• 73
    bir cska moskova macindan sonra yazilmisti, bir cska moskova maci oncesi ayni duygularla;

    ''no tengo lugar,
    y no tengo paisaje..

    gidecek yerim yok dediğin zaman, kalmadığını hissettiğinde bir kapı, yüzünü ibadet edercesine abdi ipekçi'ye döndürür hayat,
    orada #sontopakadar bir temaşa var diye..

    "plansız bir hedef, sadece bir temennidir" der sevgili antoine de saint-exupery,
    sayın hakan üstünberk ile ilk tanışmamızda, kendisinin bir önceki sezon son maçta kümede kalmış bir takıma biçtiği hedefin eurolig şampiyonluğu olduğunu öğrendiğimde, saygılı bir gülüş atmıştım ortaya, halbuki tüm delikanlılığı, imkansızlığı ayaklarına sermiş bir galatasaray'ın sempatizanı olarak geçirmeme rağmen.

    kolay işler değil bunlar, başarmış olmamız da bir 'varlık' hali yaratmıyor aslında, en nihayetinde umuda bezenmiş bir yolculuğun en iddialı tiradının denk gelmesi gibi vardığımız nokta. ve belki de hiç bir zaman tekrardan yaşanamayacak güzellikte bir masalın, bizler tarafından payımıza düşmüş hali, ısrarla bencilliğimize malzeme edineceğimiz.

    maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisine denk gelmiş olanlar bilir, piramidin en tepesinde "kendini gerçekleştirme" ideali vardır, altından kalkması oldukça zor olan, genelde yolundan dönülen, veyahut oldum sanılıp üstelenmeyen, halbuki en derin şüpheleri geride bırakmanın yalın hali, kendi özüne dair ıslak bir yolculuk. sayın mahmuti "gerçek etti"..

    cska moskova maçı, galatasaray basketbolu tarihinin anafikridir !

    gruplar ilk belirlendiğinde, başlığını açarken, maçının adının güzelliğine bak diyen adamların, kurduğu hayalleri biriktirip, sattığı hayalleri karşılığında gerçeği satın almasıdır cska maçı, "önce galatasaray sonra hayat" diyenlerin ibadetidir, ve gidecek yeri olmayanların evidir, en güzel üşenmişliklerin tecrübe edildiği..

    sahaya bir takım çıkar, kapanan ışıklar vardır, yapılan görsel şovlar, okunan bizden adamlar, kapanan gözler, birleşen totemler, kabaran omuzlar, 12 adama ek o varlığı içselleştiren sempatizanlar, ve açılan bir pankart;
    beraberce, güzel günlere..

    gavurların kalaşnikof üzerinden tanımladığı ak47, avrupa basketbolunun en iyisini, soğukkanlılığını asla teklemez imajı ile güçlendirmiş bir adamı kontrol dışına çıkarabildi ya bu taraftar, oturup artık eurolig temsilcileri ağlar, final 4'te sanki hep bir eksik var.

    ben endülüs emevilerini düşünüyorum o güne döndüğümde, ya da ilk olimpiyatları, sanma ki geçmişin herhangi bir birikimi o günün unutulanı, aksine her birisinin toplamı. cska maçı bir varlığın yoklukla toplamının umutla olan imtihanı, bazılarının şampiyonlar ligi heyecanı, bazılarının ömürlük dozda galatasaray ihtiyacı !

    arkadan kanun veyahut ney sesi gelirken bir kaybolma ihtiyacı beliriyorsa, fakat sonradan muadilleriyle yetinmek kabul edilebilir hale geliyorsa, en birincil sebep, şüphesiz yok olmanın en güzel tecrübesinin cska karşısında dostlarla beraber yaşanmış olması. ayırırsak eğer gruplara, çılgınca sevinenlerin yanında bir de huşu içerisinde hazmetmeye çalışanlar, sırf hayat hesaplamalarını yaparken bugünü de yazsın diye değil, bilemediğinden, tanımadığından böyle bir sevinci, kategorize edemediğnden..

    basketbolda dört sayılık basket yok ama, kazanmak için son düdüğü bekleyenlerin bir hikayesi var, dört olan farklarda..

    galatasaray sanki huzursuz bir sakinliğin, nefes alınabilir hali,
    yaşamak için ihtiyacı zaruri olan,
    avrupanın en iyisine tüm organizasyonda tek yenilgisi aldıran,
    sonra dönüp lokal liginde ağırlığını koyan..

    gordun'un mükemmel oyunu,
    muhteşem savunmamız falan,
    hepsinin toplamı hayat ya,
    hayat da galatasaray ya,
    cska maçı işte, o hayatın elimize verilmesinin başat sebebi..

    avrupada kıpkırmızı bir gece,
    on küsür yıl sonra anmaya devam edeceğimiz,
    çünkü bizim artık gidecek bir yerimiz var,
    sıcaklığı cehenneminden gelmeyen,
    ailemizi umuda ortak eden,
    bizi bize ekleyen,
    toplamımızdan yine galatasaray'a ulaşan,
    kendini gerçekleştirme fiilini nirvanada bırakan..

    sahneler, sözler, haykırışlar, inanmazlıklar,
    umutlar, yokluklar, gururlar,
    ve tabii sarılmalar, sonra da bitmeyen sevdalar,
    hocam,
    önce galatasaray sonra hayat;
    galatasaray ulan!"
  • 26
    ilk eurolig deneyimimizin ikinci tur gruplarinda cska moskova ile eslestigimizde ''macin adinin guzelligine bak'' demistik.
    galatasaray basketbolunu cok degil, 7-8 once takip etmeye baslamis kisiler icin surreal seviyelerdi.
    tabii artik geride kaldi o gunler, galatasaray rustunu tekrar ispatladi avrupa'ya, hem parkede hem tribunde.
    simdi bir sene ara verdigimiz eurolig sahnesine geri donerken acilis maci icin ilk tercih cska olmazdi belki de, fakat inanmak da guzeldir.

    dun itibariyle bu seneki rekabet seviyesiyle neredeyse eurolig kadar tat vermesini bekledigim lokal sampiyonamiz da basladi.
    gsbasket forumda maca dair yorumlari okurken, olumsuz oldugunu dusunduklerimi bir cirpida atlarken, umitvar bildirimleri ise icsellestirmeye calistim.
    russ ve tibor'un kotu performasindan ziyade, austin ile tyus'un cezbedici potansiyellerine pozitif ayrimcilik uyguladim.
    zira bir arkadasimizin buradan yazdigi gibi, ozellikle eurolig seviyesindeki bu maclardan hayata dair keyifli dakikalar cikartmamiz gerektigine inaniyorum.

    spor icinde rekabet barindirdigi kadar keyifli, tabii ki galatasaray adinin oldugu her musabakaya kazanmak icin cikar.
    ancak diger taraftan, biz bu sporu guzellestirdigimiz ve keyif almayi becerebildigimizi gosterdigimiz surece yeni eurolig'in daimi parcasi olacagiz.
    fenerbahce gibi guclu sponsorluklarimiz veyahut efes ve dacka gibi muesseseden sinirsiz kaynak aktarilabilen bir yapimiz yok maalesef.
    dolayisiyla bu organizasyonu severek, disaridan takip edenler icin bir eglence unsuru haline getirerek mevcudiyetimizi saglamlastiracagiz.

    gsbasket'e uye oldugunda 14 yasinda olan bir arkadasimiz ulasti bana haftasonu, kendi yas grubu 3 kisi barcelona deplasmanina gelecekler.
    iste bu tam olarak oturtmamiz ve disariya sunmamiz gereken kimligin en guzel ozetidir nazarimda.
    galatasaray, galatasaray basketbolu ve onun pesinden kosan galatasaraylilar !

    basliyoruz,
    inaniyoruz ve basaracagiz.
    yolun sonundan onceki ilk durak ceyrek final.
    allah utandirmasin !
  • 45
    biz bu adamları 2011-2012'deki altın, muazzam, enfes kadrolarıyla ve üstüne neredeyse formalarını giyecek kadar onlardan olan hakemlerin desteğiyle oynamalarına rağmen abdi ipekçi'de mağlup ettik. o maçta vardım, bu maçta da inşallah olacağım. o maçta taraftar maça nasıl etki eder ve nasıl çevirir dersi vermiştik. bu maçta da o desteğe ihtiyaç var.

    şu an sahip olduğumuz kadro bence o kadrodan çok ama çok daha iyi, yalnız cska da son euroleague şampiyonu. şahsi fikrim teodosic'ten ziyade nando de colo bizi daha çok zorlayacak oyuncudur. tabii kyle hines da bize çok çok zor anlar yaşatabilecek bir değer önemli silahları.

    bizim en kilit noktamız, uzunları da oyunda aktif şekilde kullanıp sayıları bulmak olmalıdır. tibor pleiss iyi kullanılırsa boy avantajı ve uzun kolları ile bize hem ikili oyunlarda, hem de arkasına rakibi alarak önemli işlerlik kazandırır.

    imparator ergin ataman'a güveniyoruz, o büyük konuşunca büyük de oynuyor ve oynatıyor. yarın son şampiyona sağlam bir tokat vurma vaktidir abdi ipekçi arena'da.
  • 24
    bilet fiyatları biraz fazla gibi gelebilir. genel olarak 40 ve 50 tl lik biletler çoğunluğu ilgilendiren biletler. eğer bütçe olarak takıma yansıyacaksa ben bi sıkıntı görmüyorum. bundan daha fazla olamaz zaten. ayrıca lig maçları da daha ucuz olacaktır, tahminim geçen seneki civarda. küçülmeye gitmemelerini en azından salonu doldurarak ve manevi katkının dışında maddi katkı sağlayarak sağlayabiliriz bu sayede. fırsatlarlarsa şubeyi küçültecekler çünkü. orada olacağım bir aksilik olmazsa. özledim amq özledim. futbola gidemiyoruz sadece sen varsın.

    şampiyon yap bizi ergin ataman.

    bu arada aklıma geldi yazmadan edemeyeceğim. ulan geçen sene neydi be. hayatta en mutlu olduğum andı sanırım strasbourg maçı. kazandığımız ya da son düdüğün çaldığı an değil ayrıca. teker teker geçiyoruz turları diye kendimizden geçtiğimiz anlar. saniyelerce, dakikalarca, günlerce, haftalarca, aylarca bağırdık ve aldık ulan kodumun avrupasının, kodumun kupasını.

    bu sene yeniden, daha yüksek sesle.

    https://www.youtube.com/watch?v=6sDtXtB090k
  • 44
    teodosic'in durumu belirsiz haberleri tamamen motivasyonumuzu bozmaya yönelik taktikten başka bir şey değil. teodosic oynayacak hem de en formda haliyle. biz ona göre motive olmazsak şapa otururuz.

    lülker'i yenip şampiyon olmuşlardı. burada onları paçavraya çevirmeliyiz. abdi ipekçide bir kişilik yer kalmasın. hepimiz orda olalım.

    geçen sezon bizi bu lige layık görmeyenlere ders verelim diyeceğim maçtır.

    (bkz: 13 ekim 2016 galatasaray odeabank cska moscov maçı)
  • 13
    bilet fiyatları kombine almayanlara ceza olmuş bence. ergin hocanın çağrısını "aman ne gerek var abi önemli maçlarda bilet alıp gideriz" kafasıyla sallamayanlar hiç laf etmesin. :)

    ben öğrenci indirimiyle 200 küsür lira civarina aldım kombineyi. hadi öğrenci indiriminden yararlanamıyorsanız 600 lira olan tribün biletlerini biletix'in %50 indirimi ve taksit imkanıyla alabiliyordunuz. maç başı 10 liraya bile gelmiyordu. hiç imkanım yoktu edebiyatı yapmasın kimse. :(
  • 54
    muhtemelen kaybedeceğimiz maç. bunu söylememin sebebi totem ya da başka bir şey değil.
    basketbolda en önemli mevki oyun kurucudur ve tahmin edin bizim en zayıf bölgemiz neresi? evet doğru tahmin ettiniz. oyun kurucu mevkisi. oynanan lig maçında o bölgede en iyi oyuncumuzun sinan güler olduğunu gördük. sinan kesinlikle kötü bir oyuncu değil, karakteri ve oyuna katkısıyla uzun yıllar kaptanımız olarak kalması gerekir, ama euroleague'de sinan'ı oyun kurucu olarak oynatırsak hüsrana uğrarız. özellikle rakibimizin oyun kurucuları şuan avrupanın aktif en iyi iki oyun kurucuları olduğunu düşünürsek işin vahameti artıyor. (bkz: milos teodosic) (bkz: nando de colo) sinan'dan sonra iki tane daha o mevkide kullanabileceğimiz oyuncumuz var. bir tanesi russ smith. görünen o ki tam savruk amerikalı bir guard ve euroleague kalitesinde bir oyuncu değil. diğeri dentmon. bence içlerinde en fazla ümit beslememiz gereken isim ama gerçekten neler verebileceği muamma. takımda neyi vereceği belli olan 2 tane isim var. micov ve daye. bunlardan en kötü orta mesafe ve bire birlerden sayı bulabiliriz. diebler'ı kitlemek çok kolay. perdeden çıkınca peşine bir adam takınca bütün özelliği kayboluyor zaten. schilb'e zaten müdafa bile yapmalarına gerek yok. o kendi kendine kaybeder topları. geçen seneye rağmen niye kaldı takımda anlamadım zaten. pota altı oyuncularımızın bir tanesinin nerdeyse hiç şutu ve sırtı dönük oyunu yok. (bkz: tyus) diğeri ise uzun boyuna rağmen güçsüz. (bkz: pleiss)
    ama bunlar takımızı desteklememizi engelleyemez. sonuna kadar savaşıp elimizden geleni yapmalıyız ve bundan zevk almalıyız. gözler teodosiç'in degajını tekrar görmek istiyor.

    şampiyon geldiler mağlup dönsünler.

    (bkz: bugün günlerden euroleauge)
  • 156
    maç bittikten sonra bu zamana ancak sakinlesip yazabiliyorum. mac esnasinda sahaya yabanci madde atan kim ya da kimlerdir? hangi grup ya da gruplardir? birileri aciklasin da ona göre kufurlerimi hazirladim sadece bosluklari dolduracagim. zira bir sonraki ic saha macimiz kesin olarak seyircisiz. zaten bu takimi boyle adam(!)lar sahada destekleyecekse bütün maclar seyircisiz olsun. adam(!) oraya alkollu gelmis. eglenmeye gelmis. umurunda değil sahadaki takim. ilk 5'i say desen sayamaz. sahada oynanan oyunun basketbol oldugundan bihaber galiz kufurlerle saga sola da satasmak dahil her turlu melaneti yapmakta. e ne diyeyim? demek ki evimizde oturacagiz bundan sonra.
  • 157
    basketten anladığımı iddia edemem, sadece galatasaray maçları olduğu için izler, çizdiğim profildeki biri için ortalama üstü de ipekçi'ye giderim. maçın dönme ihtimali düşüktü ama dördüncü periyota başladığımız beşi ben hala anlayamadım. 1 dakika 42 saniyede maçı verdi o beşli. moladan sonra da takım tamamen değişti zaten. neyse anlamadığım şeye de çok karışmayayım.
  • 169
    aldığımız para cezası ucuz kurtulduğumuzun göstergesi olabilir, ancak euroleague nezdinde galatasaray "vukuatlı takım" kategorisinde olduğundan gelecek senelerde turnuvaya katılımımız yönünde yine yolumuza taş koymaya çalışacakları kesin...

    bu sebeple; ya geçen sene yaptığımız gibi eurocup falan almamız gerekecek, ya da türkiye ligini şampiyon olarak tamamlamamız.

    card ile bizi turnuvaya dahil etmeleri ihtimali, seyirci ve saha olayları sebebiyle artık imkansıza yakın...
  • 39
    heyecanla beklenen maç. umarım güzel bir başlangıç yaparız ve 9 ekim 2016 galatasaray balıkesir basketbol maçında yaptığımız hatalara düşmeyiz. özellikle russ smith çok kötü bir performans sergilemişti. kendini kanıtlaması için güzel bir fırsat. salon büyük ihtimalle full olmayacak ama gelenler eminim yine abdi ipekçi arena'daki geleneksel atmosferi yaratacaktır. güzel ve çekişmeli bir maç bekliyorum açıkçası. ayrıca salonda anonstan sorumlu kişi değişti ve onun için de ilk maç özelliği taşıyor. umarım taraftarı havaya sokabilir. her şeyiyle sürprizlerle dolu bir maç. yenilmez armada ve ergin ataman'ın yanında olmak sanırım hepimizin bu takıma olan borcu. imkanı olan herkes salona gelmeli.

    this is ipekçi no way out
App Store'dan indirin Google Play'den alın