkanın bizimkileri dizip sıraya dizip boş kaleye direkten dönen topunu spiker çığlık ata ata anlattıği için 5'i yedik sanıp çekmiştim fişi.

    çok şükür cimbom onu unutturacak öyle zaferler yaşattı ki bu maç buruk bi anı olmasından ziyade sarı kırmızıya bağlılığımı daha da sağlamlaştıran bir tecrübe olmuştu benim için. tabi yine de ertesi gün okulda yaşayacaklarımı kara kara düşünüp zor bela uyumuştum.
  • 47
    bu maçı hatırlayınca hemen birkaç tane güzel söz geliyor aklıma*

    1) son gülen iyi güler https://3.bp.blogspot.com/...5Bhortomagiko%5D.bmp

    2) mağrur olma padişahım senden büyük allah var https://cdn.sporx.com/img/3/2011/mansettt.jpg

    3) finito cokare resultante importante https://www.bitmezat.com/...Product/2067/204.jpg

    4) look at the tabela https://img-s1.onedio.com/...b54cc0910de722b.webp

    5) sonunda iyiler mutlaka kazanır https://www.youtube.com/watch?v=chk9UPk54j4
  • 20
    cok da temiz olmayan mactir. saidou'nun cok basit iki pozisyonda kart gorup atilmasiyla ilgili soylentiler var ve bana da cok sasirtici gelmez acikcasi. ozellikle ikinci pozisyonda aurelio'yu cok alakasiz bir sekilde cekip dusurmus ve oyundan atilmisti saidou. o sirada 2-0 olan mac 4 oldu. ayrica fark daha da artabilirdi, cunku hatirladigim kadariyla alex'in direkten cikan bir sutu vardi. ayni sekilde anelka song ve mondragon'u calimlamis, bos kale yerine topu direge nisanlamisti. aslina bakarsaniz, oyun olarak herkesin dilinde olan 6 kasim 2002 fenerbahce galatasaray maci'na kiyasla cok daha kotu oldugumuz macti. o macta en azindan 2-0'a kadar basabas oynamistik (arif'in sutu falan direkten donmustu), ikinci yari kontrolu kaybetmistik. bu macta ise gol pozisyonlarimizi macin ilk iki dakikasinda hakan sukur ve necati'yle bulup baska da birsey yapamadik. ikinci yarida sadece hasan sas'in kirk metreden bir sutu vardi o kadar.

    ayrica bu macin hakemi olan cuneyt cakir, aziz yildirim tarafindan galibiyetin keyfiyle "turk futbolu yeni bir hakem kazandi" diye ovulmustur. cok degil iki sene sonra, 27 subat 2008 galatasaray fenerbahce maci'nda ayni hakem gokhan gonul'u oyundan atinca tu kaka olmustur.
  • 65
    berbat bir maçtı ama sezon itibariyle en azından güzel biten sezondu. yazın mutluyduk.

    denizli'den gol haberi var denildikten sonra galatasaray'ı candan kandan seven hasan şaş'ın sevincini hiç unutamam. bitmeyen 16 dakika, fenerbahçe' de daum'un çaresizce bakışları.. muhteşem bir sevinçti.

    22 nisan'da oynanan bu maçı 14 mayıs 2006 galatasaray kayserispor maçı sonrası çoktan tarihe unutulması gereken bir maç olarak gömmüştük.

    bir de futbolun kara yüzleri yok mu? ağzıma gelen küfürleri yazıp şuraya, boşuna yazdıklarımı pislemek istemiyorum. bazı şeytanların yıllar sonra bile 2006 şampiyonluğu için neler dediklerini unutamıyorum. şeytan onlar, şeytan..

    ağır bir mağlubiyet aldığımız (oyun olarak ayrıca) bu maçta gerets'in tercihlerini yeniden sorgulamadan da duramıyorum. yine de 22 nisan'daki bu maç sonucu o müthiş sevinçleri sezon sonunda kursaklarında kaldığı için ayrı bir gıcık gülüş yapamadan da duramıyorum.
  • 26
    o sezonun başından beri inanılan, yaşanan, hissedilen ne varsa hepsini yerle bir eden; maça kadıköy sokaklarındaki onlarca "kontrol noktası"ndan dayak yiyerek geçip giren üniversite öğrencilerinden taa amerika'da sabah erken kalkıp umutla maçı izleyenlere kadar tüm galatasaray taraftarına "yalanmışız biz"den başka bir hissiyat bırakmayan maç. gencecik iki kanat bekimizin tabiri caizse maymun oluşu bir kenara, taraftarlığın olanca mantıkdışılığıyla binbir anlam yüklediğimiz o takımın sahada adeta görünmeyecek kadar yokları oynayıp teslim oluşununun yarattığı yıkımı bugün bile hakkıyla tarif edecek kelime bulmak imkansızdır.
  • 28
    o zamanlar evde ligtv falan yok tabi. memur çocuğuyuz ligtv diyince zenginlik gelirdi aklımıza. bizim bi akraba vardı çok da severdim kendisini. babam 1 hafta önceden söz vermişti haftaya derbide onlardayız diye. sevinçten derbi gününü iple çekmiştim. sonuçta senede 2 maç izleyebiliyorduk televizyondan, çocuktuk sonuçta kahveye gidip antep,antalya maçlarını izleyeyim ya da internette link arayayım durumları yok. maçtan 1 saat sonra stadyumdan özet izleriz anca.

    neyse maç günü geldi. babam maçı izlemeye gitmeyeceğimizi söyledi. moraller bozulmuştu, ama napalım bişe diyemedik. çıktık dışarı oyun oynamaya. oyuna nasıl daldıysak maçın ilk 15 dakikasını kaçırdık. kaçırdık dediğim dinlemeyi kaçırdık. skorun 1-0 olduğunu duyunca resmen 1-0 mağlup başlamış gibi hissettim kendimi. haxball'daki gibi 'beyler res atalım' da diyemiyoruz. sonrası malum. yedikçe yedik daha da yiyebilirdik. 6-0 hezimetini canlı yaşamış biri hezimetlerine birini daha eklemişti. o zamanlar durumlarımız kötüydü her sene yenilirdik fener'e. her derbiden sonra okulda dalga geçilirdi bizimle.

    işte biz böyle zamanlarda galatasaray'lı olduk. ezeli rekabet diye bişe yoktu o zamanlarda. her derbide yenilirdik o zamanlar. ama bir gün olsun yılmadık. bu maçtan 20-25 gün sonra mükafatımızı aldık. birliğimizin beraberliğimizin ödülünü aldık. halısahaya bile çağırılmayacak kalitede adamlarla savaşarak şampiyon olduk.

    şimdi bakıyorum da ünal aysal fatih terim'i kovmuş, fatih terim düşmanımızla kanka olmuş. selçuk fener maçında formayı çıkarmış pazubandı atmış, burak 6 yediğimiz real maçında taraftara sövmüş. 4 sene üstüste şampiyon olduğumuz zamanlara dönme hayalleri kurarken galatasaray'a galatasaraylılar çelme takmış. 1 senedir canım acıyordu bu yüzden, yazma iste isteği duydum. umarım geçen seneyi unutup tekrar eski günlere döneriz. biz eski galatasaray'ı özledik.
  • 5
    sonucunda sinirden kuaklarımdan soluduğum bir maç. askerdeyim. eric gerets var bu defa başımızda. daha maçın başında kadrolar açıklandığında uğur ve ferhat denen iki körpeyi gladyatörlerin ortasına bırakıyor belçikalı. nasıl bir acemilik. nasıl bir basiretsizlik. bu adam belki futbolun dahilerinden ama belliki kızıltoprağın cahili, cühelası. nitekim maç başlıyor. maçın ilk on dakikası. 2 net pozisyona giriyoruz. her zamanki gibi. sanki bir senaryo senelerdir vizyona girip son bulup kendini tekrarlıyor. ilk atakları biz yaparız. kesinlikle kaçırırız. on dk geçmez fener bir şekilde o saçma sapan gollerinden bir tanesini atar. o iki net pozisyonda ayhan ve necati elbette ki kaçırıyorlar. olmuyor işte! yine olmuyor... garnizon komutanından tutun yıldızlı subayların bolca olduğu uzunköprü tank taburu gazinosundayım. öyle hazırlanmışımki maça gol atsak yakın bir yerimde duran garnizon komutanını kel başından öpücem. öylesi bir heyecan. ama yok işte. ayhan ve necati kaçırınca yanı başımda bu maça 1.000 tl fenerbahçe lehine iddaa oynamış bjk li arkadaşıma dönüp "bu iş bitti,fim yine sahnede,biz kaçırdık ,onlar atıcak,iddaan hayırlı olsun" diyorum. dakikalar sadece 8 i gösteriyor ben bunları söylerken. ama o iki gol kaçtıktan sonra bu maçların psikolojisini senelerin birikimiyle yemiş bitirmiş birisi olarak eminimki bu maçı da kaybedeceğiz. ve nitekim 4 dk bile geçmeden appiahın golü geliyor.dakikalar 12'yi gösteriyor. kara kısmetsizliğimiz bügünde bir ganalının siyahı ayaklarından başlıyor. ve anelka ile noktayı koyuyorlar. 4-0. kadıköy tribunlerindeki 2500 aslan parçası,ekranları başında milyonlar,yine hüzün yine yıkılan hayeller. kahırlarıma kahır ekleniyor. ama ümidimi kesmiyorum. bu statta ilk gölü bulduğumuzda kesin bitecek diyorum bu seri. 2008'deki lincoln ile daha 2. dakikada gol bulduğumuz maçta bu son ümit kırıntısının da yüreğimden uçup gideceğini hiç bilmiyorum o zamanlar. maç bitiyor. yıkılıyoruz yine!askeri gazinodan ağır adımlarla koğuşa dönüyorum. bitkin, yorgun ve tarifsiz. ama o sene sonunda gelecek olan çılgın ötesi mucize sampiyonluğun bizim olacağının farkında bile olmadan!ne garip...
  • 73
    sürekli uğur uçar ve ferhat oztorun oynadığı icin ne olacakti diye konuşulan maç. o sezon bir çok maç bu ikili ile oynandı zaten. yerlerine oynayacak olanlarda cihan ve orhan ak. ilk yarıda 1 0 yenildigimiz maçta oynamislardi. o maçı dörde getiren, o oyuncular değil, çok ucuz kartlarla bizi 10 kişi bırakan cüneyt çakır oldu. gene yenilirdik ama oyun olarak o kadar ezilmezdik. söz bir sözde uğur uçar için. kafasını kaldırıp, ceza sahası içine havadan ya da yerden pas atan çok iyi bir oyuncuydu. o talihsiz sakatlık yasanmasaydi, çok daha iyi yerlere geleceğinden eminim.
  • 35
    bu maçın öncesinde benim hiç umudum yoktu. emindim yenileceğimizden. hatta farktan bile. nedeni ise gerets'in kontrolsüz hücum anlayışıydı. fenerbahçe ise tam tersi kontrollü futbolun kitabını yazıyordu. bizim bir tek saidou ile savunduğumuz alanı adamlar aurelio-appiah ikilisi ile savunuyordu.

    oyunu kontrol altına alma şansımız zaten yokken bir de üstüne bütün sezon sağ bekte cihan, sol bekte orhan ak ile oynayan takım, bu oyuncuların yerine saraçoğlu'da 50 bin kişinin önüne 18 yaşındaki uğur-ferhat ikilisi ile çıkınca ip koptu.

    fenerbahçe'nin 3 topunun direkten dönüğü maç, benim de 25 yıllık hayatımda izlediğim en korkunç derbi maçıydı.

    gerets'e hep bu yüzden sıcak bakamadım. 2 yılda oynadığı 6 fener maçında 5 mağlubiyet almıştı. tek galibiyetini ise kupada 2-1'in rövanşında asy'de 3-2'lik skorla almıştı. yani o galibiyette bir işe yaramamıştı.
  • 44
    1 hafta önce manisa'dan "lay lay lom fenerbahçe olamazsın şampiyon" şarkısıyla uğurlanan rakibimize adeta ezilerek yenildigimiz maçtır efendim. ilk 10 dakikada 2-3 ciddi pozisyon bulsak da 12.dakikada appiah isimli eski floryalı durumu 1-0'a getiriyor ve aslında maçı da daha o dakika bitiriyordu. devamında 3 gol daha yiyen takımımızı direkler de 3 kez koruyordu.

    sene sonu acısını fena çıkarttık ama bu maç, 20 yıllık serinin 8. halkası olarak kayıtlara geçmişti bile.
  • 27
    son 20 senede fenerbahçe'ye karşı en ezik futbolumuzu oynadığımız maç, buna 6-0 faciası da dahil, hatta söz gelmişken 6-0'lık maçın ilk yarısında arif'in topu direkten dönene kadar fenerbahçe'den daha iyi futbol oynadığımızı söyleyebiliriz.

    fenerbahçe'ye çok yenildik, çok mağlubiyet gördük, ama gerçekleri ortaya koyalım, yensek de yenilsek de futbol açısından oynadığımız maçların %90'ında feneri ezmişizdir.

    "(bkz: galatasaray oynar fenerbahçe kazanır)" diye bir deyim bile oluşmuştur bu olayla ilgili...*

    ama bu maç, 22 nisan'daki maç benim açımdan en üzücü maçlardan birisiydi. sahaya galatasaraylılık ya da galatasaray felsefesi nedir yansıtamamış, kendimizi yaralamıştık.

    allah bir daha yaşatmasın.
  • 8
    maçı bahçelievlerde bir cafede izliyorduk. her şey ilk gole kadar güzeldi. sonra ikinciyi yedik. devre 2-0 kapandı. devre arasında bir şeyler yedik.* maç başladı. bir de o yediklerimden zehirlendim. 20 dakika falan tuvalette geçirdi. eminim tuvalet, maçtan daha güzeldi. içeriden bağırışmalar geliyordu. dedim kesin 3 ü yedik. öyle de olmuş zaten. televizyon başına geçtiğimde 4. golü yedik. üç tane top da direkten döndü. maç bitti. herkes şampiyon olmuşçasına sevindi. ama tarih daha 22 nisandı. bunun bir de 14 mayısı vardı.
  • 7
    maça hatırladığım iki şey vardı. biri maçın heyecanına dayanamayıp uyumak zorunda kalmam * diğeri de alt-üst ve yan komşularımızın tamamının fenerbahçeli olması sonucu bana inat bağırmalarıydı. maç 4-0 olunca bu fantastik dörtlü epey böğürmüş beni uyandırmıştı. daha sonra salona gitmiş ve maçın skorunu görünce öss'ye hazırlanan beni epey moralman bozmuştu. ardından annem mutfaktan bir melek gibi gelmiş ve ağlayan benim kulağıma "sıkma canınını bu sene şampiyon biziz" diyerek içime bir umut serpmişti. maç bitmiş bu fantastik 4 komşum balkondan birbirilerine bağırarak beni kudurtuyolardı. o zaman çok üzülmüştüm ama mayıslar bizim gerçeği tekrardan ortaya çıkınca o üzüntüden eser kalmamıştı...
  • 36
    bu sene arenada izlediğim galatasaray-fb maçından sonra hayatımda izlediğim en rezil derbi maçını oynadığımız bir maç olmuştu bu maç.
    buna rağmen maçın ilk dakikalarında iki tane çok net gol kaçırmıştık, ve ardından 12.dakikada 1-0 yenik duruma düşmüştük.
    neyse, maçı izledim. 4-0 yenildik. maçı izlediğim mekanda febeliler adeta bayram yapıyor, şampiyonluğu kutluyorlar. ben ise yanlız başıma bir köşeye çekilmiş gözlerim dolu dolu şampiyonluğu kaçırdığımıza yanıyordum ve ağlamamak için kendimi tutuyordum.
    tam o sırada üzerinde febe formalı iki yavşak zafer sarhoşluğuyla yanımda geçerek " ooo cimbomlular ağlıyor" diyor, diğer fbli yavşak ise " ağlasınlar " diye ona cevap veriyordu. ben ise tepkisiz kalıyordum olaya, ki normalde ağız burun dalardım bunlara.

    maçın üzerinden üç hafta geçti, biz içerde kayseri ile, onlar ise meşhur denizli maçına çıktılar.
    yine aynı mekanda iki maçıda izliyoruz, biz skoru 3-0 yapınca zaten herkes denizli- fb maçına odaklanmaya başladı.
    maçı izleyen fbliler arasında bana laf çarpan o iki yavşakta vardı.
    derken denizlinin golü geldi, ve hemen ardından aralarında bu iki fb li yavşağında bulunduğu fbli 5-6 kişilik bir grup gözleri dolu dolu ağlayarak mekan sahibine hesabı ödeyerek orayı terk ettiler, tabi bunlar mekandan çıkarken ben ve yanımdaki arkadaşlarım onlara nispet yaparcasına ve onlara bakarak " rerererarara gs gs cim bom bom " tezahüratıyla mekanı inletiyorduk. kuyruklarını kıstırıp kaçtıklarında daha skor 1-1 olmamıştı bile.

    allahın adaleti nasıl da güzel tecelli etmişti o sezon, bu maçı ne zaman hatırlasam aklıma hep bana laf atıp sonra göt olan o iki fb li geliyor ve bir kez daha iyi ki galatasaraylıyım diyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın