• 72
    ben de o gün tribündeydim. numaralı üstteydim o zaman. o sezon kadıköy'de oynanan maçta sahaya bir sürü şey atılmış, gerets'in kafası yarılmış, mondragon'un kulağında torpil patlamıştı. bunun üstüne de yanlış hatırlamıyorsam fenerbahçe ya ceza almadı ya da doğru düzgün bir ceza almadı. burası çok net değil bende bilen arkadaş varsa özelden yazsın.

    bunun üstüne bir de fenerbahçe o maç bizim stada şampiyonluğu ilan ederek geldi. bu da bilenmişliği hat safhaya çıkardı. bir hafta öncesinden her yerde gerets'in kafasının kanlı resmi falan dönüyordu. bu maçta olay çıkacağı çok açık ve net ortadaydı. stada giren hemen hemen herkes sahaya atmak için ya su, ya da böyle ufak eşyalar getiriyorlardı. bizim arkadaş küçük bir el feneri sokmuştu mesela aklıma gelen.

    maç önü o meşhur kapalı tribüne polis müdahalesi yaşandı. emniyet müdürü olsam o gün o tribünde olayları çıkaran her bir polisi teşkilattan atardım. tribünlerin galeyana geleceği bir hafta öncesinden bu kadar açık ve net olan bir maçta ateşi harlayan o polis müdahalesi oldu. olaylar öyle bir yöne geldi ki en son hatırladığım bir adam maç sırasında bir kasa su almış ortaya koymuştu ve herkes eline geçirdiğini sahaya fırlatıyordu.

    velhasıl kelam, diyeceğim odur ki, evet o dönem galatasaray belki belli bir haksızlığa uğradı. fenerbahçe kollandı, ya da onların stadında bize kötü muamele yapıldı ve biz de bunun üzerine bilendik. yine de farklı bir yolu vardı bence bunun. sloganlar olur yürüyüş olur herhangi farklı bir yol izlenebilirdi. ben galatasaray taraftarı olarak utanç duyuyorum o günden. yaşımız gençti, toplumsal psikoloji ile galeyana geldik belki biz de o zaman haklı buluyorduk bu durumu ama şimdi bakınca utanç duyuyorum. bir daha yaşanmaz umarım.

    çünkü galatasaray diğerleri gibi davranmaz, diğerlerinden farklıdır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın