169
öncelikle taraftarımızdaki bu umutsuzluk neden kaynaklanıyor, onu çözemedim. muhtemelen medyanın manipülasyonu ile oldu bunlar. her derbi öncesi klasik şeyler. alıştık artık. çekinmesi gerekenin fenerbahçe olması gerekirken birden öyle bir hava yarattıklar ki bizim taraftar beraberliğe razı olur hale geldi maç öncesinde.
tam 5 gündür size sesimi çıkarmıyorum. kendinize gelin burdan maça kadar!
"muslera yoksa işimiz zorlaşır."
"inşallah sneijder oynar." gibi cümleler kurabilirsin. zira kalede muslera'nın olması ile eray'ın olması arasında dağlar kadar fark var. ya da sneijder oynadığında hücumumuz daha derli toplu oluyor. evet, inşallah ikisi de oynar. ve benim içimden bir ses ikisinin de sahada olacağını söylüyor. hatta sneijder gol de atacak.
ancak;
"fark yeriz."
"yine yenileceğiz."
"bla bla bla..."
gibi saçma sapan cümleler kurarsan çok ayıp edersin. sen galatasaray'ı hiç tanımamışsın. en kötü zamanımızda gittik biz oraya son dakikalarda hepsi alttan üstten soluyordu. ankaragücü'nden ali sami yen'de 4 yeyip gittik, teknik direktör değişikliği yapıp maça çıktık. şimdikine oranla rezil bir kadroyla çıktık maça. sonra ne oldu, gökhan gönül zar zor çizgiden çıkardı topu. o sezonki 2. maçta fırat aydınus, baros'un mis gibi nizami golünü yemese belki de 2'den sonra 4'e 5'e götürecektik o halimizle. o zamanlar selçuk, melo da yoktu; sneijder, drogba da...
oğlum kadıköy'de kupa kaldırdık lan biz. ayarlanmış bir fikstürde cümle aleme karşı gelerek, hepsiyle mücadele ederek 52000 taraftarlarını göt ederek kaldırdık o kupayı. sıradan bir lig maçında galibiyet neymiş amk? 100 yılda bir olacak bir finali kazandık biz. kadıköy'ü mü kaldı amk!
umutsuz arkadaşların yazdıklarına bakıyorum. kimisi burak'ın formsuzluğundan kimisi teknik direktör değişikliği sonrası takımda olumsuz bir hava olduğundan kimisi fener'in çok formda olduğundan falan bahsediyor.
ve bu umutsuzluğun sebebi muhtemelen kopenhag maçı'nda aldığımız mağlubiyet. 90 dk bizim oynadığımız ama kazanamadığımız bir maç sonrası bu kadar mı karamsarlığa kapılabilir insanlar? sanırsın kopenhag tek kale oynamış, sanırsın her lig maçımızda şamar oğlanına dönüyoruz. kaldı ki onlar bile olsa biz galatasarayız. oraya dimdik gider, dimdik de döneriz.
fenerbahçe'nin formda olduğu falan da yok işin aslına bakılırsa. ittirme ile kazanılmış puanlar, medyanın manipülasyonu derken birden derbinin favorisi konumuna geldiler. bizim taraftarımız da yedi bunu. belki de gizlice totem yapıyorlar, öyle bir şey varsa söyleyin oğlum; boşuna kızmayayım siz umutsuzlara.
volkan, kendisine göre yerden sağ köşeye uçamıyor bile.
defansları desen bizimkinden hallice. hatta defansif orta saha ile beraber değerlendirirsen defansı biz daha iyiyiz belki de. biraz caner öne çıkıyor ama bence kadıköy'deki hakan>caner.
orta sahaları leş ötesi. bizi tek zorlayacak oyuncu alper olurdu yapacağı dribblinglerle, o da cezalı. orta saha derbilerde çok önemli. lincoln-baros-kewell-arda ve keita-baros-kewell-arda hücum hattında bile barış ve mustafa sarp ile oynadığımız için nice maçlar telef oldu, hatırlarsınız.
hücumları, defans ve orta sahalarına görece iyi sayılabilir ama sneijder, drogba ve kafaca hazır bir burak ile baş edemez. zira bu 3'lü eğer formda olursa rakibi juventus hücum hattıdır.
taktik tekniğe gelecek olursak; fenerbahçe, pres yediğinde bozulan bir ekip. orta sahaları kötü, defanslarında ayağı düzgün adam çok fazla yok. o yüzden belki umut ile başlamamız akıllıca olabilir. ya da sonraları alıp, maçın ortalarında da baskı kurabiliriz. ileride basıp oyunu da rakip sahada oynamamız gerekiyor. defansif bir oyun anlayışı ile çıkarsak ayağımıza sıkarız. zira fenerbahçe'nin belki bizden tek iyi yanı, beklerini rakip sahada kullanabilmesi. yıllardır bu değişmedi. fenerbahçe hücumda iken caner ve gökhan'ı izlerseniz ne demek istediğimi anlarsınız.
ek olarak çok da iyi bir defansımız da yok zaten. 2 tane taş gibi stoperimiz olsa, hava toplarında sıkıntı yaşamayacak olsak kontralarla vurmak gibi bir seçeneğimiz olabilirdi. ancak mevcut kadro ile yapacağımız en iyi iş oyunu rakip sahaya yıkmak. defansı beceremiyorlar. sneijder oynarsa işimiz daha kolay olur. ceza sahasına penetreleri, şutları, takımı yönetmesi çok ihtiyacımız olan özellikleri. bitiriciliği üst seviyede ve oynun bazı bölümlerinde sahte 10 olarak oynaması büyük avantaj olacaktır bize. türkiye-hollanda maçı'nda attığı gole bakın, yerden volkan'a göre sağ köşeye. volkan kıpırdayamadı bile, sneijder affetmez oynarsa. oynamazsa burak, umut, drogba, bruma gibi oyuncularımız yükü sırtlayabilir.
kanatlarımızı sağlam tutmalıyız. zira kanatlarımızın iyi olması demek daha iyi hücum etmemiz ve rakip beklerin daha az hücuma çıkması demek. aydın'ın iyi bir oyuncu olduğunu, 7-8 maç kendisine ilk 11'de şans vermemiz gerektiğini deplasmandaki kopenhag maçı öncesi yazmıştım. sağolsun yanıltmadı ve oyunda olduğu bölümde özellikle ilk yarıda çok çok iyi oynadı. al da atlık muz orta kesmek mi dersin, pas oyununa katkı mı dersin, hepsi vardı. o yüzden sağ kanatta aydın başlamalı. sol kanatta da burak ya da bruma. 2 kanadında da kanat orijinli oyuncu olan bir galatasaray'ı izlemeyeli uzun zaman olmuştu, deplasmandaki kopenhag maçı'nın ilk yarısında da gördük ki rakibi müthiş tedirgin ediyor.
maçta en güvendiğim oyuncularımız; muslera, sneijder, melo, selçuk. aydın için büyük bir sınav olacak, inşallah başarılı olur, ona da güveniyorum.
ben hücum futbolunu daha çok severim. bana göre de en iyi savunma hücumdur. tabi defansı da çok fazla elden bırakmadan.
kadro kurmak sözlükte pek hoş karşılanmıyor. daha doğrusu salt kadro kurmak pek hoş karşılanmıyor haklı olarak.
birçok neden saydım teknik-taktik meseleler hakkında yukarıda. herhalde kadro verebilirim artık.
muslera ve sneijderli kadrom;
http://this11.com/boards/abFPgJkapH.jpg
artık duruma göre eray ya da burak-umut ikilisinden biri dahil olacak bu kadroya.
ama ikisi de oynayacak diye düşünüyorum ben, inşallah oynarlar.
bu maçı kazanacağımıza inanıyorum. bu maçtan umutsuz olanları da pek anlamıyorum. muslera ve sneijder oynamasa bile rakip real ya da barca değil. olsa da farketmez. maça iyi konsantre olduğumuz sürece ve maç sırasında bunu devam ettirdiğimiz sürece sıkıntı yok. biz galatasarayız!
bu maçtan çok fazla umutluyum. "handikap oynayın orospu çocukları!" lafı hep aklıma gelir gevrek gevrek "yeniliriz abi, ben fener'e basıcam. kadıköy zaten vs..." diyenleri görünce... tabi aynı takımı tuttuğum kişilere, aynı sonuca sevineceğimiz insanlara bu sözü sarfetmem ancak ayıptır.
son olarak şu fbtv-2'de çıkan haber ne kadar doğru bilmiyorum ama eğer doğruysa hiç akıllanmadıklarının göstergesidir.
önce kuyt'ın, besmelesiz adını bile ağzına almaması gereken fatih terim'in taklidini yapması, sonrasında sow'un ve diğer oyuncuların gol sevinci provası yapması... velhasıl timsaha yatmaya doymuyorlar. bu vesileyle size başımdan geçen bir hikayeyi de anlatayım;
sene 2012. playoff dönemi. iş son maça kalacak duruma geliyor bir terslik olmazsa. son maç da meşhur 12 mayıs 2012 fenerbahçe galatasaray maçı. tabi fenerlilerin hepsi yine timsahtalar. daha son maç bile gelmemişti halbuki. her neyse... ben berabere kaldığımız trabzon maçından dönüyorum; yarıştaki durumu sordu fenerli bir abi. ben de "muhtemelen son maça kalır." dedim, adam sonra direkt "son maça kalırsa her türlü sikeriz kadıköy'de." dedi. kan beynime sıçradı, küfretmese bir nevi kabul edilebilir. neyse kendime hakim oldum, bir sorun çıkartmayayım şimdi dedim. abiyle de muhabbetimiz var biraz, esprili bir dille "yine timsaha yattınız hepiniz. dikkatli olun bak. biraz akıllanın bu kaç oldu. o şampiyonluk bizim." dedim. sonucu biliyorsunuz.
bu maçın sonunda da gülen taraf biz olacağız. çünkü sonunda iyiler mutlaka kazanır.
geliyoruz!
galatasaray!
tam 5 gündür size sesimi çıkarmıyorum. kendinize gelin burdan maça kadar!
"muslera yoksa işimiz zorlaşır."
"inşallah sneijder oynar." gibi cümleler kurabilirsin. zira kalede muslera'nın olması ile eray'ın olması arasında dağlar kadar fark var. ya da sneijder oynadığında hücumumuz daha derli toplu oluyor. evet, inşallah ikisi de oynar. ve benim içimden bir ses ikisinin de sahada olacağını söylüyor. hatta sneijder gol de atacak.
ancak;
"fark yeriz."
"yine yenileceğiz."
"bla bla bla..."
gibi saçma sapan cümleler kurarsan çok ayıp edersin. sen galatasaray'ı hiç tanımamışsın. en kötü zamanımızda gittik biz oraya son dakikalarda hepsi alttan üstten soluyordu. ankaragücü'nden ali sami yen'de 4 yeyip gittik, teknik direktör değişikliği yapıp maça çıktık. şimdikine oranla rezil bir kadroyla çıktık maça. sonra ne oldu, gökhan gönül zar zor çizgiden çıkardı topu. o sezonki 2. maçta fırat aydınus, baros'un mis gibi nizami golünü yemese belki de 2'den sonra 4'e 5'e götürecektik o halimizle. o zamanlar selçuk, melo da yoktu; sneijder, drogba da...
oğlum kadıköy'de kupa kaldırdık lan biz. ayarlanmış bir fikstürde cümle aleme karşı gelerek, hepsiyle mücadele ederek 52000 taraftarlarını göt ederek kaldırdık o kupayı. sıradan bir lig maçında galibiyet neymiş amk? 100 yılda bir olacak bir finali kazandık biz. kadıköy'ü mü kaldı amk!
umutsuz arkadaşların yazdıklarına bakıyorum. kimisi burak'ın formsuzluğundan kimisi teknik direktör değişikliği sonrası takımda olumsuz bir hava olduğundan kimisi fener'in çok formda olduğundan falan bahsediyor.
ve bu umutsuzluğun sebebi muhtemelen kopenhag maçı'nda aldığımız mağlubiyet. 90 dk bizim oynadığımız ama kazanamadığımız bir maç sonrası bu kadar mı karamsarlığa kapılabilir insanlar? sanırsın kopenhag tek kale oynamış, sanırsın her lig maçımızda şamar oğlanına dönüyoruz. kaldı ki onlar bile olsa biz galatasarayız. oraya dimdik gider, dimdik de döneriz.
fenerbahçe'nin formda olduğu falan da yok işin aslına bakılırsa. ittirme ile kazanılmış puanlar, medyanın manipülasyonu derken birden derbinin favorisi konumuna geldiler. bizim taraftarımız da yedi bunu. belki de gizlice totem yapıyorlar, öyle bir şey varsa söyleyin oğlum; boşuna kızmayayım siz umutsuzlara.
volkan, kendisine göre yerden sağ köşeye uçamıyor bile.
defansları desen bizimkinden hallice. hatta defansif orta saha ile beraber değerlendirirsen defansı biz daha iyiyiz belki de. biraz caner öne çıkıyor ama bence kadıköy'deki hakan>caner.
orta sahaları leş ötesi. bizi tek zorlayacak oyuncu alper olurdu yapacağı dribblinglerle, o da cezalı. orta saha derbilerde çok önemli. lincoln-baros-kewell-arda ve keita-baros-kewell-arda hücum hattında bile barış ve mustafa sarp ile oynadığımız için nice maçlar telef oldu, hatırlarsınız.
hücumları, defans ve orta sahalarına görece iyi sayılabilir ama sneijder, drogba ve kafaca hazır bir burak ile baş edemez. zira bu 3'lü eğer formda olursa rakibi juventus hücum hattıdır.
taktik tekniğe gelecek olursak; fenerbahçe, pres yediğinde bozulan bir ekip. orta sahaları kötü, defanslarında ayağı düzgün adam çok fazla yok. o yüzden belki umut ile başlamamız akıllıca olabilir. ya da sonraları alıp, maçın ortalarında da baskı kurabiliriz. ileride basıp oyunu da rakip sahada oynamamız gerekiyor. defansif bir oyun anlayışı ile çıkarsak ayağımıza sıkarız. zira fenerbahçe'nin belki bizden tek iyi yanı, beklerini rakip sahada kullanabilmesi. yıllardır bu değişmedi. fenerbahçe hücumda iken caner ve gökhan'ı izlerseniz ne demek istediğimi anlarsınız.
ek olarak çok da iyi bir defansımız da yok zaten. 2 tane taş gibi stoperimiz olsa, hava toplarında sıkıntı yaşamayacak olsak kontralarla vurmak gibi bir seçeneğimiz olabilirdi. ancak mevcut kadro ile yapacağımız en iyi iş oyunu rakip sahaya yıkmak. defansı beceremiyorlar. sneijder oynarsa işimiz daha kolay olur. ceza sahasına penetreleri, şutları, takımı yönetmesi çok ihtiyacımız olan özellikleri. bitiriciliği üst seviyede ve oynun bazı bölümlerinde sahte 10 olarak oynaması büyük avantaj olacaktır bize. türkiye-hollanda maçı'nda attığı gole bakın, yerden volkan'a göre sağ köşeye. volkan kıpırdayamadı bile, sneijder affetmez oynarsa. oynamazsa burak, umut, drogba, bruma gibi oyuncularımız yükü sırtlayabilir.
kanatlarımızı sağlam tutmalıyız. zira kanatlarımızın iyi olması demek daha iyi hücum etmemiz ve rakip beklerin daha az hücuma çıkması demek. aydın'ın iyi bir oyuncu olduğunu, 7-8 maç kendisine ilk 11'de şans vermemiz gerektiğini deplasmandaki kopenhag maçı öncesi yazmıştım. sağolsun yanıltmadı ve oyunda olduğu bölümde özellikle ilk yarıda çok çok iyi oynadı. al da atlık muz orta kesmek mi dersin, pas oyununa katkı mı dersin, hepsi vardı. o yüzden sağ kanatta aydın başlamalı. sol kanatta da burak ya da bruma. 2 kanadında da kanat orijinli oyuncu olan bir galatasaray'ı izlemeyeli uzun zaman olmuştu, deplasmandaki kopenhag maçı'nın ilk yarısında da gördük ki rakibi müthiş tedirgin ediyor.
maçta en güvendiğim oyuncularımız; muslera, sneijder, melo, selçuk. aydın için büyük bir sınav olacak, inşallah başarılı olur, ona da güveniyorum.
ben hücum futbolunu daha çok severim. bana göre de en iyi savunma hücumdur. tabi defansı da çok fazla elden bırakmadan.
kadro kurmak sözlükte pek hoş karşılanmıyor. daha doğrusu salt kadro kurmak pek hoş karşılanmıyor haklı olarak.
birçok neden saydım teknik-taktik meseleler hakkında yukarıda. herhalde kadro verebilirim artık.
muslera ve sneijderli kadrom;
http://this11.com/boards/abFPgJkapH.jpg
artık duruma göre eray ya da burak-umut ikilisinden biri dahil olacak bu kadroya.
ama ikisi de oynayacak diye düşünüyorum ben, inşallah oynarlar.
bu maçı kazanacağımıza inanıyorum. bu maçtan umutsuz olanları da pek anlamıyorum. muslera ve sneijder oynamasa bile rakip real ya da barca değil. olsa da farketmez. maça iyi konsantre olduğumuz sürece ve maç sırasında bunu devam ettirdiğimiz sürece sıkıntı yok. biz galatasarayız!
bu maçtan çok fazla umutluyum. "handikap oynayın orospu çocukları!" lafı hep aklıma gelir gevrek gevrek "yeniliriz abi, ben fener'e basıcam. kadıköy zaten vs..." diyenleri görünce... tabi aynı takımı tuttuğum kişilere, aynı sonuca sevineceğimiz insanlara bu sözü sarfetmem ancak ayıptır.
son olarak şu fbtv-2'de çıkan haber ne kadar doğru bilmiyorum ama eğer doğruysa hiç akıllanmadıklarının göstergesidir.
önce kuyt'ın, besmelesiz adını bile ağzına almaması gereken fatih terim'in taklidini yapması, sonrasında sow'un ve diğer oyuncuların gol sevinci provası yapması... velhasıl timsaha yatmaya doymuyorlar. bu vesileyle size başımdan geçen bir hikayeyi de anlatayım;
sene 2012. playoff dönemi. iş son maça kalacak duruma geliyor bir terslik olmazsa. son maç da meşhur 12 mayıs 2012 fenerbahçe galatasaray maçı. tabi fenerlilerin hepsi yine timsahtalar. daha son maç bile gelmemişti halbuki. her neyse... ben berabere kaldığımız trabzon maçından dönüyorum; yarıştaki durumu sordu fenerli bir abi. ben de "muhtemelen son maça kalır." dedim, adam sonra direkt "son maça kalırsa her türlü sikeriz kadıköy'de." dedi. kan beynime sıçradı, küfretmese bir nevi kabul edilebilir. neyse kendime hakim oldum, bir sorun çıkartmayayım şimdi dedim. abiyle de muhabbetimiz var biraz, esprili bir dille "yine timsaha yattınız hepiniz. dikkatli olun bak. biraz akıllanın bu kaç oldu. o şampiyonluk bizim." dedim. sonucu biliyorsunuz.
bu maçın sonunda da gülen taraf biz olacağız. çünkü sonunda iyiler mutlaka kazanır.
geliyoruz!
galatasaray!