• 351
    kazanan kadro bozulmaz ezberi yüzünden kaybedilen bir maç. yani emre akbaba geçen hafta da aksıyordu bu hafta da aksadı ve koca 45'i çöpe attık. linnes böyle sert deplasmanlar için yumuşak kalır diye diye geliyoruz sezon başından beri hala linnes sahada oluyor. kendi kendimize, saçma sapan bir maç. bir an önce unutulup salı gününe odaklanılmalı.
  • 354
    ikinci yari tek kale oynadık, skoru almak için çok kişi gonderdigimiz icin de dogal olarak pozisyon verdik. ikinci yari takimin oyunundan ben gayet memnunum. ilk yarıda ise diğer maçlara gore topu geri kazanma süremiz oldukça kötüydü. fatih karagumruk cok iyi pas yapıp hızlıca tekrar kazanmamıza izin vermedi. bizim oyuncularımız arasındaki mesafe de açılınca hem tehlike yarattılar hem de bizim takımı cok kosturdular.hucum sürekliliği de sağlayamadı. ikinci yarı ise büyük takım nasil oynamalı ise oyle oynadık. hoca da elinde kim varsa denedi. moral bozmamak lazım. bu maçta maglubiyetten daha kotu olan nokta fatih hocanın atılması oldu. cunku o kenarda değilken galibiyet yüzdemiz cok düşüyor.
  • 358
    götü everest dağlarına çıkan, hafta içi 7-8 atarız diyen, şımarık taraftara ders olan maçtır. bu hakemler, bu kaşar rakip takım oyuncuları olduğu sürece maç kazanmak kolay değil. iyi bir takıma sahip değiliz. diagne iyi bir forvet değil, belhanda umursamaz, akbaba desen top eziyor, ömer bayram hedefsiz orta açıyor, kaleci yok. kolaymı ulan 7-8 tane atmak.

    not: sinirliyim.
  • 359
    çok kötü oynadığımız ancak 1 puanı beğenmediğimiz için mağlup olduğumuz karşılaşma. şansa kadere 1-1’i yakalamışken keşke son saniyelerde tüm takıö olarak karşı kalenin önüne kümelenmeyip arkada 2 sigorta bıraksaydık. atarsan kazanır piyangoyu tutturursun, atamazsan da 1 puan iyidir dersin ki karagümrük boş bir takım değil. tabi biz rakibin de 10 kişi kalmasının gazıyla allah allah diye saldırınca kontradan ikinciyi yiyip maçı noktaladık. yazık oldu.
  • 360
    bugün özellikle 2. yarı kötü oynadık. maalesef lige verilen aralar hele hele bay geçme gibi gereksiz aralar daha olumsuz etkiler yaratıyor.
    iyi savunma yapan bir rakibe ve gerçekten son derece art niyetli, çok kötü bir hakeme karşı mücadele ettik. kaybedilen 3 puan olabilir ama lig uzun maraton. mağlubiyetten de ders almak lazım.

    özellikle taylan ile öndeki dörtlünün pas bağlantısı kesilince takımın ne oyun kurabildiğini ne de dönen topları alamadığını gördük bu akşam. açıkçası değişikliklerde pek işe yaradı denilemez. belhanda dışında girip oyuna ağırlığını koyan olmadı.
  • 364
    ilk defa bu kadar baskılı oynayıp sıfır pozisyona girdiğimiz bir maç oynamış olabiliriz. tamam ilk yarıyı at çöpe de ikinci yarı yenilen gol sonrası bildiğin rakip 18 civarında oynadık ama bir tane bile pozisyona girilmez mi, bir tane şut çekilmez mi arkadaş? valla kime içerleyeceğimi bilemedim. lan bari bir puanı tutsaydınız. o bir puanı var ya biz çok arayacağız. hiç yoktan bir puan aldık diye maçı kapatmak varken hafta sonumuzu berbat edecek bir sonla bitirdik maçı. nasıl atlacağız bu travmayı? off ki ne off.
  • 365
    uzatmalarda alınan risk hariç hiç de öyle karalar bağlanacak bi maç olmadı. gayet ortada her iki tarafa da gidebilecek bir maç oldu. karagümrük 3 kez tehlikeli geldi iki net vuruşlar gollerini buldu. biz de ise son tercihler ve son vuruşlar sorunluydu. maçın gerginliği önce hakemin tuhaf kararlarına, sonra fatih terim’in gereksiz kırmızısına yazar.
  • 366
    bu kadar trashball sonunda hakederek elde ettiğimiz mağlubiyetle tamamladığımız maç. sağlık olsun. çol uzun bir maraton. ama 15 aralık 2020 galatasaray darıca gençlerbirliği maçında almadığımız dersi belki bu mağlubiyette alırız. takım son iki resmi maçta çok kötü. belki idmansızlık belki virüs, ama bu iki hafta sonunda bu hareketli takımın bu kadar hareketsiz hale geçişi dikey bir düşüş. sade düz koşu yapsan bu kadar hareketsiz olunur.
  • 367
    son haftalardaki oyunumuzu sürdüremedik, vasat oyunla 1 puan alabilirdik onu da alamadık. bu tarz yenilgilerden gerekli dersleri çıkarıp önümüze bakmamız lazım, buraya takılı kalmamak gerekiyor.

    uzun zaman sonra ciddi geren bir maç oynadık, rakibimiz disiplinli savunma yapan ve klasik kontra kovalayan anadolu takımı, gol atamadığımız, savunmayı aşamadığımız her dakika bize sıkıntı yaratacağı belliydi.

    maç baştan sona beraberlik kokuyordu, rakip disiplinli savunmanın ekmeğini 3 puanla almayı başardı.

    son olarak fatih terim’in kırmızı görmesi ve alacağı ceza umarım bizi ağır şekilde etkilemez. hocam sen bu ligin en kurt hocası olarak bu hatalara nasıl düşersin ?

    (bkz: 18 aralık 2020 fatih karagümrük galatasaray maçı)
  • 369
    1-1'den sonra öyle bir görüntü vardı ki yemin ederim aynen şunu dedim; benim bildiğim galatasaray bu maçı kaybeder. nitekim kaybetti.

    bazen yani nasıl desem, kontrollü olmak gerekiyor. hak etmediğine de razı olman gerekiyor. kanaat göstermen gerekiyor. ulan 1-1'i bulmuşsun maaile hücuma kalkmanın ne gereği var? al, kaybettin. elindeki 1 puanı göstere göstere verdin. ne gerek vardı hakikaten? 1-1'e razı olmaktan bahsetmiyorum. 1-1'den sonra galibiyeti aramanın da bir adabı var. rakibe saygı duymalısın her şeyden önce. duymazsan 10 kişi kalmış, moralmen çökmüş takımdan biri çıkar 50 metre topu sürer, bomboş alanda kendisini karşılayan tek adam olmaz, seni indirir.

    geçmiş olsun artık diyecek bir şey yok. ama galatasaray bu işte. galatasaray ne zaman arayı açma fırsatı gelse elinin tersiyle itmiştir. bu hep böyle olmuştur. sezon bazında da maç bazında da böyledir bu. 2 kere üst üste şampiyon olur, kopup gidecekken hocasıyla başkanı kavga eder. maç oynar, 3-0'ı bulur, rakip darmadağın olmuş farka gitmeliyken tersini yapıp rakibi oyuna ortak eder. 2 transferle her şeyi çözebilecekken 4 tane alakasız adam alır, takımın amına koyar.

    hep ama hep böyle olmuştur. rize'yi 4'lüyorsun, hatay'ı 3'lüyorsun sonra gidip lige yeni çıkmış, aşağı mahalleden bir takıma böyle saçma sapan maç kaybediyorsun. ama diyorum ya 1-1 olduktan sonra, vallahi de billahi de dedim; söyledim kardeşime, galatasaray'ı azıcık tanıyorsam bu maçı karagümrük alır dedim. bak 90+6. dakikada dedim bunu. bu kadar iyi tanıyorum galatasaray'ımı.

    kime kalacak ihale? terim'e kalacak doğal olarak. herkes biliyordu bu maçın rize ve hatay kadar kolay olmayacağını. ama hiçbir değişiklik hiçbir yeni bir şey göremedik. 25-30.dakikada anlaşıldı maçın nasıl geçeceği zaten. karagümrük güzel kapandı. alan bırakmadılar. enlemesine genişletemedik oyunu. ktei'ye de söylemiştim, tek başına taylan orta sahası ütopik kere ütopik. sadece koşarak savunma yapmaya çalışan oyuncularla sürdürülebilir strateji değil bu. rakibe yapışman gerekiyor, uyanık olman gerekiyor, topun düşebileceği yerleri yüksek oranda sezebilmen gerekiyor. emre'ler, oğulcan ve hatta taylan sahipsiz topları toplamaktan anlamayan adamlar. her pas hatası gol pozisyonu olarak döndü kalemize. biz ise klasik sağdan sola bekler arası kısa paslaşmalarla rakibin açılmasını bekledik. yağ çözücüyü lekeye dökersin de beklersin ya? aynen öyle. linnes ve saracchi arası götürüp getirdik topu. arada taylan, oğulcan, emre'ler ve feghouli topa dokunuyor ama nedense karagümrük savunması çözülmüyordu. kendi kendine çözüleceği de yoktu. ama hem takım bir türlü gaza gelemedi hem de hocamız maçın sonuna kadar farklı oyuncularla ama aynı stratejiyle aynı şeyi denedi. e olmadı tabi.
    tuzla'ya kastığımız kadar kassak 5 atacağımızı maçı uyuşukluğumuzdan kaybettik. ama allah için söyleyin, en heyecanlılarımızdan bile kaçınız şaşırdı?

    neyse, 2 hafta üst üste bay geçmiş olduk. afferin takım!!!
  • 370
    kale boşken iki futbolcumuz karşı karşıya kalsa şut çekmeyip pas yaparlar. inanmayan bu maçı izleyebilir.

    öncelikle şu takımın kanat sevdasından kurtulması lazım. gerektiğinde elbette kanatlar kullanılır da kaleye ortadan daha yakınken ve ortadan pas yapabilecekken inatla neden kanada dönüp kimsenin vuramayacağı ortalar deniyoruz, anlamıyorum. yerden, ayağa, aralara oynamalı ve mesafeye takılmadan kaleye odaklanmalıyız. ama bizde rakip ceza sahası çevresinde topu alanın kafasında kesinlikle kale yok, ilk derdi top kaptırmamak, ikinci derdi boş birine yollamak, özellikle kanada; sonrası kısır döngü.

    artık şu kapanan takımlara bi' panzehir bulmak gerek. bir önceki türkiye kupası maçında da bu sorunu yaşadık. üçüncü lig takımını bile açamıyoruz. penaltı olmasa gol falan atacağımız yok.

    son olarak, bu kadroyla bunlar ne kadar yapılır meçhul. gerçekten çöp bir kadroya sahibiz. emre'ler, diagne, ömer bayram ve faslılarla bu iş yürümez. tuttuğunu koparan bir tane futbolcu yok takımda.

    kaleyi saymaya gerek yok, savunma ve bekler de şimdilik sorun çıkarmaz, önde de taylan tamam. ama kanatlar, on numara ve forvet olmadan çıkıyor bu takım her maça.

    ve bu durum çoktandır böyleyken -hadi mevcut sorunları çözmeye maddiyat yoktu ya da yönetim beceriksizdi diyelim- arda'yı niye izliyoruz? bize arda'yı tolere ettirecek ne verildi hoca tarafından?

    korona morona olmasa çekilmez bu lig, korona var da her yerde bir şeyler ters gidiyor diye motivasyonu kaybetmiyoruz taraftarlar olarak belki. şartlar normal olsaydı kimseye anlatamazlardı bu takımı, futbolu ve yönetimsizliği sorumlular.
  • 371
    hocasından oyuncusuna kadar, şımarıklığın, ciddiyetsizliğin, tembelliğin, dersine çalışmamanın cezasının kesildiği maç.
    bu karagümrük kadrosu 3 ay önce kuruldu daha. bizimle kedi fare gibi oynadılar. penaltıyı sayma, rakip kalecinin eli topa değmedi. 3 aylık toplama takım seni analiz ediyor, bir plan kuruyor, uyguluyor. sen rakibi izlemeye, ona göre bir taktik belirlemeye gerek duymuyorsun. bir kontraatak ya, bir kontraatak taktiği dene hocam ilaç için. pas pas pas... içimiz şişti gına geldi şu senin takıntından. kontraatak dene, duran top dene, çizgiye inip görerek orta dene, omar-linnes önlü arkalı dene, birşeyler dene. 90.dakikada anca aklına geldi donk'u ileri atmak. birde niye hiçbir kontraatakta bizimkiler yetişemedi k.gümrüklülere. adamlar top sürerek gidiyor, bizimkile topsuz yetişemiyor, kaç oldu sayamadım. hele saracchi'nin yetişememesi zaten maçı kopardı.
    bu ligde ilk golü yememek ne gerekirse yapacaksın. küçük takım o golü attımı sana, geçmiş olsun. 11 kişiyi yığıyor kale önüne, aç açabilirsen kilidi.
    devre arası 3-4 tane kreatif oyuncu almazsak (ki o da mümkün değil) bu maç gibi çoook maçlar göreceğiz bu sezon. kilit açan oyuncu yok.
  • 372
    maçla alakalı uzun uzun analiz yapmayacağım, zaten çok üzgünüm.

    rezil gibi oynamışsın, ona rağmen 1-1'i öyle ya da böyle bulmuşsun be kardeşim 10 kişi kalmış takımdan 100.dakikada o golü nasıl yiyorsun ya? arkadaki boşluk uzay boşluğu gibi. ulan yeri geliyor yarım puanla şampiyon oluyorsun bu ligde. oldun da.

    ryan babelveya kerem aktürkoğlu'ndan sadece birisi sahada olabilseydi bugün en azından kaybetmezdik. belki de kazanırdık.
  • 373
    bay geçme olayı ilk çıktığında bay geçtiğimiz haftadan sonraki maçta puan kaybedeceğimizi hemen hepimiz biliyorduk herhalde. milli aralar vs. sayesinde aşinayız bu duruma. bu kesinlikle uzun vadede çözülmesi gereken bir sorun ve bu sorun hocaya yazıyor haliyle.

    onun dışında yenilsek bile başı kesik tavuk gibi gezmiyordu oyuncular sahada. bu da, iyi derecede hayata geçiremesek de en azından oyun planına bağlı kaldığımızı gösteriyor bence. bu da hocaya ve oyunculara başarı olarak yazar.

    yol kazasından ibaret bir maç oldu. aralık ayında enseyi suyun karşı tarafında karartıyorlar, bu tarafında değil.

    sağlık olsun, haftaya telafi borcu doğdu oyuncuların ve hocanın.
  • 374
    ilk yarıdan beri karagümrük'ün ofansif taktiği belliydi. beklerden birinin arkasına adam kaçırıp o adamla da uzak kanattaki diğer bekimizin arkasına sarkan adama orta yapmak.

    ilk golü de böyle buldular, diğer ciddi ataklarında da bunu denediler. beklerimizin defansif zaafiyetlerinden çok iyi yararlandılar.

    son üç maçtır oynadığımız o ürkütücü oyun da çözülmüş gibi görünüyor ve beklerimizin bu defansif zaafiyetlerinin üstünün örtülmesi için benim çözümüm üçlü stoper dizilimiyle oynamak. üçlü oynasaydık karagümrük bu pozisyonları bulamayacaktı. fakat bunun için de stopere en az bir transfer gerekli.

    bunun dışında son 3 haftaki oyundan, oyuncu performansı olarak da farka emre akbaba ve taylan'ın kötü performansı sebep oldu. özellikle emre akbaba son 3 maçta gereksiz yere eleştiriliyordu ve bence gayet iyi oynuyordu. fakat bu maçta gerçekten kötü oynadı.

    tabi tüm bu olumsuzluklar bir yana, bu maç sadece bir kaza da olabilir ve bu kötü performansımız gelecek maçta yerini önceki iyi oyunumuza bırakabilir.

    yani bir maçla karalar bağlamadan önce takıma biraz daha şans vermek gerekiyor. yenilgiye rağmen ortalığı yakıp yıkacak kadar kötü bir durumda değiliz. çözülemeyecek gibi büyük problemlerimiz yok ve hala şampiyonluğun en büyük favorisi biziz.
  • 375
    maç oynanmadan geçilen hafta dönüşü, zırt pırt düdük öttüren tuhaf hakem, arkasındaki apartman gözüken boktan stat gibi faktörlerle puan kaybının yüksek ihtimal oluşuna kötü oyunumuz da eklenince işin içinden çıkamadık. daha önümüzde 28 maç var. ama şöyle ama böyle yapacağız bu işi. bu maç da sonu güzel biten hikayenin parçalarından biri olacak.
App Store'dan indirin Google Play'den alın