• 77
    düşünülenin aksine çok zor geçecek maçtır. nedeni bellidir. beşiktaşın var yoğu anasının ligidir ve şampiyonluk ihtimalinin oldukça düşük olduğu bu sezonda prim yapabileceği en belirgin şey derbi galibiyetleridir. ayrıca oldukça dinlenmiş biçimde bizim maça çıkacaklar, biz ise 2 antrenmanla derbiye çıkacağız. oldukça zorlu bir atmosferde maç olacak. beşiktaş sürekli saldıracaktır. benim düşüncem ilk yarım saat oyunu kilitlemek sonrasında yorulan ve kazanmak zorunda olan beşiktaşa elbet bir tane sallarız, maçın başında oldukça sert defans yapacaklardır.

    bizim oyuncularımızın konsantrasyon oranı bu maçı kazanma oranımızı belirleyecek, özellikle defans hattımızda geçmişe oranla güven veren bir yapı mevcut. (bkz: lucas neill) fakat santrafor eksiğimiz orta sahamızın top çevirme özelliğini çok düşürüyor. bu maç jo'nun bence ölüsü oynar. eğer sakatlığının etkisi fazla yoksa 90 dakikayı kaldırabiliyorsa çıksın oynasın koç gibi de çıkartır maçı orta sahamız rahat eder en azından.

    hakem ise artık derbi hakemi olan fırat aydınus. fırat aydınus genele bakarsak iyi bir hakem ama formsuz olduğu zaman maç katletme özelliği de mevcut. seyirci baskısından pek etkilenmiyor. maçı kesmekten pek hoşlanmıyor, bizim kırılgan yapımız için negatif bir durum bu. rakibin sertliğine aynı şekilde cevap verirsek sahada sinmeden rahat bir mücadele veririz.

    konsantrasyon nedeniyle mağlubiyet sürpriz bir sonuç değil, ama beraberlik daha ağır basıyor. kazanırsak ise ballı kaymak olur tadından yenmez. hayırlısı olsun.
  • 78
    istatistiklere ve iki takımın da oynadığı son maçlara, maçlardaki performansına ve taraftar faktörünü de göz önüne alırsak gollü berabere bitecek karşılaşmadır. tabi söz konusu oyun futbol olduğu için hiç bir zaman kesin konuşulmamalı. galatasaray muhtemelen atletico madrid maçında çıktığı on bir ile sahaya çıkacak. belki giovani dos santos'un geldiğinden beri oynadığı etkisiz oyunu nedeniyle onun yerine o bölgede jo oynayabilir. bugün takım ile beraber antremanı da tamamlamış kendisi. yarın en azından bir devre olsa bile oynayacak gibi gözüküyor. maçın derbi olmasının yanı sıra oldukça önem taşıyan bir yanı daha var. daha çok galatasaray'ıu ilgilendiriyor maçın bu yönü: liderlik. galatasaray kaybettiği takdirde liderliği yüzde yüz fenerbahçe'ye teslim edeceğini düşünüyorum. "22 şubat 2010 fenerbahçe bursaspor maçı var, unuttun mu?" diyenler olacaktır fakat fenerbahçe'nin o maçı kazanacağı düşüncesindeyim. kısacası taraftarın için, liderlik için, moral için, saldır galatasaray!
    edit: fazla sözcük silindi.
  • 80
    lucas neill'in yanında kimin oynaması gerektiğine karar veremiyorum. markajdan sıyrılan bitirici futbolcu ile gol arayacaklarsa, nobre ile başlayacaklardır(ki antep maçındaki performansından sonra, pek sanmıyorum) ve nobre'nin ilacı lucas neill - emre güngör'dür. alan savunması yapan iki çabuk kesici ile nobre'ye topu göstermeyiz.

    fakat, bana öyle geliyor ki mustafa denizli, ileri uçta dribling yapıp adam geçebilen futbolcularını kullanacak; bobo ve holosko'dan en az biri sahada olur. bu durumda; rakiple birebir mücadeleye giren, boğuşan adam gerekiyor, ki bu servet çetin'dir. süper lig'deki oyuncuların topla servet'in üstüne giderek geçmesi pek alışılagelmiş bir durum değil; fakat servet'in sık sık markaj hatası yapması düşündürücü. ben mustafa denizli'yi bir gram tanıyorsam; geriye düşmesi halinde oyuna nobre'yi alacaktır. nobre'nin top sürmek, adam geçmek, partnerine asist yapmak gibi özellikleri olmadığından; pozisyon alma, markajdan sıyrılma ve golü koklama becerileri üst düzeydir. tabi bilindiği gibi; tüm bunlara rağmen, bitiriciliği geçtiğimiz yıllara göre düşüktür...

    -----iç ses-----

    içimden bir ses öne geçtikten sonra nobre'den bir gol yiyeceğimizi söylüyor... dandik bir adam kaçırma yüzünden nobre bomboş pozisyonda golü atacak ve taraftar "bu gol de yenir mi?!" diyecek ama bilmeyecek ki nobre'nin yegane marifeti o dandik adam kaçırma hatalarını sezmek... yani iç ses öyle diyor...

    -----iç ses-----

    en büyük kozumuz; kanatlarımız! atletico madrid maçının ikinci yarısında geri dönüş sinyalleri veren keita, kronik "alanını boş bırakma" hastası ibrahim üzülmez ile karşı karşıya oynayacak; güzel. ayrıca beşiktaş'ın gerçekten sağ bek olan bir sağ beki olmadığından, sol kanatta caner için moralini düzeltme fırsatı olabilir.

    ön libero konusunda beşiktaş'ın bariz bir üstünlüğü var; formsuz da olsa şu ernst öyle böyle bir futbolcu değil yahu. gerçi söylemekten dilimde tüy bitti; elano'yu ön libero oynatarak bu durumu dengeleyebiliriz ama, rijkaard'ın öyle bir şey yapacağını sanmıyorum.** şu fink de o kadar üst düzey bir orta saha oyuncusu değil; ne yaratıcılığı var ne de orta sahada kayda değer bir direnç gösteriyor. ama iyi şut çekiyor ve rakibin önemli adamını kilitlemek için yetiştirilmiş belli ki; inönü'deki fener maçında alex'e yaptığını bu sefer elano'ya da arda'ya yaptırmak isteyecektir mustafa denizli. adam bizim mehmet topal'ın alman versiyonu yani. özetle; ön liberolarda "fink = mehmet topal" ama "ernst > mustafa sarp".

    gerçi beşiktaş ataklarının %90'ı ibrahim üzülmez ve yusuf şimşek'in oynadığı sol kanattan geliyor ama; yusuf ağır, ibrahim'in de top tekniği düşük. hafta içinde simao barbosa'ya doğru dürüst 2 metre dribling yapma izni bile vermeyen uğur'u pek sıkınntıya sokacağını sanmıyorum. onun dışında, beşiktaş uzun ve yaratıcı paslarla hızlı hücum yapabilmek için bütün umudu tabata ya da tello. "tabata bir gün form tutacak" umuduyla genellikle sahada, bize gol atmışlığı da olduğundan; bütün sezon durup bize patlasın istemem ama çok da korkmuyorum. şöyle bir baktığımız zaman, beşiktaş'taki tek yaratıcı futbolcunun rodrigo tello olduğunu görüyoruz. mustafa denizli derbiyi kazanıp tabata'yı sonsuza dek kaybetmek pahasına tello'yu bi ara yaptığı gibi forvet arkası oynatır mı bilmem; ama yaparsa etkili olabilir tello. mehmet topal alex'i kilitlediği gibi tello'yu da kitlerse iyi; yoksa yenilen gol sayısı 2'ye çıkabilir. tabata'dan hiç çekinmediğimi fark etmişsinizdir; kötü bir futbolcu olduğundan değil, moralsiz olduğundan...

    ferrari herhalde oynayacak, maskeyle herhalde... performansı nasıl olur bilmiyorum ama genel olarak çok beğendiğim bir defans oyuncusu; lucas neill geldikten sonra tenezzül etmem gayet tabi, fakat sezon başında beşiktaş yerine biz almış olsaydık bunu şampiyonluk garanti gibiydi şimdi. sakatlıktan yeni çıkmış ve maskeyle oynayan ferrari'nin kötü oynayacağını umalım. oyun anlayışı itibarı ile beşiktaş'ta ferrari'nin yerini doldurabilecek tek adam ibrahim toraman ve o da antep maçında pek iyi değildi. mevzu şu ki; jo oynayabilecek diyorlar ama onun da sakatlık sonrası performansı belirsiz. ama şu kesin: eğer jo oynayamazsa ya da formsuz olursa, santraforsuz kadroyla formda bir matteo ferrari'nin oynadığı savunmaya gol atabilme ihtimali görmüyorum pek... maalesef öyle...

    görüldüğü gibi; kanatlar(özellikle sağ) ve oyun kurucu dışında pek elle tutulur bir avantajımız olmadığı gibi, atletico yorgunuyuz + kafamız sami yen'deki rövanş maçında + deplasmandayız... "hiç korkmadığım maç" , "hiç sallamıyorum, tıhheeeeyt!" diye tanım yazanlar; rahatlıklarının sebebini bana da bağışlasınlar bi zahmet ki rahat uyku uyusam...
  • 86
    ne olursa olsun bir derbi maçtır favori yoktur ama hakem faktörü, sakatlık, ters esen rüzgar bizim aleyhimize olmadığı sürece maçı tek farkla alacagımızı düşünüyorum. beşiktaş öncelikli olarak katı defans yapmayı deneyecek, ilk etapta gol atmak planında olmayacaklar bence daha sonra ise defansın arkasına koşu yapabilen adamları oyuna sokup gol bulmaya calışacaklar. bizim ne yapacağımız önemli bu maçta takım kondisyonu düşmeden bir gol bulabilirsek maçı kitleyip galip gelebiliriz.
  • 87
    sezonun kalan maçları içerisinde puan kaybetme ihtimalimizin en yüksek olduğu maç. gözlemlenen rahatlığın en büyük sebeblerinden biri bu sanırım. bununla birlikte son iki haftada alınan sonuçlar bu maçta takıma puan kaybetme esnekliği verdi. şöyle düşünelim eğer fenerbahçe son iki maçını kazanmış olsaydı (ki ikinci yarının ilk iki maçı sonucu oluşan izlenim bu idi) şu anda üç puan önümüzde olacaktı ve muhtemel beraberlikte beş puan önümüzde olacaklardı. fakat kağıt üzerinde kolay görünen maçlarda rakibin kaybettiği puanlar rüzgarı tersine çevirdi bize de en zor maçlarımızdan birinde puan kaybetme lüksünü vermiş oldu. bu hafta sonunda üç deplasman -kayseri, denizli ve beşiktaş- geçilmiş olacak. yani ikinci yarı başlarken net bir şekilde fikstür avantajına sahip fenerbahçe nispeten bu avantajını yitirmiş görünüyor.
    burada bir diğer önemli nokta içerdeki fenerbahçe maçına aynı puanda veya önde girebilmek. böylece herşey tamamıyla lehimize dönecektir. çünkü o maça kadar biz eskişehir ve trabzon deplasmanlarını geçmiş olacağız. ancak bu dört maçlık periyotta fenerbahçe için en zor maç gençlerbirliği deplasmanı gibi duruyor ki bu da pek deplasmandan sayılmaz bana göre.
    sakatların takıma dönmesiyle bu koşulları sağlayacağımızdan eminim. kuşkusuz hiç bir maç oynanmadan kazanılmıyor ama önümüzü görmek açısından bunlar önemli tabiki.
    yarın ki derbi içinse galibiyet şampiyonluk için büyük bir avantaj getirir. yeni bir sakat vermeden atletico madrid maçları arasında alınacak deplasman beraberliğide kabul edilebilir görünüyor. fakat olası bir mağlubiyette bence en büyük olumsuzluk beşiktaşın tekrar lige asılması olacaktır.
    maçın başında taraftar desteğinide arkasına alacak olan beşiktaş baskısını akıllı bir pas oyunuyla gol yemeden atlatırsak galibiyet hiç uzak görünmüyor. hadi aslanlar gösterin kendinizi.
  • 90
    o değil de; arda turan sarı kart sınırında iyi mi?! yine de sahada olması gayet tabi alla'an emri ama kart görmesi de çok muhtemel; ne bileyim, derbi coşkusu, baskılı maç falan derken... böyle bir durumda; haftaya ali sami yen'de oynanacak olan kasımpaşa maçında caner ve gio ilk defa birlikte ilk 11 başlayacaklardır ve ayhan akman sahada olamayacağına göre*, kimin kaptan çıkacağı bilinememektedir. herhalde servet olur; bi ara arda da, ayhan da sahada değilken uğur kaptanlık pazubandını takmıştı sami yen'de ama o esnada servet sahada mıydı hatırlamıyorum...

    bir sonraki hafta gideceğimiz eskişehir deplasmanında kaptan arda'ya şiddetle ihtiyaç duyulacağına göre, bu maçta arda bir kasti sarı kart görse fena olmaz; kasımpaşa maçında kart görmesinden iyidir. rahatlar, önüne bakar...

    bu arada barış özbek de kart sınırında ama, yaani...
  • 93
    galatasaray icin oyunun sifresi ''sakin ve sogukkanli kalmak'' olmalidir. besiktas 6'li defans blogu ve onlardan kopuk 4lu forvet hattiyla, gol atma becerisi sansa kalmis bir takim. topu olabildigince ayakta tutup, rakibin verecegi aciklari sabirla beklemek lazim.

    tabii ernst-fink (veya ıbrahim toraman) ikilisinin yerlerini bosaltip ileri cikmalari durumunda, 2 takim taraftarlari icinde tadindan yenmeyecek bir mac olabilir.
  • 97
    dün çiçek pasajında otururken yanımdaki masada oturan fenerli 2 adamın bu maç için yorumu şu oldu: 0 olur kesin kesin 0 ya da beşiktaş alır... zaten aynı ikili atletico'nun bizi burada madara edeceğini, lille'in ise burada fark yiyeceğini söyleyince kimler fenerli oluyor anladım iyice...

    kardeşim köpeğin duası kabul olsaydı gökten kemik yağardı...

    galatasaray'ın 2-3 farkla alacağı maç olacak bana göre... goller mi jo, elano(frikik), arda üçlüsünden bekliyorum, keita bir çılgınlık yapıp beni şaşırtabilir (keşke)...

    edit: maç sonucu üstüne gollerden biri tuttu sadece... yan masadakilerinde ilk istediği oldu gerisi olmaz ama ...
App Store'dan indirin Google Play'den alın