• 51
    bülent dölek , gani müjde zihniyetindeki fenerlilerin yıllarca yaptıkları yüzünden çığrından çıkmış derbidir.

    o maçta konu sadece alkış değildi. o maçta konu yıllarca kadıköy'de yapılan rezilliklere cevap vermekti.

    ulan saptırmasına izin vermeyin kamuoyunun. o maç bir milattı. yıllarca sidiklerin, tezeklerin içinde bekletilen galatasaray taraftarının, futbolcusunun kafasına yumurta atılan galatasaray taraftarının, antrenörünün kafasına para atılan galatasaray taraftarının, maçı beklerken yönetim eliyle çaldırılan takımına küfür edilmesine müsait şarkılara, her kadıköy maçı öncesi ortamı gerip sami yen maçları öncesi centilmenlik naraları atan basına isyanıydı.

    o maç alpaslan dikmen'in ''galatasaray taraftarı efendidir ama gerektiğinde tepkisini de en sert şekilde gösterir'' cümlesinin vücut bulmuş halidir.

    konu sadece alkış meselesi değildi.
  • 53
    oradaydım. eski açıkta. sağ tarafımızda fener taraftarı vardı.
    maçtan önce şampiyon olarak geliyorlardı ama bizim de canımız yeterince sıkkındı.
    o gün bu maça giden herkes biliyordu ki olay çıkacaktı.
    sami yen'e girdiğim ilk dakikadan son dakikaya kadar tek bir şey düşündüm.

    "haydi galatasaray be, şunları yenelim"

    maç başlamadan fener taraftarı ile atışıyoruz. oturan küfretmeye başlıyor, fener taraftarı elinde bi bayrak asmaya gelmişler.
    tellere tırmanıp asmaya çalışırken bir gerizekalı
    bayrağı tellere takmıştı.

    "ooooo gerizekalı" diye dalga geçmiştik.

    maç başladı. maç boyunca kapalı ve eski açık tezahüratlar ediyor takımı desteklemeye çalışıyorduk.
    ancak yeni açık'tan hiç ses çıkmıyordu. alkışlamıyorlardı bile... demek ki o anı bekliyorlarmış.

    bir pozisyon oldu ve köşe bayrağının önünde cihan ve tuncay ikili mücadeleye girdiği an resmen su yağdı üzerlerine.
    tümer'in çirkeflikleri, tuncay'ın pislik hareketleri iyice deli etmişti taraftarı.

    2-0 geriye düştüğümüzde artık işin içinden çıkılmaz bir hâl alacağı belliydi.

    fırlatılan telefonlar, çakmaklar, koltuklar...

    maç maç olmaktan çıktı. arda'nın attığı gol bile umrumuzda değildi.

    geriye tek bir şey kaldı. umutsuzluk... kaybeden biz olmuştuk ancak sadece skorda değil.
    seneye ceza almıştık. sadece ceza değil, kendimizi de kaybetmiştik.
    hem de hiç bize yakışmayan şekilde.

    fenerliler mi? şampiyon! tezahüratlarıyla neşeli bir şekilde eve döndüler.
    ama bitti bunlar. 2 senedir yüzlerine taşağımızı vura vura ağlattığımız günler geldi çok şükür...
  • 54
    galatasaray tribünlerinin kendi kendini feda ettiği unutulmaz maç. 2009'da "kasıklarından sakatlanan"(!) volkan demirel'in sebep olduğu dalgalanmayı bir kenara koyarsak kapalı tribün lütfen sakin olalım efsanesi son kez yaşanmıştır bu maçta. galatasaray tribünü hem intikamını almak, hem kadıköy'e gelecekte yaşanması mümkün olayları engellemek, hem de senelerdir sıçıp sıvayan bir yönetime sağlam bir mesaj verip tekrardan kulübün ayağa kalkmasını sağlamak adına kendi kendini bitirmek pahasına yakın hatta belki uzak geçmişte dahi eşine rastlanmayacak türden olaylar çıkarmıştır. "fenerbahçe'nin şampiyonluğunu hazmedemediler" diye küçümsenmesi, sıradanlaştırılması bile çirkin olan o gün yaşananlar aslında başlı başına bir devrimdir. ve her devrim kendi evlatlarını yer metaforu gibi bu olaylardan zararlı çıkan da galatasaray tribünü olmuş, gelişen süreç sonunda bazı tarihi maçlar hariç o eski günlerinin yanına dahi yaklaşamaz olmuştur. bu olayların ardından mesajı alması gereken kişiler almış; yılların kangreni yeni stad nihayete ermiş, "devler ligi cimbomun evi" günleri geri gelmiş, ikinci ligden çıkan kadın basketbol takımı avrupa kupası kaldırmış, bilmemkaç senelik çileyi bitiren erkek basketbol takımı şampiyon olmuştur*...

    o gün biber gazından cayır cayır yanan boğazlarını patlatırcasına "yönetim istifa" diye haykıranlar, yediği allah bilir nasıl bir darbeyle kulağı parçalananlar, çekilen silaha koltukla hücum edenler, dakikalarca polisle çatışanlar, o hengamede üst kattan alt kata uçanlar; özetle çok bilmiş ve kendini beğenmiş monşerler biraz olsun titreyip kendine gelsin diye kendini paralayanlar huzura ermiştir.
  • 56
    adaletin olmadigi yerde adaleti yaratan galatasaray taraftarinin patladigi noktadir. bir benzeri 8 haziran 2014 tarihinde abdi ipekci spor salonunda olasi yanlis islerin ardindan gerceklesebilir. basta hakem uclusu sonra diger on iki+bir kopegin dikkatli olmasi gerekmektedir. sonra yok efendim soylemediniz, yok efendim uyarmadiniz olmasin. ilk gunden beri soyluyoruz. yes,yes we swore... http://pbs.twimg.com/media/A8FOnhaCIAAZ_ys.jpg
  • 58
    eski aciktan arkadasla izledigimiz meshur "sulu derbi." iste ben canli gozlerle orada ali samiyen cehennemi ile tanismis oldum.

    o donem 15 yasinda iki arkadas maca gidiyoruz. mac oncesi her ne kadar fenerbahce'nin sampiyonlugu garanti olsada bu mac bizim icin ayri onem tasiyan macti. gerets'in yarilan basi, hasan'in kafasina atilan maddeler vs. bizim de soyleyecek sozumuz olmaliydi ki oldu. mac oncesine gidelim, eski acik girisi kesmekes, kalabalik, ve karman corman. turnikelerde sira bekleyenden cok turnikeye aradan girme cabasinda olan onlarca insan vardi. bazilari kafasi turnikenin icinde vucudu disarida "selman abiii, yer acin abi sikistim" diye bagiradursun, ben o donemden birkac sene once babamin telefonunun minibuste yankesiciler tarafindan yurudugune tanik olmus paranoyak birisi olarak surekli yurumesin diye telefonumu* kontrol etmekteydim. bir sure sonra stada girdigimizde su yagmuru baslamisti. ara ara fenerli taraftarlar ile koltuk savasina giriyor ara ara da yukaridan gelen yabanci maddelere karsi kafamizi korumaya calisiyorduk. mac basladiginda ise o sezon genelinde oldugu gibi kisir futbol bas gosteriyordu. taraftar o sezon transferdeki, avrupadaki, ligdeki, hatta kupadaki basarisizlik yuzunden rahmetli canaydin aleyhine sloganlar atiyordu:

    "acilarla yuregimizi kanattin
    soz vermistin ama sen bizi kandirdin
    tanri hesap sorsun bizim icin sana
    bizi yaktin, s.ktin, gittin canaydin"

    neyse boyle devam ederken fenerbahce lugano ve edu'nun iki abzurt duran topuyla 2-0 one geciyor ve cumbus basliyordu. su yagmurlari sayesinde o gun su satan adamin bugun mercedes'i oldugu rivayet edilir. saka bir yana galatasaray'in futbolundaki tutukluk devam ediyor, degisen birsey olmuyordu. mehmet topal'in daglara giden sutu, ve hasan kabze'nin alakasiz yere giden frikigi aklimda. bu arada yukaridan koltuk parcalari bizim tarafa gelmeye baslamis, is cigrindan cikmisti. cogumuz (ben de dahil) plastik koltuklari kirip kafasina kalkan yapiyordu. bu arada kapalidaki o meshur mesale sov baslamisti. ben o mesale sovu k700i'me kaydetmistim. fenerbahce kopegine tezahurati tum stadi inletiyordu. bu sirada maca ara verildi. ne olduysa o arada basladi. yukaridan yagan maddeler artmisti. polisin de devreye girmesiyle is iyice cigrindan cikmisti. bu arada galatasaray taraftari rahmetli ozhan canaydin aleyhine su tezahuratlati yapmisti:

    "taraftari satan,
    polise birakan,
    olmaz boyle baskan,
    s.ktir ol git ozhan"

    arda macin sonlarina dogru umitlendirsede mac 2-1 aleyhimize bitmis, su sisesi yagmurlari yerini koltuk yagmurlarina birakmisti. o ara koltugu kiran bendeniz kafama tutmustum. stadin giris kisminda yangin cikmis, polis ile taraftar arasinda tatsizlik devam ediyordu. o goruntulere alisik olmayan ben nedense herhangi bir tedirginlik yasamamistim. hatta koltugu eve goturmustum, ani olarak. annem tabi olaylari duyunca bir panik evde kriz halinde "nerdesiin, iyi misin vs." tabi benim icin skordan bagimsiz baya eglenceli bir gundu. bu mactaki olaylardan ertesi sene 5 mac seyircisiz oynama cezasi yemistik. 2012 yilinda bizim yaptigimizin cok daha beterini yapan fenerbahce ise cok adil federasyon tarafindan 3-4 macla siyirmisti galiba. neyse bu mactan sonra o sari plastik koltuk parcasini bir yila yakin ani olarak saklamistim. simdi tabi passoligdi suydu buydu, nerede o eski tribun atraksiyonlari, nerede o eski heyecanlar diyor insan :(
  • 59
    fenerbahçe'nin birinci golünden önce kapalı'nın önünde serbest vuruş kullanmak için beklerken sırtına su bardağı gelen tümer metin'in yaptığı ortanın golle sonuçlanması sonrası tribünlere dönüp "siz atın biz de atmaya devam edelim" diyerek kişisel karizmasının zirvesine çıktığı maç. yeni açık ile numaralının birleştiği yerdeki köşe gönderinin orda önder turacı ile bacağında neredeyse alçıyla sahaya çıkan arda turan'ın top kapma mücadelesi sırasında yağmur gibi pet şişelerin yağdığı pozisyon da hafızalara kazınan önemli karelerden biridir. maç öncesi ve sırasında yaşanan olaylar ise türk tribün tarihinde yaşanmış muhtemelen en büyük taraftar-polis çatışmasıdır. öğleden sonra gima önünde başlamış, maça bir saat civarı kala kapalı'ya sıçarmış, ordan da bütün stada dalga dalga yayılmıştır. tribünlerde kolilerce su bardağı/şişesinin istiflendiği anlatılır durur o gün hakkında ama; zaten pimi çekilmiş bomba halindeki taraftarın üzerine kasıtlı ve anlamsız bir şekilde saldıran polisin de olayların büyümesinde hatırı sayılı bir rolü olduğu gerçektir. son demlerini yaşayan galatasaray kapalısı da bu maçtan sonra yavaş yavaş çözünme dönemine girmiştir. aradan geçen yıllar boyunca tribün her daim geriye geriye gitmiş, bugün kendi taraftarının bile sallamadığı ultraslan'a dönüşmüştür...
  • 62
    ustunden 10 sene gecince ne ara buyuduk ya dedigim mactir bu sulu derbi.

    eski acikta 14 ile 15 yasinda iki cocuk, mac oncesi turnikelere kafasini sokup araya sikismaya calisan taraftarlar, 20 dakika boyunca yakilan ve maci durduran kapalidaki mesaleler (bendeniz goruntuleri o donem kullandigim sony ericsson k700i modeline tost makinasi kalitesinde cekmistim ) ve tabiki kafamizi yukardan atilan maddelerden korumak icin kalkan yaptigimiz plastik koltuklar. haa birde macin tarihinden yaklasik 3 sene evvel bir minibus yolculugunda babamin p900 model telefonu yankesicilige kurban gidince bende nasil bir etki altinda kaldiysam stadin etrafina geldigim an elim hep cebimdeydi...

    o gun kirdigim koltugu 1 sene falan saklamistim hatira diye. cocukluk iste. ha mac mi? ne maci, mac trtribunde oynandi...
  • 63
    kapalı üst efsanesinin bittiği maç. o gün bir daha stada girememe hatta canını verme pahasına bu olayları çıkartanlar, 2002'den beri "özhan ağabey" ile yaşanan duraklama hatta çökme hatta yerin dibine inme döneminin durup tekrardan bir yükselmenin başlamasını sağlamışlardı. sahipli basının yanlış okumalarla küçük göstermeye çalıştığı gibi basit bir hazımsızlık değil, çok ciddi bir isyandı. o tarihten 2015 yazına kadar yaşanan güzel dönemi tamaman o gün yaşanan başkaldırıya borçluyuz.

    bedellerin en büyüğünü ise galatasaray tribünü ödemiş oldu. hell efsanesini yaratan, tüm avrupa'ya korku ve nam salan o tepkisel ve dinamik tribün yavaş yavaş el ayak çekti ya da çektirildi. sucuk ekmek olayı ile zirveye çıkan yemleme işi artmaya başladı. milan'a uzatmalarda iki gol attıran o efsane tribün gitti yerine kendi şovunu yapmak için 80. dakikada "başka bir sene" temalı pankart açan zihniyet ve bilinç yoksunu bindirilmiş kıta geldi...

    her isyan güzeldir ama en büyük zararı da her zaman isyankarlar görür...
  • 64
    maça aç girmemek için mcdonalds'dan hamburger alıp yiyerek stada yürümüştük. kolalarımız bitmemişti ama o sene kombinem numaralı tribünde olduğu için polisler pek aldırmamıştı ellerimizdeki kutulara. biraz geç girdik maça. içeride su saldırısı çoktan başlamıştı. şaşırdık görünce ama çok geçmeden ortamın ateşine kapılıp içi buzlu yarım kolalarımızı fırlatmıştık sahaya. tuncay önümüzde tahrik ediyordu sürekli tribünleri zaten.

    tribün olayları unutulmayacak maçlardandı. naçizane böyle bir katkım olmuştu bu sulu derbiye. şimdi biraz utanç verici geliyor ama 20 'lerimin başındaydım. unutulmayacak maçlardandı. futbol maçı sayılmazdı ama.
  • 66
    (bkz: oradaydım)

    yeni açık üstte seyretmiştim bu maçı. önümde ateş bile yakmışlardı. maçın çok öncesinde daha takımlar ısınmaya bile çıkmamışken ultraslan'a bağlı tribüncülerden elinize ne geçerse atın dediklerini bizzat duymuşumdur. olayların planlandığı çok belliydi. ben de o zamanki nokia 6630 telefonumla tost makinası seviyesinde onlarca video çekmiştim.

    maçın fener maçı olması falan bahanedir. oradaki büyük tepki başkan özhan canaydın'a karşıydı. görevi boyunca sayısız rezalet yaşadığımız tarihimizin en başarısız başkanlarından birine karşı olan bir tepkiydi. ne yalan söyleyeyim ben de 2-0 olunca eric gerets'e sağlam sövmüştüm. çünkü her ne kadar bizi ilk sezonunda şampiyon yapmış olsa da fenere karşı iki senede sadece 1 maç kazanabilmişti ve o da elendiğimiz türkiye kupası maçıydı.

    ancak taraftar olarak başarıya ulaştığımızı düşünüyorum. ertesi sezon kalli göreve geldi ve özhan canaydın başkanlığı o sezonun mart ayında bıraktı.

    dediğim gibi maçın fener maçı olması, fenerin şampiyon olarak gelmesi ve alkışlama olayı vs. tamamen hikayedir.

    galatasaray taraftarının 2002'den o zamana kadar olan içinde biriken tepkisinin dışa vurumudur. sırf liseli olması sebebiyle 6 sene başkanlık yaptı canaydın, dikkat ederseniz adnan polat 3 senede koltuktan indirildi başarısız olduğu için. sonrasını zaten biliyorsunuz aysal vs.
  • 69
    galatasaray tarihinin en kötü başkanı özhan canaydın'a başkanlığı bıraktıran sürecin en önemli yapı taşı olan maçtır.

    bilenler muhakkak vardır, pankartlar maçtan 1 gün önce asılır. aslında torpil, meşale vs gibi yabancı maddeler de stat süslemesinin olacağı gün oraya konulacaktı. fakat fenerliler bunu bir şekilde istihbarat almışlar ve antu, gfb gibi sitelerden ihbar niteliğinde metinler paylaştılar. ben maçta kapalı'daydım. üstüm aranmadan girdim stada. yani olayın "yukarıdan" organize edildiği belliydi. tabii bunları 17 yaşında çok da düşünemiyorsunuz.

    velhasıl, yaşanan olayların fenerbahçe ile uzaktan yakından alakası yoktu. eğer olsaydı o atılan sular, maytaplar deplasman tribününe de atılırdı. olaylar daha çok emniyete ve yönetime duyulan öfkeyle alakalıydı.
  • 70
    beğenirsiniz beğenmezsiniz ama bu maçta yaşananların yaşanacağını herkes biliyordu hemde kimse kimseyle sözleşmeden, o maça giden o maçı tribünden takip eden o maçı televizyondan izleyen galatasaray ile münasebeti maç izlemekten bir tık yukarı olan herkes biliyordu o maçın kitlesel bir cinnete dönüşeceğini.

    birileri it osursa ağlıyor şu sıralar, hangi maçtan bahsettiğimi anlıyorsunuz,
    yine kumpas yine montaj yine dubaj yine fetö yine faiz lobisi yine dış mihraklar yine pkk/kck/dhkcp/abcs/ denilerek işin içerisinden eşsiz bir şekilde çıkacaktır necip türk sistemi. bu süreçte bol bol operasyon yapıldı la görmediniz mi ? oyun büyük arkadaşlar uyanık olalım muhabbetleri eksik olmayacak köşe yazılarında ve havuz medyasında.

    yemin ediyorum bazen maymunlar cehenneminde yaşadığımı düşünüyorum. ulan alisamiyen'de o meşhur sulu derbide adam gibi nefretini kustu bu taraftar sahayı başlarına yıktı maç bitti bir kişi çıkıp "oporosyon yopoloyor" demedi, evvel hüdayı tanırız kes hükmünü beyzade tadında saha olayları nasıl çıkarılır, istenmeyen görüntüler nasıl oluşturuluru gösterdi bu taraftar.
    sonra aldık cezamızı kıvırmadan rivriv etmeden çektik paşa paşa.

    ama bu ülkenin yavşak unsurları her boku yeyip hiç ceza almamayı marifet ve güç biliyor, tiksiniyorum lan sizlerden lafa gelince adamsınız, hepiniz delikanlısınız, suratınızda 3 kilo sakal, tatar ramazan triplerinizden geçilmiyor ama o filmin en güzel sahnelerinden biri olan "burada vurulacak bir adam vardı onu da ben vurdum" repliğinden haberiniz de yok onu diyecek götte yok, her boku yemek istiyorsunuz ama sonuçlarına katlanacak göt yok sizde. bagajda çıkan paralarla eskişehir'de ev almaya gidiyordunuz, tarlaların sürülmesi eyüp sultan'da kurban kesmek için şifreydi, ırkçılık yapan taraftarı yönetim kurulunu medyanın önüne dizip bu adamın midesi bozuk o yüzden muz yiyordu diyecek kadar kaypaksınız, bir film olacaksanız ve bir karakter arıyorsanız kendinize tatar ramazan'dan ziyade, her türlü boku yedikten sonra babasının yanına koşup "baba beni kurtar" diyen bir piç kurusunun bu günlere yansımış halisiniz, işte kahpelik dediğiniz şeyin tam açıklaması da bu oluyor.

    operasyonmuş... siktir lan oradan.
  • 72
    ben de o gün tribündeydim. numaralı üstteydim o zaman. o sezon kadıköy'de oynanan maçta sahaya bir sürü şey atılmış, gerets'in kafası yarılmış, mondragon'un kulağında torpil patlamıştı. bunun üstüne de yanlış hatırlamıyorsam fenerbahçe ya ceza almadı ya da doğru düzgün bir ceza almadı. burası çok net değil bende bilen arkadaş varsa özelden yazsın.

    bunun üstüne bir de fenerbahçe o maç bizim stada şampiyonluğu ilan ederek geldi. bu da bilenmişliği hat safhaya çıkardı. bir hafta öncesinden her yerde gerets'in kafasının kanlı resmi falan dönüyordu. bu maçta olay çıkacağı çok açık ve net ortadaydı. stada giren hemen hemen herkes sahaya atmak için ya su, ya da böyle ufak eşyalar getiriyorlardı. bizim arkadaş küçük bir el feneri sokmuştu mesela aklıma gelen.

    maç önü o meşhur kapalı tribüne polis müdahalesi yaşandı. emniyet müdürü olsam o gün o tribünde olayları çıkaran her bir polisi teşkilattan atardım. tribünlerin galeyana geleceği bir hafta öncesinden bu kadar açık ve net olan bir maçta ateşi harlayan o polis müdahalesi oldu. olaylar öyle bir yöne geldi ki en son hatırladığım bir adam maç sırasında bir kasa su almış ortaya koymuştu ve herkes eline geçirdiğini sahaya fırlatıyordu.

    velhasıl kelam, diyeceğim odur ki, evet o dönem galatasaray belki belli bir haksızlığa uğradı. fenerbahçe kollandı, ya da onların stadında bize kötü muamele yapıldı ve biz de bunun üzerine bilendik. yine de farklı bir yolu vardı bence bunun. sloganlar olur yürüyüş olur herhangi farklı bir yol izlenebilirdi. ben galatasaray taraftarı olarak utanç duyuyorum o günden. yaşımız gençti, toplumsal psikoloji ile galeyana geldik belki biz de o zaman haklı buluyorduk bu durumu ama şimdi bakınca utanç duyuyorum. bir daha yaşanmaz umarım.

    çünkü galatasaray diğerleri gibi davranmaz, diğerlerinden farklıdır.
  • 73
    https://gss.gs/5RB.jpg

    (bkz: küfürün günah olmadığı maç)

    hani küfürün günah olmadığı günlerdeyiz deriz ya fener maçının olduğu hafta için. işte bu maçta o gündü yani küfürün günah olmadığı gündü. arınma günü mü dersiniz, isyan günü mü... cebimdeki bozuklukları atışını beğendiğim bir arkadaşa cephane olarak teslim etmek suretiyle çorbada tuzumuz olsun dedik. * *
  • 74
    polisin durduk yere başlattığı olayların zaten maça kurulu gelen taraftarın etkiye tepkisiyle çıp gibi büyüdüğü maç. fenerbahçe taraftarı 12 mayıs 2012'da hain terör örgütü canımıza kast etti diye bik bik ötüp durur. bu maç günü daha öğlen saatlerinde stadın etrafında polisin taraftara ettiği eziyetten, kapılar açıldıktan sonra durup dururken kapalıya girip insanlara saldırmalarından bahseden çıkmaz ama.

    fenerbahçe'nin şampiyonluğunu ilan ederek gelmesi ve yaratılmaya çalışılan alkışlasınlar kamuoyu dışında sıradan bir fenerbahçe maçı öncesinden çok çok çok farklı bir gerginlik yoktu. ancak maç günü öğlen saatlerinde gima'nın orda, ali sami yen'i bilmeyenler için söylersek numaralı ile eski açık'ın birleştiği köşesnin arkasında denk gelecek tarafta polis taraftarı zorlamaya başlamıştı. orada yaşanan ilk temas daha sonra sokağa, oradan da kapalı'ya sıçramıştı.

    gündüz de belli gruplar polis şiddetine maruz kalmıştı, hatta kulağı kopan bir taraftarın görüntüsü yayınlanmıştı o günlerde. polisin stadın içinde intikam almak için tribünlere girişmesiyle kıyamet kopmuştu. maça gelen herkes elbette ki pek iyi niyetlerle gelmemişti. ancak polisin o günkü ayarsız tutumu adeta bir işaret fişeğiydi.

    lig tv ne kadar ekrana getirmemeye çalışsa da özellikle kapalıda çok feci sahneler yaşandı. iki taraf da yaralılar verdi, üst kattan alt kata düşmekten kıl payı kurtulanlar oldu, öksüren-kusan taraftarlar ekrana geldi, sonralarına yediği yumruğun görüntüsüyle gündem olan bir polis memuru bir gözünü kaybetti. yaklaşık 45 dakika 1 saat süren çatışmalardan sonra polis hatasını anlayıp geri çekilince olaylar yatıştı...

    hatta tüm o hengameye rağmen kapalı tribünde hayallerinizin bittiği yerde bizim gerçeklerimiz başlar koreografisi yapılmıştı. teknik olarak daha önce yapılmamış olan 5 pankartın sırayla kaydırılarak açıldığı enteresan bir koreografiydi. tabi koreografinin önemli bir kısmı olan kartonlar o olaylarda berhava olduğu için sadece bez pankart ve boyamalar açılabildi...

    sonrası zaten faziaydı aslında. kimilerine göre organize, kimilerine göre olaylar sonrası patlayan saha olaylarıyla geçti maç. aslında bir takım hazırlıklar yapıldığı aşikardı ama derbi tarihinden ne ilk ne de sondu. üzerine zaten kurulu gelen taraftarın olaylar sonrası tamamen pervasızlaşmasıyla maçtan başka herşeye benzedi.

    o kadar ki maç önü seramonisi bile yapılamamıştı. ligin en azından benim takip ettiğim bölümünde ilk defa yapılması gereken yerden çok daha geride, orta sahaya yakın bir noktada durabilmişti iki takım. aslında daha orada iptal edilmesi gerekiyordu maçın. ancak oynanmakta ısrar edildi. iki kere hakemler içeriye girdi ama geri geldi. köşe gönderindeki her pozisyonda sahaya maddeler yağdı. arda ile sanırım önder turacı'nın bir pozisyonu vardı numaralı ile yeni açığın birleştiği köşede, 15 saniyeye yakın topu saklamıştı biri diğerinden. saniyeler geçtikçe hızlanan bir yabancı madde yağmuru vardı.

    inanılmazdı...

    maçtan sonra olaylar bitmedi. fenerbahçe tribünlerinde büyük bir bayrak vardı ve sahaya dikilmek için getirilmişti. bu işi de o yılların en önemli orospu evlatlarından tuncay şanlı yapacaktı hatta.

    kapalı üst fenerbahçe taraftarı çıkana kadar içerde kaldı, o bayrak inerse biz de ineriz sesleri eşliğinde. necati, orhan, sabri duşa gitmeyi üstlerini giyerek fenerbahçe tribünü önünde dolandı durdu. tuncay gevşeği de kameralar önünde bizimkilere laf atıp durdu, boşuna beklemeyin ya dikmeyeceğim diye...

    fenerbahçe'nin saha içinde dışında en güçlü devirleriydi. ancak bir sene önce ve bir sene sonra alınan iki şampiyonluk tüm hazırlığı boşa çıkardı.

    maç bitti, davalar okundu, birileri ceza aldı. galatasaray önümüzdeki sezonun 5 maçını seyircisiz oynadı, bir maç da saha kapama cezası aldı. galatasaray tribünü bu olayların bedelini ödedi. kapalı üst kendini feda etme pahasına bu olayların arkasında durdu.

    kimse çıkıp da terör örgütü, hain kumpas vs. demedi...

    belki yaşananlar hoş şeyler değildi. savunulacak şeyler de değildi ama bu anlamda gurur verici bir tarafı vardır.

    o maçtan sonra hiçbir kadıköy deplasmanına da önceki senelerde yaşanan eziyetlerin hiçbiri yaşanmamıştır taraftar açısından. stada girişte tıkıştırılan yer hariç...

    (bkz: tarihte bugün)
  • 75
    yazılacak çok şeyin olduğu maçtır. fakat o güne ve sonrasındaki bir iki aya hiç gitmek istemiyorum. tek yazacagim şey, sokaktaki onca olaydan sonra kapaliya girdiğimizde henüz olaylar çıkmamıştı ama öyle bir elektrik öyle bir gerginlik vardı ki anlatılmaz yaşanır cinstendi. çocukluğumda gittiğim bazi maçlarda fb tarafı kapalıda bizden fazla olup gür ses çıkartirdi özellikle sağ kapaliyi aldıklarında. dolayısıyla ile gerginliği hissederdiniz.bu maca da girdigimizde aynen o yıllardaki o gergin atmosferi hissetmiştim. ve ne yazık ki hissettigim çekindiğim şey başımiza geldi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın