• 151
    taraftarın sahaya attığı malzemeler bi tarafımıza kaçmasın gerisi hallolur. zaten bizi istemeyen bi organizasyonda yer alıyoruz inatla acemice hareket etmeye de devam ediyoruz. kaybettiğimiz takım geçen senenin el şampiyonu ve sahaya yabancı madde attığımızda fark sadece 11 di. galatasaray taraftarı olarak her güzel şeyi bitirme gibi özelliğimiz var ama bari basketbolu rahat bırakalım.
  • 152
    109-84 kaybettik.

    ikili oyunlardan ziyade bire bir oynanan, bireysel performansa dayalı hücum performansları ve temassız savunma anlayışıyla euroleague maçından çok nba normal sezon maçı kıvamındaydı, özellikle bizim açımızdan. tabi iş bire bir performanslara ve iyi hücum yapan kazanıra kalırsa cska fark yaratır. üçüncü çeyrekte doğru oyunları oynamaya başladığımız anda bu sefer de cska'nın yetenekleri fridzon* ve de colo* ön plana çıktı ve farkı tamamen eritemeden son çeyreğe girdik. son çeyrek başlamadan bitti maalesef.
  • 154
    cska'ya yenilmek anormal bir şey değil. hatta kazansak bence asıl süpriz o olurdu. fakat bu maçın kaybetme boyutu çok farklı bir boyuta ulaşmış durumda.

    bu maçı 80-70 kaybedebilirdik, kimse tek kelime edemezdi.
    bu maçı 65-60 kaybederdik, ulan çok iyi savunma yaptık, çok üretemedik derdik.
    bu maçı 85-86 kaybederdik, ulan her iki tarafı da çok iyi yaptık, son saniye topunu kullanamadık/son saniyede yedik derdik.

    lakin arkadaş, 25 sayı fark yedik ve toplamda 110 sayı yedik. 110.

    bakın bu bir mağlubiyetten çok öte bir şeye dönüştü. sen eurocup şampiyonusun, euroleague'de kendi sahanda 110 sayı yiyemezsin abi. 110 sayı yersen herkes, euroleague farklı bir boyut, eurocup'a benzemez, boyunuzun ölçüsünü aldınız, derler. maalesef savunma olarak şu an deplasmanda her takıma yeniliriz. kendi sahamızda da kafaya oynayan takımları yenemeyiz.

    tabiki müdahale gelecektir, böyle olmayacak belki de ama bugün euroleague'de kimse kendi sahasında 110 sayı yemiyor abi. tepeye oynayacağım diyen takımlar için konuşuyorum. amacı olan takımlar için konuşuyorum.

    şu takıma lütfen, yalvarırım bir adet amerikalı, adam yiyen, 5 numara alın.
  • 155
    biraz zamana ve saha içinde gerektiğinde sazı eline alabilecek bir lidere ihtiyacımız olduğunu gösteren maç. geçen sene karakter takımıydık. bu sene henüz karakterimiz takıma oturmamış gözüktü. galatasaray takımı pes etmez. etmemeli. bazı oyuncularımız vasat dahi değil. koç, russ smith'den erick'ten aldıklarımızı beklemiyordur umarım. o iş olmaz çünkü.

    o nasıl bir üçlük performansıydı?! olağanüstü müydü, yoksa olağan mıydı, ancak cska'nın diğer maçlarını izleyerek görebiliriz. cska acayip takım. teo acayip adam.

    galatasaray kötüydü, evet, çok kötüydü, bu doğru ama şu maçta kötü şeyleri saymaya başlasak, kötü oyuna ve sahaya madde atan seyircilere -tümden ayırmak lazım onları- gelmeden önce hakemleri saymak lazım. o nasıl bir maç yönetmektir. anlamadım. teknik faullerden bağımsız söylüyorum bunları. armut gibi bloğa faul verince bir an kendimi kaybettim. yayını kapattım. -gerçi sonra tekrar açtım. galatasaray'dan ayrı kalamadım.- salondaki arkadaşların reaksiyonuna o yüzden pek kızamıyorum. oradaki duygu yoğunluğu ve bir anlık patlama, galeyana sebebiyet verebiliyor. özellikle salonlarda. seyirci, futbolun aksine oyunla daha içli dışlı çünkü. elbette, yapılmamalı böyle şeyler. bununla birlikte, sahaya çıkınca anlaşıldı ki hakeme rağmen cska'yı yenmemiz gerekiyordu. bunun için karakter takımı olmanız gerekiyor. ve biz değiliz. henüz...

    koydu. 20 küsür fark yemek, 100 sayı barajını haddiyle aşarak yenilmek koydu. çok koydu.
  • 156
    maç bittikten sonra bu zamana ancak sakinlesip yazabiliyorum. mac esnasinda sahaya yabanci madde atan kim ya da kimlerdir? hangi grup ya da gruplardir? birileri aciklasin da ona göre kufurlerimi hazirladim sadece bosluklari dolduracagim. zira bir sonraki ic saha macimiz kesin olarak seyircisiz. zaten bu takimi boyle adam(!)lar sahada destekleyecekse bütün maclar seyircisiz olsun. adam(!) oraya alkollu gelmis. eglenmeye gelmis. umurunda değil sahadaki takim. ilk 5'i say desen sayamaz. sahada oynanan oyunun basketbol oldugundan bihaber galiz kufurlerle saga sola da satasmak dahil her turlu melaneti yapmakta. e ne diyeyim? demek ki evimizde oturacagiz bundan sonra.
  • 157
    basketten anladığımı iddia edemem, sadece galatasaray maçları olduğu için izler, çizdiğim profildeki biri için ortalama üstü de ipekçi'ye giderim. maçın dönme ihtimali düşüktü ama dördüncü periyota başladığımız beşi ben hala anlayamadım. 1 dakika 42 saniyede maçı verdi o beşli. moladan sonra da takım tamamen değişti zaten. neyse anlamadığım şeye de çok karışmayayım.
  • 158
    13 ekim 2016 galatasaray odeabank cska moscov maçı normal bir maç olmamıştır. o nedenle ne teknik kadro ne de oyuncuları eleştiriye tabi tutmak yanlış olur. çünkü;

    1-cska oyuncuları koşmuyordu uçuyordu.

    2-teodosic, 20 sayı 11 asistle oynuyor. colo'da hakeza 22 sayı 5 asist. diğerlerini saymaya gerek görmüyorum.

    yani sadece iki oyuncu 80 sayıya direkt etki etmiş. böyle bir istatistikleri bu güne kadar olmuş mu bu oyuncuların? ben hiç zannetmiyorum ama varsa da bir iki maçı geçmez.

    bu da gösteriyor ki cska hormonlu oynamış. umarım doping kontrolü istemişizdir.

    malum, rusya'nın bütün olimpiyat sporcularına devlet politikası olarak doping yaptığı bir sporcularının itirafı ile ortaya çıkmıştı. (o sporcuyu kutluyorum ama hayati tehlikesinin olduğunu da açıklamıştı. umarım katletmezler kendisini)

    dolayısıyla unutalım bu maçı ve önümüzdeki maçlara odaklanalım.
  • 159
    bu maçla ilgili yorum yapmak için biraz sinirimin biraz da üzüntümün azalmasını beklemem gerekti. hala, her tribünden izlediğim maçta olduğu gibi, kendim maçı oynamış gibi bacaklarım ağrıyor ve üzerimde bir yorgunluk var ama bu yorgunluk ne yazık ki bu sefer acı dolu. maçta korktuğumuz ne varsa hepsi oldu. savunmamız maça gelmemişti bile, russ smith yine saçma bir maç oynadı, milos teodosic ve nando de colo resmen şov yaptı ki bu şovu galatasaraylı olmasam ağzım açık ve hayranlıkla izlerdim. adamlar parkede resmen şiir yazdı. böyle iki oyuncuyu sonuç ne olursa olsun canlı canlı izlemek gerçekten mutluluk verici. tabi böyle bir maçta değil :( adamlar resmen cska moscova'nın sayılarının yüze 90'nında direkt etki sağladı. inanılmazdı gerçekten ve hançeri defalarca kalbimize sapladılar. biraz kıpırdandığımızı görünce tekrar sapladılar.

    bu kadrodan genel beklenti hücumda sıkıntı yaşamamasıydı ki bu maçta da çok yaşamadık. aslında hücumda da ne oynadığımızın belli olmadığı çok hücum izledik. bazı oyuncular hala setleri bilmiyor. kaptan sinan defalarca oyuncuları nereye gitmeleri gerektiği konusunda uyarırken gördüm. bunlara rağmen 84 sayı bulduk. hücum setleri daha keskin ve daha hareketli oynarsak çok daha verimli hücumlarımız olabilir. bu durum savunmaya geçişimizin de daha dengeli olmasına katkı sağlar. izleyenler görmüştür 5-6 tane belki daha fazla bomboş turnike attılar ki bunların bir kısmı tek pasla savunmadan çıkıp yarattıkları hücumlarla oldu.

    bu nokta şunu düşünüp biraz rahatlıyoruz hepimiz; rakip geçen senenin şampiyonu ve takım uyumları inanılmaz. hücumları o kadar keskin ki siz tam avucumuza aldık derken adamlar smaçla sayı buluyor. nasıl tanımlanabilirler bilemiyorum. ama bu nokta bizim de savunmamız ile ilgili çok ama çok büyük soru işaretleri var. bir tane bile adamının karşısında kalabilen bire bir savunmacımız yoktu. boş kat yapan her oyuncuları turnike attı. bütün p&r'larda sayı buldular neredeyse. p&r'da ne içeri girişleri engelleyebildik ne de dışarıda boşta kalan şutörü savunabildik. korkunçtuk savunmada resmen.

    diğer bir nokta ise rotasyon yapar yapmaz oyunumuzun her iki tarafının da çökmesi. russ smith ve tibor pleiss burada baş rolü oynuyor. ikisinin de ne yaptığı hakkında en ufak bir fikri yok sanırım. bir ara maçı izlerken russ smith seni ıslak odunla dövmek istiyorum diye bağırdım ve haliylen etrafımdakiler dönüp bir baktı bana. ama hak etmiyor değil arada bir :/ adam resmen 1'e 5 hücum etmeye çalışıyor bir de üstüne savunmada gözüyle savunma yapıyor. tibor pleiss savunmada çok yumuşak kalıyor ama hücumda ona çok kızamıyorum çünkü bence yanlış kullanıyoruz. sırtı dönük kullanmak istiyoruz ama bence p&r'da hızla potaya onu koşturarak kullanmak çok daha verimli olur. zaten o boyda bir adama herhalde p&r'da top indirebiliriz. ayrıca orta mesafe şutu da gayet iyidir p&r'da bu özelliğini de kullanabiliriz. gerçi hücumlarımız da hala oturmadığı için biraz zaman gerekecek sanırım bunları kullanmayı akıl etmemiz. ama ergin ataman bunu ben biliyorsam o zaten çoktan biliyordur. o yüzden bu konuda çok endişeli değilim.

    beni üzen diğer bir nokta deon thompson'ı hiç ama hiç kullanmamız. adam resmen kenarda köşede kalmış gibi ve her kenara gelişinde suratı beş karıştı. umarım oradan takım içi bir sorun çıkmaz. blake schilb yine savunmada zombi hücumda ise ince işleri yapmaya çalışıyor. micov sakatlık sonrası daha kendine gelmedi ligdeki maçlarla onu hazır ederiz bence. bu maçta iki güzel nokta emir preldzic ve alex tyus cuk oturdu takıma. ihtiyaçları direk karşılıyorlar ama özellike alex tyus'ın yanına yardımcı biri lazım. özellikle ribaund ve çember savunması konusunda çok yalnız kalıyor. burada belki deon thompson devreye sokulabilir.

    diğer bir noktada ergin ataman bu kadar geniş rotasyona pek alışkın değil. bence o da bu konuda biraz zorlanıyor. çünkü bir ara takım ikinci beşle sahadayken ve her şeyiyle dökülürken oyuncu değiştirmesini bekledim ama uyudu ne yazık ki. büyük ihtimalle senelerin alışkanlığı. benchte bir sürü oynayabilecek adam olmasına alışkın değil koç :) zamanla o da forma girecek ve sezon içinde takımı daha iyi yönetecektir. zaten nasıl bir koç olduğunu hepimiz biliyoruz.

    bu maç ile bende şöyle bir beklenti oldu; hazır nba sezonu yaklaşırken takımların kadroları belli olacak yavaş yavaş. oradan kısa, atletik, iyi savunmacı ve delici bir oyuncu bulup russ smith'den kurtulmak. tabi sezonda daha iki maç oynadık. hemen asıp kesmek için erken ama bende böyle bir umut var umarım gerçek olur. gerçekleşmesi kolay mı? kesinlikle değil.

    çok kısada sahaya bir şeyler atanlara değiniyim. umarım bu yazdıklarımı okur onları atanlar. bu insan görünümlü ne olduğu belirsiz varlıklar beyin yerine her halde kafalarının için bok taşıyorlar. bakın ot, saman falan demiyorum. direk bok ve de umarım o bokun içinde boğulurlar. seneye eurolegue'de olup olmayacağımız kesin değilken daha ilk maçtan böyle bir bok yemek tam bu bok akıllılara yaraşan bir hareket. bravo embesiller!!!

    kısaca bizi yaralayan bir maç oldu ama rakibin kalitesi ve daha sezonun başı olması çok da ümitsizlik yaratmamalı taraftarda. dünki atmosferi daha bizim kalibremizdeki takımlara karşı yaratırsak iç sahada önemli galibiyetler alabiliriz. ayrıca bir yenilgi sonrası ergin ataman'ı gömenler olmuş. gerçekten şaşkınlıkla okuyorum o yazılanları. inanılmaz!!! arkadaş adam sana geçen sene 7,5 kişilik rotasyonla avrupanın 2. kupasını getirdi sen burada adamı gömüyorsun. yapma, saçmalama, güldürme kendine. sezon sonunda takım son 8'e kaldığında yutarsın bu laflarını, silersin o entryleri.
  • 161
    dünden beri birçok yazar arkadaş karalar bağlamış durumda, ben pek katılmıyorum. evet, önemli sorunlarımız var. defans sertliğini artırmak ve hücumda organizasyon eksikliğini gidermek gibi ama maç öncesi ergin hoca; "bu benim takımım değil, daha 1-1,5 aya ihtiyacımız var" demişti. bu benim takımım değil'den kastı; takımın henüz istediği düzeyde olmaması. biraz sabretmek zorundayız.

    bir de olayın cska boyutu var; adamlar geçen seneki euroleague finalinde bile ilk yarıda fener'e 50 sayı atıp 20 fark yaptılar. bakın euroleague finali diyorum ve rakipleri fenerbahçe.

    o maçta ikinci yarı işler değişti. bu maçta da 3. periyodda işler değişiyordu ki emir'in içerden çıkan topu girse 3 sayıya inecek olan farkla beraber tamamen maça ortak olacaktık. ancak o top girmedi ve dönüşünde üçlüğü yiyen taraf biz olduk. 3'e inecek fark bir anda 9'a çıktı. 1-2 kolay sayıyla da işi bitirdiler.

    avrupa'nın en iyi 2-3 takımından biri cska. mevcut şartlarda çok da anormal bir şey değil maçın sonucu. kızılyıldız maçından sonra burada çok farklı yorumlar göreceğimizi tahmin ediyorum.
  • 162
    ergin hoca'yı sevmeyen az taraftar vardır. kendisine saygım var ama itiraz konularında biraz daha sakin olmalı. itirazı artırınca maalesef taraftarlar da sahaya yabancı madde atmaya başlıyor dün yaşadığımız mevzu buydu. evet hakemler kötüydü, teodosic güdümünde düdük çaldılar. ilk yarı gardımızı düşürdüler bunlar eyvallah. ama hocam itirazı devam ettirince teknik faul geliyor bu da önemli değil sahadaki oyuncuları hırslandırmak isteyebilirsin ama taraftarlar öyle değil işte. olaylar çıkıyor sonrası saha kapatmalar vs. hocam biraz daha sakin iyi olacak gibi.

    maça geleceksek alex tyus takıma adapte olmuş, daye üzerine koyarak devam edecek bunlar pozitif yönler. micov sakatlık etkisinden geçmemiş zamana ihtiyaç var. russ ve dentmon için de takıma alışma süre alacak ama kumaş iyi ve takıma uygun. schilb sadece euroleague'de oynayacak, takıma daha fazla katkı vermeli. zaman ilerledikçe takım daha iyi noktaya gelecektir, dünkü maç şahsen ümit verdi.
  • 163
    nba maçı gibi geçen maç. alex tyus ve austin daye'i izlemenin keyif verdiği maç. hücumda organizasyon olmasa bile bireysel yeteneklerle bütün sezon boyunca sıkıntı yaşamayacağımızı gösteren maç. euroleague'de final four ve türkiye liginde şampiyonluk gibi hedeflere ulaşılması için takım savunmasının çözülmesi gerektiğini gösteren maç. ama takımdaki oyuncu tarzına baktığımızda bu takıma savunma yaptırmak çok zor gözüküyor. ergin ataman'a çok iş düşüyor bu konuda. ama her şeye rağmen bu sene galatasaray erkek basketbol takımını izlemesi keyif verecek gibi duruyor.
  • 169
    aldığımız para cezası ucuz kurtulduğumuzun göstergesi olabilir, ancak euroleague nezdinde galatasaray "vukuatlı takım" kategorisinde olduğundan gelecek senelerde turnuvaya katılımımız yönünde yine yolumuza taş koymaya çalışacakları kesin...

    bu sebeple; ya geçen sene yaptığımız gibi eurocup falan almamız gerekecek, ya da türkiye ligini şampiyon olarak tamamlamamız.

    card ile bizi turnuvaya dahil etmeleri ihtimali, seyirci ve saha olayları sebebiyle artık imkansıza yakın...
  • 170
    --- alıntı ---

    euroleague disiplin kurulu, cska maçında sahaya atılan maddelerden dolayı galatasaray'a 12 bin euro para cezası verdi. öte yandan eurolegue, galatasaray'ın daha önceki olay raporlarının da dikkate alınarak tekrarı halinde saha kapatma cezası verileceğini bildirdi.

    --- alıntı ---
    http://www.basketfaul.com/...patiriz-uyarisi.html

    kendine hakim olamayan gereksizler maça gitmesin.
App Store'dan indirin Google Play'den alın