• 467
    yoğun seyirci desteğinde oynanmış maç.

    kısaca:

    belhanda (da) oynasaymış, puan kaybedebilirdik.
    iyi ki cezalı olmuş,

    ya sahanın çiminde(sulamavs..), ya krampon seçimimizde, ya da topta hata vardı. top kontrolünde anormal şeyler yaşandı.

    emre akbaba, anlaşıldı ki rakiplerimizden birine transfer olmayı planlıyor. o yüzden üzerindeki “galatasaraylı” etiketinden kurtulmak için bu maç olmadık namussuzluklar yaptı. saldık seni akbaba, kuşlara katılabilirsin.

    sol tarafta maceraya gerek yok. sağlamsa, kazım oynar.

    keremde milli takım yorgunluğu vardı. daha erken çıkarılabilirdi.

    rashica’nın bonservisi alınmalı.

    galatasaray’ın sigortası: nelsson

    hakemler, iki tane nefret ettikleri takım birbirine düşüp çok sakat versin diye atanmıştı.
  • 69
    bu saatten sonra ligde önemli önemsiz maç diye bir şey kalmadı fakat kırılma maçlarından biri olabilir. adana demirspor maçında galibiyet alırsak derbide fenerbahçe'nin işi zorlaşır ve olası puan kaybında bize ciddi avantaj sağlarlar.

    rakibimiz adana demirspor, 2022-2023 sezonunda 4 büyükler dediğimiz takımlardan sadece trabzonspor'u ligin ilk yarısında yenebilmiş onun dışında bu takımlara karşı galibiyetleri yok. büyük yada hedef maçlarda bu sezon başarılı değiller fakat anadolu takımlarını baz alınca kadro kalitesi ve oyun yapısı olarak gayet iyi durumdalar.

    ligde son oynadığımız ve mağlup olduğumuz maç* bugün bizi ekstra kamçılayacaktır. rakibi iç sahada boğup, derbiyi rahatça izlememiz gerekiyor.
  • 475
    fredrik midtsjö'nün galatasaray'ı ipten aldığı müsabaka.

    galatasaray'da gördüğüm bazı mantık hatalarından bahsedeceğim, rakibimiz adana demirspor klâsik 4-2-3-1 ile sahadaydı. önde nispeten güçlü bir siyahi forvet, arkasında gezgin emre akbaba, kanatlarda hızlı ama teknik olarak yetersiz oyuncular, 2 tane tecrübeli orta saha ve geride 4'lü bir hat.

    ligdeki hakemler galatasaray'ın ön alan presinin çalışmasına engel oluyor genelde, mesela badu ndiaye her yere düştüğünde sualsiz faul çalındı. bizim oyunumuz birebir baskılar üzerine kurulu, bu baskılarda her seferinde faul çalınınca bir de üstüne merkezdeki oyuncular hemen sarı kartlar alınca ister istemez sistemin vidaları gevşiyor.

    öncelikle emre akbaba'nın görmesi gereken tartışmasız kırmızı kart var. dakika 30 civarı, yani o kart verilse çok kolay bir maç olacaktı muhtemelen. üst üste yüzde yüz kırmızı kart es geçilen 3. maç bu, lale orta hakkında ilk ismi çıktığında yazmıştık.(bkz: lale orta/#3538662)

    neyse oyuna dönelim, galatasaray'ın oyun şablonuna bakarsak klasik 4-2-3-1 gibi duruyor. iki bek oyuncusu kanatlardan oyunu genişletiyor, merkezdeki 2 oyuncudan torreira oyun kurulumunda stoperlere destek verirken diğer merkez oyuncusu sergio ofansif orta sahaya dönüşüyor. kerem kanattan merkeze geliyor, mertens zaten merkezde, geriden boey geldiği için rashica da merkeze geliyor. 4 tane 10 numarası oluyor birden gs'nin.
    bu iyi bir şey mi bence değil, çünkü orada 5 hücumcu da olsa kerem merkezde topu kaptırınca takım geriye koşmak zorunda kalıyor. boey'in başarısız hücum aksiyonlarının devamı bizim kalede bitiyor. nelson, abdülkerim, torreira her maç kurtuluş savaşı veriyor merkezde.

    şimdi gelelim mantıksal hatalara, boey sürekli olması gerekenden önde konumlanıyor hücumda ve rashica ile üst üste biniyorlar, city'de boey'in kullandığı topları mahrez kullanıyor dikkat çekmek istediğim nokta bu.
    tamam boey çıksın diyelim ileriye, bu sefer diğer kanadı keremin genişletmesi gerekirken; kerem de merkeze gidiyor ve diğer kanat da diğer beke kalıyor. arsenal'de o kanadı martinelli kullanırken bizde adekugbe kullanıyor.
    hücumdaki bu kısırlığın, çekilen bu acının sebebi bu, başka yerde aramaya gerek yok. net şekilde bu yani.
    bekler ve önlerindeki oyuncular uyumsuz çalışıyor maalesef.

    nedir doğru şablon hemen örnek vereyim, boey inanılmaz bir savunma beki, dünya çapında bir savunma beki hatta. o hız ve fiziksel güç gerçekten muazzam, birebirde evire çevire döverek üstünlük kurmadığı adam kalmadı.
    boey biraz daha geride kalarak kanattaki işleri rashica'ya bırakabilir ve çizgiden ziyade merkezi kullanabilir. hatta şöyle söyleyeyim boey orta sahaya, stoperlere destek versin yeter.
    boey'in oynadığı oyuna büyük saygı duyuyorum, hem hücumdaki en önemli oyuncu oluyor (beceremiyor o ayrı) hem de dönüyor rakibin en önemli silahını durdurmaya çalışıyor, her maç böyle. bu oyuncuyu sürekli 90 metrede kullanmak ne kadar doğru bilmiyorum.
    illa boey hücuma gidecekse bu sefer diğer bek oyuncusunun savunmaya yardım etmesi gerekiyor ve en önemlisi diğer bekin önündeki oyuncunun da diğer kanadı kullanması gerekiyor. bizde kerem de merkeze geldiği için diğer kanat da adekugbe'ye kalıyor ve olmuyor yani.

    bir diğer sıkıntı da merkezde, bizde top sürekli muslera'ya kalıyor. torreira zaman zaman iki stoperin sağına geçti oyun kurmak için ama bu sefer de merkez segio+ mertense kalınca yeterli sertlik olmuyor. torreira 2 stoperin önünde 2+1 olsa bu sefer bunu karşılamak rakip için o kadar kolay ki bir anlamı kalmıyor.
    gerekirse 3 merkeze dönelim.
    orta sahaların ikili mücadele sayılarını vereceğim.
    badu ndiaye 13'te 9 kazanmış, stambouli 11'de 9 kazanmış.
    sergio 11'de 2 kazanmış, torreira 9'da 2 kazanmış.
    bizimkilerin kazandığı ikili mücadeleler genelde faul oldu, hakem adı altında bundan bahsetmiştik.

    benim bir başka önerim şu, 3+2 oyun kuralım sert maçlarda. muslera bir kere denklemden çıksın.
    gerideki 3'lü abdülkerim, nelson, boey; önlerindeki ikili sergio+ torreira olsun. sol kanadı kerem+ kazımcan birbirlerine göre pozisyon alarak oynasınlar, sağ taraf rashica, merkezde de icardi+ mertens.
    böyle olursa kerem merkeze gelse de sorun yok.

    takımın biraz daha dengeli hâle gelmesi lazım. sürekli bir biz vuralım bir onlar vursun şeklinde ilerlenmez. rakipleri kolaylıkla domine edebilecek bir kadromuz var.

    ne zaman okan hocam dengeli oynadı o zaman biz büyük maçları bile rahatlıkla aldık.
    ne zaman rakibi küçük görüp merkezi boşaltarak rakibin üstüne çullandık sıkıntı yaşadık.

    başta icardi olmak üzere bireysel performansların yükselmesine ihtiyacımız var.
    kazımcan artık boey gibi sol bekte formayı almalı.

    bayern münih istikrar yok diye tuchel'i getirdi, ilk maçında yukarda bahsettiğime yakın şablon ile dortmund'u kolaylıkla dağıtıp geçti.

    arsenal'in oyun kurulumu 3+2'sini sayıyorum; gabriel, saliba, ben white+ partey, xhaka.
    city'nin 3+2'si; akanji, dias, ake+ rodri, stones (5 tane izbandud var ve birbirleriyle uyumlular, ve evet stones rodrinin yanında dm oynayabiliyor)
    bayern'in 3+2'si; upamecano, de ligt, pavard+ kimkich, goretzka.

    bu takımlar kendi liglerinde oyunu gitgeller olmadan domine ediyorlar. yoksa bu adamlar da bekleri kanat forvet gibi ileriye dikmeyi bilir ama geride paramparça olurlar.
    bu takımlar geriden oyun kurarken kabız olmuyorlar, çünkü yeterli sayıda oyuncuları var ve öndekiler de gerekli hareketliliği sağlayıp doğru pozisyon alarak oyunu açıyor.

    kalan 9 haftada sakinlik lazım, ayaklar yere sağlam basmalı. lig kolay, en fazla kalite bizde.
  • 103
    okan hocanın son konyaspor maçında çıkardığı yanlış 11 kafamı kurcalıyor.

    maça konsantre olamamış bir takım vardı sahada o maçta ancak aldığımız mağlubiyet takımı bütünüyle kendine getirmiştir diye umuyorum.

    açıkçası o kötü oyunla konyaspor maçında kazanıp aynı kötü oyunu sürdürerek iç sahada 50 bin kişi önünde kaybetmek çok daha ciddi bir psikolojik yıkımı da beraberinde getirirdi bu raddede. dolayısıyla konyaspor mağlubiyetinin hayırlara ve daha doğu bir formasyon ve doğru oyuncu tercihine vesile olacağını düşünüyorum.

    tempolu, hızlı, akışta bir oyun ve gollü geçen bir maç beklentim var. boey, mertens ve zaniolo'dan ekstra klas bir oyun bekliyorum.

    3-1'lik skor tahminimi de bu öngörüler ışığında entry sonuna iliştiriveriyorum.
  • 12
    14/14 yaptığımız seri zamanı geyiği yapılıyordu. bilmem kaç yıllık tarihimizin şöyle önemli böyle bilmem ne maçı diye. işte bu maç bizim adımıza süper lig 2022-2023 sezonunun önemli kırılma maçlarından biri olacak. gelebilecek bir puan kaybı heybeye attığımız tüm avantajı yitirmemize neden olup, takımı ve hocayı baskı altına alabilir. 90 dakika sona erdiğinde tek hedef galibiyet ve güzel bir futbolla gelirse ne ala ama mutlaka kazanmamız lazım.

    ertaç özbir bir maçta da bize karşı şansın tutmasın be yeter artık.
  • 21
    kazanılması oynanan futboldan daha önemli olan mücadele. bu maçın sonunda hanemize yazılacak +3 puan derbi olan haftada rahat bir nefes almamızı sağlayacak. konya maçından sonra oluşan kara bulutların dağılması anlamına gelir. aksi takdirde kendimizi büyük bir kaosun içinde bulabiliriz.

    ads takım olarak da kolay yenilen bir takım değil. bu sezon sadece 4 mağlubiyetleri var. sezonun ilk yarısında oynanan maçı da kazanamadığımızı düşünürsek mutlak galip gelmemiz şart. okan buruk'un takımı bu maça derbi havasında hazırlayacağına şüphem yok. dries mertens'in sağlıklı bir şekilde sahada olması oynadığımız futbol açısından oldukça kritik.

    ilk on bir açısından mertens sahada olursa hemen hemen ilk on birimiz belli gibi ama olmazsa sağ önde kimin başlayacağı büyük soru işareti. benim ilk tercihim yunus akgün olur. zaniolo'nun fiziksel olarak hâlâ hazır olmadığı görünüyor. mata benim açımdan zaten denklem dışı ama okan hoca açısından bilemiyorum. sol bek olarak da ads'nin atletik hücumcularına karşı sam adekugbe forma giyer kanaatindeyim.

    ilk on bir: muslera, boey, nelsson, apo, adekugbe, torreria, oliveira, rashica, mertens, kerem, icardi

    (bkz: galatasaray bir his takımıdır)
  • 478
    futbolun f'sinden anlamayan oyun çocuğu 4 yaşındaki kızım bile baba bu adamlar neden bu kadar çok bayılıyor diye sordu maç içinde. bir yatmaya başladılar 15 dakika zaten top oynanmadı. hakem ne olursa olsun galatasaray puan kaybetsin mantığında maç yönetti. ancak maçta dikkatimi çeken 2 oyuncu vardı. biri torreira diğeri zaniolo. yani televizyonda izlerken an an görebiliyorsun yalnız canlı izlediğinde her şey kabak gibi. zaniolo'nun fizik dorgba'dan hallice. eze eze, vura vura gidiyor. normalde faul olmayacak pozisyonlarda rakip o kadar eziliyor ki türk hakemleri bunu fırsat biliyor. eksi olarak ise sol bek adekugbe çizgiye basamıyor, oyuna genişlik katamıyor ve kerem'in içeri kat etmesi ile sol kenarı tek başına kullanamıyor. defansif olarak etkili ancak set için vasat bir oyun sergiledi.
  • 460
    vallahi rahatladım. oturdum bi sigara yaktım. kalabalık içinde kaldım maçı izleyemiyordum. 5 dakikada bir sözlüğe girip yeniliyordum skor değişmiş mi diye.

    en son dayanamadım dışarı çıktım. connectten bi bakayım bastırıyor muyuz diye bi bakmak istedim. tam açtım top ceza sahasının oradaydı. gol geldi. dışarıda çöküp oturdum. ikinci gol de gelince yüzümün neşesi yerine geldi.

    zaten haftaya bay durumdayız. şimdi kafamız rahat artık. rakibimiz de 6 puan çıkaramaz gibi. her şey hâlâ bizim elimizde. yolumuz açık olsun.
App Store'dan indirin Google Play'den alın