2016-17 Türkiye Süper Lig 6.Hafta Maçı
16:00 Türk Telekom Arena
3 - 1
  • 326
    maçtan gel, sabah kalkıp işe git derken bir türlü maç sonu yazımı yazamadım. öncelikle, taraftar hem maç öncesi hem de maç sırasında takıma oldukça destek verdiler. biz de ki 2 adet stoper görünümlü kazma bile, bu desteğin bir dakika azalmasına sebep olamadı. hakkını verelim.

    maça gelecek olursak, ilk yarı topun kontrolü biz de olsa da gol yapabilecek pozisyonlar bulamadık. futbolcular sanki antalyaspor'u hafife almış. aslında antalyaspor'un golü de güzel zaman da geldi. bizim takımın uyanması açısından. ama yine de istediğimiz pozisyonları bulamadık. ikinci yarı taraftarın istediği değişiklikler oldu aslında. sadece sneijder'in çıkması sürpriz olmuştu. önce ki maç yazımda yazmıştım. podolski'nin golle dönmesi gerektiğini. öyle de oldu. son vuruşları güçlü ve net. topu eveleyip gevelemiyor. bu arada ceza sahasına açtığımız orta sayımız çok az. bunları fazlalaştırabilirsek eren'den daha iyi faydalanabiliriz. tamam her vurduğu gol olmaz ama orada yaratılacak bir karambol bile gol için yeterli olabilir.

    ne olursa olsun kendi sahamızda kazanmak önemliydi ve kazandık.

    not: maç sırasında hakkında kötü konuştuğum kimseler;
    antalyaspor'dan, 31, 7 ve 32 numara
    galatasaray'dan, sabri
    ve hakem.
  • 329
    ilk yarısında baskılı oynadığımız ancak sonuca gidemediğimiz, sonra da yediğimiz gol ile moralimizin bozulduğu maç.

    ilk yarıdaki oyun pek skoru yakalayabilecek gibi değildi. ikinci yarı yüklenince golleri bulduk. bu nedenle 4-4-2'ye dönmemiz gerektiğini söyleyen arkadaşlara katılmıyorum. zira maçı getiren dizilişin değişmesinden ziyade kaliteli oyuncuların oyuna girmesiydi. bu oyuncular maçı getirdi. zaten podolski 2'nci santrafor olarak değil de daha çok forvet arkası olarak oynadı. çok kez orta sahada pas alışverişinde gördük kendisini.
  • 330
    yaklaşık ilk 18 dakika hatasız bir futbol oynadığımız maç. tüm güçleriyle kapanan ve savunma anlamında galatarasay’a açık vermemeye çalışan antalyaspor’u açmaya çalıştık. sağlı sollu her yerden denedik ama beklenen gol bir türlü gelemedi. 18. dakikada da "sürpriz" olarak nitelendirebileceğimiz bir gol yedik; fakat savunmasının göbeğinde oynayan hakan balta- chedjou ikilisi bu golün gelebileceğini, 24 eylül 2016 beşiktaş galatasaray maçında gözler önüne sermişti. kısacası oyun olarak her ne kadar üstün olursak olalım bu golü yememiz çok da sürpriz değildi. ceza sahamıza yapılan ilk ortanın gol olması, yine pozisyonlarını yanlış almaları ve oldukça yavaş kalmalarıyla doğrudan ilgiliydi.

    sneijder'in sakatlığı sonrasında zoraki 4-4-2'ye geçiş yaptık ve çift santrforla rakibe gol için yüklendik. maçı izlerken zoraki 4-4-2'ye geçişimizden sonra bu sistemin bize çok yakıştığını bir kez daha anımsadım. sonuçta sakatlıktan yeni çıkan, henüz tam hazır olmamasına rağmen bitiricilik konusunda dünya futbolunda -bana göre- ilk 5'te yer aldığını düşündüğüm podolski'nin iki golüyle maçı güzelce çevirmesini bildik.

    bir iki kelam da bruma için etmekte fayda var... bruma'nın beşiktaş maçında attığı gol zaten artmakta olan öz güvenini ikiye katlayacağını düşünüyordum. nitekim yanılmadım da. antalya maçında geriye düşüşümüzden sonraki hücum aksiyonlarımızda neredeyse tek başına sorumluluk almaya çalıştı. 4-4-2'ye geçimizden sonra da kendisine daha fazla opsiyon bulabileceği bir oyun anlayışına geçtik ve podolski'nin ilk golünde çantadan adeta tavşan çıkararak asisti yaptı. öz güveni ve gol arzusunu taktir etmekle birlikte, biraz da kolektif oyununu geliştirmesini umuyorum. zira eren'e çok net bir şekilde asist yapabileceği bir pozisyonda ayak içi plaseyle kalecinin soluna kesti ve golü yapamadı. tabii gol olsa kimse bu pozisyona takılmayabilirdi; fakat yine de irdelemekte fayda var diye düşünüyorum. eren'e pas atması gol ihtimalini %200 daha arttıracaktı. kendisini geliştirebildiğini ve ileriye gittiğine tanık olduğumuz için bu yönünü de geliştirecektir diye düşünüyorum. seviyoruz seni bruma.
  • 332
    öyküyü bilmem de çok güzel taraftarı olan maçtı(r).

    yani tribünlerin o dolu dolu halini gördükçe içim gıdıklandı, tüylerim ürperdi, ilk 3'lü çekilirkenki o ses, taraftarın bir arada ve kalabalık olmaktan duyduğu mutluluğun yüzlere yansıması, sözlerini bilmediğimiz için eşlik edemediğimiz tezahüratlarda yaşadığımız mahcubiyet...

    çok güzel şey lan galatasaray taraftarı olmak...
    çok güzel şey o aynı renklere gönül veren 40.000 kişiyle aynı şarkılara boğaz yırtmak...
    çok güzel şey sesimizi her yükselttiğimizde sahadaki 11 aslanın o sese reaksiyon olsun diye canını dişine takarcasına koştuğunu görmek...
    çok güzel şey taraftarın riekerink bey'i defalarca yumruk şova çağırması...

    gözünüzü seveyim, sözlüktekiler, sözlüktekilerin çevresindekiler, hepimiz.
    yalnız bırakmayalım şu takımı, sene sonuna adar full çektirelim şu stada...
    birlikte daha da büyüyoruz...
    büyüdükçe çoğalıyoruz, çoğaldıkça büyüoruz...
  • 333
    bu sezon için 2. kez geri dönüş yapmamıza vesile olan maç. bu gerçekten yeni kurulan ve bir sistem oturtmayı çalışan takımlar için önemli. bu sezon ilk maçı son dakika golü ile kazandık, ikinci maçta direk maça 1-0 başlamamıza rağmen dönmesini bildik ki akhisar maçının ilk yarısını gerçekten domine ettik. bu maçta aslında domine etmemize rağmen takımda konsantrasyon eksiği var gibiydi. çok basit top kayıpları yaptık ve bu sezonki en büyük sıkıntımız olarak değerlendirebileceğimiz gibi yine üretkenlikten biraz uzaktık. yani çok güzel oynasakta pozisyona girme konusunda, yaratıcılıkta bir sıkıntı yaşıyoruz. bu maç 2. golü yemiş olsaydık veya selçuk kilidi açmasaydı yine çevirebilir miydik bilmiyorum ama eksikleri tespit etme konusunda başarılı bir teknik adam var başımızda bunlara da çözüm bulacaktır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın

Güvenlik hatası! (Ref)