2013-14 Türkiye Süper Lig 11.Hafta Maçı
19:00 Ülker Stadyumu
2 - 0
  • 154
    yeniliriz, sıkıntı var, 14 senelik bu çile falan diyen taraftarlar bence taraftarlığın ne olduğundan haberdar değiller.

    kaldı ki 14 sene dediğiniz bu süreçte 7 tane lig şampiyonluğu (1i saracoğlunda fenerden), 4 tane türkiye kupası, 3 süper kupa
    1 uefa kupası ve 1 de süper kupa kazanmışız.

    kodumun saracoğlusunda kazanmak onları tatmin eder bizi değil. ama galatasaray evrende kiminle oynarsa oynasın kazanmaya çıkar. bu tarz fobileri bırakalım lütfen.

    burak kesin yine bir gol atar saracoğlunda, drogba bu sefer ya bir gol ya da bir asist yapar.

    2 haftadır kötü oynuyoruz akıllar hep bu maçta, sakatlar önemli değil iyi oynarız.
  • 155
    bu maça 14 senelik çile gözüyle bakmamak lazım. bu maç daha vahim bir konumda bulunmakta. keşke sadece kadıköy deplasmanı vs. konumunda olsa ama bana kalırsa bu maç şampiyonluğu direkt etkileyecek maçtır.

    fenerbahçe kazanırsa bilin ki bu sene %90 şampiyondur. aldığı bu gazla ilk yarı açabildiği kadar açar arayı. bizimkiler olası bir mağlubiyetle birlikte çöküşe geçer ve karışıklıklar başlar. devre arasını iple çekeriz gelsin diye. ama devre arasına kadar bu 9 puanlık fark daha da açılır.

    berabere kalınırsa şayet o zaman bizimkilere biraz özgüven gelir. arada ki fark korunur. beşiktaş 2 hafta sonra fenerbahçe'yi yenmek için daha da celallenir.

    olası bir galatasaray galibiyetinde ise, fenerbahçe işte o zaman tokadı yer. hep o bahsettiğimiz psikolojik üstünlük, fenerbahçe camiasının üzerine çöker. özgüvenleri kırılır, beşiktaş'tan beter bocalarlar. devre arasına kadar galatasaray, fenerbahçe ile arayı tamamen kapatır hatta öne bile geçebilir. bizim futbolcuların ve mancini'nin özgüveni artar. taraftar muhalifliği bırakıp takımı sahiplenir. juventus maçını bile olumlu etkiler olası bir galibiyet.

    taktiksel açıdan değerlendirecek olursak, galatasaray'ın durgun oynaması gereken maç. rakip takımı futboldan soğutmalı, risk almamalı, sürekli pas yaparak rakibi bunaltmalı. maçın son 20 dakikasına kadar kalesinde gol görmez ve bu pasif oyun ile fenerbahçe'yi oynatmazsa, işte o zaman ersun yanal gol için orta sahayı boşaltıp kuyt-sow-emenike-webo 4'lüsü ile gol arayacak. umut-drogba'nın yorduğu fenerbahçe savunmasına ve orta sahada ki boşluklardan yararlanmak için oyuna burak yılmaz dahil edilir ve arka arkaya pozisyonlar bulunabilir.
  • 156
    yıllar yılı kadıköy deplasmanı adı altında eziyetin, mağlubiyetin, manevi işkencenin her türlüsünü yaşamış olan bünyeleri; herşeye rağmen, belki de olmayan bir umutla pır pır attıran maç. taraftar dediğinin yüreği teknikten, taktikten, istatistikten ne anlar zaten amına koyim...

    (bkz: cimbombomum seni sevmek bizim için şeref demek)
    (bkz: senden ayrı gayrı kalmak bizim için ölüm demek)
  • 157
    bugün bir fb li arkadaşım 6-0 ' lık maçın geniş özetini paylaşmış .yine şöyle böyle olcak diye. bu maçın pozisyonlarını golleri hariç hiç izlemedim 11 yıldır.ilk kez izlediğimde şunu gördüm. maçın ortasında sol kanattan köşe vuruşu atan hasan'a gelen yabancı maddelerden dolayı artık sinirlenen hasan köşe vuruşunu gelişi güzel yapıyor ve bi noktada sinirlerini kaybediyordu. süregelen yıllarda sürekli oyuncularımızı tahrik etmeye ve dolaylı dolaysız olayların içine çekmeye çalıştılar . geçen yıl hiçbir şey yokken fb cezası içinde eboue'ye drogbaya yapılanları hatırlıyoruz. demek istedğim şu fb şunu biliyorki eğer maçı gergin ortama çekersek bizi hakemler burada yakamazlar düşüncesindeler.karşı takıma gelen her oyuncu şunu biliyor .eğer ben galatasaray maçında gol atarsam veya bir şekilde dayılık yaparsam benim kredim burada artar .mancini umarım önceki yıllarda kadıköyde oynanan maçları izlemiştir . serie a ' da oynanan stresli maçların verdiği deneyimlerle oyuncularımıza gerekli uyarıları yaptığını düşünüyorum. oyuncularımız, özellikle eray sakin bir şekilde 20 dk 'yı golsüz atlatırlarsa ve drogba üstün tecrübelerini sahaya yansıtırsa yarın galibiyete yakın olduğumuzu düşünüyorum ve geçen yıl şampiyonluğun garanti olmasından sonra laubali bir şekilde bitirebilcek durumdayken bitiremediğimiz bu serinin artık biteceğini düşünüyorum .
  • 158
    (bkz: tek ihtimali olanların hikayesi)

    yenilsek de bu entry kendisini imha etmeyecektir. çünkü, babam "sen galatasaraylısın" dediği zaman daha altımı pisleten bir ufaklıktım ben. aldık kabul ettik ve bugünlere kadar da gururla devam ediyoruz. en büyük mutlululuklarım da en büyük acılarım da galatasaray kaynaklı oldu benim hep. velhasıl, yarın "netice ne olursa olsun" sevgimizden bir damla eksilmeyecek. sahaya çıkacak aslanlarımızın bilmesi gereken tek şey, onların yanında milyonların duaları, hisleri olacak. yani ellerini kalplerine götürdüklerinde hissedecekleri şerefli galatasaray armasının hemen altında olacağız biz. "allah yardımcınız olsun."

    (bkz: galatasaray bir his takımıdır)
  • 165
    havaya girersen, macar basınının da dediği gibi, galatasaray-siker.

    1. "drogba'ya gol attırmayacağım. atarsa hepinize benden yemek." diego alves
    2. "galatasaray'a 'senin krallığın bitti.' diyeceğiz." diego alves
    3. "galatasaray'a şans tanımayacağız." ersun yanal
    4. "kazanacağımızı düşünüyorum." caner erkin
    5. "galatasaray'a darbe vurmak için en iyi zaman." dirk kuyt
    6. meireles'in instagram'da 6 işareti yapıp paylaşması.

    iki lafından biri puan farkı 9 olursa/olacak olan bu hadsizleri, kendilerine aşırı güvenen taraftarlarını ve hatta sana güvenmeyen taraftarlarını göt edeceksin, etmelisin galatasaray.

    kolay gelsin onun bunun çocukları, yarın galatasaray hesabı kesmeye geliyor.

    not: ben de galibiyete inanmıyordum, hıncal stayla totem yapıyordum ama sikerler. yetti lan bu densizliği her sene çektiğimiz.
  • 168
    her yerde başladılar yine 2-0 kaybederiz, 3-1 kaybederiz, 5 olur diyenler. twitterda timelinea bakmıyorum artık. sorarsan ters totem yapıyor bazıları.
    farkında değiller ki bütün taraftarın zihnine yenilgiyi yerleştiriyorlar, yenilgiyi alışkanlık haline getiriyorlar. bakın az kişiden bahsetmiyorum. milyonlarca galatasaray taraftarının fikrinde "bunlar yine bizi yener" var.
    bir ara sınav sorusu olarak çıkmıştı ya galatasaray'ın fenere yenilmesi "öğrenilmiş çaresizlik" diye de hep beraber küfür kafir saldırmıştık soruyu hazırlayanlara. ama işte bu öğrenilmiş çaresizlik "bunlar bizi yener" diyenler yüzünden oluşuyor.

    aslında "öğrenilmiş çaresizlik" denen şey bir illüzyonu anlatır. gerçek olmayan bir şeyi gerçek gibi kabul etmenin ifadesidir. meşhur bir hikaye var bu konuyla ilgili : "bilimadamları, pireleri 30 cm yüksekliğindeki fanusa koyar. zemin ısıtılır. sıcaktan rahatsız olan pireler, zıplayarak kaçmaya çalışır.
    defalarca kafalarını cama vuran pireler, sonunda o zeminde 30 cm'den fazla zıpla(ya)mamayı öğrenir.deneyin ikinci aşamasında tavandaki cam kaldırılır. zemin tekrar ısıtılır. pireler eşit yükseklikte, 30 cm zıplar! üzerlerinde cam yoktur; daha yükseğe zıplama imkanları vardır ama buna cesaret edemezler. çünkü engel artık zihinlerindedir."

    işte bu bir illüzyondur. kimi çıkar bunları yeneriz de hakemleri nasıl yeneceğiz der, öteki çıkar fener balı der, diğeri muslera yok der...bitmez bunlar.

    nasıl işliyor bu onu da anlatayım. fenerli bir öğrencim vardı. 2011-12'de asy arenada 2-1 kaybettiğimiz maç sonrası aramızda bir konuşma geçti.
    fbli: geçmiş olsun captano
    c: niye ki?
    fbli: dünkü maç için
    c: haaa, eyvallah.
    fbli: ama belliydi
    c: nasıl yani (o anda kafasını kolozete sokmak istedim)
    fbli: siz tek kale oynayıp atamayınca bizim atacağımız belliydi, hep yapıyoruz bunu.

    mevzuyu anladınız mı? milyonlarca fenerli heyecanlansa bile "biz bunları yine yeneriz" diye düşünüyor. aynı şekilde milyonlarca galatasaraylı da "ulan tek kale oynuyoruz ama bunlar bizi yener" diye düşünüyor. maç sonunda ne oluyor peki? herkes haklı çıkıyor. aferin.
    bu anlattıklarımı inception'ı izleyenler daha iyi anlar.

    geçen senelerde neden tutmadı peki? fatih terim gibi birine duyulan güven bütün taraftara bulaşmıştı da ondan.

    diyeceğim o ki;
    arsenal gibi bir devden uefa kupasını almış, real madrid gibi başka bir devin elinden süper kupayı almış bir takımın taraftarına bunu yapmayın. bize bunu yapmayın, galatasaraylılara bunu yapmayın.
  • 169
    öncelikle taraftarımızdaki bu umutsuzluk neden kaynaklanıyor, onu çözemedim. muhtemelen medyanın manipülasyonu ile oldu bunlar. her derbi öncesi klasik şeyler. alıştık artık. çekinmesi gerekenin fenerbahçe olması gerekirken birden öyle bir hava yarattıklar ki bizim taraftar beraberliğe razı olur hale geldi maç öncesinde.

    tam 5 gündür size sesimi çıkarmıyorum. kendinize gelin burdan maça kadar!

    "muslera yoksa işimiz zorlaşır."
    "inşallah sneijder oynar." gibi cümleler kurabilirsin. zira kalede muslera'nın olması ile eray'ın olması arasında dağlar kadar fark var. ya da sneijder oynadığında hücumumuz daha derli toplu oluyor. evet, inşallah ikisi de oynar. ve benim içimden bir ses ikisinin de sahada olacağını söylüyor. hatta sneijder gol de atacak.

    ancak;
    "fark yeriz."
    "yine yenileceğiz."
    "bla bla bla..."
    gibi saçma sapan cümleler kurarsan çok ayıp edersin. sen galatasaray'ı hiç tanımamışsın. en kötü zamanımızda gittik biz oraya son dakikalarda hepsi alttan üstten soluyordu. ankaragücü'nden ali sami yen'de 4 yeyip gittik, teknik direktör değişikliği yapıp maça çıktık. şimdikine oranla rezil bir kadroyla çıktık maça. sonra ne oldu, gökhan gönül zar zor çizgiden çıkardı topu. o sezonki 2. maçta fırat aydınus, baros'un mis gibi nizami golünü yemese belki de 2'den sonra 4'e 5'e götürecektik o halimizle. o zamanlar selçuk, melo da yoktu; sneijder, drogba da...

    oğlum kadıköy'de kupa kaldırdık lan biz. ayarlanmış bir fikstürde cümle aleme karşı gelerek, hepsiyle mücadele ederek 52000 taraftarlarını göt ederek kaldırdık o kupayı. sıradan bir lig maçında galibiyet neymiş amk? 100 yılda bir olacak bir finali kazandık biz. kadıköy'ü mü kaldı amk!

    umutsuz arkadaşların yazdıklarına bakıyorum. kimisi burak'ın formsuzluğundan kimisi teknik direktör değişikliği sonrası takımda olumsuz bir hava olduğundan kimisi fener'in çok formda olduğundan falan bahsediyor.
    ve bu umutsuzluğun sebebi muhtemelen kopenhag maçı'nda aldığımız mağlubiyet. 90 dk bizim oynadığımız ama kazanamadığımız bir maç sonrası bu kadar mı karamsarlığa kapılabilir insanlar? sanırsın kopenhag tek kale oynamış, sanırsın her lig maçımızda şamar oğlanına dönüyoruz. kaldı ki onlar bile olsa biz galatasarayız. oraya dimdik gider, dimdik de döneriz.

    fenerbahçe'nin formda olduğu falan da yok işin aslına bakılırsa. ittirme ile kazanılmış puanlar, medyanın manipülasyonu derken birden derbinin favorisi konumuna geldiler. bizim taraftarımız da yedi bunu. belki de gizlice totem yapıyorlar, öyle bir şey varsa söyleyin oğlum; boşuna kızmayayım siz umutsuzlara.
    volkan, kendisine göre yerden sağ köşeye uçamıyor bile.
    defansları desen bizimkinden hallice. hatta defansif orta saha ile beraber değerlendirirsen defansı biz daha iyiyiz belki de. biraz caner öne çıkıyor ama bence kadıköy'deki hakan>caner.
    orta sahaları leş ötesi. bizi tek zorlayacak oyuncu alper olurdu yapacağı dribblinglerle, o da cezalı. orta saha derbilerde çok önemli. lincoln-baros-kewell-arda ve keita-baros-kewell-arda hücum hattında bile barış ve mustafa sarp ile oynadığımız için nice maçlar telef oldu, hatırlarsınız.
    hücumları, defans ve orta sahalarına görece iyi sayılabilir ama sneijder, drogba ve kafaca hazır bir burak ile baş edemez. zira bu 3'lü eğer formda olursa rakibi juventus hücum hattıdır.

    taktik tekniğe gelecek olursak; fenerbahçe, pres yediğinde bozulan bir ekip. orta sahaları kötü, defanslarında ayağı düzgün adam çok fazla yok. o yüzden belki umut ile başlamamız akıllıca olabilir. ya da sonraları alıp, maçın ortalarında da baskı kurabiliriz. ileride basıp oyunu da rakip sahada oynamamız gerekiyor. defansif bir oyun anlayışı ile çıkarsak ayağımıza sıkarız. zira fenerbahçe'nin belki bizden tek iyi yanı, beklerini rakip sahada kullanabilmesi. yıllardır bu değişmedi. fenerbahçe hücumda iken caner ve gökhan'ı izlerseniz ne demek istediğimi anlarsınız.
    ek olarak çok da iyi bir defansımız da yok zaten. 2 tane taş gibi stoperimiz olsa, hava toplarında sıkıntı yaşamayacak olsak kontralarla vurmak gibi bir seçeneğimiz olabilirdi. ancak mevcut kadro ile yapacağımız en iyi iş oyunu rakip sahaya yıkmak. defansı beceremiyorlar. sneijder oynarsa işimiz daha kolay olur. ceza sahasına penetreleri, şutları, takımı yönetmesi çok ihtiyacımız olan özellikleri. bitiriciliği üst seviyede ve oynun bazı bölümlerinde sahte 10 olarak oynaması büyük avantaj olacaktır bize. türkiye-hollanda maçı'nda attığı gole bakın, yerden volkan'a göre sağ köşeye. volkan kıpırdayamadı bile, sneijder affetmez oynarsa. oynamazsa burak, umut, drogba, bruma gibi oyuncularımız yükü sırtlayabilir.
    kanatlarımızı sağlam tutmalıyız. zira kanatlarımızın iyi olması demek daha iyi hücum etmemiz ve rakip beklerin daha az hücuma çıkması demek. aydın'ın iyi bir oyuncu olduğunu, 7-8 maç kendisine ilk 11'de şans vermemiz gerektiğini deplasmandaki kopenhag maçı öncesi yazmıştım. sağolsun yanıltmadı ve oyunda olduğu bölümde özellikle ilk yarıda çok çok iyi oynadı. al da atlık muz orta kesmek mi dersin, pas oyununa katkı mı dersin, hepsi vardı. o yüzden sağ kanatta aydın başlamalı. sol kanatta da burak ya da bruma. 2 kanadında da kanat orijinli oyuncu olan bir galatasaray'ı izlemeyeli uzun zaman olmuştu, deplasmandaki kopenhag maçı'nın ilk yarısında da gördük ki rakibi müthiş tedirgin ediyor.
    maçta en güvendiğim oyuncularımız; muslera, sneijder, melo, selçuk. aydın için büyük bir sınav olacak, inşallah başarılı olur, ona da güveniyorum.

    ben hücum futbolunu daha çok severim. bana göre de en iyi savunma hücumdur. tabi defansı da çok fazla elden bırakmadan.

    kadro kurmak sözlükte pek hoş karşılanmıyor. daha doğrusu salt kadro kurmak pek hoş karşılanmıyor haklı olarak.
    birçok neden saydım teknik-taktik meseleler hakkında yukarıda. herhalde kadro verebilirim artık.
    muslera ve sneijderli kadrom;
    http://this11.com/boards/abFPgJkapH.jpg
    artık duruma göre eray ya da burak-umut ikilisinden biri dahil olacak bu kadroya.
    ama ikisi de oynayacak diye düşünüyorum ben, inşallah oynarlar.

    bu maçı kazanacağımıza inanıyorum. bu maçtan umutsuz olanları da pek anlamıyorum. muslera ve sneijder oynamasa bile rakip real ya da barca değil. olsa da farketmez. maça iyi konsantre olduğumuz sürece ve maç sırasında bunu devam ettirdiğimiz sürece sıkıntı yok. biz galatasarayız!

    bu maçtan çok fazla umutluyum. "handikap oynayın orospu çocukları!" lafı hep aklıma gelir gevrek gevrek "yeniliriz abi, ben fener'e basıcam. kadıköy zaten vs..." diyenleri görünce... tabi aynı takımı tuttuğum kişilere, aynı sonuca sevineceğimiz insanlara bu sözü sarfetmem ancak ayıptır.

    son olarak şu fbtv-2'de çıkan haber ne kadar doğru bilmiyorum ama eğer doğruysa hiç akıllanmadıklarının göstergesidir.
    önce kuyt'ın, besmelesiz adını bile ağzına almaması gereken fatih terim'in taklidini yapması, sonrasında sow'un ve diğer oyuncuların gol sevinci provası yapması... velhasıl timsaha yatmaya doymuyorlar. bu vesileyle size başımdan geçen bir hikayeyi de anlatayım;
    sene 2012. playoff dönemi. iş son maça kalacak duruma geliyor bir terslik olmazsa. son maç da meşhur 12 mayıs 2012 fenerbahçe galatasaray maçı. tabi fenerlilerin hepsi yine timsahtalar. daha son maç bile gelmemişti halbuki. her neyse... ben berabere kaldığımız trabzon maçından dönüyorum; yarıştaki durumu sordu fenerli bir abi. ben de "muhtemelen son maça kalır." dedim, adam sonra direkt "son maça kalırsa her türlü sikeriz kadıköy'de." dedi. kan beynime sıçradı, küfretmese bir nevi kabul edilebilir. neyse kendime hakim oldum, bir sorun çıkartmayayım şimdi dedim. abiyle de muhabbetimiz var biraz, esprili bir dille "yine timsaha yattınız hepiniz. dikkatli olun bak. biraz akıllanın bu kaç oldu. o şampiyonluk bizim." dedim. sonucu biliyorsunuz.

    bu maçın sonunda da gülen taraf biz olacağız. çünkü sonunda iyiler mutlaka kazanır.

    geliyoruz!

    galatasaray!
  • 170
    11 sene önce alınmış farklı bir galibiyet ile kendilerini avutup, bizimle dalga geçenleri gördükçe, ilahi adaletin tecelli etmesini dilediğim maç. sahasında kupa kaldırdığımız takımın oyuncuları böbürlenmek için hangi sportif faaliyette bulundu gerçekten çok merak ediyorum. maçla ilgili tek tereddütümüz muslera'nın olmaması. tecrübesiz bir kaleci ile maça çıkmak dışında hiçbir dezavantajımız yok. kadromuzda fenerbahçe'nin şampiyonlar liginde attığı toplam gol sayısını tek başına atan drogba gibi bir efsane var. sadece bu bile takımımıza güvenmek için yeterli bir sebep. evet, ben de olumsuz bir hissiyata sahiptim, ancak onurumuzu incitecek şeyler gördükçe hırslanıyorum. umarım maç uzun süre berabere veya bizim lehimize gider de, ersun yanal 60. dakikadan sonra 5 forvetli sistemine döner ve biz de gerekeni yapıp, çıkarız sahadan. öyle bir algı yaratıldı ki, fenerbahçe'nin toplamadığı kupa, yenmediği takım kalmadı sanki. hem medyaya, hem de yüzsüz fenerbahçe taraftarına gereken cevabı verecektir futbolcularımız. allah yardımcıları olsun.
  • 174
    geldi yine bir kadıköy derbisi daha. geçen seneler bin hevesle hazırlanıp hüsrana uğradığımız maçlarla dolu. uğursuzluk mu dersiniz, şanssızlık mı, hakem hataları mı.. ne derseniz diyin. bir türlü o kasveti üzerimizden atamıyoruz, kadıköy'de derbi kazanamıyoruz..

    bunun bir çok değişkene bağlı onlarca sebebini yazabilirim ama sonuç aynı olacak, kazanamıyoruz. benim için tarih kadıköy'de kupa kaldıranları yazdı çoktan, bir derbi galibiyeti daha eksik kalacaksa kalsın çok önemli değil. kendi adıma böyle düşünüyorum. neyse.
    gelelim işin şu yazıyı yazma sebebime;
    10 kasım 2013 fenerbahçe galatasaray maçı için kendi çevremdeki taraftardan ve sözlük yazarlarının yazılarından da anlaşılacak şekilde taraftarımızın üstünde bir umutsuzluk var. son kopenhag maçının da etkisi ve kadıköy'deki galip gelemeyişimiz de payıyla. işte bunu anlamıyorum.

    şu maçtan umudu olmayan, derbi günü formasını giyip sokağa çıkmayan, kaşkolunu takıp maç izlemeyen, sırf kadıköy'de fb ile maç var diye sarı-kırmızı'dan umudunu kesen kardeşim, kendine sor bakalım galatasaray taraftarı mısın ?

    galatasaray; kasımların değil mayısların sevincine alışkınların, puan maçının değil şampiyonluk maçının önemini bilenlerin, sezonda tek galibiyetle yetinenlerin değil kupasını rakibinin sahasında alanların takımıdır. dün böyleydi, bugün de böyle, yarın da böyle olacak. bunu yıllardır öğrenemedin mi umutsuz kardeşim ?

    90+3'te pino'nun şutuyla ruhunu teslim edenler, ikinci yarı başında ellerini açıp dua edenler, baros'un son saniye direğinde ömründen ömür gidenler, sahasında kupa kaldıran rakibini izleyenler iyi biliyorlar, galatasaray'ın kadıköy galibiyeti geliyor, yaklaştı iyice.. belki de bu gece..

    kalbinde umutsuzluk kafasında soru işareti olan galatasaray taraftarı; medya günlerdir üzerine oynuyor, pes etmeni istiyor, moralinin bozulmasını istiyor, umutsuzluğa kapılmanı istiyor, bu takımdan bu sene bir şey olmaz demeni bekliyor farkında mısın ?

    sana son sözüm umutsuz kardeşim; bir derbi daha kaybedebilirsin ama yeter ki sen umudunu kaybetme..

    bugün günlerden kadıköy'ü yak galatasaray...
App Store'dan indirin Google Play'den alın