2016-17 Türkiye Süper Lig 6.Hafta Maçı
16:00 Türk Telekom Arena
3 - 1
  • 303
    macin sifresinin 4-4-2 falan olmadigi galibiyet. oyuncu degisiklikleri ve sezon basindan beri ilk defa yedek kulubesini kullanabilmek macin sifresi. yoksa ikinci yari tolga tek basina orta sahadaydi neyin 4-4-2'sinden bahsediyoruz? cocugun dili disardaydi mac boyu yalniz basina her seyi yapmaktan. ayrica takim o yorumcunun dedigi gibi sahaya 4-4-2 seklinde yerlesmedi. podolski direkt olarak sneijder'in yerinde oynadi. sadece oyun yapisi sayesinde ceza sahasina daha fazla girdi. sayi romantizmine gerek yok. kulubeden katki gelmesi sayesinde kazandik.

    edit: ayrica antalyaspor ne cirkin takimmis. o charles ne motta surekli oyunu lehlerine kesmek icin topun ustune ustune atlayip faul almaya calistilar. ustune charles ilk yarida sneijder'i sakatladi, ikinci yari az daha podolski'yi de sakatliyordu.
  • 308
    yine sahadan hakeme ragmen puanlarla ayrildik ve bu yuzden kimse konusmuyor ama bu buyuk bir sorun. ozgur yankaya mac boyunca charles denen futbolcu huviyetindeki hurriyet'e iltimas gecti. charles da cok ilginc bir sekilde her faullu mudahalesinde kendini sanki topugundan vurmudlar gibi yere firlatti. ofsayt olan golu saymiyorum bile. galatasaray adina ysptigi tek olumlu sey motta cavanda mucadelesinde motta'nin kendini yere atip penalti beklemesine devam demesi oldu. motta resmen kendini topun ustune atti penalti almak icin. bunu turkiye'de yapan cok fazla futbolcu var. cok cirkin bir numara. neyse ki cezalandirdik.
  • 310
    podolski'nin attığı takımın üçüncü golünden sonra stadda hüngür hüngür ağladığım maçtır.. öylesine adrenalin dolmuşum. aynı şeyi en son sneijder arena'da bjk'ye attığı zaman yaşamıştım. zaten ertesi gün şampiyonluk geldi. güzel işaretler var bu sene. allah yardımcımız olsun.

    not: kız arkadaşımın da stada gelip bas bas bağırdığı maçtır. zaten galarasaray'lıydı ama artık dişi bir aslan oldu. mutluyum sözlük.
  • 312
    kazandığımız, damağımızda çok güzel bir tat bırakan maç. böyle bir ortamda maç izlemeyi çok özlemişiz. taraftarın takımı ittiği, hocanın doğru hamleler yaptığı ve podolski'nin döktürdüğü şahane bir maç. evet eksikler ve hatalar yine var ama zamanla bunların hepsinin oturacağına inanıyorum.

    her maç olduğu gibi tribünde sanki ben top oynadım. her yerim ağrıyor sözlük. tatlı yorgunluk mudur nedir? neyse kuşlara selam olsun kendilerini kollasınlar aslan uyandı!!!
  • 313
    sabri düşmanlığınız gözünüzü mü kör etti bilmiyorum ama cavanda öyle ahım şahım top oynamadı. yanlış paslar, topun şiddetini ayarlayamamalar vs. sakatlıktan çıktığı çok belli. hele poldi. 45 dakika bitmeden dili dışarı çıktı.

    tamam sabri oynamasın da. cavanda da bu haliyle 90 dakikayı çıkaramazdı. bence sabri yerine linnes oynamalıydı. o da hocanın takdiri. biz sabriye 450 maç sabrettik de hoca daha yeni yeni görmeye başlıyor.

    oyuncu tercihleri dışında oyunun da gayet iyi olduğunu düşünüyorum. yediğimiz gole kadar olan bölümde zaten akıyorduk. gol ile devre arasındaki bölümde kontağı kapattık gibi oldu. birkaç kere çok seri tek pas yaptık ki, efsaneydi. sonra eren ve sneijder ile gayet iyi pozisyonları değerlendiremedik. bruma ile değerlendiremediğimiz pozisyonlar var. var da var. peki, kalemizde kaç pozisyon gördük. ben hatırlamıyorum.

    şu maçı çeviremeyeceğimizden yana içimde en ufak bir şüphe yoktu.

    iyi oynadık işte. zevkli maçtı. muslera çalım atmış, hatta etoo'ya. içimin yağları eridi. bruma bir kara tren misali akıp gitmiş. selçuk enfes bir frikik golü atmış. poldi dönmüş hem de golle hem de iki golle dönmüş. arena dolmuş. her anlamdan dolmuş. sabri'nin yavaş yavaş kesileceğinin sinyalleri kuvvetlenmeye başlamış. lan bir maçtan daha ne istiyorsunuz!
  • 314
    40.812 seyircinin izlediği açıklanan maç. ben gerçekten bu işten hiç bir şey anlamıyorum. maçta tribündeydim, üst tribünlerin köşeleri hariç stat neredeyse ful çekiyordu. hadi deplasman tribününü saymayalım, geriye 49 bin küsür koltuk kalıyor. buna bir de pegasus tribününde orta kısımda neredeyse her koltukta 2 kişinin bulunduğu gerçeğini eklersek en az 45-46 bin olması gereken seyirci 40 bin küsür olarak açıklanıyor. bir yerde bir yanlışlık var ama ne?
  • 316
    çok önemli maçtı. özellikle dün beşiktaş'ın son dakika golüyle (anladın sen) maçı kazanması ardından, ömer çatkıç denen keltoş zamanından bu yana bizden puan alan ve fenere puan hediye eden antalyaspor ile oynuyorduk. tribünler doluydu; bu da alınacak bir galibiyet sonrasında evde oynanacak ilk maçta tekrar 40 küsür binli rakamlar demekti belki de.

    antalya zaten inim inim kapanırken, sabri denen kendini bilmez galatasaray ve futbol düşmanının, stoperin topuna basmak yerine götünü dönmesi sonucu yediğimiz gol ile "aha da sıçtık" demedim değil. oyun kesinlikle kötü değil ama kayseri maçındaki gibi kilidi çözemezsek sıkıntı yaşama ihtimalimiz vardı. sağdan aldığı her topu ortalayan ve rakibe adeta koridor açan bir dengesiz varken bilinçli oyun oynamak zor. bununla birlikte zaten futbol fakiri antalya'nın türkiye ligine uygun karakterdeki topçuları ölecek, kalkmayacak, yatacak. nitekim bunlar oldu.

    ikinci devre başlarken riekerink bey, sakatlıktan dönen, rotasyon adamlarını (podolski-cavanda) oyuna aldı. soldan zaten gelemiyorlardı, cavanda girince sağdan da 1-2 sefer dışında gelemediler. demek ki neymiş? "yok efendim sabri öndeki adam yardım etmediği için.." bıdı bıdısı yalanmış.

    3-1 oldu maç ve biz pas yapmaya başladık. gitmedik, atmadık, pas yaptık. bence rencide ettik. anlamsızca yapılan her bir pasta, muslera'nın 3-1 lik maçta nazire yapar gibi zaman geçirdiği topta içimin yağları eridi.

    böyle galibiyetler önemli. "yaslanırsan sikeriz" mesajını verdiğimiz dakika işler bizim için çok çok iyi. nitekim, son beşiktaş maçının ilk devresi de gösterdi ki galatasaray, bugün, hem kadro yapısı hem de fizik kondisyon olarak "top oynayayım" diyen takımın içinden geçiyor. kapananların da geçersek şampiyonluk yakın.
  • 318
    (bkz: 2 ekim 2016 galatasaray antalyaspor maçı) özelinde rakip takım* taraftarı arkadaşlarımın söylediğine göre bizim lehimize 2 pozisyonda hata varmış. bence pozisyonlarda hata yok ama malumunuz çok da tarafsız gözle bakamıyoruz.

    ilk pozisyon : hakan baltanın düştüğü, eto'o 'nun golünün verilmediği pozisyon.
    ikinci pozisyon : cavanda'nın antalyasporlu topçuya ceza sahasında yaptığı müdahale. bu pozisyonunda da penaltı olduğunu iddia ediyorlar.

    aramızda bu pozisyonlardan herhangi birinin hakem hatası olduğunu düşünen var mı merak içindeyim. yeşillendirin.
  • 320
    dün akşam eve geldiğimde izleyebildiğim maç.

    işim vardı evde değildim, o yüzden maçı izleyemedim. eve geldiğimde lig tv'yi açtım 33'üncü dakikadan itibaren yakaladım maçı. maç ile ilgili bir iki şey yazma istiyorum ama şuan müsait değilim. sadece şuna dikkat çekmek istiyorum, çok varyeteli maç olmuş. çok güzel çalımlar, müdahaleler, paslar... şu maçtan bir video yaparım en kötü balkanlara satarım. çok keyifliydi bu açıdan.

    benim favori enstantenem hangisi diye düşünüyorum. çok güzel anlar var ancak benim favorim, selçuk çalımını atarken tosic'in topu çalması. selçuk çok güzel bir çalım atıyordu. böyle topu arkasından geçirip. tosic'te refleks ile ayağını soktu araya. dikkatinizi çekerim, pozisyon orta sahada oluyor, yani en az bir kişi alan kaybetmiş. tosic o incecik yerden es kaza ayağını soktu ve bizim tehlikeli olacak pozisyonumuz onlara pozisyon oldu.

    çok güzel bir görüntü bence. varyete babında baya dolu bir maçtı.

    edit: bütün tosic'ler aslında bir motta'ydılar. şiir gibi oldu ama öyle. hiç bir fikrim yok bu konu hakkında ama nedense motta'lar oldu birer tosic. kusuruma bakmayınız efendim.
  • 323
    bir de hakem bakımından değerlendirelim.

    öncelikle bana göre etoo'nun golü nizamiydi. iptal edildiği an galatasaray açısından çok kritikti. çünkü skor 2-0'a gelecekti ve o noktadan sonra oyunu çevirmemiz oldukça zora girerdi. fakat bir yandan da ilahi adalet demekte fayda var. 15/16 sezonunda bize el ile attığı golün acısı çıkmış oldu.

    yeni farkettiğim bir şey, antalyaspor'un golü ofsayt olabilir. tabi ki medya bunu tartışmadı, tartışmaz da. çünkü galatasaray'ın mağduriyetlerini halı altına süpürülmeye bayılır medyanın satılık kalemler ordusu. bakın twitter'da farkeden birileri çıkmış pozisyonu: https://pbs.twimg.com/...QlWEAA9NsG.jpg:large

    cavanda'nın pozisyonuna gelirsek bana göre penaltı ile uzaktan yakından alakası olmadığı gibi korner de değil. çünkü cavanda topla rakibi arasına girmiş hızıyla ve o noktada kendisine faul yapılmış.

    netice itibarıyla türkiye standartlarında sıradan ve adil olmaya çalışan bir hakem görüntüsü izledik. maçta iki kritik hatası var. ofsaytı süzmek kolay değildi. açı nedeniyle aslında emin de değilim ofsayt olduğundan. hakan balta'nın pozisyonunu yakın çekim izleyene kadar ilk bakışta ben de faul sandım. ancak asla bir 24 eylül 2016 beşiktaş galatasaray maçı'nın hakemi gibi art niyetli değildi.

    stoper ikilimiz fecaat fakat. hem ilk golde, hem de ikinci iptal edilen golde oyuncuların o kadar boş kalması inanılır gibi değil. umarım serdar aziz bu işe bir nebze olsun çare olur.
  • 324
    hakemin galatasaray'a fayda sağladığını söyleyen arkadaşlar varmış sağda solda da, bu arkadaşlar maçı sadece özetlerden falan mı izlemiş merak ediyorum.

    hakemin galatasaray lehine etoo'nun golünde bir fayda sağladığı doğru. ancak tribünden maçı izleyen birisi olarak şunu söyleyebilirim ki maç içinde faul olmayan bir zibilyon pozisyona antalya lehine faul çalarak bizleri zıvanadan çıkardı.

    benzer şekilde galatasaray'a faul çalması gereken ve rakibin "atak kestiği" - sarı kart gerektiren pek çok pozisyonda da takdir hakkını yine galatasaray aleyhine kullanarak faul vermedi.

    hakemin kötülüğü bununla da sınırlı değildi hatta; bir pozisyonda 2 kere taç 2 kere faul vererek (evet karar veremedi bir türlü - bizim selçuk'u da salak etti, adam faul kullanıyor, faul kullanma deyip taca verdiriyor, sonra yok yok taç değil deyip tekrar faul falan kullandırıyor.

    herşeyi geçtim;

    yahu beşiktaş deplasmanında bizim muslera'ya bruma'ya zaman çalıyorlar diye kızıp zıvanadan çıkmıştık, antalya bu maçta öne geçer geçmez ilk yarı bitene kadar işin suyunu çıkardı, hiç yoksa 7-8 dakika çaldılar oyundan.

    yanından rüzgar geçen oyuncu bileğini tutup yığılıyor, sedye istiyor, sonra sedye gelince sedyeyi geri gönderiyor, o sedye giderken tam oyun başlayacak diğer antalyalı oyuncu kendini yere bırakıyor falan...

    antalya'nın sırf zaman geçirmeden 4-5 sarı kartı olması gerekirken maç boyunca hakemin elini cebine 1-2 kere atması da ilginç enstantane...

    özetle;

    rüzgarı arkamıza alıp istekli oynadığımız, bocaladığımız, ancak zaman çalan - dahası geçen sene elle attıkları golle hak çalan - ibinoşlardan 3 puanı söke söke aldığımız maçtır.

    1-0'dan 3-1'e ikinci kez * bu sezon maç çeviriyor olmamız da işin farklı ve hoş bir ayrıntısı.
  • 325
    sistem takımı olmanın sinyallerini vermeye devam ettiğimiz maç.

    riekerink'i desteklediğimi ve galatasaray'ın iyi yolda olduğunu belirttikten sonra
    bazı noktalara değinmek isterim.

    sistem takımlarında bütün dişliler düzgün çalışmalı. daha sahaya çıktıklarında takımın sağ tarafının futbol
    i.q'sünün düşük olduğu barizdi. sabri ve yasin aynı kanatta olmaz, sistemin ihtiyacı olan futbol i:q' sü yok.
    o zamana kadar iyi olan takım oyununu sabri hataları yenilen golle aldı götürdü, işleyen dişlilerin arasına girmiş çomak gibiydi.
    cavana uzun sakatlıktan döndüğü için oynamadı. ilk yarı ona güvenemedi. linnes zaten kötü .
    semih evlilikten beri toparlanmadı ve yeniçericiliğe devam ediyor. sabri'ye mecbur kaldı ama bu kadarda saçmalayacağını riekerink bile düşünemedi.
    hamle oyuncusu olarak cavana olmuş oldu. eldeki malzemeyle ve koşullarla ancak bu yapılabilirdi, o da yaptı.

    orta sahada iyi oyuncu sıkıntısı var. de jong dönünce sneijder ve selçuk dönüşümlü olarak kullanılmalı. tolga ciğerci'de çok yük var,
    mecburen pas hatası yapıyor. adam sakatlanırsa yandık. hamit'i artık işe katmamak lazım, yolcu. josue ise; tolga ciğerci ve de jong ile dönüşümlü oynamalı. özellikle ofans gereken maçlarda. şenol güneş orta ikilileri gibi, bir ofansif bir defansif orta saha göbek ikilisi, pratikte , türkiye de tutuyor.

    başka önemli konuda oyuncuların taktiksel eğitim eksikliğinden ötürü oyun sisteminin tıkanması.
    türk oyuncularının problemi şu: ya asker gibi ezbere şablon oynuyorlar sistem takımlarında,
    ya da saldım çayıra mevlam kayıra oynuyorlar kaos futbolunda. ilk yarı ortalarında biraz bu verimsizlik görüldü.
    çok ve hızlı pas ve iyi saha dağılımı var, fakat kaleye giden isabetli şut yok.
    türk futbolcusu doğru yerde bulunup alanı kapatmak için tamamen yeteneklerini,
    takım arkadaşına desteklerini ve inisyatif almalarını bir kenara atabiliyor. çiklet çiğnerken yürüyememe durumu.
    riekerink işte bunu dengelemeli, zihinsel ve teorik çalışma gerektiriyor. bu işi de lucescu iyi yapardı.
    iyi pas yapıp sahaya iyi yayılmak, inisyatif alıp sonuç alma dürtüsünü engellememeli, ikisi dengelenmeli.
    tıkanık oyunda ara ara biri defanstan gelip rakibi delmeli, sabri gibi aksayanların hata yapacağını öngörüp kendi işini yaparken
    onun bölgesini de takım olarak kapatılmalı, ortaya yaklaşıp inisyatif alarak tolga ciğercinin yükü azaltılmalı, rakibin anlık saha yayılımı değişikliğine sahada yanıt verebilmeli falan.

    ayrıca eren'den daha çok yararlanmalı. çok pasla gol attığın zaman 2 gol sayılmıyor, şişirme topla gol attığın zaman da yarım gol sayılmıyor, hepsi bir gol sayılıyor. hava topu en iyi olan forvetle oynuyorsun, ama adama havadan top gitmiyor. carole, sabri, sneijder , vs ara sıra topu 2 metrenin üstünde kaldırarak rakip on sekize havalandırmalı. pas ve sistem oyununa devam, ama arada yüksek şişirme toplarla da defans dengesi bozulmalı. yoksa senin sistemine karşı zaten rakip karşı startejiyle oyunu kilitleyebiliyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın