• 281
    d-smart televiziyasının maçın sonlarını yayınlayamadığı galatasaray'ın 100. avrupa galibiyeti maçı.

    bu sene dikkat çeken, takımın çok hareketli oynaması, ileride ve geride yardımlaşma, as-yedek takımda çok kalite farkı olmaması diyebiliriz.
    özellikle kanatları orta saha ile yakın oynatarak güzel üçgenler kurduruyor hoca. forvette sıkıntı yok. en çok da kondüsyon onemli daha sezon başı ve şu an bile gayet hazırız.

    bu takıma özellikle sol tarafa hızlı bir kanat oyuncusu gerekiyor. ayrıca taylan tek başına olmaz oraya mutlaka bir beyin gerekli.
    belhanda böyle oynayacaksa ben kalmasına ok'im.
  • 284
    avrupa arenasında 100.galibiyetimizi aldığımız maç. 12 eylül 2020 galatasaray gaziantep fk maçı'nın skoru ile üstünlük sağladık. oyun olarak o maçtaki mantalitemiz devam ediyor. girenler çıkanlar değişiyor direkt oyunumuz ve baskı yapma isteğimiz değişmiyor. önümüzdeki başakşehir, hajduk split ve fenerbahçe maçları iyi birer sınav olacak. ben o maçlarda da aynı oyunu oynayacağımızı düşünüyorum. yine de uzun maratonda bir orta saha ve bir kanada ihtiyacımız var. belhanda ayrılmasa da çilemiz der çekerim ama babel ile hiç olmayacak belli. ilk ayrılması gereken isimlerden biri babel. yerine onyekuru tarzı bir kanat lazım. bu kanat fernando reges tarzı bir orta saha ile gelirse 23.şampiyonluk hayırlı olsun.
  • 288
    rakibin zayıf olması bizim de geliştirmeye çalıştığımız hızlı ve dominant oyun sayesinde gayet rahat şekilde kazanıp büyük bölümünü rölantide götürdüğümüz maç.

    fatihe çok bir iş düşmedi. luyindama çok topla oynadı bazen ve hatalı hamlelerde bulundu ama hocanın dediği gibi oynadıkça toparlayacak. linnes gayet iyiydi ciddi bir alternatif gitsin diyordum ama bence kalmalı 1 yıl daha. marcao çok dominant oynadı sarrachi ise gayet tempolu ve etkindi.

    geçen maç ne kadar övgü yağdırsakta belhanda şaşırtmadı ve bu maç yine savruk oynadı. taylan yine temposunu korudu diri ve iyiydi. ömer bayram kısıtlı yeteneğiyle bir şeyler yapmak için çabaladı zaman zaman hoca çıldırdı ömerin bazı yanlış tercihlerine.

    babel yine hocayı çıldırtanlar arasındaydı cidden çok kötü ve temposuz. emre kılınç kanat olarak çok etkisiz ama merkeze geçince yine dominant ve etkindi. diagne ise gayet iyiydi zaten iki gol ile bunu taçlandırdı. yedeklerden sadece feghouli için yazıcam, feghouli oyuna girdiğinde attığı 2-3 pas vardı ki cidden first class rakip savunmayı resmen çaresiz bıraktı temposunu yakalarsa çok başka bir feghouli izleyebiliriz.

    milli araya kadar zorlu 5 maç oynacaktık bunun 2 si başarıyla ve dominant oyunla kazanıldı sezona güzel başlamak mutlu etti. şimdi esas zorlu 3 maçlık periyota giriyoruz 7 gün içinde oynayacağımız 3 istanbul maçı bakalım nasıl geçecek. bence takımın esas seviye ve kadro rotasyon durumunu bu üç maçta göreceğiz.

    bu iki maç aldatmasın bizleri hoca da net farkında iki orta saha ve bir kanat oyuncusu lazım takıma. eğer satılan oyuncu olursa diagne marcao luyindama vs.. gibi onların yerinide doldurmak lazım olacak.

    son olarak umarım neden umarım diyorum çünkü böylesi genelde başa geliyor. önümüzdeki üç zorlu maçı iyi oynayıpta orta sahasızlık yüzünden kaybedip veya beraberlik ile rakibi elden kaçırıp ahlar vahlar etmeyiz.
  • 289
    dün oynadığımız neftçi bakü maçıyla ilgili türkiye’deki bütün spor yazarlarını okudum. tv’deki yorumcuları da dinledim. sosyal medyayı da didik-didik ettim. yaptıkları iki şey var. spikerler gibi maçın gollerini ve önemli anlarını anlatmak bir de genel ifadelerle şu futbolcu diriydi şu futbolcu hatalıydı gibi değerlendirmeler yapmak. türk futbolunun geri kalmasının bir nedeni de işte bu medya. futbolu, futbolcuyu, teknik ve taktik detayları, oyun kurgularını, takım ruhu ve taraftar gibi detayları sadece yüzeysel bilgilerle değerlendiren medyanın spora ve özel olarak futbola katkıda bulunmaları imkansız. ülkemizde spor yazarlığı yok futbol yazarlığı var ve futbol yazarları da işi taraftar gibi görüyor, eğlencelik iş gibi değerlendiriyor. doğrusu ne olmalı? doğrusu eleştiri ve kritiklerle futbolcuya, teknik heyete, taraftara ve yöneticilere ve de tüm spor kamuoyuna hatalarını, yanlışlarını göstermek, ne yapmaları gerektiğini salık vermektir. yoksa maçın önemli anlarını zaten izleyen herkes görüyor. bu nedenle bundan sonra maçların ertesi gün kritik yapmaya karar verdim. ilk kritiğime de neftçi bakü maçıyla bismillah diyorum.

    rakip takım seviye olarak türkiye 1. ligi seviyesinde. orta sahadaki kaptan emin makhmudov ile laval ve golü atan siyahi oyuncu dışında oyuna değer katan futbolcusu yok. kalecileri ile ilgili değerlendirme yapmak ise imkansız! emin makhmudov yaratılan iki tehlikeli pozisyonun hazırlayıcısı ve golle sonuçlanan kornerin kullanıcısıydı. oyun görüşü mükemmel bir futbolcu. orta sahada pasları incelik doluydu. yaşı henüz 28 ve spartak moskova ile boavista formaları giymiş. türk takımlarına duyrulur. ben olsam galatasaray’a getiririm. eğer fizik kalitesini dünkü gibi üst seviyede olursa belhanda’dan daha faydalı olur.

    bizim takımın oyununda ise iki husus dikkatimi çekti. rakip hücumlarında, top ayağında olan futbolcuların uzun pas yapmasına izin verdik (neftçi’nin isabetli uzun pas yapacak oyuncusu olmadığından önemli sıkıntı yaşamadık ama bu diğer takımlar için geçerli olmayacaktır) ve belhanda’nın oyunu bozmasına ve maç ritmini bulmamızı engellemesine seyirci kaldık. bu iki eleştiri fatih hoca’ya. birinci hastalık yıllardır devam ediyor. bizim bu zaafımızı iyi gören club burugge teknik direktörü, geçen sezon oynadığımız iki maçta da bol bol defans arkasına uzun paslar attırdı ve tehlikeli pozisyonlar yarattı. o iki maçı hatırlayanlar ne demek istediğimi anlayacaktır. belhanda’ya gelince; bizim kanayan yaramız belhanda. gaziantep maçında çok iyi oynadı (yalnız gaziantep’ten yediğimiz golde luyindama’dan daha büyük bir hatası vardı) dünkü maçta ise çok kötüydü ve oyunumuzu bozdu. belhanda arkası dönük top al-ma-ma-lı. hele baskı gördüğü anlarda ona asla böyle toplar atılmamalı çünkü %100 kaptırıyor ve rakibini de takip etmiyor. etmeyince de takımın orta sahası kırılgan hale geliyor. üstelik belhanda çok sık top kaybediyor. savunması da kötü olunca orta sahayı rakibe kaptırmış oluyoruz. iyi olduğu zaman fark yaratıyor ama beş maçtan birinde iyi oluyor dördünde vasatın altına düşüyor.

    belhanda’nın yerinde oynayacak futbolcunun üç önemli özelliği olmalı. kolay top kaybetmemeli, çalım yeteneği iyi olmalı, kaptırdığı topları takip etmeli. derin pas ve şut konusunu yazmaya gerek duymuyorum çünkü onlarsız sekiz numara olmaz zaten.

    ben şu birinci sıkıntının üzerinde durmak istiyorum. rakip geriden hücum başlattığında, defansımızın arkasına uzun paslar atmasını engellemek için ne yapmalıyız?

    bu sorunun cevabı şudur. hücum futbolcularımız uzun pası engelleyecek ölçüde rakibin önünü kapatmalı. ne kadar basit değil mi? evet çok basit ama biz bunu yıllardır başaramıyoruz.:) kapat önünü yan pas yapmak zorunda kalsın. zaten o zaman pozisyon almış rakip yeniden organize olmak zorunda kalır, kalınca da yeni pozisyon alıncaya kadar iş işten geçer. tabi rakibin uzun pas yeteneğine sahip futbolcularını kapatıp yeteneksiz olanlarıyla topu kullanma zorunda bırakılması da başka bir yöntem. sabri bizdeyken rakiplerin yaptığı gibi. (herkesi kapat sabriyi serbest bırak nasıl olsa kuşlara atacak topu)

    bu hususlar dışında ilk iki maçta göze batacak sıkıntımız yoktu. hızlı paslaşma yapamadık ama rakibin seviyesine göre gerektiği kadar yaptık diyebilirim. gaziantep maçındaki kadar hızlı oynasak maç daha farklı biterdi. geçen sezonun en büyük zaafı yavaş paslaşma ve gereğinden fazla pas yapmamızdı. çok şükür bu sezon kurtulduk o zaafımızdan.
  • 292
    galatasaray'in büyük takim gibi oynamasini özlemi$im. oyun kontrolü daima elindeydi. golü 2. yarinin ba$lama düdügü ile yedi. orada bir konsantrasyon kaybi ya$andi ancak hemen ardindan tekrar öne geçti. büyük takim isen bunu yapabilmelisin, aksi takdirde rakibini mental olarak güçlendirir ve motive edersin. bu da istenmeyen süprizler dogurabilir. ancak dedigim gibi, yenilen golün ardindan hemen golü bulup öne geçince bakü temsilcisi rüyadan erken uyanmak zorunda kaldi ve maglubiyeti kabul etti.

    rotasyon yaparak kazandigimiz için de ayriyeten mutluyum. linnes beni mutlu etti. omar'in geli$i kendisini motive etmi$ gibi gözüküyor. forma sava$i iyice kizi$ti. aynisi omar için de geçerli, zira forma sava$i onun için de kizi$ti. milli takimda da yedegi olan adam 1 asist yapti ve 1 asisti de direkten döndü.

    öte yandan diagne'nin gol atmasi da önemli idi ve sükür ki yüzümüzü kara çikarmadi. 1 degil 2 gol atti, biri de direkten döndü.

    son olarak emre kilinç tam bir joker. nereye koysan oynuyor masallah. ayagina da top çok yaki$iyor. merkeze geçtiginde daha da tehlikeli oluyor kerata. allah utandirmasin.
  • 293
    bir kaç yıldır doğrudan şampiyonlar ligi gruplarına katılan galatasaray için, eylül ortasında avrupa kupası maçı oynamak "garip" kaçsa da, geçen sene pandemi arası sonrası kaybedilen puanlar ve lig altıncılığı maalesef uefa avrupa ligi gruplarına katılım için bir kaç ön eleme gerektirmekteydi. bu maçlardan ilki de kardeş azerbeycan'ın köklü takımı neftçi ile olacaktı. bu senenin farklı ve zor taraflarından biri de eleme maçlarının alışılagelmişin aksine "tek" maç üzerinden olmasıydı. karşılaşma bakü'de taraftarsız olacaktı... kağıt üzerinde kolay gözüken maç zor olabilir miydi?

    kura sonrası iki takım yönetim ve taraftarı tarafından oldukça dostane söylemler yer alırken medyada, maç öncesi bakü olimpiyat stadı tribünleri de bu söylemleri doğrular nitelikte, türkiye ve azerbaycan dev bayrakları yan yana orta saha çizgisi hizasında tribünde yer alırken, yanlarında iki ülkenin unutulmaz liderleri mustafa kemal atatürk ve haydar aliev ile mevcut cumhurbaşkanlarının kardeşliği vurgulayan vecizeleri bulunuyordu. tabii galatasaray ve neftçi bayrakları da tribünlerde olmazsa olmazdı... tabii bir de, dünyanın her yerinde takımını yalnız bırakmayan galatasaray taraftarı... tribünde olmasalar da, bakü olimpiyat stadına imzalarını bırakmışlardı maçtan evvel...

    ligin ilk haftasında iç sahada gaziantep fk'yı 3-1le geçen ve alkış alan kadrodan omar, arda, feghouli, falcao'yu dinlendiren fatih terim, linnes'e kaptanlık bandını vermiş, ömer, babel ve diagne'yi "bu takımda siz de varsınız" diyerek sahaya sürmüştü. oyunun ilk düdüğü ile birlikte de iki takım arasındaki "klas" farkı çok açıkça ortaya çıkıyordu. siyah altın petrol ile beyaz altın pamuktan esinlenerek oluşturdukları siyah-beyazlı formaları ile ev sahibi neftçi, öncelikle kalesini korumayı yeğlerken, galatasaray ise erken bir gol atıp, rahatlamak istiyordu. bu amaçla diagne ve babel rakip ceza sahası cıvarında baskı yaparken,ömer, emre ve belhanda ise orta sahayı kontrol ediyordu. kazanılan kornerler ve yapılan ortalarda da neftçi'nin zayıf karnının hava topları olduğu "ayan beyan" gözüküyordu. işte o anların birinde taylan'ın milimetrik ortasında linnes kafayla diagne'ye gol pası veriyor, diagne üç-dört gün evvel yaptığı gibi yine direği nişanlıyordu. bu pozisyonda kaleci mammadov'u direk korurken, iki dakika sonra babel'in serbest vuruşunda mammadov becerisini sergiliyordu. galatasaray adına golün gelmesi yakındır derken, babel'in topla fazla oynamayıp, vatandaşı cruyff'un "basit olanı yap" sözünü hatırlaması ve "demarke" pozisyonundaki linnes'e pas vermesi ve norveçli sağ bekin ortasıyla "king kong" diagne bu sezon adına ilk resmi golünü kaydediyordu. hazırlık döneminin en formda ve hırslı oyuncularından biri olarak lanse edilen ve idman olmadığı günlerde dahi florya'da antrenman yapan diagne çalışmasının meyvelerini şimdiden toplamaya başladı bile.

    atılan golle birlikte galatasaray oyunun hakimiyetini elinde tutarken, tempoyu da çok yükseltmeden linnes ve sarrachi'nin bindirmeleriyle de kanatlardan yokluyordu ev sahibinin kalesini. atılacak ikinci gol takımı oldukça rahatlatacaktı ama gol geciktikçe, neftçi'nin de fatih'in kalesine gelme iştahı kabarmaya başlıyordu. özellikle 40. dakikadan sonra siyah-beyazlılar hakem devreyi bitiren düdüğü çalana kadar "misafirlerin" kalesini ablukaya aldılar. o anlarda laval'ın luyindama'yı geçip, ceza sahası içinde vurduğu top filelerle buluşmadıysa, futbolun ilahlarının fatih'in yanında olmasındandır.

    devre neftçi adına golsüz bitti bitmesine de, ev sahibi topçular sanki oyuna hiç ara vermemişçesine, 46. dakikada kazanılan bir korner atışında mbodj'la eşitliği sağladılar. bir zamanlar fatih terim köşe vuruşlarında oyuncularına ön direk-arka direk müdafası yaptırırdı, nagatomo'yu çokça arka direği savunurken hatırlıyorum. perşembe gecesi sahada olsaydı, o topu çizgiden çıkaran oyuncu olarak anacaktık kendisini... eşitliği sağlamanın coşkusu, rehavet ve dikkatsizliğe sebep olunca, galatasaray iki dakika sonra ömer'in kullandığı köşe atışında diagne ile gole yaklaştı, mammadov başarılıydı ama dönen topta taylan luyindama'ya "al da at" ikramında bulundu. futbolun tanrıları "erken golle" yine galatasaray'ın tarafındaydılar zira 1-1 gidecek maç, fatih terim'in öğrencileri adına sıkıntıya sebep olabilirdi.

    skor olarak öne geçen galatasaray, maçta ipleri tekrar eline aldı ve oyunu rakip yarı sahaya yıktı. 57. dakikada feghouli'nin harika pasına ceza sahasına giren emre kılınç, kendisinden bu yıl çokça göreceğimiz tarzda bir çalım ve vuruşla rakibin yüreğini ağzına getirirken, 5 dakika sonra mammadov'un pasını yakalayıp, diagne'ye rahat bir gol asisti yapıyordu. cumartesi gecesi falcao iki gol, bakü'de diagne iki gol, hiç de fena istatistik değil galatasaray forvetleri için... king kong diagne attığı gollerden daha fazla alkışı, maç içinde yapmış olduğu mücadele, rakibe pres ve maçın sonlarında bir çok forvetin "aman, bu topa da vurulmaz ki" diye hamle yapmayacağı babel'in sert ortasında vurduğu kafa ile topladı. umarım bu azim ve hırsı kaybolmaz.

    maçın havasını ve gidişatını koklayan fatih terim, pazar günkü başakşehir karşılaşmasını da düşünerek, emre'yi kenara alıp, maç temposu yakalaması için arda'yı sahaya sürdü. o anda linnes'in koşup, pazu bandını kaptana takması oldukça şıktı. babel de son 10 dakikada yerini jimmy durmaz'a bıraktı ve galatasaray antrenman temposunda maçı 3-1lik skorla sonlandırdı... darısı perşembe günü sami yende hajduk split maçına...

    kaynak ve maçtan fotoğraflar: http://ultrasmovement.blogspot.com/...u1-3galatasaray.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın