• 351
    bu maç benim canımı çok sıktı. sonuç değil canımı sıkan ama yenersin yenilirsin spor bu.

    sahada bu maçın fenerbahçe maçı olduğunu unutmuş tavırlar vardı bazı oyuncularda. onlardan kafa olarak ve oyun olarak bukadar üst olmamıza rağmen kadıköy'de onları yenme şansını değerlendirmemek * çok uyuz etti beni. bu sebeple bazı oyuncularımızın isminin yanına soru işareti koyuyorum. isim isim yazmak da istemiyorum iyi veya kötü algı yaratmak istemem insanlarda. umarım beni gelecekte yanıltırlar.
  • 352
    tamam bu maça şampiyon olarak, rahat çıktık. şampiyonlar ligi'nde de misyonunu tamamlamış bir takım vardı sahada. yani tüm sezonda yapması gereken her şeyi yaptı oyuncularımız. helal olsun.

    ama bu kadar umarsız, ciddiyetsiz ve kötü futbolu galatasaray taraftarına izletmek kimsenin hakkı değil.

    çok değil, sadece 20 dakika yüksek tempo yapsa takım en az 3 gol atabileceğimiz bir fenerbahçe vardı maçta. hem fenerbahçe taraftarını hem futbolcularını hem de camiasını bu kadar havalara sokacak bir maç olması mı gerekliydi ?
  • 353
    bu maçın o kadar abartılacak bir yanı yok.

    yönetim maçı umursamamış pek. haklı olarak.
    teknik heyet kamp yaptırmamış.
    haliyla futbolcular da biraz rehavete kapılmış ki sonuna kadar haklılar.
    biz taraftar olarak bile derbi havasında değildik.

    şampiyonluğunu ilan etmiş bir takımın 3 puan kaybettiği ikincinin ise ikinciliğini garantilediği maç olmuştur.
  • 354
    acaba burak yılmaz o iki pozisyonu gol yapsa ve 3-2 kazansak,yahut sadece birini atsa ve 2-2 berabere kalsak oynanan futboldan taraftarın memnun olup olmayacağını merak ettiren maç. aynı futbol diyorum, aynı mücadele ciddiyeti. sadece sonuç değişecekti.
    sonuçta kötü oynadık. bu durumda her takımın kötü oynama hakkı vardır. yok 14 senedir yenemiyormuşuz da bilmem ne. bir 14 sene daha kadıköyde kazanmayalım ne çıkar. önümüzdeki sezon da kazanmayalım kadıköy'de, 4.yıldızımızı takalım. yeter.
  • 355
    tüm rehavete rağmen hakemin vermediği iki faul sonrası yenen iki golle yenildiğimiz maçtır. kötü de oynasak maçın hakkı 1-1 ya da 0-1 bizim galibiyetimizdi.

    cüneyt çakır daha maçın başında melo üzerine oynayan emreye sarı kart göstermeyerek niyetini belli etti.

    net penaltı ve sonrasında sarı kart pozisyonunda bazılarının centilmen ilan ettiği gökhan gönül acaba ne itirazı yapıyordu?

    bu maç üzerinden fatih hocayı eleştirmek ise resmen insafsızlık. iki senede tff ve hakemlerine rağmen iki şampiyonluk alan hocanın bu kadarcık kötü oynama kredisi de mi yok?
    bu maçta elmander veya başka denemelere girmesini ben üstelik gelecek yılın planlanması açısından gerekli gördüm, büyük ihtimal elmanderle yollar ayrılacak, içinde bir acaba kalmaması için bir deneme yaptı. benzer şeyin haftaya engin baytar için de yapılmasını istiyorum.
  • 357
    oncesinde ve sonrasinda karmasik duygular yasadigim karsilasma.

    istemiyordum dersem yalan soylemis olurum galibiyeti. ancak ilk golu attiktan sonra 'lan acaba?' dedim kendi kendime. zira bizim olasi galibiyetimizde aziz ve aykut'a yol verirler diye dusunuyordum. bu tabii ki bizim biraz dezavantajimiz gibi gorunse de turk futbolu ve temiz futbol icin mutlaka yasanmasi gereken bir olay. neyse sonuc itibari ile kazanma istegim degismedi. varsin zorlanalim biz ama turk futbolu 2 iki 'hastalik'tan kurtulmali.

    futbol(!)'la ilgili konusacak olursak sahadaki ben hangi futbol derim. macin kontrolunu 10 dakika bile eline geciremeyen bir galatasaray vardi. real madrid karsisinda bile cok daha duzgun, kendini bilir sekilde oynamistik., 3-0 yenildigimiz mac da dahil olmak uzere. hicbir oyuncumuz konsantre degildi oyuna. hakem de konsantre degildi ama ilk defa cuneyt cakir'i 'iyi niyetli' gordum. gostermedigi kartlari gosterebilen hakem yok zaten. kendisi de onlardan farkli degil.

    bu kadikoy'de mac kazanmak gercekten zor. ozellikle de favori ciktigimiz bir maci kazanmak daha da zor. adamlarda her turlu cirkeflik var. once aziz yildirim cikti ortaya herkesi durduk yere atesledi. oyunculari gazladi, oyle ki cubuklu tosun ozur dilemeye gidem melo'ya bile gider yapti. ha keza volkan da ayni sekilde 'sakin olun' demeye gelen drogba'ya 'hasiktir cekerek itti. hakemin bunlara karsi kayitsiz kalmasi sadece kadikoy atmosferi ile aciklanabilir.

    hakem de galatasaray'in kaybedecegi bir sey yok nasilsa diye fener lehine verdi kararlari. belki tribunlerden korktu belki aziz'den korktu. ama dedigim gibi, niyeti kotu degildi. eger bu mac sampiyonluk maci olsaydi cok daha farkli bir oyun izlerdik.

    maci izlerken hem kiziyor hem de dusunuyordum. nasil olur da bu kadar vurdumduymaz olurlar diye. biz taraftarlarin baglandigi gibi, bizim istedigimiz gibi bu maci kazanmak isteyen tek bir oyuncumuz yoktu. nedeni de resmen macin bitis dudugu ile belli oldu. bizimkiler gidip sampiyonluk kutladilar. meger mac bitse de sampiyonlugu kutlasak diye bekliyorlarmis. hicbirinin oyunla alakasi yoktu. son 10 dakikada bile anasini satayim 2-1 gerideyiz, hucum etmemiz lazim defansta top dolastiriyoruz. yani uzun lafin kisasi oyuncular bu maci kafalarinda oynayip cikmislar.

    fatih hoca'nin bunda mudahili oldugunu sanmiyorum. oyunculari motive edememis malesef. ilk 11'de elmander'i koyup mesaj vermek istedi oyunculara ama malesef kimsenin umrumda olmadi. ben uzuldum cunku biliyorum fatih hoca'm da uzuldu.

    kim uzulmez amk bu futursuzlara yenilince. gorduk iste nasil insanlar nasil varliklar. oyuncusuyla, teknik direktoruyle, baskaniyla, taraftariyla tamamen cirkef ve asagilik kompleksli insanlar toplulugu. kendi takiminda 4 siyahi oyuncu varken, drogba'ya muz gostereni mi istersin; sabri reyiz'e yapilan nizami bir faul sonrasi yuruyen esofman'in yaptigi jest ve mimikleri mi istersin; tribunde taraftariyla 'uysuturucu' polemigine goren baskani mi istersin; yoksa saha icinde cubuklu serefsiz, volkan gorili gibi oyuncularimi istersen, ne istersen hangi tarz serefsizlik istersen hepsi gozler onundeydi dun gece.

    bir de utanip arlanmadan bizim icin 'provakasyon' yaptilar deme izansizligini gosteriyorlar. biz kadikoy'de futbol oynayamiyoruz ki bunlari yenelim. nasil yenebiliriz ki bu sekilde? 90 dakika oynanir futbol, kadikoy'de topun oyunda kaldigi sure 30 dakika. ben kazanamadiklari icin degil, belki bu maci hic 'takmadiklari' icin kizabilirim oyuncularimiza. eger sahada futbol oynaniyor olsaydi, daha dogrusu oynanabiliyor olsaydi, en kotu berabere bitirirdik bu maci.

    tanim yapmam gerekirse, 12 mayis 2013 fenerbahce galatasaray maci, 2013-2014 sezonu sampiyonlugu bence garanti altina aldigimiz mac olmustur. neden derseniz bu sonuctan sonra aziz ve aykut hicbir yere gitmez, kimse de gonderemez ve kulupte kalirlar. ayrica drogba nasil bir ulkede, nasil bir rakibe(!) karsi oynadigimizi anlamistir. ben fenerliler yerinde olsam o giderleri drogba'nin onumuzdeki sene galatasaray'da olacagini bile bile yapmazdim. ama fener* beyinliler icin yapilmasi gayet normal bir hareket.
  • 358
    takım kötü oynamış olabilir ama cüneyt hoca da net bir şekilde maçı onlara verdi. markus merk'in de dediği üzere 2. golden önce faul var.

    bu açıdan benim için konu kapanmıştır. hakkımız yenmiş daha ne? allah'tan şampiyonluk maçı falan değildi.

    bu arada maça "kaybedebilirsin, hatta fark bile yiyebilirsin ama o şanlı formayı giyiyorsan mücadele etmemeye, koşmamaya hakkın yok :(" şeklinde yaklaşıp hamit, burak vb. futbolcuları yeren kişilere uyuz oluyorum. bu takım bu sezon şampiyon oldu, hem de üst üste 2. kez. şampiyonlar liginde de çeyrek final oynadı. bu takım her şeyi hak etti, başlatmayın duruşunuza, tavrınıza, içi boş tabularınıza, bunlar da insan yahu... şu siktiriboktan maçta süper oynayıp 2-1 yenilsek ne olacaktı ki? çok istiyorsan öyle farz et o zaman.

    şampiyonuz yahu, fener koca sezon madara oldu biz nice zaferler kazandık, formalite bir maçtı ve pisi pisine yenildik. defet gitsin, mutlu olmaya bak...
  • 359
    bu kadar utandığım bir diğer maç daha hatırlamıyorum. resmen ezilerek yenildik, iki top yapamadık. sanırım maçı 2 şut ile tamamladık. üstüne sabri hiç bir bok olmayan pozisyonda durduk yere ortalığı gerdi. volkanın yaptığı her derbi yaptığı şeyler fakat sabri "yok bir şey volkan hızımı alamadım " diyip sakin davransa gerginlik büyümezdi.

    o da yetmedi maç bitti saçma bir şekilde sevinmeye başladık. ya yenildik tamam mı ? hem de berbat bi futbol ile yenildik, baskı yedik. o da yetmedi soyunma odasında duvara yazılar yazdık, şimdi bence bir daha tişört basarız bu olayla ilgili.

    gerek yoktu yenildik, semihin dediği gibi fenerbahçeyi tebrik ediyorum keza şampiyonu yendiler.

    ama geri kalan her şeyden utandım, oynadığımız futboldan, sabrinin hareketinden, sevinmemizden.
  • 361
    benim için birkaç tanımı olan maçtır:

    1 hatay-reyhanlı'da yaşanan ve resmi rakamlara göre 46, resmi olmayan rakamlara göre 100'ün üzerinde insanın öldüğü bombalı saldırının gölgesinde oynamasına rağmen, sahayı kaplayan nefret ve cehalet bulutundan dolayı, bu olayın en ufak bir birleştirici gücünün hissedilmediği karşılaşmadır.

    2 tribünlerde, *muz ile ırkçılık yapmaya çalışan * bir lalenin, türkiye'de bir ilki gerçekleştirdiği ve dünya ile paylaştığımız ırkçılık haberlerine yeni bir soluk kazandırdığı maçtır.

    3 taraftarlara pompalanan nefretin bir kez daha ortaya çıktığı, maç öncesi ses bombalarının, maç sırasında çeşitli maddelerin sahaya atıldığı, maç sonunda ise iki taraftan da artık duymaktan bıktığım, her olaylı maç sonrasında tekrarlanan, karşı tarafı suçlayan ve kendini aklayan "centilmenliği hep bizden bekliyorlar", "provokasyonu biz değil onlar yapıyor" gibi gereksiz açıklamaların geldiği maçtır.

    4 ilk düdükten itibaren insanlıkla ilişkisini kesen iki adet fenerbahçe formalının sahada yer aldığı ve bir futbolcunun kendini nekadar kaybedebileceğini bizlere gösterdiği maçtır.

    5 galatasarayın kötü, hakemlerin ise daha da kötü olduğu, kimsenin futbolla falan alakasının olmadığı maçtır.

    6 (bkz: burak yıldırım) maç sonrası insanlık dışı bir olay sonucu, evine giden bir fenerbahçeli taraftarın bıçaklanarak öldürüldüğü ve karşılaştığım kimi insanların "formayla dolaşmasaymış", "kesin laf etmiştir" yorumları yapabilecek kadar delirdiğini bize gösteren maçtır.

    7 öncesinde ve sonrasında yaşanan insanlık dışı olaylar sonucunda galatasaray'ın şampiyonluk kutlamalarını bir sonraki sezon başına ertelediği maçtır.

    8 büyük ihtimalle kimsenin bir ders çıkarmayacağı maçtır. ve ya olayları başka taraflara çekerek değinenleri ya da futbol hakkında konuşmaya devam etmeye çalışanları ortaya çıkaracaktır.

    9 bir mağlubiyet almışım gibi hissettirmeyen çünkü bir futbol maçından çok herşeye benzemekte olan beni bir süreliğine futboldan soğutan maçtır.
  • 362
    maç mı ? bir maçtan fazlası mı ? maçtan başka her şey mi ?

    neler yazıldı bu maç hakkında ? kaç gündür bu maç ile ilgili programlar yapılıyor ? kimler bu maç sonunda yaşananlar hakkında yorum yaparak, suçluyu kınayarak, mağdurun arkasından ağlayarak para kazandı ? uzar da gider bu sorular. uzar da gider bu samimiyetsiz duruşlar, ağlayışlar, kınayışlar.

    bir şeyler yazmak istiyorum sadece. içinde ölüm kelimesinin geçmediği bir şeyler yazmak istiyorum. galatasaray sözlük gibi bir platformda yazdığın bir yazıda, ölüm gibi katil gibi kelimeler neden kendine yer bulsun ki ? 20 yaşındayım. bu sözlüğü kuran, bu sözlüğü yöneten abilerime sesleniyorum. abi bana bu sözlüğe girerken bir anayasa okutmadınız mı ? zorunlu kıldınız, okumazsan yazar olamazsın demediniz mi ? ne yazıyordu siktiğimin anayasasında benden daha iyi bilirsiniz. bana demediniz mi ki, burası galatasaray sözlük burada sadece spor konuşulur diye ? benden büyüksünüz, belki cevaplayabilirsiniz. türkiyenin en büyük derbisi diye övündüğümüz maçın başlığının altına yazdığım entryde ölüm kelimesi nasıl oluyor da kendine yer bulabiliyor ? boşver abi. cevap vermeye uğraşma. siktir et. sen sözlüğün açılışına koymuşsun o çocuğun resmini. başsağlığını da dilemişsin. ne kadar samimiysen artık...

    ne senin, ne onun, ne bunun hiç kimsenin göz yaşı samimi gelmiyor koduğumun memleketinde. daha da abartayım anasını satayım, ölen de öldüren de samimi değil. ben samimiyim ! gram üzülmedim ölenin arkasından ve yine gram kin duymadım öldürene. sadece şaşırdım. elimden gelen bir şey değil üzülmek. bir acı hissetmiyorum. sadece anasına babasına acırım. aynısı benim yakınımın başına gelseydi belki hala ağlıyor olurdum üzüntüden. bu anormallikse anormalim o zaman. kabul ediyorum. ama bu durumda hissedebileceğim tek şey şaşkınlıktır. bir insanın katil olabilmesi için böyle bir sebebin yeterli olmasına şaşırırım. belki de inanamam.

    bu yazıyı buraya kadar okuyan ne anlamlar çıkaracak, nasıl anlayacak bilmiyorum. söylemek istiyorum ki, bu hafta sonu yaşanılanlara sadece şaşılır. üzülmek çok farklı bir şey. bırak annesi üzülsün, arkadaşları üzülsün. bırak da bu güne kadar hayatını o çocukla geçirip bundan sonra geçiremeyecek olanlar üzülsün.

    şu yazıyı yazarak kendimden nefret ettim. kaç gündür sağda solda bu konuyla ilgili konuşanları görüp de sinirleniyordum. sonra kalkıp burda yazı yazdım. demek ki bende samimi değilmişim.

    spor bize yasaklanmalı, biz futbol oynamayalım. bizim ülkede sporun anlamı bilinmiyor gibi saçma sapan şeyler de yazıp durmayın. sen kimsin de buna karar verebiliyorsun.

    şu söz konusu maçın rezilliğinden bahset. oynanan futbolun utanç verici olduğundan bahset. türkiyenin en büyük iki takımının düştüğü rezil durumdan bahset. biz futbol izlemek istiyoruz, bütün sene bu derbiyi bekliyoruz, bize izlettireceğiniz derbi bu mu de. şu leş maça bakıp bakıp küfret. ama bu rezilliklere sebep olan şerefsiz kodomanlar yüzünden * benim futbol izlemeye hakkım olmadığını söyleme.

    son olarak da bir şey söylemek istiyorum. bizden bir bok olmaz.
  • 364
    galatasarayın öncesiyle ve maç içerisinde kazanmak için hiç birşey yapmadığı ve kazanmadığı maç. terim ve futbolcular adam gibi hazırlanıp hırslı oynasalar çakıra rağmen handikaplı kazanacağımız maçı, kaybetmemizi içime sindiremiyorum arkadaş! inşallah fener trabzonu yener de şu dingillerle süper kupada tombala olayını tartışırız güzelce!
  • 365
    formalite maçı olmasına rağmen ülkeyi karıştırmaya yetmiş maç. ırkçılıklar, penis göstermeler, tekme tokat kavgalar, cinayetler... resmen kaosa sürüklendik. bu maçın formalite maçı olmadığını geçen seneki gibi bir şampiyonluk maçı olduğunu düşünürsek dış güçlerin senelerdir yapamadığı ayrışmayı 90 dakikada başarmış olacaklardı.
  • 368
    fatih terim'in fenerbahçe'yi yıllar sonra kendi evinde perişan etme şansı yakalamışken, bu şansı kullanmadığı karşılaşma olmuştur.

    f.terim net bir şekilde fenerbahçe'den korkmuştur, bunun başka bir açıklaması olamaz.
    şampiyon takımı, fenerbahçe maçına "hazır" bir şekilde çıkıp fenerbahçe'ye yenilseydi, basında yazılacakları gururuna yediremeyecekti. o da kolay olan yola kaçtı ve 12 mayıs'tan bir hafta önce takımı şampiyon yaptığı gibi tatile çıkardı. artık takım yenilse bile "biz zaten görevimizi tamamladık. ligi şampiyon bitirdik ve bu maç bizim için sadece bir formalite maçıydı.. " diyecekti ve öyle de dedi.

    fener maçından önce, bütün futbolcuların ve fatih terim'in, kanal kanal dolaşıp şampiyonluk muhabbetleri çevirmesi aklıma geldikçe deliye dönüyorum.
    bizimkiler tv kanallarında şampanyalar patlatırken, fenerbahçe köpekler gibi antrenman yapmıştı. 12 mayıs günü de, her ne kadar attıkları goller saçma sapan olsa da bizimkilerden daha güzel bir oyun oynayıp galibiyeti kaptılar.

    tamam, o sezon künefeyi yedik ama künefenin üstünde ne kaymak+fıstık vardı ne de yanında içecek vardı. sebebi ise terim'in saçma sapan tercihleri, korkuları.
  • 370
    fatih terim'in üçüncü dönemindeki en büyük hatası bu maça gereken önemi vermemesidir.

    maçtan önce kamp yaptırmaması ve bir çılgınlık yapıp haftalardır oynamayan elmander'i ilk 11 başlatması gerçekten çok yanlıştı. eğer bu yanlışlar olmasa, o sezon moralman bitik durumdaki fenerbahçe'ye son darbeyi de kadıköy serisini bitirerek vurabilirdik. şimdi uğraş dur ki kadıköy'de galip gelesin.

    terim'in ikinci büyük hatası da 6+0+4 sınırının geldiği sezonda, galatasaray'ın halihazırda 9 yabancısı varken bruma'ya 10 milyon euro verdirmesiydi. bruma'nın oynamadan gelişemeyeceği çok açıktı, ancak muslera-sneijder-melo-drogba'nın ilk 11'deki yeri garantiyken bruma'nın kadroya girmesi de çok zordu. o yaz 10 milyon bruma'ya vereceğimize 5 milyon verip olcay şahan'ı alsaydık (ki takasta engin baytar'ı aydın'ı falan da kitleyebilirdik) inanın bana çok daha faydalı bir transfer yapmış olurduk. belki 2014 şampiyonu yine fenerbahçe olurdu ama son haftalara kadar peşlerini bırakmazdık.

    kısacası terim'in iki büyük hatası da fenerbahçe'ye onlar için kabus gibi geçen 2012-13 sezonundan sonra yeniden hayat verdi. nasip böyleymiş, ne yapalım.
  • 371
    eboue'nin kendini yine kolayca bıraktığı, ancak pozisyonların net kere net faul olduğu(hatta öncesinde hamit'e de faul yapıldı), gökhan gönül'ün smaç basıp hakeme itiraz ettiği, maçtan önce drogba ve eboue'ye ırkçılığın yapıldığı, muslera'nın uçtuğu, volkan'ın sabri'yi boğduğu, sabri'nin volkan'ı tırnakladığı o sırada mehmet topal'ın yerde yattığı, sonunda her iki tarafın da sevindiği bir tuhaf maç.
  • 375
    2 takımın da vizyonunu, misyonunu tekrar gözler önüne seren karşılaşma.

    maç sonu büyük galatasaray taraftarı ve oyuncuları şampiyonluğun, fenerbahçe taraftarı ve oyuncuları da ülkenin en büyük takımını yenmenin sevincini yaşıyordu.

    ayrıca sabri reis’in volkan demirel’i ayı yavrusu gibi ensesinden tutmasıyla da zihinlerde yer edinmiş karşılaşmadır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın