• 481
    galibiyete rağmen torrent ve ekibi acilen gitmeli. terim' in gitmesi gecikti, bu defa gecikmemeli. ayrıca ölümden dönmüş tek gözü yarım açık halde oynayan omar'ın kanadınsa kendi kanadını otoban gibi açan ömer bayram kendinden utanmalı.

    takımın içindeki sabotajcılar da derhal kadro dışı bırakılmalı. baban değil teknik direktör değişiyor. profesyonel olamayacaksan da bu işi yapmayacaksın. böyle triplere, gol atılınca yedek kulübesine gelmemeye falan gerek yok.
  • 482
    bu sezon oynadığımız en tuhaf maçlardan biri oldu. futbol anlamında çok kötüydük fakat futbolun şans faktörü yanımızdaydı. zor bir süreçten geçiriyoruz, altın değerinde bir 3 puan oldu.

    torrent özelinde ise yine kötü bir maçı geride bıraktık. teknik direktör olarak sahaya ne kattığını çözemiyorum. göztepe aman aman bir performans sergilemeden bizi sahamıza hapsetti, dakikalarca hücum etmelerini izledi. maça başladığı 11’de sıkıntılı bölgeler, oyuncular belliyken çok geç müdahale etti.

    bu şekilde 1 2 maç idare edilir fakat sezon idare edilmez.

    (bkz: 21 şubat 2022 göztepe galatasaray maçı)
  • 487
    işkence gibi geçen maçtı. sanırım ligimizde ilk defa var'ın adil uygulandığı bir maç izledik. belki izlemediğim maçlarda olmuştur ama bize ilk kez şahit oluyorum.

    maçta 16. dakikada hakem kalecimizi vakit geçirme sarı kart gösteririm uyarısı yapınca dedim yine eyvah! bizim rakiplerin kalecileri uzatmalarda anca uyarı alırdı. tuhaf geldi çok.

    gomis'in 2 golle dönmesi ise güzel oldu. nba'de motivasyonunu kaybeden takımın oyuncusunun şık bir smaç yapması sonrası takımın silkelenmesi gibi bir etki yapar bu maç umarım.

    skor olarak ve adalet olarak hak ettik 3 puanı ama oyun olarak aynısını söyleyemeyeceğim. özellikle son 10-15 dakika haricinde hiç hak etmedik. bu son 10-15 dakikadaki iyi işler oyuncu değişikliğinin mi etkisiydi yoksa göztepe oyuncularının yorgunluğu ve skoru koruma refleksi miydi bunu bize önümüzdeki maçlar gösterecek.

    ömer bayram ise insanı çıldırtır. 100 kez her şeyin içine ediyor ama 1 tane iyi iş yapınca sanki 100 hata olmamış gibi davranıp kaptan olarak ilk 11'e koyuyorlar.

    erick pulgar'ın ise henüz bir artısını görmedim. ilerleyen maçlarda bu hali devam ederse gedson fernandes'i bunun için mi almadık diye eleştiri sesleri yükselecektir. pulgar da haklı. sezon sonu dönecek nasılsa niye kendisini kasıp sakatlık riskine girsin. rölantide rahat rahat takılacak. belki avrupa maçında ekstra davranır.
  • 488
    hem sahada hem de "kenarıda" galatasaraylıyım diye gezenleri üzen maç olmuştur.

    mental açıdan çok zor günlerden geçtiğimiz bir ortamda, deplasmanda ve de 2- 1 mağlup iken son 10 dakikada maçı kazanmak cidden zor iş. hakem efendi de penaltı veriyor bize.. hikayeye bak; penaltılar buz gibi penaltı da şampiyonluk yarışı versek ikisini de vermezdi adım gibi eminim..

    torrent hocanın da artık somut bir şeyler ortaya koyması lazım. tamam kazandık, çok zor bir maç kazandık ama en azından futbolcu seçimlerini bir standarta oturtmalı. bunun dışında acı olan ise şu ki; eğer sabote varsa göz yaşına bakmamalı. birkaç isim var ki yani oturup savunma alınması lazım gibi.
  • 489
    bu maçlık oyun falan konuşmayı istemiyorum. maç sonunda fiziksel üstünlük, yetenek vs konuşturup galatasaray’ın tarihi boyunca yaptığı gibi aldık. galibiz. omar mucizevi geri dönüşünü kazasız belasız atlattı. nelsson, gomis, kılınç sevindirdi.

    takımın sırtından da inanılmaz büyük bir yük kalkmıştır. bu dandik galibiyetin haftaya rize’ye karşı çok daha rahat ve oturmuş bir oyuna yol açacağına inanıyor, torrent/belmas’ı bu haftalık tartışmak istemiyorum. bir de bu maçı kazanmamıza ciddi üzülen bir çok sözde taraftar gördüm. ağlayın. galatasaray kazandı.
  • 490
    bu maçın 73. dakikasında, göztepe 2-1 öndeyken 4 değişiklik oldu. bizden oyundan hiçbir şey yapmayan babel çıktı, gomis ve emre girdi, karşıda da oyuna bizden giden aytaç ve yaşlı jahovic girdi. kalan 20 dakikada, maç 2-3 olana kadar gayet iyi bir futbol ortaya koyduk. her şeyin sebebi var. bu maçta 73 dakika göztepe bizi ezdi, çünkü kadroları bizden fizik olarak daha güçlü, bizden daha istekliler ve takım olarak zekaları daha yüksek. göztepe ilk 11'i bizim ilk 11'den daha kaliteli. kalite her zaman teknik demek değil. halil dervişoğlu baya teknik futbolcu ama topla buluşmadıktan sonra topu boş kaleye yuvarlamayıp ofsayta pas attıktan sonra teknik olsa ne olur ki? ndiaye'yi 10 kere tercih ederim kendisine santrafor olarak. bizden daha teknik yaratıcı bir kadroları olmayabilir ama net olarak kaliteli bir 11leri vardı. bu olay değişikliklerle tersine döndü, oyun ve skor da öyle.
  • 491
    haftalar sonra galip geldiğimiz süper lig mücadelesi.

    oyunla ilgili söylenecek her şeyi zaten yazarlar söylemiş lakin benim takıldığım bir şey var. biz madem sene ortasında dizilişi değiştirip 4-2-3-1 oynayacaktık, neden pulgar’ı aldık? bu adam çok düz bir 6 numara ama çift pivot oynayabilecek bir 6 numara kesinlikle değil. muhtemelen parasızlıktan domenec ‘n’yapalım gelsin o zaman’ deyip kabul etti ama istediği oyuncu real madrid’deki ceballos’tu. zira bizim gedson’dan da önce ihtiyacımız olan oyuncu ceballos gibi ayağı çok temiz, 8-10 arası oynayan yaratıcı bir playmaker. fakat bizim efsane futbol akıllarımız burak ve ışıtan ikilisi, galatasaray’a ihanet etmeyi ve küme düşürmeyi düstur edindikleri için, hocaya pulgar’ı verdiler. ulan madem torrent çift pivot oynatacaktı, konuşup soramadınız mı o zaman niye gedson’u değil de pulgar’ı istiyorsun diye. zira gedson şu an dünyada galatasaray’a alınabilecek en iyi çift pivottan biriydi. daha iyileri elbette var ama bizim alabileceğimizin en iyisi uzak ara gedson’du. ama almadılar çünkü sormadılar arkadaş. dümen çeviriyorlar. fatih hocaya çevirdikleri dümenin bir değişiğini domenec’e yapıyorlar zira bunların derdi galatasaray değil. bunların derdi kendi işsizliklerinde galatasaray’la fm oynar gibi oynamak. domenec boşuna demedi ‘transfer sadece benim tavsiyemle olabilecek bir şey değil, yönetimin alacağı kararlar belirleyici olacak’ diye.

    en sonunda da, hocanın da hiç aklında olmayan pulgar’ı getirdiniz zira kendisi ışıtan’ın icadıydı ve bedavaydı. şimdi de adamın sistemine hiç uymamasına rağmen pulgar'ı oynat baskısı yapıyorsunuz.

    bir de şu var. hatırlarsanız burak efendi, gedson rezilliğini yaşattıktan sonra ellerinin titreyip neredeyse ağlayacak halde apar topar çıktığı gstv yayınında ‘biliyorsunuz bir 6 numara eksiğimiz vardı, pulgar’ı aldık’ demişti. arkadaş sen ne çeşit bir başkansın da çıkıp takım hakkında ‘6 numara eksiğimiz vardı’ deyip hem mevcut oyuncularına giydiriyor hem de teknik analiz yapıyorsun?

    her şeyi en iyi kendisinin bildiğini zannettiği bir başkanın olduğu kulüpte sürekli bir başarı olmaz arkadaşlar, tesadüfi 1-2 tane belki olur ama devamlı olmaz. bunu unutalım. adam bildiğin tarihimizin en kötü en rezil en aciz başkanı işte. çıkıp takımın neye ihtiyacı olduğunun muhasebesini kendi yapıyor. antrenmana dalıyor, oyuncularla konuşuyor falan. sonra biz de çıkıp maçların sonrasında torrent’e falan ‘defolsun gitsin’ diyoruz. sorunu çok başka yerlerde arıyoruz.

    her neyse, bu maçın özelinde, cica ile berkan oyuna girince takım alışık olduğu düzene döndü ve galip geldi. açıkçası cica ile berkan girince rahatladım zira her nasıl ki göztepe’nin ilk yarı bir şekilde gol atacağı belli olduysa, bizim de normal düzenimize döndükten sonra gol atacağımız belliydi.

    fizik olarak iyiydik. torrent teşhisi mi yoksa gönderilen piri’nin meşhur finişe giderken açılan takımlarının açılma zamanı mı geldi bilemiyorum ama bir gelişme olduğu açık.

    bu şekilde ligin bitimine kadar bi’ galip bi’ mağlup devam ederiz. lakin yıl sonunda artık luis campos mu kurar takımı sensibile mi bilmiyorum ama bu burak denen rezalet adamı futbol takımıyla ilgili teknik kararlardan olabildiğince uzaklaştırmak zorundayız. zira bu yapılanları ben galatasaray’a hiç yakıştıramıyorum. sen kulübü idare etmekle görevlendirildin, teknik ekibi seçtikten sonra kenara geçip sadece maliyetlere karışarak olanı biteni takip edeceksin. kötü gidişat olursa da hesap sorarsın eyvallah ama yok 6 numara eksikti yok atanımız ve tutanımız yoktu, yok beklerimiz kanatlardan iyi bindirmiyordu gibi saçmasapan yorumlar yapmaya devam edersen sittin sene bizden bir halt olmaz, bilesin.
  • 493
    ilk yarısı hayatımda izlediğim en kötü galatasaraylardan biriydi. takıma dair tek olumlu şey fizik olarak 90. dakika bitmeyip duraklamalarda baskı kurabilmiş olmamız. zaten ne oldu da 85'ten sonra top oynamaya başladık anlamadım da. duran topla olmayan ilk pozisyonumuz uzatmalarda geldi, gol de, ilk penaltı da duran top organizasyonundan.

    torrent kendisinden önceki oyun kadar dahi top oynatamıyor takıma. bugün belki de ilk kez şans yanımızdaydı, ve ilk kez var bizim lehimize normalde görülmeyen penaltıları gördü. bunlar kaideyi taciz eden istisna‘nın maç sonu yellowredwall yayınında dediği gibi normalde bizim maçtan sonra görüp aa penaltımızı yemişler diyeceğimiz türden pozisyonlardı.

    torrent normal şartlarda pazartesi sabahı ilk uçakla barcelona'ya gönderilmeli derdim ama bu yönetimin bulabileceği en iyi hoca bir önceki hocadır. terim zamanı terim'den daha iyisini bulamayacaklarını toplumca fark edememistik. ama simdi torrent giderse torrent'ten iyisini bulamayacaklarına ben sahsen eminim. elmas yönetiminin görev süresi bir sekilde kısa kesilmeden de galatasaray'ın iyi bir geleceğe sahip olabileceğini sanmıyorum. zaten ortada bir yönetim de kalmadı gerçi, sadece elmas ve ışıtan gün var.

    bu maç ligde kalma yolunda bize nefes aldırdıysa da hâlâ işimiz zor. ilk etapta 27 şubat 2022 galatasaray çaykur rizespor maçı hiç kolay geçmeyecek, sonrasında ise bizden daha iyi takımlar olan konya ve beşiktaş'la oynayacağız, ki konya maçından sonra avrupa maçlarımız da başlıyor. 29. hafta beşiktaş maçından sonraki haftaiçi muhtemelen avrupa ligi'nden elendikten sonra 30. hafta gaziantep deplasmanında olacağız. bugüne kadar oynadığımız futbolun bize gösterdiği 4 maçta 0-1 puan alabilecek bir galatasaray'a işaret ediyor. eğer konya veya beşiktaş'a karşı göztepe'ye karşı oynadığımız gibi mahkum oynar, 45 dakikada 65 pas yapamazsak muhtemelen karşılaşacağımız sonuçlar hiç de güzel anmayacağımız skorlar olur.

    torrent bu takımın başında kaldıkça küme düşme ihtimalimiz mayıs ayına kadar devam edecektir gibi görünüyor. burak elmas başkan kaldıkça da torrent'in gönderilmesi de çözüm olmayacak. allah bize sabır versin.
  • 495
    ilk 11 tercihi kötü olan maçtı. ömer, taylan ve babel nasıl hala 11 başlıyor ben anlamıyorum.

    maçın ilk bölümüne nelsson damga vurdu. muazzam motiveydi. omar çok iyi döndü. kerem her zamanki gibi iştahlı ve iyiydi.

    değişikliklerden sonra ise maça emre kılınç bafetimbi gomis ikilisi damga vurdu.

    takım doğru oyuncularla doğru oyunu oynadığında, atmosfer ne olursa olsun rakibi nasıl sindirdiğini gördük. oysa ki yanlış futbol mentalistesi ile aynı rakibe ezim ezim eziliyorduk.
  • 496
    akan oyunda gol bulamadığımız maç. ilk yarı sonunda gerçekten utandım. göztepe gibi küme düşme potasındaki bir takım karşısında aciz kaldık. hücumu yapamadık değil düşünmedik bile. ayağımızda 10 saniye top tuttuk mu emin değilim. burak elmasa son kez çağrıda bulunmak istiyorum. okan buruk senden bin kat daha fazla bu kulübe katkı sağlamış bir insan. senin kişisel husumetin galatasaray taraftarını ilgilendirmez. eğer aşağılanarak o koltuktan gönderilmek istemiyorsan okan buruk’u takımın başına getir. taraftar avrupa için gelecek için umutlanır en azından. kendiniz gibi vasat altı bir hoca olan torrent’i uygun görmüş olabilirsin ama yol yakınken dön. yıllar sonra hiçbir şekilde iyi anılmayacaksınız. galatasaray taraftarının sana bakışı için tek fırsat, umarım değerlendirirsin.
  • 498
    rezillik. başka bir şey değil, bunun adı rezillik. değil diyecek karşıma gelsin, konuşalım.

    maçın ilk yarısının galatasaray için ısı haritası: https://gss.gs/e03.png

    topla buluşma sayıları: https://gss.gs/ZDu.png

    göztepe maçı pas istatistikleri: https://gss.gs/wqs.png

    ilk 45 dakika topla oynama %70 göztepe, ki eminim ilk yarının bir bölümünde bu oran %80 hatta 85'lere yakın bir seviyedeydi. koca bir 45 dakika türkiye'nin batıya açılan penceresi, bu ülkede futbolu ne olursa olsun oynamak üzerine plan yapmış, ülkenin en çok şampiyon olmuş, avrupa'dan iki kupa getirmiş, ülkenin futbol iklimini belirleyen takımı anlı şanlı galatasaray duran toptan attığı bir golün üzerine yatıp da puan alıp şehrine dönmeye çalışan istanbul'a deplasmana gelmiş anadolu takımı futbolu oynadı.

    ya bizim kalecimiz, inaki pena bu maçta zamandan çalmak için kaleci vuruşu geciktirdi, adını anmaktan artık imtina edeceğim ömer bayram taçı geç kullandı. zamandan çaldık be. o duran toptan gelen bir golün üzerine yatarak maçtan puan almaya çalıştık.

    biz yaptık bunu biz. koskoca, anlı şanlı galatasaray göztepe'ye karşı koca bir 45 dakika attığı golün üzerine yattı.

    düşünün bunu mesela real madrid'in yaptığını, bayern'in yaptığını...

    olmuyor değil mi? oturmuyor kafaya değil mi?

    rezillik.

    içim acıyor, böylesine bir rezillikten dolayı benim içim acıyor. maçı, puanı, düşmesi, çıkması umurumda değil çünkü galatasaray bu değil. galatasaray böyle kalacaksa kümede, kalmasın. oyunu oynayarak, tüm şartları zorlayarak, o galibiyet için saldırarak oynamayacaksak eğer ben istemiyorum ne kümede kalmayı ne puanı ne başarıyı. düşelim.

    oyunu oynayarak kaybetseydik bu maçı yeminle içim bu kadar acımazdı. halen ağzımdaki o iğrenç, leş, vasat tadı atamadım. sabah uyanır uyanmaz bir lokma yemeden bir damla su içmeden üst üste 5 tane sigara içmiş gibi leş bir tat bıraktı bu takımın bu maçta yapmaya çalıştıkları benim ağzımda.

    bakın buyrun baskımetresi maçın: https://gss.gs/BL8.png

    bakın göztepe'nin 2. golüne kadar neredeyse etkinliği hiç olmayan bir takım var sahada, ilk yarıyı da geçtim. ne zaman göztepe 2. golü atmış, o dakikadan sonra bir şeyler yapmaya çalışmışız. yanlış anlaşılmaya mahal vermemek için söylüyorum, göztepe golü 70'de attı, biz 73'te kılınç ve gomis'i sahaya attık, topu ona götüremediğimiz mostafa'yı ve topu ona götürememe nedenlerimizden birisi olan babel'i çıkararak. ki 60'lı dakikalarda cica'yı da sahaya atarak halil'i çıkarınca o aralıkta da cica tek başına biraz daha kıpırdanmış hücumda, berkan'ın da enerjisini düşünerek söylüyorum bunu da.

    yani bir oyun planı yok. daha doğrusu galatasaray'a ait olacak şekilde bir oyun planı yok. şu planla atıyorum giresun istanbul'da bizim karşımıza çıksa ve oynasa (ki oynadı) bir mantığı olur. şu planı herhangi bir küçük takım herhangi bir büyük takıma karşı oynasa, "kendilerince bir plana göre oynadılar" der geçeriz.

    ancak iş galatasaray futbol takımı olunca bu benim ağırıma gidiyor arkadaşlar. ben bunu hazmedemiyorum, kabullenemiyorum, anlayamıyorum. üzerinde galatasaray forması olan bir oyuncu grubunun bu isteksizliği, bu kabullenmişliği, bu beceriksizliği, bu futboldan uzak tavrını sindiremiyorum.

    yani şu olur, sahada bir şey vermeye çalışırsın, oynamaya çalışırsın ve olmaz. rakip bozar, top girmez, hata yaparsın, pres yapamazsın vs. bunların hepsine kabulüm hepsini anlayabilirim. ama bile isteye kapanan, top oynamayan, hücuma çıkma çabasında olmayan, kendi sahasına kapanmış ve bıçağa boynunu uzatan koyun gibi sadece rakibin gelip gol atmasını bekleyen bir takıma kusura bakmayın ama galatasaray diyemezsiniz.

    hepsi bir yana, bazı oyuncular o kadar uzak ki takımın kimliğinden...
    ne yapacaklarına dair en ufak fikirleri yok.

    halil dervişoğlu. 4 pas yapabilmiş sadece 4.
    ryan babel. olumlu olarak yaptığı tek iş yok koskoca 73 dakikada.
    taylan antalyalı.
    ömer bayram.

    inanılır gibi değil. galatasaray futbol takımı dün akşam beni kahretti.

    ne real madrid karşısında, ne paris karşısında ne arsenal ile uefa finalinde, asla böyle kötü oynamayan galatasaray'ı ben dün akşam tanıyamadım. takımdaki oyuncuların bir kaçı hariç üzerlerine bol gelen o galatasaray formasını sırtlarından çıkarıp halı saha yeleği giydirsen hepsine "ilk kez birlikte oynayan bir halı saha takımı bu" dersin. öylesine amatör, öylesine boş, öylesine anlamsız, öylesine kopuk...

    yazık. gerçekten yazık. ağır. acı...

    ilk kez böyle gördüğüm, tanıyamadığım, yakıştıramadığım takımımı inşallah son kez böyle görmüşümdür.

    çünkü böyle gelecekse başarı da uzak olsun, kümede kalma da, maç kazanma da...

    biz galatasaray'ız!

    galatasaray olarak oynamalıyız!
  • 500
    maçı canlı gözle izlemiş birisi olarak
    marcao, nelson, berkan, cicaldau, emre kılınç, kerem ve gomiş asla ama asla bozulmadan takım iskeleti şeklinde devamlı oynamalı
    ömer bayram, halil, babel ise asla ama asla oynatılmamalı
    şu yukarıda saydığım kadronun geri kalan kısımlarına mevcut kadrodan eklemeler yapıp 11 oluştur şuan ki durumda bile ilk 7 ye girer yeter ki oynatılmaması gerekenler oynatılmasın ve kadronun devamlılığı olsun.
App Store'dan indirin Google Play'den alın