• 377
    canımız ciğerimiz galatasaray'ın dibe vurduğu maçtır. bu bir günlük bir şey de değil aslında aylardır süregelen beceriksizlikler bugün bizi bu hale getirdi. yönetim basına hocayı ve takımı şikayet eder. hoca desen bir inat uğruna takımla oynaya oynaya çorbaya çevirir elindeki tüm avantajı kaybeder. oyuncular desen gram isyan yok iki metre ötesine pas vermekten acizler.

    çok mu abartıyorum bilmiyorum ama 2010-2011 sezonu bu sezondan daha kötü değildi. puan durumu olarak evet daha kötüydü ama genel açıdan baktığımızda ben arada bir fark göremiyorum. sahada o zaman da amaçsız bir takım vardı bugün de amaçsız bir takım var. açın süper lig takımlarından rastgele birisinin maçını izleyin, istisnasız her takım bizden iyi top oynuyor.
  • 382
    böylelikle 17 nisan 2021 göztepe galatasaray maçı'nda alınan sonucun tesadüf olduğu ispatlanmış oldu. ben böyle başka bi sezon hatırlamıyorum ki lider takım bu kadar fazla sayıda rakiplerine yakalanmak için fırsat versin. ama fatih hocam oyuncu tercihleriyle, bugün de halil'i 11 başlatmaması, babel yerine kerem'i önce çıkarması, hala arda ve ömer'den medet ummasıyla şampiyonluğu bir kez daha verdi. vardır bi bildiği...
  • 383
    galatasaray adına sezonun özeti denilebilecek bir pozisyona sahne olan maç.

    dakika 90+5, ceza sahası önünden en fazla 20 metreden frikik kazanmışsın. topun önüne ömer ve taylan geliyor. ömer uzak tarafta bekleyen babel’e, 20 metrelik frikikte, pas atıyor. babel topu sağ ayaklı taylan’ın sol ayağına çıkarıyor.

    vasatlık, organizasyonsuzluk, konsantrasyon eksikliği...adına ne derseniz diyin, benim için bu pozisyon sezonun özetidir. 1 yıl önce biri çevirip bana bu pozisyonu izletse ve bu bir fatih terim galatasaray’ı dese hadi ordan derdim. ama öyle, diyecek bir şey yok.

    hepimize geçmiş olsun.
  • 385
    daha ilk yarı sonunda demiştim fatih hocanın beynine kan gitmiyor yine belli diye. takımı da maçın ikinci yarısında kafası kesilmiş tavuk gibi koşturdu sadece. sahada 1 tane biraz futbol aklı olan oyuncu kalmadı.

    17 nisan 2021 göztepe galatasaray maçı'nı da halil sayesinde kazanığımızı öğrenmiş olduk böylece. o maçta halil ve kerem ikilisi maç boyunca koşarak feghouli'ye sadece kendi oyununu oynaması için rahatlık sağladı. bu maçta halil yoktu babel vardı ve feghouli deli dana gibi koşturmaktan başka bir şey "yapamadı". çünkü topun peşinden koşmak zorunda kaldı. ikinci yarıda feghouli'yi çıkarıp halil'i aldı. babel yerine almalıydı! böyle yapınca halil ve kerem koşarken aklını sahaya koyup top çevirebilecek adamı çıkarmış oldu. sonra da emre kılınç'ı da çıkararak sahada tamamen futbol aklı olmayan bir takıma çevirdi.

    şu zamanlarında babel'i kanat oynatmakta ısrar eden teknik aklı sonuna kadar sorgular, eleştiririm!

    maçta sağ kanadımız sıfırdı şener sayesinde. babel'i de sola koyduk kanatlar durdu.

    karambole bir gol attık maç 1-1 bitti. neye sevinelim?

    maç boyunca duran topların herhangi birinde heyecanlanan var mıydı aranızda? ben heyecanlanmak çok istedim ama kendi kendime bile samimi gelmedim. olmuyor heyecanlanamıyorum duran toplarda. atılan gol öncesindeki duran topu kazandığımızda maç bitti geçmiş olsun diye koltuğumdan kalktım. fatih hoca takımın başına geldiği bu seferde tudor'dan aldığı takıma ilk duran top çalıştırmış ve faydası olmuştu. yani duran top çalıştırabiliyor hoca! ama neden çalıştırmıyor? bir sorun olduğunu görmediği için olabilir mi? bence öyle.

    luyindama maç boyunca neredeyse her hava topunu aldı eyvallah ama neredeyse hepsini rakibe attı! yediğimiz golde de aynı oldu.

    maçın faturasını fatih terim luyindama'ya keser kesin!

    ve mete kalkavan!! en ufak şeyde trabzosnpor lehine faul çalıp durdu maçta. maçın uzatma dakikalarında serkan'ın sakatlığından dolayı 2 dk'sı kadar hiç edildi. maçta gol attık maçı hemen bitirdi! 2 dk daha oynatılmalıydı.

    bu maçtan aldığımız 1 puan trabzonspor'un 3.'lük hedefini azalttı bence ve bizimse 2.'lik hedefimizi canlı tuttu.

    bu sezon ve kısmen geçtiğimiz sezon şampiyon olamamamızın baş sebebi fatih terim olmuştur. hakemlerin bu sezon bize yaptıklarına rağmen şu maçta adam gibi oynatılabilseydi bu takım yine şampiyonluktan konuşabilecektik. yani demek ki hakemler yüzünden şampiyon olamıyoruz diyemeyiz!

    fatih terim'i ne kadar sevsem ve saysam da önümüzdeki sezon takımımızın başında görmek istemiyorum artık. birkaç maç bu hatalar yapılır eyvallah ama sezonun genelinde yapıldı mı artık bir devir bitmiş demektir. sezon boyunca birkaç maç doğru tercihler yapıyor sadece.

    babel'i de soluna alsın gitsin lütfen!

    ekleme: maçı seyirci efektsiz izleyenlerden maçın başlarında birinin "what did you say, as*hole!" diye bir şey dediğini başka duyan oldu mu merak ettim? yoksa ben mi yanlış anladım.
  • 387
    sonucunun çok önemli olmadığı maç. rizespor'dan kendi sahamızda 4 gol yedikten sonra, şampiyon olmaya hakkımız kalmadı. bu maçı kazansaydık da boşu boşuna bir hafta daha ümitlenerek geçirirdik. ama bu maçla ilgili gördüğüm şey, oyuncuların da teknik heyetin de şampiyonluk arzularının kalmadığı. yani ankaragücü maçından itibaren ne oldu ise, sanki görünmez bir güç bizi kulüp olarak fenerbahçe'yi şampiyon yapma koalisyonuna kattı. son haftalardaki performansı ile beşiktaş da bu koalisyona katılınca eksik tamamlandı. bütün lig el birliği ile fenerbahçe şampiyon olsun diye uğraşıyoruz. çok iyi.
  • 390
    hiç bir şey oynamadığımız maç. hatta maç daha fazla trabzon’a baktı bile diyebiliriz. 2. yarının başında bir 15-20 dakika kazanmayı istedik. emre akbaba değişikliği uzun süre sonra olumlu katkı verdi. istasyon olan bir oyuncu izledik sahada. ancak takımın organizasyonsuzluğu ve en nihayetinde yetenek eksikliği maçı kazanamamıza neden oldu. son dakikada gelen gol ise 3.lüğümüz için önemli bir gol oldu.

    milyon eurolar harcanmış takımda duran top kullanacak, etkili orta kesecek ve bu pozisyonları vuruş becerileriyle tehlikeye sokabilecek oyuncumuz bulunmamakta.

    galatasaray futbol takımı özellikle devre arası takviyelerinden sonra ilk yarıya göre daha iyi bir performans sergilemeliydi. bir taraftar olarak umut taşımıyorum ve sevgili hocam döneminde böyle bir şey yaşamamız çok üzücü. seneye şöyle yaparız düzeliriz diyemiyorum. bu oyun planıyla galatasaray daha çok bireysel hata yapar, hakemleri suçlar, puanlar kaybeder.

    önümüzde en nihayetinde 6 maç kaldı. 2020-21 sezonu ankaragücü deplasmanıyla başlayan işkence sona erecek. bu camia fatih terimle de fatih terim olmadan da yarışmayı beceremiyor. işler yolunda gittiği sürece, şans faktörü, hakem faktörü gibi kontrol dışındaki olaylae bizim yanımızda olduğunda kendimizi nisan sonuna, mayıs başına atıyoruz ve sonunda gülüyoruz. diğer bütün senaryolarda anında kırılıyoruz ve futbol işkence geliyor. hedefsiz kalmak kadar kötüsü yok.
  • 392
    bu maçta da fatih terim'in her maçta olduğu gibi aynı şeyleri deneyerek, farklı sonuç olacağını umduğu ve son saniye golüyle beraberliği kurtardığımız maç olmuştur.

    koca sezon boyunca hiçbir maça bir plan dahilinde çıkamadık. rakibi analiz edip, önlemler de almadık. beşiktaş ve fenerbahçe gibi ciddi anlamda kötü olan bu iki takımdan daha da kötü olmayı başaran herkese sonsuz sevgiler.

    futbol geçmişle oynanmıyor. kendini günümüzün şartlarına göre güncellemen gerekiyor. teknik heyete birinin bunu anlatması gerek.
  • 395
    maçı izleyemedim sadece özet görüntülerle yorum yapabilirim. maç boyu trabzonspor'un atakları olmuş, onlar gol attiktan sonra ancak bir iki pozisyona girmişiz.
    yediğimiz golde herkes luyindama'ya sallamış ama orada luyindama'dan daha fazla sallanacak kisiler ortasaha oyuncuları. zira o bölgede o adam nasıl o kadar bos bırakılır birilerinin anlatması gerekiyor. luyindama evet hatalıdır ama ondan daha fazla o bölgede o adamı bos bırakanlar hatalıdır.
    terim'in ise artık isimlerden vazgecip sahada koşacak, mücadele verecek isimlere forma vermesi lazim. babel'in yapıp da halil'in yapamayacağı sey sadece uzaktan şut olabilir, ki o da bizim takımda yasak olduğundan sorun degil.
    feghouli'nin yaptığı ince isleri daha önce de gördük ki gedson, taylan ve emre üçlüsü halledebilir yeter ki kanatlarda da kendilerine destek olabilecek, üstlerinden yük alacak oyuncular olsun. genç ve koşan takım lazım. ha diyorsanız ki bunlari dinlendirecek adam lazım o zaman arda'yı oynatırsanız o biraz topla oynarken dinlendirir, soso gibi kolay top da vermez oynatmaz da rakibe.
    kısacası terim artık bizim tanıdığımız adam degil. kendisi de yorgun ve yılgın. bu evlilik daha fazla sürmemeli.
  • 396
    galatasaray atak bir oyun segerilemek için savunmayi biraz daha önde kurmaya çali$ti ancak bunda maalesef pek ba$arili olamadi. ilk yari trabzon etkiliydi. direkten dönen bir kafa vuru$u ve 1-2 isabetli $utlari vardi. ancak biz vasat iken, onlar vasati biraz daha a$abildiler. trabzon'da tutuk oynadi. fatih hoca $ut tehlikesi adina oyuna babel ile ba$ladi ancak babel bir türlü o pozisyonlari bulamadi. $ener nwakaeme'yi kaçirmamak için çok gitmedi, saracchi ise berbat bir oyun çikardi. gerçekten çok kötüydü. orta saha'da bir $eyler eksikti. trabzon ilerde basti ve orta saha'da hiç bir oyuncu sorumluluk alarak top çikarma gayretine girmedi. hal böyle olunca hakem'e çok i$ dü$medi ve ilk yari kisir bir futbol ile sona erdi.

    ikinci yariya feghouli / h.i. dervi$oglu degi$ikligi ile ba$ladik, zira feghouli 3 gündür iftar yapmiyormu$ gibi i$tahsiz oyunuyordu. halil ibrahim oyuna hücum manasinda bir $eyler katmaya ba$layacakken, iyi oynayan gedson sakatlandi ve yerine emre akbaba girdi. 60'dan sonra gole kadar biraz bir $eyler yapmaya çali$tik ancak istenileini bir türlü sahaya yansitamadik. golde luyindama'nin suçu kadar edgar ie'yi bombo$ birakan takim arkada$larinin da kabahati var. adam bombo$ kadi birden ve yine jeneriklik bir gol yedik. hava toplarinin göbege indirilmeyecegi futbola ba$lanilan alti liglerde ögretiliyor. bu nedenle bir defans oyuncusunun yapmayacagi cinsten bir hataydi ve 2 puana mal oldu.

    gole gelince. halil ibrahim yine yapacagini yapti ve tehlikeli yerden serbest vuru$ kazandirdi. serbest vuru$un ba$inda ömer bayram'i görünce, hadi yaa, akbaba niye vurmuyor dedim, megersem akbaba dogru yerde duruyormu$. :) çali$ildi ise güzel bir taktik diye dü$ünüyorum. ilk yarida babel'in bir frikigi vardi. ke$ke orda da böyle organizasyon dü$ünülseydi.

    sonuç itibari ile sahada isteksiz bir galatasaray vardi. sanki 1 puan yetecekmi$ gibi adeta beraberlige oynayan bir galatasaray. $imdi alinan bu 1 puan ile ne mi oldu? matematiksel olarak $ampiyonluk $ansimiz devam etti ve bununla birlikte i$kence ve karin sancilari da.

    ulan gassaray..
  • 397
    herkesin sakinleştiği, nefes alıp vermeye başladığı maç yarınında, galatasaray-trabzon maçının kısa analizini yapmakta fayda görüyorum.

    kadromuz : kadromuzdaki tek yanlış halil dervişoğlu’nun yerine babel’in tercih edilmesiydi. evet bu tek yanlıştı ama babel kerem’i de etkilediği için iki yanlış yapılmış oldu. kerem ile halil uyumu göztepe maçında gördük ki mükemmeldi. bu iki genç oyuncumuzun futbol tarzları, birbirini tamamlayan pazıl gibi. ikisi de hareketli, ikisi de teknik, kerem çok hızlı ve defans arkasına sarkmayı başaran, her topta defans arkasına koşu gösteren bir oyuncu, halil ise orta sahaya yaklaşıp top alan, saklayan ve topla dönen, defans arkasına top atabilen, duvar olabilen ve dar alanda mükemmel adam geçen, çalım atan bir oyuncu. bu nedenle halil’in olmayışı kerem aktürkoğlu’nu etkisizleştirdi. orta sahada kerem’i besleyebilecek futbolcu olmadığı gibi, babel de bunu asla düşünmedi. zaten öyle bir özelliği hiç olmadı babel’in. babel sol kanatta top alıp içe kat edip, ya da ceza alanı dışında pozisyon yakalayıp şut atan bir tarza sahip. bu güne kadar hep böyle goller buldu. ancak bu maçta trabzon olağandışı diri olduğundan alan daralttı ve bu fırsatı vermediler.

    babel etkisizleştirilince defans arkasına kaçabilen kerem’in çabukluğu da işlevsiz kaldı. halbuki halil ilk onbirde olsaydı, trabzonspor defansı hep arkasını kollamaktan bize baskı yapamayacaktı. yapamayınca da ceza alanı çevresinde daha etkili toplar kullanıp pozisyonlar yaratabilecektik. nitekim ikinci yarı halil oyuna girince, ikinci ve üçüncü bölgede daha etkili olmaya, top çevirmeye, atak yapmaya başladık. ancak bu sefer de babel’in varlığı yüzünden kerem-halil yeterince kenetlenemedi. babel hep kerem’in alanına müdahale etmeye başladı. tüm bunlara rağmen ikinci yarıda emre akbaba-emre kılınç ile gollük şutlar bulduk ve en önemlisi de iki önemli frikik kazandık. bu iki kritik frikiği kazandıran da yine halil dervişoğlu’ydu. tekniği ve dar alan becerisi sayesinde rakiplerini eksiltmeye başlayınca düşürmek zorunda kaldılar halil’i. sonuçta da son dakikada da olsa golümüzü bulduk.

    takımların kondisyonu : belli ki son dört dört haftadır, deşarj olmak suretiyle trabzon bize hazırlanıyormuş. tek bir galibiyet alamamalarının nedeni de bu. ben aslında bunu biliyordum, en azından tahmin ediyordum. hatta vitor hugo, ekuban ve nwakaeme’nin dinlendirilmesi de bence bizim maça hazırlamak içindi. nitekim bizim maça takım olarak olağanüstü diri çıktılar. maç başlar başlamaz anladım ki trabzon kesinlikle biz, yenmeye gelmiş. beraberliği asla düşünmüyorlar, abdullah avcı’nın bıktıran pas oyununu sahaya yansıtıp, galatasaray’ın moral motivasyonunu bozmak istiyorlar, sonunda da bir gol bulup üç puanı cebe indiririz kafasındalar. nitekim planlarını başarıyla da uyguladılar ama son dakikada gelen gol onlara kalp krizi geçirtti. ben teknik adamlık hayatı boyunca abdullah avcı’yı bu kadar öfkeli ve kızgın görmemiştim. öyle öfkelenmiş ki maçtan yarım saat sonra yayıncı kuruluşa verdiği söyleşide hala suratı bembeyazdı, sesi titriyor ve öfkesini saklayamıyordu. söyleşide de çok öfkeli olduğunu beyan etmek zorunda kaldı. dediğim gibi nedeni, kesin üç puan için hazırlanan planlar son saniyede tarumar oldu. bundan sonraki maçlara negatif yansıyacak bu aşırı motivasyonları. çünkü türkiye’de hiçbir takım üç gün arayla hatta bir hafta arayla aynı kondisyon ve güçle maç çıkaramaz. (beslenme! düzeni nedeniyledir herhalde:) karagümrük önünde işleri zor yani.

    bizim kondisyonumuza gelince, biz aslında normal seviyedeydik. göztepe maçındaki kadar iyi değildik ama çok altında da değildik. ancak trabzon’un olağanüstü diri olması pas üstüne pas yapması ve özellikle orta sahamıza sürekli baskılı oynaması nedeniyle etkisiz kaldık. feghouli’nin casperliği de eklenince taylan ve gedson’a çok yük bindi. ben bunu görünce gedson ya da taylan’ın sakatlanabileceğini düşündüm. çünkü trabzon’un pas trafiğine, orta sahada dalgakıran olmak için çok efor sarfettiler. buna rağmen iyi dayandılar ve adaleleri atmadı. ancak yaptıkları faul nedeniyle gedson bileğinden sıkıntı yaşayıp oyundan çıkmak zorunda kaldı. bunu da abdullah avcı planlı yaptırdı. berat ile sürekli gedson’a baskı yaptırdı ve sonunda sanırım berat da gedson’u sakatlamayı başardı.

    taktik plan : bizim taktik planımız var mıydı biraz şüpheliyim. hücum pres yapmadık/yapamadık, kontraatak yapmadık, defans yapmadık, merkezden defans arkasına sarkmadık/sarkamadık, uzaktan şutlar bulamadık, sıfıra inip pozisyon yatatamadık ve de orta da yapamadık. peki neydi bizim planımız. babel’in uzaktan şutları ve karambolde kerem’in gol vuruşları. tamam kabul ediyorum trabzon’un bıktıran ve uyutan pas oyunu ile baskısı taktik planlarımızı uygulama imkanı bırakmadı ama baskı olmasa da bizim belirgin bir taktiğimiz yoktu. işte bu nedenle diyoruz ki, halil-kerem uyumunu bozmak en büyük yanlışımızdı. çünkü uzaktan şut yeteneği olmayan, ceza alanına sağlı sollu orta yapamayan yapsa da değerlendirecek santraforu olmayan bir takım için halil-kerem taktiği bulunmaz bir fırsattı. bu fırsatı değerlendirmemiz için bütün oyunu bunun üzerine kurmalıydık. dar alanda etkili halil ve emre kılınç ile hatta geriden gelecek gedson ve taylan ile kerem’e ve halil’e pozisyon yaratabilirdik. halil’in top tutma becerisinden yararlanıp orta sahamızı biraz daha ileri atabilirdik. ancak dediğim gibi babel yanlışı tüm bu kurguların canına okudu. hadi ilk yarı bu yanlışı yaptık hiç olmazsa ikinci yarıda bunu düzeltebilirdik. devre arasında feghouli’yi değil babel’i çıkarabilşrdik. çünkü oyunun bütün kurgularını bozan adam babel idi. hatta iddia ediyorum feghouli’nin etkisinin iyice düşmesinin nedeni de babel’di. çünkü babel ilerde top tutamayınca, sol açıkta oynayıp kerem santrafora geçince hem kerem düştü oyundanç hem feghouli düştü oyundan hem de babel düştü. kerem’in santrafora çekilmesi ise beni en çok üzen taktikti. kerem kanatlardan defans arkasına çapraz koşularla sızma yeteneğine sahip. santrafor oynayınca markaj altında kalıyor, top saklama yeteneği olmayınca duvar da olamıyor ve sonuçta kör döğüşüne dönüyor. nitekim halil oyuna girene kadar ileride tek bir top tutamadık, rakibi geri koşmak zorunda bırakamadık. halbuki göztepe maçında açıkça gördük ki, halil ile oynadığında kerem, hem sağ kanattan hem de sol kanattan koşu gösterip defans arkasına çaprazdan sızabiliyor. topla buluşunca da sonuç alabiliyor. kerem’i merkeze alırsanız sıfırlarsınız ve nitekim bu maçta da böyle oldu. ikinci yarının başında halil oyuna girmesine rağmen halil-kerem taktiği işlemedi. çünkü sürekli hücum oynayan trabzon’a karşı kerem hep savunmaya gelmek zorunda kaldı. halbuki tekrar ediyorum, hiç olmazsa son yarım saatte babel’i çıkarıp göztepe maçındaki düzene geçseydik kerem yine gol bulabilirdi.

    takımın en iyi hattı ise stoper hattıydı. şimdi buna vaaav diyecek okurlar ve arkadaşlar var biliyorum ama gerçek bu. trabzon’un çok diri olması ve sürekli hücumlar yapmasının önünde yine en sağlam duran iki stoperimiz marcao ve luyindama idi. uzaktan bakasetas’ın attığı iki şut ve edgar ie’nin gol pozisyonu dışında pozisyon bulamadılar gibi. hele djaniny hayalet gibi kaldı sahadan silindi. ekuban ve mwakaeme tek şut atamadı. zaten bu nedenle edgar ie ile buldular golü.

    edgar ie’nin golünü luyindama’nın hatasına bağlayanlar var. ben onlara asla katılmıyorum. o golde asıl hata, stoper olan edgar ie’yi oraya getiren ve bomboş bırakan takımdır. yani golü takımın ortak hatası ile yedik. benzeri bir golü hatırlayın kayserispor’dan donk’un hatasından yemiştik. o pozisyonda hata tamamen donk’undu ama bu golde hata takımın. çünkü kayserispor maçında biz hiç baskı yememiştik. hatta kayserispor’un tek atağıydı ve donk hiç hırpalanmadığı, yorulmadığı halde topu rakibinin önüne mükemmel bir pas olarak bırakmıştı. öyle bırakmıştı ki rakip topu kontrol etme zahmetine bile katlanmadan şutunu çekip golü yapmıştı. bu maçta edgar bir de topu kontrol etmesine rağmen bir futbolcumuz bile engel olamadı. luyindama’nın hiç mi hatası yok. tabii ki var ama ben hatanın büyüğünden bahsediyorum.

    trabzon’un taktik planı ise klasik abdullah avcı planıydı. pas, pas, yine pas. bıktırıncaya kadar pas, tıksırıncaya kadar pas. orta sahada pas, sıkışınca geriye pas, yana pas sağa pas sola pas. abdullah avcı’nın oynattığı tiki-taka da değil. türk işi tiki-taka diyebiliriz. trabzon bizim iki katımız diri ve de güçlü olmasına rağmen ciddi bir gol pozisyonu yaratamadı. nwakaeme, ekuban ve djaniny sıfırlandılar. bakasetas ile iki şut buldular onları da muslera kolayca önledi, bir de takımın hatasından edgar’ın gol pozisyonu.

    doksan dakikanın özeti buydu işte. taraftarı uyutan, sıkan ve bezdiren abdullah avcı sistemi ve yanlış kurguyla oynayan ve etkisiz kalan galatasaray.

    not: kısa analiz dedim ama maalesef uzun oldu.:)

    (bkz: 21 nisan 2021 galatasaray trabzonspor maçı)
App Store'dan indirin Google Play'den alın