2012-13 Türkiye Süper Lig 3.Hafta Maçı
20:30 Türk Telekom Arena
3 - 2
  • 154
    çok saçma bir şekilde 1-0 öndeyken oyunu soğutup adamlara dinlenme fırsatı vererek riske ettiğimiz maçtır . neyse ki sonu kötü olmadı . umut elmander ikilisi olduğu sürece ite kaka goller atmaya devam edeceğiz . amrabat burak ikilisinin de ne kadar faydalı olduğu ortada . taktiksel yanlış , golü erken yememizle doğruya döndü allahtan çünkü gol yiyeceğimiz çok barizdi . yorgun bursaspor'u ilk yarı yoramadığımız için son dakikalarda inanılmaz sıkıntı yaşadık . bana göre dany ve eboue kusursuz oynadılar . girdikten sonra amrabat ve burak etkiliydi . bir başka dikkat çekici nokta ise burak girene kadar selçuk'un idare eder oynaması . burak girdikten sonra adeta o da açıldı .
    hamit'e gelirsek , bizim adımıza sahanın en kötüsüydü . ilk yarıda olumlu sinyaller verir gibiydi ama hala inanılmaz formsuz . ikinci yarıda gelen her topu adeta ezdi . daha çok yol var özlediğimiz hamit'e . gol avantajını hiçbir maçta sağlayamadığımız için ne yazık ki yekta'yı da izleyemiyoruz onun yerine .
    elmander de maçın kötüleri arasındaydı . melo geçen maça göre toparlanma sinyalleri verdi ama bu maç olmayan hafta melo için çok önemli . bir gün bile dinlenmeden çalışmalı .
  • 156
    yarın tecrübeli, kaliteli ve kariyerli bir stoper florya'ya getirilmeli.
    mümkünse balta kardeşimizin yerine de doğru düzgün bir sol bek alınmalı.
    böyle goller yememeli bu takım. geçen sezon kafa golü yememiş galatasaray bu sene habire duran toptan gol yiyor. bu ne amk ?

    hamit altıntop, ben kendisine güveniyorum. oynadıkça gelişecektir. ancak fatih hoca'nın kendisini 90 dakika oynatma isteğini anlayamıyorum. adamın fizik durumu istenilen düzeyde değil. çok top kaybı yapıyor ve özgüvenini öldürüyor.
    geçen yılın gol kralını alıyorsunuz. adam elmander'in 3 katı gol atmış, gelmiş buraya onun yedeği oluyor. santrafor ikilisinin banko ismi burak yılmaz olmalı. umut bulut ile johan dönüşümlü oynamalı ki benim tercihim ligde 4 golü bulunan umut olur.
    nordin amrabat ise ilk 11 oynamalı artık. sisteme alışacaksa oynayarak alışsın. hamit'e bu kadar şans verilip, 8 milyonluk amrabat'ın yedek soyundurulması da ayrı bir olay.

    son olarak gol attıktan sonra vites düşürmeyi bırakmalı takım. 1-0 öne geçmişsin, arena'dasın, saldır amk.
  • 157
    galatasaray'ın resmen fenerbahçe balıyla kazandığı maç. bu kadar kötü top oynamak bu kadroya yakışmıyor. rakipleri küçümsemekten neredeyse geçen sezon toplamda yediğimiz golü 3 haftada yedik. formda bir manchester united deplasmanında bu gidişatla işimiz zor.savunmaya tecrübeli bir isim transferi şart. hamit'in de hızlanması lazım ya da yekta'yı filan deneyelim. resmen sinirlendirdi bu maç beni.
  • 159
    bok gibi maçtı. ligde 3. maçımız toplamda 6 gol yedik. fener maçıyla beraber 8. güzel tarafından bakarsak bu maçların 3ünde rakipten bir gol fazla atmayı başarmışız. diğerinde ise yediğimiz kadar atmışız. maçların gidişatı da benzer zaten. uğraş didin gol at, nasılsa öndeyiz diye kontrollü oyuna dön, saçma sapan bir gol ye. sonra tekrar uğraş atıcam diye. defansta ve orta sahanın ortasında oynayan 7 oyuncudan 6sı geçen senenin aynısı olmasına rağmen neden bu kadar çok gol yiyoruz anlam vermek zor. bir de türk fotboluyla alakalı genel bir bokluk var. bilen bilir ligtv internette bazı sitelerde yabancı spikere maç anlattırıyor.* adam bi ara iki iddialı taraf ama sonuç hayalkırıklığı kalite yok maçta gibi bir şeyler söyledi. bunu söyledikten sonra bursa iki, biz bir tane saçma sapan gol yedik. yeminle türk futbolu adına utandım lan elin adamından. bugün insanlar bu maçı izlediyse bunun tek sebebi galatasaray ya da bursaspor aşkıdır sadece futbol sevgisi kimseye 10 dakikadan fazla izletemez bu maçı.
    tek sevindirici taraf bu dönemi kayıpsız geçiyor olmamız. ama artık hamit'in ortaya bir şeyler koyması, burak ve amrabat'ın da takıma yerleşmesi, defansın da silkelenip kendine gelmesi şart. aksi halde cl'de işimiz çok zor.
  • 165
    hafta başında idmandan kötü haber geldi. ufo uzun süreliğine yatak istirahati aldı. ne yalan söyleyeyim, insani üzüntüden gayri, galatasaray adına hiç üzülmedim. yerine oynayacak olan dany bana göre 5 ufo ederdi, ama ne zaman oynayacaktı ki. ufo öyle böyle idare edecek, sezon sonu futbolu bırakacak ve dany 1 seneyi çöpe atacaktı. geçen yıl şamipiyon olduğumuzdan bazı gerçekler sümen altı yapılacaktı, normaldi. bana göre geçen yıl, semih'i ağır işçiliğe gönderiyordu ufo. kafaya çıkamıyor, topu oyuna iyi sokamıyordu. yani elimde, emre aşık, vedat, bülent korkmaz olsa ufo nasıl oturacaksa, yine oturması için sakatlanması mı gerekiyordu?. neyse, her işte bir hayır vardı, nasıl ki geçen sene baltalardan biri sakatlanıp, diğeri atılmasa bugün semih'i kartalspor da seyrediyor olacaktıysak, ufo reis'in sakatlanmasıyla da dany takıma girmiş oldu.

    90 lı yılların sonlarında, galatasaray'ın oyununu seytretmek için gol yemesine razı olurdum. galatasaray'ın forsesine doyum olmazdı. bu akşam ki maça tam da buradan dalış yapacağım. çok kolay gol atıyor, öyle böyle 90 dakika uzun bir zaman. eğer atamazsa kenarda mutlaka, içerdekinden daha iyi oynayacak adam var. ve biz artık ezberledik. galatasaray galipken, 2. gol gecikirse korku filmi geri sarıyor. bugün kaleciye sitemim olacak. galatasaray galipken topu oyuna sokarken 1 dakika geçiyor. kötü oyunla idare edilirken, beraberlik golünü erken yiyelim diye dilek tuttum. gol yiyeceğimiz garantiydi. kaleci bu sene bana hiç güven vermiyor. rüştülük yapmaya başladı. golü atan futbolcudan daha önde pozisyon alıyor. gollerde stoperlere diyecek lafım yok. 20 kişinin kafaya çıktığı top, langırt topu olur. 3 maçta attığımız 8 golün 7 si langırt golü. yediğimiz 6 golün 6 sı yine langırt golü. şansın neticeye bu kadar tesir ettiği bir sezon yaşıyoruz.

    dedik, takım kendiliğinden oluşuyor. burak'ın gol atmasına çok sevindim. elmander bu sene oyuna son yarım saatte girecek iyi bir yedek olur. her maç en çok koşan listesinde başa yazılmak beni tatmin etmiyor. takımın gol bölgesinde iki adam olacaksa, burak ve umut olacaktır. amrabat'ın takımı ne kadar hareketlendirdiğini gördükten sonra bundan sonra ilk 11 başlaması kaçınılmaz oldu. ve melo bu maçla geri dönüşü gerçekleştirdi. maçın başında biraz tedirgindi, oyuna ısındıkça kaldığı yerden başlamış oldu. bu takımın yine en büyük futbolcusu olacağına inancımızda bizi şüpheye asla düşürmeyecek. bu gece takımın en formda futbolcusu eboue, yine muhteşem bir hücum beki performansı gösterdi. oyununu merakla beklediğimiz hamit'ten ise henüz tık yok. tanımasak şüpheye düşeceğiz, beliki bir hamit golüne ihtiyaç vardır. 1 sene oynamamış, bana ne kardeşim, yattın mı? antrenmana çıkmadın mı? büyük futbolcu olduğuna emimin, bu kadar silik futbolunu tolere edemem. artık ulusal maçlardan sonra o da hazır olur. eboue ile beraber bir kaç kombinasyon yaptılar. hamit de bildiğimiz, gördüğümüz futboluna ulaştığında sağ taraf rakibe felç geçirtir.

    büyük galatasaray taraftarı kendisine yaraşır büyüklükteydi. aralarında arda turan'da vardı. büyük takım seyircisi, örnek seyirci imajına devam ediyor. beraberlik golünden sonra takıma verdikleri gaz, kolay kolay unutulmaz. bu taraftar ölüye top oynatır. arena'dan takımı başı önde ayırmaz. sezon başı öngörümüzde iddaya devam ediyoruz. galatasaray, içeride dışarıda oyun ve pozisyon üstünlüğünü asla rakibe vermez. bir sezonda yemeyi planladığım gol sayısına şimdiden ulaştık. bu arada selçuk'tan söz etmedik. vasat bir oyun çıkardı. verdiği bir kaç pas kıl payı yerini bulmadı. bulsa, bulduğu zaman yine asist krallığını kimseye kaptırmaz. takımın en büyük eksikliği bana göre zamanı iyi kullanamıyor. sıkışmayınca vitesi büyültmüyor. ligde zaten rakibi yok, ama bu oyun şampiyonlar liginde bizi kalifiye yapmaz. ama maçlar da ona göre oynanacağından büyük futbolcular kendini o maçlara hazırlarlar. takımda en çok acıdığım futbolcu aydın yılmaz. keşke maçlar 12 şer kişi oynansa da o da oynasa.

    necati'nin transferi golcüleri rahatlattı. burak ve umut'un golsüz bir maçı geçireceğine ihtimal vermiyorum. çağlar birinci de ikinci, üçüncü bir takım bulup gitse, ya da sakatlanıp tribüne çıksa da hakan balta rahatlasa. sağlam bir çağlar'ın galatasaray'a hiç bir faydası yok, ama hakan balta'ya somut zararı var. bursaspor kendilerinden beklemediğim bir oyun oynadı. sıçan gibi oynamadı, az daha başımıza iş bile açacaklardı. milli maç arasının, takımın kötü futbolcularının toparlanması için iyi geldiğine mi sevinelim, bu takımı özleyecek olmamamıza mı üzülelim bilmiyorum.

    altın futbolcu; eboue
    gümüş futbolcu; melo
    bronz futbolcu; dany
    teneke futbolcu; hamit
  • 167
    galatasaray – bursaspor : 3-2 …. duran top.

    bursa ligin 5 şampiyonundan biri, iyi takım. hafta içi twente’ye 120 dakika sonunda saçma sapan 4-1 yenilip elenince sanki kolay maç olacakmış gibi fikir oluştu. ve fakat eğer tarlaları sürmediyseniz, sıvacı olarak kahe’yi tutmadıysanız, eyüp sultan hazretlerine mini cooper kurban etmediyseniz her maç zor geçer. (fenerbahçe’ye laf sokmanın dayanılmaz zevki)

    kesin olan bir şey var: bu sezon asy arenaya gelen bütün takımlar büyük bir direnç gösterecek. esasında sadece asy arenada değil her yerde böyle bir direnç göreceğiz. fatih terim’in “dream team” demek için erken demesinin sebebi bu. rakipler havaya giriyor. bir polyanna olarak şöyle söyleyebilirim; şampiyon liginde daha rahat edeceğiz.

    galatasaray elmander ve umut’la oynadığında rakibi inanılmaz zorluyor. bu güzel elbette ama fizik güçle rakibin üstüne gidince rakip için bir direnç oluşturuyor. bir ara kendi oynadığım çok acayip takımlara karşı çok acayip dirençler gösterdiğimiz maçları yazarım. o zaman daha iyi anlaşılır.

    duran top: memlekette birilerinin adı-soyadı olabilir. ciddiyim. yosma, satılmış, dünya malı, ellibine, beşbine gibi isimlerin olduğu bir memleketten bahsediyorum. ve fakat duran top başımızın belası.
    yediğimiz ilk gol. hatırlamıyorum burada mı yazdım, twit mi attım hatırlamıyorum ama hep söyledim: bizim duran topları rakip kaleyi bulacak şekilde penaltı noktasıyla altıpas çizgisi arasına atmamız lazım. bursa bize aynısını yaptı.
    bursa iki gol attı, ilk gol dediğim gibi kullanılan şekilde, diğeri de aslında bir korner. bu mevzu ingilterede oluyor. fa cup’ta amatör takım premier lig takımıyla oynarken korner kazanınca taraftarı coşuyor, gol yaptıkları da oluyor. bu sebeple duran abi çok önemli bir insan futbol camiasında, yabancı meslektaşlarıyla birlikte.
    geçen sezon galatasaray duran toplardan gol bulan, gol yemeyen bir takımdı. bu sezon ne oldu acaba. alan savunması mı, adam savunması mı tartışması bitmez. benim fikrim belli: adam savunması. modern dünyada alan savunması olabilir ama 3-5-2 muhteşem bir sistemdi, kayboldu. hatta daha geriye gideyim wm falan vardı, burayı okuyanların çoğu bilmez, kayboldu.
    fatih hoca kulaklığıma söylediklerine göre, o da bundan sıkıntılı. kulaklığıma derken, tvyi kulaklıkla dinliyorum, karışmasın

    yine geçenlerde yazdım sanırım; asy arena takım öndeyken müthiş bir ekstra güç iken, takım zora girdiğinde takımı telaşa sürükleyen bir güç oluyor. takımın en önemli gücü sakince ve hızlıca pas yapmakken, taraftar baskısı takımı telaşlandırıyor. bunu çözmek şart. böyle giderse çarşı’nın beşiktaş’a yaptığı etkiyi yapacağız, yapacaklar(ben artık her maça gitmiyorum ya, o bakımdan).

    -----araya sıkıştırılmış paragraf-----
    bursa’nın 60. dakikadan sonra dağılacağını düşünüyordum ama gol attılar ve dirençleri arttı beya. nereden bileyim yahu.
    -----araya sıkıştırılmış paragraf-----

    ben futboldan hele saha içinden çok anlamadığım için 4-4-2, 4-3-3 konularına giremiyorum, kusura bakmayın. ama yine de gördüğüm bazı şeyler var. orta saha kanatları mümkün olduğunca içe giriyor, bekleri devreye sokmaya çalışıyor fatih hoca. eboue ile defalarca denerken balta’nın bindirmelerini pek göremedik. çolak da diğer maçlara göre savunmaya yanaşıp top almaktan vazgeçmiş görünüyor. böyle olunca asıl oyun kurusu inan’ın daha etkili oynayabildiğini gördüm. melo’nun bir haftada form tutması, yeniden takıma adapte olması güzel, fiziksel eksiklerine rağmen.

    gelelim hamit altıntop’a. oyun bilgisinin ne kadar iyi olduğunu anlamak zor değil. yapmak istediklerinden net anlaşılıyor ve fakat henüz uyum sorununu aşamadığı ve fiziksel olarak eksikleri olduğu için istenenleri yapamıyor. size bir şey söyleyeyim mi, onun yapmak istedikleri bizim istediklerimizden fazla. durumu biraz hakan balta’nın kötü geçirdiği sezonlara benziyor. balta için de form başka şey, kalite başka demiştim. hamit için de aynı düşüncedeyim. aradaki fark, hamit için balta kadar beklemeyeceğiz. oldukça çalışkan oynuyor. ihtiyacı olan şey biraz fizik güç biraz da sakinlik. hamit! sakin ol, hayat senin.

    galatasaray’ın rakibini havaya sokmadan devirmesi için gereken bazı şeyler var. öncelikle kolay gol yememesi lazım gibi gözüküyor. ama asıl önemli olan başka. lafı dolandırarak anlatmam gerekirse; her maçın bir karakteri vardır. galatasaray’ın maçlarını mücadele karakterinden çıkartarak, yetenek karakterine getirmesi lazım. şöyle ki; elmander ve umut’la oynayınca oyun mecburen mücadele karakterli oluyor. fatih hocanın bunlardan birinden vazgeçmesi lazım. bu konuda ilk olarak umut-burak ile oynaması gerektiğini düşünüyorum. merak etmeyin elmander ilk 11 çıkmayınca vefasızlık yapmış olmayız, takım kazanınca elmander de mutlu olur. son zamanlarda gelişen saçma bir “vefa” kavramı var da, ona gönderme yapayım dedim. neden elmander de umut değil? memlekette yabancı sınırı var ya, o bakımdan. anladikos?
    maçı kolayca çözecek, gol yapacak burak yılmaz bizim için çok önemli. ilerleyen haftalarda uzaktan vuruşlarla çilingir görevi görecek hamit form tutunca işler daha kolaylaşacak. size başka bir şey söyleyeyim; hamit’in uzaktan 5-6 gol atmasına bile gerek yok. bir-iki tane atınca rakip savunmaların bundan sonrası için bakışı da değişecek ve gol için saha içinde daha fazla alternatif oluşacak, topu kaleye vurmasa bile. mesela kaleci öne gelemeyecek. anladikos?

    bugün manu’nun southampton deplasmanındaki maçını izledim. beni hiç korkutamadılar yahu. van persie müthiş oyuncu, başka müthiş oyuncuları da var ama önde baskı yapan takımlara karşı zorlanıyorlar. nasıl ki ligde elmander-umut oynamasın diyorsam manu maçlarında da kesin ikisinin oynaması lazım.(fatih hocanın yardımcısı fatih hocaya blogundan bildirdi)

    geçen haftaki sözümü yine yedim ve bir a4 sayfasından fazla yazdım. canım sağolsun.

    son dakika : kolo toure iyi topçu.

    *
  • 168
    ligin 3. maçında nereden nereye gelmişiz bir bakalım:

    1. maç: (bkz: #1040835)
    2. maç: (bkz: #1045551)

    - iyiye giden tek şey amrabat'ın performansı olmuş, onun dışında fatih hoca kasımpaşa maçındaki hatalarını tekrarlamış. bunu aslında geçen sene de yaşamıştık. tek forvet başladığı maçların 60. dakikasına kadar sabrediyor, sonra 4-4-2'ye geçince kazanıyorduk. bu durumu 2-3 maç üst üste görmesine rağmen 4-4-2'ye geçişte tereddüt etmişti. elmander'in o meşhur four four two hareketi sonrasında bir daha da görmedik tek forveti. o günden beri kazanıyoruz.

    aynı şekilde bu sene de gole yönelik oyuncularla başlama konusunda tereddüt ediyor fatih hoca. 3 maçtır aynı kısır kadroyla ilk 60-70 dakika sıkıntı çekiyoruz. golü yemesek değiştireceği de yok kadroyu, allahtan golü yiyoruz da amrabat-burak giriyor, doğruyu daha kolay buluyoruz. bu maç son oldu umuyorum.

    - emre çolak kadar bu takıma yakışmayıp desteklenen oyuncu hatırlamıyorum. altyapıdan oyuncu çıkarma romantikliği bakalım nereye kadar sürecek.

    - hamit takımdaki rolünü yavaş yavaş kanıksıyor, ancak yapmak istediklerine bacakları izin vermiyor. çok güçsüz, her pozisyonda yerde kalıyor. çevresinde kimse olmadığı halde top sürerken 1-2 kere yere düştü. umarım kısa sürede güçlenir.

    - tribünün her sene daha da kötüye gitmesi rahatsız edici. 25. dakikada "koyduk mu" yapan seyirci net maldır.
  • 171
    gun gectikce iyiye giden bir takim izliyoruz. sahadaki oyunculardan hic biri kotu oynamadi bana kalirsa. melo ve hamit'in yukselisi ayni cizgide devam ediyor. amrabat ilk defa bu kadar verimli gorundu gozume. keza burak da cok istekli ve hareketliydi.

    defanstaki sorunlarimiz devam ediyor. bunda hamit ve melo'nun henuz istenlen performansta olmamasinin etkisi buyuk.

    ekstra olarak macta hakan baltayi cok begendim. devamli ileri geri calisti. sanirim gecen seneki gibi 6-7. haftadan sonra gozle gorulur bir yukselise gecen galatasarayi keyifle izleyecegiz.
  • 172
    esasında iyi bir maç oynadık. en büyük iki sorunumuz skoru 2 farklı yapamamak ve duran top. bunları halletsek tamam. çok fazla pozisyon bulduk. belki burak 90 dakika oynasa bir iki tane daha yazardı. neyse bulduğumuzu atmamız lazım. her maç aynı şeyler oluyor. bir de stada nasıl 43 bin kişi gelmiş inanamadım. doğu vip'in bir kısmı hariç full çektik. bi de deplasman tribünü çok boştu. o da etkilemiştir.
  • 174
    takım savunması anlamında göçtüğümüz maçtır. geçtiğimiz sezonun en az gol yiyen takımı galatasarayın bu sezon bu kadar çok pozisyon verip, bu kadar çok gol yemesi olur şey değil. orta saha ve defans arasında bir bağ kuramıyoruz, çok dağınık oynuyoruz ve de rakibin her atağı tehlikeli oluyor. bu durum şampiyonlar ligi için hiç güven verici değil elin oğlu deplasmanda sana 2 gol atarsa oradan min 1 puanla döner benden demesi.
  • 175
    http://s7.directupload.net/.../120902/zqb7zq9b.swf

    lan şu karambole bakıp bakıp gülüyorum. kendimi sağlıklı hissetmiyorum.
    muslera ve eboue'nin topu takiplerine mi güleyim, dany'nin topukla topu uzaklaştırma çabasına mı, hakan balta'nın iki bursasporlu arasında topu bulup dokunabilme çabasına mı, melo'nun top uzaklaştığındaki hareketine mi yoksa bursasporlu oyuncunun yerde yuvarlanıp kimse tarafından sallanmadığına mı güleyim ?

    canlı izlerken böyle komik değildi tabii...
App Store'dan indirin Google Play'den alın