• 476
    beşiktaşın fenerbahçeyi kalecisiz yendiği bir maç var 3-4 sanırım. orada da yanlış hatırlamıyorsam 10 dakika falan pancu kaleye geçmişti atılan kalecinin yerine. kalecisiz bir şekilde fenerbahçeyi yendik diye yıllarca tatava yapmışlardı.
    biz öyle 10 dakika değil tüm bir maç kalecisiz oynayan sıradan bir takıma elendik. ve rakibin kalecisinin olmadığını dakika 85 lerde bulduğumuz bir gol ile farkettik. 1980 lerde sık sık yapılan bir şandel ortaya çık(a)mayan bir kaleciye topu kafa ile ittirerek (evet ittirerek) gol attık. biz bu sözde kaleciye 85 dakika boyunca şut atamadık. ve bu maçı yenmek için oradaydık.
    adamlar kalecilerine geri pas verme konusunda bile temkinli iken biz o kaleciye şut atamadık.
    geçmiş olsun diyeceğim ama geçmez bu fazlasıyla müstehak vaziyet.
  • 477
    bu sezon diri ve pres yapan 2. rakibimize karşı da puan kaybettiğimiz maç. zaten ilk 10dkdaki vaziyetten belliydi sonuç. aynı şeyleri deneyerek farklı sonuç almaya bu sene de ısrar edilecek gibi duruyor nacizane tavsiyem kafasına çok takan renktaşlarımız varsa hiç umursamasınlar umarız seneye bambaşka kişilerle bizim de sahada canla başla savaşan bir 11imiz olur.
  • 478
    biraz hareketli ve dinamik olan takımlara karşı ne kadar kırılgan olduğumuzu bir kez daha gördük maalesef. forvetlerimizin hareketsiz ve ağır olması bir yana, bir takımda kanat oyuncusunun tek başına yavaş olması kabul edilemez. hele ki günümüz futbolunda. yarım metre ötesine top atılınca ayak uzatamayan oyuncularla 750 tane organizasyon belirle, sahada sana rastgele bir oyundan fazlasını sunamaz (sofiane feghouli) (ryan babel). yaş olarak değinmiyorum; yaş ayrı, tempo-hareket ayrı. rangersin orta sahasında bu maç sean davis (36) ve scott arfield (32) yaşında oynadı ancak yine de bizimkiler kadar kötü gözükmediler ki arfieldin golü malum...
  • 479
    ilk yarısında fena oynamadığımız, 2. yarının ilk 15 dakikasında çok kötü oynayıp fatih'in de büyük hatasıyla 2. golü yiyerek koptuğumuz, linnes'in sağ ayaklı olmasının bizi mahvettiği, çift forvete döndükten sonra ceza sahasına topu yollayamadığımız ve elendiğimiz maç.

    hocanın belhanda değişikliğini de hiç anlamadım. stoperlerden sonra takımın en iyisiydi.
  • 480
    iki senedir hemen her galatasaray futbol takımı entryimde bir şeyden bahsediyorum; "bu kadronun mücadele gücü düşük", "bu takım koşamıyor". ve hatta ekledim "daha kötüsü bu takımı koşturamazsın da futbolcular buna müsait" değil.

    şimdi bu maçta ortak fikir, rakip dümdüz bir takım. yav rakip dümdüz de, biz neyiz? adam geçen bir tane oyuncumız yok. topla dribling yapabilecek bir tane oyuncumız yok. araya top bırakacak bi tane adamımız yok. biz neyiz arkadaş? biz dümdüz takımın ağa babasıyız.

    kabul rakip dümdüz bir takım. iyi de rakip köpek gibi mücadele ediyor. biz napıyoruz? feghouli basmıyor, babel basmıyor, falcao basmıyor, emre kılınç basmıyor. eee? nasıl olacak. hem rakip kadar dümdüzsün, hem de rakibin 5de biri kadar mücadele etmiyorsun.

    valla dilimde tüy bitti. millete sorsak kadromuz çok iyi ama desenki kimler gitsin bu takımdan, sadece ilk 11'den bir çırpıda 5 isim sayar herkes. yedeklere gelmiyorum bile. bu nasıl iyi kadro arkadaş biri de çıkıp açıklasın.
  • 481
    2019 2020 sezonu başında bizi kanser eden hücum dörtlüsü ve hücum taktiği ile 60 70 dakika oynayarak kaybettigimiz maç.
    bu maç en basta fatih terim'e yazar. dün bir entry okumuştum burada rangers analizi yapan, kimin yazdığını hatirlamadigim. arkadaşımız rangers'ı o kadar guzel analiz etmiş ki ne dediyse oldu. bizim teknil ekipte bu analizi yapan, buna göre takımın hazırlanması için konuşan bir allah'ın kulu yok mu acaba? maçın son anlarında oynayan takım daha maçın başında başlasa herşey başka olabilirdi. ortasaha ve forvet oyuncularin ileride pres yapsalar rakibin stoperleri hata yapmaya çok müsaitti. ama sen ne yaptın? gittin koşmaktan nefret eden tum adamları ilk 11 başlattın. hadi başladın. olmadığını gorup devre arasinda mudahale etmen gereken takims mudahale etmedin. neden çünkü ilk 65 dakikadan önce oyuncu degistirirsen mazallah cesa yeriz. göz göre göre verdin maçı.
    futbolcular desen ismi var cismi yok. kimse kusura bakmasın. falcao bana ligde degil avrupada lazim. ama falcao yok ki orada da burada da olsun. babel, feghouli ve belhanda'ya daha birsey dememe gerek yok. onlara bu sözleşmeleri verip gitmelerine engel olan herkes suçludur. üç kuruşluk adama hayatında göremeyeceği sözleşme verirsen böyle oluyor, gonderemiyorsun iste.
    yönetim de çıksın efendi gibi paramiz yok alamiyoruz desin. masallar anlatmasin daha bilmem kac günümüz var vs vs diye.
    taraftar da akillansin artık. futbolcunun ismine degil cismine önem versin.
    herkesi tebrik ediyorum. türk futbol camiası olarak türk futbolunu el birligiyle batırdınız.
  • 482
    aklıma 26 şubat 2014 galatasaray chelsea maçından sonra roberto mancini‘nin açıklamalarını getiren maç. ne demişti o maçtan sonra mancini? “ilk 20 dakika içinde chelsea’ye bir rakibe gösterilmemesi gerektiği kadar saygı gösterdik.” demişti. fazla da söze gerek yok, keza konuşsak da bir şeyler değişmeyecek ve bu sözler de çok şey anlatıyor, zira yere göğe sığdırılamayan rangers’ı da dün gördük. maç tamamen bize yazar.
  • 483
    fiziksel olarak ezildiğimiz bir diğer avrupa maçı.

    avrupa’da hangi maça çıksak küçük bir çocukla askerden gelmiş abisinin şakayla boğuşmasına benziyor. ikili mücadeleye girme, koşma mesafesi, çevik hareket etme gibi durumlarımız, avrupa takımlarına karşı biraz benzer olsa; ondan sonra futbol tartışırız. o niye orada oynadı, bu niye yedekten erken girmedi falan.

    mesele çok başka mesele.
  • 487
    2000 yılları öncesine dönen türk futbolunun bir takımı olarak, artık avrupa takımı olmadığımızı onaylayan maç oldu. ne yazık ki türk futbolu kötü yönetimle bu duruma geldi. yabancı sınırı 3 de olsa serbest de olsa artık ara çok açıldı. bizim için de pek bir önemi yok. radikal kararlarla türk futbolunun yeniden yapılanması gerek. ama şu aşamada çok zor.
  • 489
    maçın son saniyeleri; neredeyse tüm takım ileride, 2-1 gerideyiz ama hala yan pas yapıyoruz, içeri ortalamak varken. işte bu fatih terim futbolunun kısa bir özetiydi.

    aynısını 14 nisan 2019 fenerbahçe galatasaray maçında da yapmıştık. çok iyi hatırlıyorum, son saniyelerde top sol kanattan dolaşa dolaşa sağ kanattaki mariano'ya gelmiş, mariano orta açacak gibi yapmış ve geri orta sahaya pas vermiş ve top yine sol kanada kadar yan paslarla gitmiş ve maç bitmişti.
  • 490
    bütün ataklarımız ya marcao ya da luyindama'da sonlandığı maç. öyle mükemmel bir taktik anlayış. son dakika gole ihtiyaç var doldur boşalt yapmak için marcao'ya dönüyor top. ileri pas atamıyoruz. bu kimin suçu bilmem hoca'nın mı? yönetimin mi? ama ben böyle maçları izlemekten sıkıldım. elindeki kadro bu işi yapamaz. adam geçmek için kendi etrafında 3 tur dönüyor herif sonra hop geriye pas. ben böyle futbolcuda böyle taktikte istemiyorum. bizim için rakip önemli değil taktik hep bu. dikine oynamak yok. yana geriye, yana geriye.
    ozgur dincavrupda var olma maçımız biz papazlarla sahadayız. allahtan arda efendi yoktu yoksa hepten kabız olurduk. kaleye isabetli şutumuz yok galiba. bana oyun aklı alan 2-3 oyuncu yeter diğerleri koşsun, bassın, tempo yapsın. biz 96-00 arası böyle bir takımdık. şimdi bakıyorum arda, belhanda , babel , soso çok akıllı maşallah o kadar akıllı ki önlerine atılan toplara koşmayıp akılları ile topun gelmesini bekliyorlar.
    rangers'ta bana bizimkiler gibi dünya yıldızı statüsünde? yaş ortalamsı kaç? kadro mühendisliği denen şey onlarda bizde değil. uzun oldu belki bazıları buranın konusu değil ama çok sıkıldım bu durumdan. herkes topu birbirine atıyor. yok transfer yok , yok para yok, yok altyapı şöyle onun fiziği yetersiz. biz en fazla annemizin liginde takılırız. avrupa falan diye kimse kendini kandırmasın
  • 491
    19-20 sezonunun ilk yarısında bize çile çektiren oyuncular ve taktikle çıktığımız maç. 20-21 sezonun ilk maçlarında özüne döndü dediğimiz hocamızın, kanatlarda babel ve feghouli olan takımdan hala ne beklediğini anlamakta çok çok güçlük çekiyorum. kendimce kızmıyorum hocaya, haklı sebepleri de var ama üzülüyorum. çünkü bildiğimiz fatih terim böyle maçlarda sahada yürüyeceği belli olan adam kim olursa olsun oynatmaz; yedeklerden, gençlerden, gerekirse as takım içindeki farklı mevkiilerden bir şekilde oyuncu koyar çatır çatır oynatır ve o şekilde maçı alırdı.
  • 492
    favorinin kazandigi mac. rangers'i izleyenlerimiz zaten maglubiyetin gelecegini biliyordu. bahis oranlari da zaten acik ara rangers lehineydi. futbolda artik iki arti iki dort ediyor. basketbol gibi daha kuvvetli olan takim artik cok zor yeniliyor.

    kabul etmek istenmese de, babel, feghouli, arda, belhanda ve falcao hali saha topcusu tadinda takiliyor. hoca sanirim maci aklinda oynayip, hmm babel tecrubesiyle bir calim atar, cok acaip bir kesme sut cikarir ve turu gecebiliriz diyor.

    2000 yilinda marcio'yu, mehmet yozgatli'yi gozu kapali oynatan adam su an ogulcan'i sahaya atmiyor.

    turkiye futbolu zaten hak ettigi yer olan 15-20 arasi bir ulke siralamasina dogru gidiyor. sivas da bugun milan, leicester falan ceker ve tamamen civiyi cakmis olur bu gerileme surecine.

    herkes simdi lige dondu. zaten turk hocalarin cirit attigi ve taktik konusulmayan bu les ligde, simdi bir de yasli futbolcularin yavas futbolunu izlemek isteyen varsa gitsin dekoder alsin. ben galatasaray maclari disinda zaten turk ligi izlemiyorum. boyle bir izdirap gereksiz. hakem konusan mi istersin, zemin konusan mi istersin, cag disi formasyonlar mi istersin, hepsi bizde.

    bir de dun gece mactan sonra ya yuh rangers gibi koy takimina elenilir mi, degeri bizden dusuk takim falan denmis. cevap vermeye gerek zaten yok fakat ben turk insanlarinin artik futboldan da anlamadigini dusunmeye basladim. adamlar bizden cekinmeyip ustumuze daha cok gelse, bu mac cok daha farkli biterdi. resmen bloklari siki tutup hafif kontralarla isi bitirdiler ve hafta sonuna guzel bir hazirlik oldu onlar icin.
  • 493
    avrupa'da yarışmacı bir takım olmayı bırakalı çok olduğunu bir kere daha gözler önüne sermiş maç.
    her sene aynı hikaye artık. takımın hiç bir repütasyonu kalmadı. eskinin güçlü şimdinin sıradan ama tarihi ihtişamlı kulüpleri gibi görülüyoruz.

    ben gerçekten artık bir tamam/devam maçında milyonlarca euroluk bütçeli takımımızla rangers'ı yenemiyorsak (sebeplerden bağımsız) gelecek için umudumu kaybediyorum.

    bu lig 10-15 sene içerisinde ülke ekonomisinin de geldiği hal ile birlikte macaristan, slovakya, romanya ligleri kıvamında bir hale dönüşecek, gözüken bu. kendin çal kendin söyle döneminin bir sonu olacaktı, giderek yaklaşıyor.
  • 496
    feci sekilde moralimi bozan müsabaka. umarim mac bir sekilde penaltilara kalir da sans faktörü ile turlariz ümidi ile gole kadar izledim. zira golü yeyince takimin gardinin düsecegini biliyordum. kendini zorlayan 2-3 oyuncu haricinde berbat bir takim vardi sahada. üzülerek söylüyorum ki, bunun sorumlusu yönetim ile birlikte fatih hocadir. ilerleyen günlerde o gücü kendimde tekrar buldugumda daha aytrintili yazacagim. su anki ruh halim daha fazla bu fiyasko üzerinde yazmaya müsade etmiyor. yazik, cok yazil. avrupasiz bir galatasarayi görmeye gönlüm hic razi degil. sorumlular sapkalarini önlerine bir koyup düsünsünler artik!!!
  • 497
    rakibi asla analiz etmemişiz, üzerine hiç çalışmamışız. dünkü futbolun açıklaması yok. rangers formda ama nasıl formda?
    teknik ekip asla bunu irdelememiş gibi. asla yıldız diyeceğimiz, ekstra işler yapan futbolculardan kurulu bir takım değiller. dümdüz adamlardan oluşan bir takım. ama sistemleri var. belirli bir oyun planı çerçevesinde oyunuyorlar. dün de böyle oldu. hatta twitter’da uğur meleke’nin yazdıklarına denk geldim ve maalesef haklıydı. merak edenler olursa linki; https://twitter.com/...968212402294785?s=21
    iki sezondur bas bas bağırdığımız sistemsizliğimiz hala devam ediyor ve bunun sorumluları, hocasından yönetimine herkes, hesap verip bedel ödemeli.
    avrupa’da bu performasları gösteren türk takımları bir zahmet ön eleme oynasın artık. türk takımları için avrupa’da başarı ne yazık ki çok uzaklarda görünüyor.
  • 500
    gerçekler acıdır lafını yüzümüze yüzümüze vuran maç. sanırım çok uzun zamandır beni bu kadar üzen bir maç olmamıştır. dünden beri ruh gibi dolaşıyorum. nasıl bir ilizyonda olduğumuzu, vizyonumuzdan ne denli uzaklaştığımızı, belki de ülkenin genel yapısıyla birlikte ne kadar içe kapanık ve güncellikten uzak kalışımızı düşündüm.

    elbetteki bu bir gecede olmadı ama dün, avrupa’nın gayet sıradan ve hatta düşük kapasiteli sayılabilecek oyunculardan kurulu bir takımının, sadece yüksek tempoyla alan daraltarak bize nasıl oyunlarını kabul ettirdiğini gördük. baştan sona, belki ilk yarı 10 dakika hariç, bizi bu yüksek tempo düzeniyle ezdiler.

    bir tane kaleye şutumuz yok, attığımız gol kaleci hatası. maç özelinde bir sürü hata sayarız ama hiç gerek yok. artık biraz olduğumuz yere kuş bakışı bakıp nereye gittiğimizi görmemiz gerek. biz öncü kulübüz, bir farkımız var diyorsak yeni bir devrim başlatmalıyız. tabi bu şu anki yönetim anlayışıyla mümkün değil. cesur ve vizyon sahibi kişileri genel kurul seçip görevlendirmelidir.

    hocanın da mutlaka hataları olmuştur bu süreçte ama kendisine bu kadar yüklenilmesi pek adil değil. şu an sahip olduğumuz en nadide değer kendisi. oynatmaya çalıştığı, ve zaman zaman çok da güzel çizdiği oyunlar heyecan verici ama avrupada, hele de eksiksek, daha farklı çözümler getirebilmeliydi. bazen bazı oyuncuların çok arkasında duruyor onları yükseltmek adına. zarar veriyor.

    sözün kısası, pek çok aklı başında yorumda da gördüğüm, deniz artık bitti ve yeni şeyler yapma zamanı geldi. artık şampiyon olmak çok da değerli değil direkt cl katılımı olmayacağı için. seneye ffp de bitiyor umarım, zaman devrim zamanı. zaman gençleşip oyuncu yetiştirme zamanı, takım olma zamanı. şampiyonluk falan geçsin herkes artık yeter. oyun şampiyonu olalım, oyuncu yetiştirme şampiyonu olalım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın