• 498
    rezillik. başka bir şey değil, bunun adı rezillik. değil diyecek karşıma gelsin, konuşalım.

    maçın ilk yarısının galatasaray için ısı haritası: https://gss.gs/e03.png

    topla buluşma sayıları: https://gss.gs/ZDu.png

    göztepe maçı pas istatistikleri: https://gss.gs/wqs.png

    ilk 45 dakika topla oynama %70 göztepe, ki eminim ilk yarının bir bölümünde bu oran %80 hatta 85'lere yakın bir seviyedeydi. koca bir 45 dakika türkiye'nin batıya açılan penceresi, bu ülkede futbolu ne olursa olsun oynamak üzerine plan yapmış, ülkenin en çok şampiyon olmuş, avrupa'dan iki kupa getirmiş, ülkenin futbol iklimini belirleyen takımı anlı şanlı galatasaray duran toptan attığı bir golün üzerine yatıp da puan alıp şehrine dönmeye çalışan istanbul'a deplasmana gelmiş anadolu takımı futbolu oynadı.

    ya bizim kalecimiz, inaki pena bu maçta zamandan çalmak için kaleci vuruşu geciktirdi, adını anmaktan artık imtina edeceğim ömer bayram taçı geç kullandı. zamandan çaldık be. o duran toptan gelen bir golün üzerine yatarak maçtan puan almaya çalıştık.

    biz yaptık bunu biz. koskoca, anlı şanlı galatasaray göztepe'ye karşı koca bir 45 dakika attığı golün üzerine yattı.

    düşünün bunu mesela real madrid'in yaptığını, bayern'in yaptığını...

    olmuyor değil mi? oturmuyor kafaya değil mi?

    rezillik.

    içim acıyor, böylesine bir rezillikten dolayı benim içim acıyor. maçı, puanı, düşmesi, çıkması umurumda değil çünkü galatasaray bu değil. galatasaray böyle kalacaksa kümede, kalmasın. oyunu oynayarak, tüm şartları zorlayarak, o galibiyet için saldırarak oynamayacaksak eğer ben istemiyorum ne kümede kalmayı ne puanı ne başarıyı. düşelim.

    oyunu oynayarak kaybetseydik bu maçı yeminle içim bu kadar acımazdı. halen ağzımdaki o iğrenç, leş, vasat tadı atamadım. sabah uyanır uyanmaz bir lokma yemeden bir damla su içmeden üst üste 5 tane sigara içmiş gibi leş bir tat bıraktı bu takımın bu maçta yapmaya çalıştıkları benim ağzımda.

    bakın buyrun baskımetresi maçın: https://gss.gs/BL8.png

    bakın göztepe'nin 2. golüne kadar neredeyse etkinliği hiç olmayan bir takım var sahada, ilk yarıyı da geçtim. ne zaman göztepe 2. golü atmış, o dakikadan sonra bir şeyler yapmaya çalışmışız. yanlış anlaşılmaya mahal vermemek için söylüyorum, göztepe golü 70'de attı, biz 73'te kılınç ve gomis'i sahaya attık, topu ona götüremediğimiz mostafa'yı ve topu ona götürememe nedenlerimizden birisi olan babel'i çıkararak. ki 60'lı dakikalarda cica'yı da sahaya atarak halil'i çıkarınca o aralıkta da cica tek başına biraz daha kıpırdanmış hücumda, berkan'ın da enerjisini düşünerek söylüyorum bunu da.

    yani bir oyun planı yok. daha doğrusu galatasaray'a ait olacak şekilde bir oyun planı yok. şu planla atıyorum giresun istanbul'da bizim karşımıza çıksa ve oynasa (ki oynadı) bir mantığı olur. şu planı herhangi bir küçük takım herhangi bir büyük takıma karşı oynasa, "kendilerince bir plana göre oynadılar" der geçeriz.

    ancak iş galatasaray futbol takımı olunca bu benim ağırıma gidiyor arkadaşlar. ben bunu hazmedemiyorum, kabullenemiyorum, anlayamıyorum. üzerinde galatasaray forması olan bir oyuncu grubunun bu isteksizliği, bu kabullenmişliği, bu beceriksizliği, bu futboldan uzak tavrını sindiremiyorum.

    yani şu olur, sahada bir şey vermeye çalışırsın, oynamaya çalışırsın ve olmaz. rakip bozar, top girmez, hata yaparsın, pres yapamazsın vs. bunların hepsine kabulüm hepsini anlayabilirim. ama bile isteye kapanan, top oynamayan, hücuma çıkma çabasında olmayan, kendi sahasına kapanmış ve bıçağa boynunu uzatan koyun gibi sadece rakibin gelip gol atmasını bekleyen bir takıma kusura bakmayın ama galatasaray diyemezsiniz.

    hepsi bir yana, bazı oyuncular o kadar uzak ki takımın kimliğinden...
    ne yapacaklarına dair en ufak fikirleri yok.

    halil dervişoğlu. 4 pas yapabilmiş sadece 4.
    ryan babel. olumlu olarak yaptığı tek iş yok koskoca 73 dakikada.
    taylan antalyalı.
    ömer bayram.

    inanılır gibi değil. galatasaray futbol takımı dün akşam beni kahretti.

    ne real madrid karşısında, ne paris karşısında ne arsenal ile uefa finalinde, asla böyle kötü oynamayan galatasaray'ı ben dün akşam tanıyamadım. takımdaki oyuncuların bir kaçı hariç üzerlerine bol gelen o galatasaray formasını sırtlarından çıkarıp halı saha yeleği giydirsen hepsine "ilk kez birlikte oynayan bir halı saha takımı bu" dersin. öylesine amatör, öylesine boş, öylesine anlamsız, öylesine kopuk...

    yazık. gerçekten yazık. ağır. acı...

    ilk kez böyle gördüğüm, tanıyamadığım, yakıştıramadığım takımımı inşallah son kez böyle görmüşümdür.

    çünkü böyle gelecekse başarı da uzak olsun, kümede kalma da, maç kazanma da...

    biz galatasaray'ız!

    galatasaray olarak oynamalıyız!
App Store'dan indirin Google Play'den alın